Sayın Bakanımızın Burkina Faso Dışişleri ve Bölgesel İşbirliği Bakanı Djibril Yipene Bassole ile Ortak Basın Toplantısı, 22 Mayıs 2008
Değerli basın mensupları,

Burkina Faso Dışişleri ve Bölgesel İşbirliği Bakanı Sayın Bassolé davetlim olarak ülkemize resmi bir ziyarette bulunmaktadır. Kendilerini ve heyetini ülkemizde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyorum.

İki ay kadar önce İKÖ Zirvesi’nde Senegal’de kendisiyle ilk tanışma fırsatını bulmuştuk. Bugün, Türkiye ile Burkina Faso arasındaki ilk Dışişleri Bakanı ziyaretini de böylelikle gerçekleştirmiş oluyoruz.

Bu ziyaretin iki dost ve kardeş ülke olan Türkiye ve Burkina Faso arasındaki sorunsuz olan ilişkilere yeni bir ivme kazandıracağını düşünüyorum. Sayın Bakan ile bugün ikili ilişkilerimizin pek çok yönünü ele aldık. Ayrıca bölgesel ve uluslararası konuları, biraz sonra geçeceğimiz çalışma yemeğinde görüşeceğiz.

Biliyorsunuz, 2009 yılının sonuna kadar Afrika’da 15 yeni Büyükelçilik açma kararı almıştık. Bu büyükelçiliklerden bir tanesi de Burkina Faso’da olacak. Ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmi, ekonomik ilişkiler de hızla gelişmekte. 2006’da 6 milyon ABD Doları olan ticaret hacmimiz, 2007’de 12 milyon ABD Dolara yaklaştı. Kuşkusuz bu rakamın çok daha yüksek bir noktaya ulaşması için çaba göstermemiz gerekecek ve bununla alakalı da somut bazı konuları konuğumuzla görüştük.

Biliyorsunuz Afrika Birliği, Türkiye’yi bu yılbaşında bir stratejik ortak olarak ilan etti. Bu ülkelerin sayısı çok fazla değil, örneğin Çin var, Hindistan var. Japonya var, AB bir bütün olarak var ve şimdi Türkiye var. Bu çerçevede, Ağustos ayında bir ilki gerçekleştireceğiz ve Türkiye ile Afrika’nın bir zirvesini gerçekleştireceğiz ve bu zirveye Burkina Faso Cumhurbaşkanı’nın da katılacağını bugün değerli konuğumuzdan, Sayın Bakandan öğrenmiş olduk.

İkili ilişkilerimize önemli katkı yapacağına inandığım bu ziyaret için konuk bakana, değerli dostuma tekrar huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Sözü şimdi değerli dostuma bırakıyorum.

KONUK BAKAN: Çok teşekkür ediyorum kadim dostum bu söyledikleriniz için. Şunları söylemek istiyorum. Türkiye’nin ülkemizle beraber ikili işbirliği konusunda göstereceği tüm gayretleri bizim işbirliğimize ve bizim ilişkilerimize çok daha büyük ivme kazandıracaktır gelecekte. Türkiye’yi stratejik bir ortak olarak seçmemizdeki sebebimiz, deneyiminden ve bilgisinden kaynaklanmaktadır. Sizlere de daha önce ifade etmiş olduğum gibi, tarımsal alanda yapılacak olan işbirlikleri, Burkina Faso’nun bugün karşı karşıya kalmış olduğu, daha önce hiç yaşanmamış krizi aşmasında ve böylece kendi ulusal üretim kapasitesini artırarak kendi Bakanlığı bünyesinde, kadroları bünyesinde kişilerin eğitimine ve aynı zamanda üretimin desteklenmesine olanak sağlayacaktır.

Sanayi alanındaki işbirlikleri konusunda, özellikle tekstil alanındaki gelişmelerden bahsetmek istiyorum. Sizin de bildiğiniz gibi, ülkemiz pamuk üretimi ve ihracatı konusunda önde gelen ülkelerden bir tanesidir. Ancak, ülkemiz üretmiş olduğu pamuğu herhangi bir katma değer elde etmeksizin doğrudan ihraç etmektedir. Bizim amacımız, Türkiye’nin de çok güçlü olan tekstil sektörüyle bu bağlamda bir işbirliğinin sağlanmasıdır.

Bu bağlamda, bizler Türk firmalarının ülkemize gelerek, onlarla beraber işbirliği yapılması konusunda desteklendiğini de ifade etmek istiyoruz. Türk firmaları bizim Afrika gerçeğini de çok iyi bildikleri için, gerek altyapı konusunda, örneğin su tutma gibi konulardan ele alınırsa, diğer konularda bize her türlü tecrübeyi, desteği sağlayabilecek olan firmalar. Bizler, Türkiye’nin ülkemizde Büyükelçilik açma gayretlerini çok büyük memnuniyetle takip etmekteyiz ve 2009 yılında açılacak olan bu Büyükelçilik için gerekli olacak, olan her konuda destek vereceğimizi ve bu çabaları da gayretle desteklediğimizi de ifade etmek istiyorum.

Bizler aynı zamanda, saygıdeğer meslektaşımla beraber iki ülke arasında ele alınabilecek ve geliştirilebilecek tüm konuları yakından takip edebilmesi için bir karma komisyonun faaliyete geçirilmesi fikrini de ele aldık. Bizler de bu bağlamda Ankara’da bir Büyükelçilik açma arzusunda olduğumuzu ve bu doğrultuda da Sayın Bakanınızın bu konulara yaklaşımını son derece takdirle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Türkiye ve Burkina Faso’nun gerek siyasi, gerekse diplomatik alanda paylaşacağı çok büyük tecrübeler mevcut olup, bizler her zaman için uluslararası alanda dayanışma içerisinde olacak iki ülkeyiz. Türkiye her ne kadar Ortadoğu’da istikrarın ve barışın sağlanması için yoğun gayretler gösteren bir ülke olarak karşımıza çıkıyorsa, bizim ülkemiz Burkina Faso da aynı şekilde, Batı Afrika’da yaşanan sorunların çözümlenmesinde o kadar önemli rol oynayan bir ülke olarak karşınıza çıkmaktadır.

Uluslararası barıştan ve istikrardan yükümlü olan BM Güvenlik Konseyi’nin daimi olmayan bir üyesi olarak Türkiye’nin de yakın süreçte bunun bir parçası olmasına son derece gayretle ve önemle desteklediğimizi ifade etmek istiyorum.

Çok teşekkür ederim.


SAYIN BAKANIMIZ: Teşekkür ederim, Konuk Bakanımıza ya da bana soru sormak isteyen arkadaşlar varsa, birkaç soru alalım.

SORU: Benim ilk sorum Konuk Bakana olacak. Daha sonra da size bir soru yöneltmek istiyorum. Batı Afrika’nın şu an karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri, artan gıda fiyatları ve Burkina Faso’nun da bu alanda ciddi bir takım önlemler aldığını biliyoruz. Acaba bu alanda Türkiye ile herhangi bir işbirliği olanağı konuşuldu mu? Düşünülebilir mi? Size de Suriye-İsrail görüşmeleriyle ilgili bir soru sormak istiyorum. Aracılı görüşmeler Türkiye’de şu an gerçekleştiriliyor. Acaba bu aracılı görüşmelerden direk görüşmelere geçiş olasılığı nedir? Böyle bir umut görüyor musunuz? Bir de ABD, sürece dâhil olmazsa başarı şansı olmaz. Amerika’nın sürece dâhil olması olmazsa olmaz diyen birtakım analizler var. Acaba siz bu yoruma nasıl bakıyorsunuz?

KONUK BAKAN: Hâlihazırda bizim TİKA aracılığıyla gerek eğitim, gerekse de farklı mesleki konularda eğitimin sağlanması hususunda karşılıklı işbirliğimiz devam etmekte. Ama sizin onu çok doğru bir şekilde altını çizmiş olduğunuz üzere, gıda fiyatlarının fahiş oranda artışı hem pirincin, hem de diğer tahılların fiyatının son dönemde artmış olması, bunları üreten ülkelerin tabi kendi istemleri doğrultusunda politikalar oluşturulmasını da sağlamıştır. Bizim bunlar karşısında yapabileceğimiz, kendine yetebilecek bir üretim şekli oturtabilmek açısından Türkiye ile işbirliğine gitmektir.

Bildiğiniz gibi, bizim ülkemiz aslında birçok olumsuz yönü olan çöl iklimine sahip, yağmurun az olduğu, aynı zamanda son dönemdeki ekolojik dengesizlikler nedeniyle de öngörülerin doğru bir şekilde yapılamamasından dolayı sıkıntı çekmekte olan bir ülkedir bu hususta. Suyun tutulabilmesi, sahaların doğru şekilde düzenlenebilmesi ve tarım sağlığının doğru şekilde düzenlenebilmesi ve tüketim için gerekli olacak olan üretimin sağlanabilmesi açısından biz gerekli tecrübeye ve gerekli bilgiye sahip Türkiye’deki dostlarımız ile işbirliği yapmak istiyoruz. Bu bağlamda, tarımsal modernizasyonun sağlanması ve aynı zamanda da gerekli kadroların, gerekli kuruluşların eğitilerek daha az dışarıya bağımlı hale gelmemize yardımcı olacak bir üretim şekline geçmeyi arzu ediyoruz.

SAYIN BAKANIMIZ: İkinci sorunuzun cevabına gelince, biliyorsunuz, Ortadoğu Barış Süreci’nin İsrail-Suriye hattı, aşağı yukarı bir 13 yıllık aradan sonra resmen tekrar açılmış oldu ve burada Türkiye’nin gözetiminde devam edecek bir süreçten bahsediyoruz. Geçtiğimiz pazartesi, salı ve çarşamba günü, üç gün boyunca İstanbul’da süren görüşmeler, ortak bir zemin oluştuğu konusunda her iki tarafı da tatmin etti ve heyetler, bugün itibariyle İstanbul’dan ayrılmış durumda. Bundan sonraki dönemde de periyodik olarak bu görüşmeler devam edecek.

Bu görüşmeler, İsrail’den, Türkiye’den ve Suriye’den oluşturulmuş heyetler tarafından yürütülüyor. Türkiye heyeti, İsrail heyetiyle görüşüyor. Yine Türk heyeti, Suriye heyetiyle görüşüyor. İsrail heyetiyle Suriye heyetinin bir masa etrafında görüşebilmesi ancak bu süreçte sağlanabilecek tatmin edici, somut ilerlemelerden sonra mümkün olabilecek. Biz Türkiye olarak bu sürecin başarıyla sonuçlanması için elimizden ne gelirse kuşkusuz yapacağız. Türkiye’nin bu sürecin içinde olması, Türkiye’nin bir bakıma kolaylaştırıcı bir rol oynaması, bir gözetim fonksiyonu olması her iki ülke tarafından bize gelen talep sonunda gelişmiş bir konu ve sürecin sonuna kadar da Türkiye’nin mutlaka bu iş içinde olmasını her iki taraf da önemsiyor.

SORU: Sayın Bakanım, bu süreçte ele alınan konular arasında sadece Golan Tepeleri gibi sınıra yönelik konular mı var? Yoksa Hizbullah, Hamas dâhil olmak üzere terör ve yahut da bölge ülkeleriyle ilişkiler, dünyayla gelen ilişkiler de ele alınıyor mu?

SAYIN BAKANIMIZ: Dünkü yaptığımız yazılı açıklamada da yazıyor. Bazı temel ilkeler kuşkusuz sözkonusu burada. Bunlar BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararları ve “toprak için barış ya da barış için toprak” temel felsefe bu. Ama bunun ötesinde görüşmelerin detayını maalesef kamuoyu önünde yürütmeme gibi her iki tarafın da güçlü bir tercihi var. Hassas konular malum, nihai sonuca ulaşana kadar detaylarla alakalı fazla bir beklentinizin olmamasını da önemsiyorum. Belki bu soruyu önümüzdeki haftalarda çok sık soracaksınız. Ama her defasında aynı cevapları almak durumunda kalabilirsiniz. Önemli değil, biz yorulmadan cevap veririz ama, yani süreç böyle bir süreç olacak. Yani görüşmelerin varlığı bilinecek ama, içeriğiyle ilgili genel prensipler haricinde fazla bir bilgi paylaşımı maalesef sözkonusu olmayacak. Her iki tarafın da tercihi kuvvetli bir şekilde bu yönde. Biz de onların tercihlerine saygı gösteriyoruz.

SORU: Sayın Bakan, görüşmenin periyodik olarak yürüyeceğini söylediniz.

SAYIN BAKANIMIZ: Belli periyotlarla.

SORU: Belli periyotlarla yine İstanbul’da mı olacak. Mekan İstanbul ‘mu tercih?

SAYIN BAKANIMIZ: Mekanlar değişebilir, ama şu anda İstanbul olarak görünüyor ama değişebilir mekanlarda. Farklı mekanlar da tercih edilebilir. Kaldı ki bütün bu zemin yoklama görüşmeleri hem İsrail’de hem Suriye’de hem de Türkiye’de gerçekleşmiştir yani. Bir yıldır görüşme trafiği her üç ülkede de oldu. Şu anda İstanbul ama bakarsınız farklı bir yerde sözkonusu olabilir. Bu tamamen tarafların tercihiyle alakalı bir konu. Şu an için böyle. Türkiye içinde başka bir yer de olabilir yani. Yani illaki İstanbul şart değil. Türkiye içinde başka bir yer olabilir. Dediğim gibi, şu anda her iki ülkenin de tercihi Türkiye’nin bu işle ilgili bir rol üstlenmesi.

SORU: Bir de Amerika’nın rolü için yapılan………

SAYIN BAKANIMIZ: Şu an için her iki ülkenin de tercihi Türkiye’nin kolaylaştırıcı ve gözetim rolü üstlenmesi.

SORU: Benim sorum iç politikaya yönelik olacak. Dün, Yargıtay Başkanlar Kurulu biliyorsunuz bir bildiri yayınladı. Hükümete yönelik de sert eleştiriler içeriyor. Sizin değerlendirmeniz nedir? Bildiriye dair?

SAYIN BAKANIMIZ: Şimdi iç politikaya girmeden önce dış politikayla alakalı başka sorular varsa onlara bir öncelik verelim. Zaman kalırsa belki o konuya sonra döneriz.

SORU: Sayın Babacan’a sormak istiyorum. Başbakan Erdoğan’ın yakın bir tarihte, Haziran olarak telaffuz ediliyor, Irak’a resmi bir ziyaret gerçekleştireceğine dair haberler yansıdı medyaya. Böyle bir ziyaretin hazırlığı mevcut mu acaba?

SAYIN BAKANIMIZ: Biliyorsunuz, son bir yıl içerisinde Irak Başbakanı, Türkiye’yi iki defa ziyaret etti. Irak Cumhurbaşkanı Türkiye’yi bir defa ziyaret etti. Benim bir Bağdat ziyaretim sözkonusu. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde üst düzey ziyaretlerin karşılıklı olarak devam etmesini bekleyebilirsiniz. Ancak Sayın Başbakanımızın olası bir ziyaretiyle ilgili henüz kesinleşmiş bir tarih, kesinleşmiş bir program sözkonusu değil. Ama Irak ile Türkiye arasındaki ilişkilerin doğal akışı içerisinde bu da kuşkusuz beklenebilecek bir ziyaret.

SORU: Benim sorum Sayın Konuk Bakana olacaktı. Bu yıl 110 ülkeden 550 öğrencinin katıldığı 6.Türkçe Olimpiyatları yapılacak. Geçen sene de, Burkina Faso’daki Türk okullarından bu olimpiyatlara öğrenciler katılmış ve başarı elde etmişlerdi. Bu sene de katılıyorlar bu olimpiyatlara. Burkina Faso’daki Türk okulları iki ülke ilişkilerini nasıl etkiliyor?

KONUK BAKAN: Bildiğiniz gibi, biz eğitim konusuna çok büyük önem vermekteyiz ve bu söyledikleriniz çerçevesinde de tekrar ifade etmek isterim ki, gerek genel anlamda eğitim olsun, kültürel olsun, üniversite düzeyinde olsun her alanda biz Türklerle işbirliği yapma konusunda arzuluyuz. Bu vesileyle, Sayın Bakanımızın da bize aktarmış oldukları Bakanlık bünyesinde de eğitim kurslarının sağlanabileceği konusundaki davetine de gerçekten teşekkür etmek istiyorum. Bütün bu hususlar yalnızca Burkina Faso’nun menfaati için değildir. Aynı zamanda iki ülke arasında çok güçlü insani bağların oluşturulması için de büyük önem taşımaktadır.

SORU: Sayın Bakanım, Haziran ayının ilk yarısında ABD’ye bir ziyaret planladığınızı öğrendik. Bu ziyaretin hedefi, gündemi, kapsamı hakkında bilgi verebilir misiniz?

SAYIN BAKANIMIZ: Henüz detayları netleşmemiş olmakla beraber, Haziran ayının ilk haftasında böyle bir ziyaretimiz sözkonusu. Daha çok Türkiye ile ABD arasındaki ikili ilişkilerin ele alınacağı ve yine bölgesel konuların görüşüleceği bir dizi toplantı da sözkonusu olacak. Ama henüz detaylar kesinlik kazanmadı. Ne zaman bir kesinlik kazanırsa, o zaman kuşkusuz sizlere duyuracağız.

Teşekkür ediyorum.