Sayın Bakanımızın Arnavutluk Dışişleri Bakanı Lulzim Basha ile Heyetlerarası Görüşmelerden Sonra Ortak Basın Toplantısı, Ankara, 26 Şubat 2008

SAYIN BAKANIMIZ: Değerli basın mensupları, dost ve kardeş Arnavutluk’un Dışişleri Bakanı Sayın Lulzim Basha ile heyetlerimizin de katılımıyla son derece yararlı görüşmeler gerçekleştirdik.

                   

İki dost ülkenin Bakanları arasında samimi bir ortamda yaptığımız bu görüşmelerde, ikili ilişkilerin yanı sıra başta Kosova olmak üzere, bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili konularda da görüş alışverişinde bulunduk. Mevcut işbirliğimizi her alanda nasıl geliştirebileceğimiz üzerinde durduk. Ticaret ve yatırım hacmimizi iki ülke arasındaki sağlam dostluk bağlarına yaraşır bir şekilde çok daha yüksek seviyelere ulaştırmak için gayret sarfetmek yönünde mutabık kaldık.

 

Türkiye ve Arnavutluk’un karşılıklı saygı ve güvene dayanan ilişkilerinde hiçbir siyasi sorun yoktur. Arnavutluk, Türk dış politikasında öncelikli bir yere sahiptir. Türkiye   Arnavutluk’un her zaman  yanında olmuştur, aynı yakınlığı Arnavutluk’tan da görmüştür.

 

Aramızda  karşılıklı anlayış ve yarar temelinde sarsılmaz dostluk ilişkileri olan ülkelerimiz, Balkan coğrafyasında birer istikrar öğesi olarak barışı koruma ve bölgesel işbirliğini tüm alanlarda geliştirme çabalarına  katkıda bulunmaktadır.

                                     

Arnavutluk, Balkanların barış ve  refahı açısından  önemli  bir ülkedir. İzlediği  barışçı ve dengeli politika, bölgenin  istikrarında  ve Avrupa  ile bütünleşmesinde kilit rol oynamaktadır. Arnavutluk’un AB’ne entegrasyon yolunda önemli mesafe katetmesini takdirle izliyoruz. Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Süreci, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü gibi bölgesel mekanizmalarda da Arnavutluk’la verimli bir işbirliği  sürdürmekteyiz.

 

Türkiye, geçmişte olduğu gibi önümüzdeki dönemde de Arnavutluk’un NATO’ya üyelik hedefine destek vermeyi sürdürecektir. Bu çerçevede Türkiye, Nisan 2008’de Bükreş’te düzenlenecek NATO Zirvesi’nde diğer iki aday ülke olan Makedonya ve Hırvatistan ile beraber Arnavutluk’a üyelik davetinde bulunulmasını kuvvetle destekleyecektir.

 

Daha önce söylediğim gibi hiçbir sorun yaşamadığımız siyasi ilişkilerimizin yanı sıra ekonomik ve ticari ilişkilerimizde de son dönemlerde kaydadeğer mesafeler kaydedilmiştir.

 

Ticaret hacmimiz son beş yılda dört kat artmış ve geçen sene 300 milyon doları geçmiştir. Türkiye’nin Arnavutluk’taki doğrudan yatırımları 2002 yılındaki 35 milyon rakamından, geçen yıl 620 milyon dolara çıkmıştır.

 

Önümüzdeki yakın dönemde yürürlüğe girecek olan Türkiye-Arnavutluk Serbest Ticaret Anlaşması’nın, ticaret hacminde önemli açılıma zemin hazırlayacağını düşünüyoruz. Bu anlaşma ticareti ve karşılıklı yatırımları geliştirecektir. Bizim kuşkusuz arzumuz, ticaretin ya da yatırımın tek yönlü değil, her iki yönde de gelişmesidir. Arnavutluk’un Türkiye’ye ihracatının artması önemlidir. Arnavut işadamlarının Türkiye’ye yatırım yapması konusunda kapımız açıktır.

 

Arnavutluk’la yüzyıllara dayalı birlikteliğimiz, kültürel işbirliğimiz bundan sonraki dönem için mükemmel bir zemin hazırlamıştır. Eğitim alanındaki ilişkilerimiz gittikçe derinleşmektedir. Türk ve Arnavut halkları arasında kökleşmiş bir yakınlık bulunmaktadır. Bu yakınlık, ilişkilerimizi her alanda daha ileriye götürmek için itici güç olacaktır.

 

            Teşekkür ediyorum ve şimdi sözü değerli meslektaşım Lulzim’e veriyorum.

 

 

SAYIN BAKAN BASHA: (Arnavutçadan tercüme) Çok teşekkür ederim, Sayın Bakan, saygıdeğer dostum Ali. Bugün Ankara’da bulunmak, Zat-ı Âlinizle görüşmek ve sıcak ilginize muhatap olmak benim için son derece memnuniyet verici bir olaydır. Sık sık olan ikili görüşmelerimiz, şahsi dostluğumuz, ülkelerimiz ve hükümetlerimiz arasındaki son derece mükemmel olan ilişkilerin bir göstergesidir. Bu bağlamda, sıcak ilginize teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bugün Türkiye’ye yapmış olduğum bu resmi ziyaret, Arnavutluk ile Türkiye arasında ikili ilişkilerin mükemmel olduğunu bir daha kanıtlamış olmaktadır ve bu ziyaret boyunca yapmış olduğumuz görüşmeler çok sıcak geçmiştir.

 

Tabii ki bu ilişkiler ülkelerimiz ve halklarımız arasındaki geleneksel köklü ilişkilerin bir göstergesidir. Hep paylaşmışızdır geçmişte, şu anda da halklarımız arasında çok önemli değerler paylaşılmaktadır. Biz de bunu destekliyoruz. Halklarımız arasındaki samimi ve son derece sıcak olan kardeşçe ilişkiler, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kosova’nın bağımsızlığını tanımasıyla bir kez daha pekiştirilmiş oldu. Bunun için kendi şahsıma ve hükümetim adına son derece teşekkür ve şükranlarımı sunmak istiyorum. Kosova’nın bağımsızlığının tanınmasıyla beraber, Balkanların Avrupa’ya entegrasyonu yolunda çok emin adımlar atılmış olmaktadır. Bununla beraber, Balkanlarda istikrar ve barış ortamının oluşmasında önemli bir adım atılmış olmaktadır.

 

Arnavutluk’un rejim değişikliğinden sonra demokratikleşme sürecinde Türkiye Cumhuriyeti her zaman yanında bulunmuştur ve son derece önemli desteklerde bulunmuştur. 1992 yılından beri gerçekleşen ve devam eden son derece önemli Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanları seviyesindeki önemli ziyaretler bu son derece mükemmel olan ilişkilerimizin bir göstergesi olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Bu çok güzel olan siyasi ilişkilerimiz döneminde, bu son 12 yıl boyunca yüzden fazla anlaşma imzalanmıştır iki ülke arasında.  Ekonomi alanındaki ilişkilerimiz son zamanlarda özellikle Başbakanımız Sayın Berisha ile Başbakanınız Sayın Erdoğan arasındaki yakın işbirliğinden dolayı son derece ilerleme kaydetmektedir. Ülkemizde Türk yatırımcılarının sayısının arttığını görmek bizim için memnuniyet vericidir. Bugün Türk yatırımcılarının her alanda etkin olduğunu görmek bizim için son derece önemli ve memnuniyet verici bir olaydır. Maliyeden altyapıya, enerjiden tarıma, turizmden ve ulaştırmaya yatırımcıları görmek bizim için son derece memnuniyet vericidir.

 

Tabii ki yeniliklerle tanışan bu işbirliğimizin çok daha önemli, çok daha yeni safhalara ulaşması için, Serbest Ticaret Anlaşmasının yürürlüğe girmesi için her şeyin bitirilmesi, her adımın atılması önemli olacaktır. Arnavutluk’un Bükreş Zirvesi boyunca yine Atlantik yapılarına üye olması konusunda davetiye alması için her zaman vermiş olduğunuz destekleriniz için derin saygı ve teşekkürlerimi sunarım.

 

Türkiye’nin değerli desteği sadece üyelik konusunda kalmamıştır, aynı zamanda askerimizin, ordumuzun modernleşmesi için büyük destekleriniz olmuştur. Ordumuzun eğitimi alanında karşılıklı işbirliğinde bulunmuşuzdur ve biz bunun için çok minnettarız.

 

Türkiye’nin sadece Arnavutluk’a değil, Makedonya ve Hırvatistan’a NATO’ya üyelik konusunda vermiş olduğu destek, Türkiye’nin Balkanlarda, bölgede ve daha geniş bir alanda barışa ve istikrara önem veren bir faktör olduğunun sinyalidir. Türkiye global seviyelerde artık çok önemli adımlar atmış, bir faktör haline gelmiştir güvenlik ve istikrar konusunda. Türkiye, Arnavutluk ve AB’ne üye olmak isteyen bütün ülkeler için barış, istikrar ve güvenlik son derece önemli unsurlar teşkil etmektedir. Arnavutluk’un Avrupa’ya doğru olan yolculuğunda çok önemli reformlar bulunmaktadır ve bu reformlar çok değişik sektörlere yayılmaktadır. Adalet alanında, güvenlik alanında, milli eğitim, sağlık alanında, mali ve ekonomik reform alanında. Bir daha memnuniyetle teyit etmek isterim ki Arnavutluk ile Türkiye arasında, bu işbirliğinin havası her alanda hissedilmekte ve görülmektedir. Eğitim alanında olan desteğinizden ve yardımınızdan ötürü teşekkür ederim. Onlarca gencimiz, Türkiye’de eğitimini tamamlamaktadır üniversite ve üniversite sonrası yüksek lisans konusunda. Aynı zamanda Kuzey Kıbrıs’ta da burslu öğrencilerimiz vardır. Bu işbirliğinin her alanda yayılacağını ümit ediyoruz. Türkiye’nin sağlık alanındaki desteği bizim için son derece önemlidir. Türkiye’de tedavi görmüş yüzlerce hastamızın adına sizlere teşekkür etmek istiyorum. Aynı zamanda bu işbirliğinin daha da kurumsallaşmasına olan inancımı belirtmek istiyorum.

 

Türk müteşebbislerinin Arnavutluk’ta sağlık alanında faaliyet göstermesi bizim için son derece önemlidir. Başbakan Sayın Erdoğan’ın Tiran’ı ziyaretini son derece memnuniyetle beklemekteyiz. Tabii ki Sayın Bakanın Arnavutluk’a ziyaretini de. Bizlerin de Türk ve Arnavut halkları arasında olan son derece samimi ve kardeşçe ilişkilere katkımızın olması bizleri son derece sevindirecektir diye düşünüyorum.

 

Teşekkür ediyorum.

 

SORU:  Osman Sert CNN Türk’ten. Her iki Bakana da birer soru sormak istiyorum. Önce Sayın Arnavut Bakana. Siz Kosova’nın bağımsızlığının Balkanların istikrarına ve AB’nin entegrasyonuna katkısı olduğunu belirttiniz. Ancak Kosova’yı şu ana kadar tanıyan ülkeler sınırlı ve bazı önemli bölge ülkeleri de dahil olmak üzere Rusya bu bağımsızlığı tanımıyor. Dolayısıyla istikrarsızlığın bir süre sonra komşu ülkelere yansıması riskini görüyor musunuz?

 

Sayın Bakan’a sorum şöyle: Şu anda Kuzey Irak’ta bir operasyon devam ediyor. Öncelikle operasyon hangi aşamada? Özellikle farklı ülkelerden operasyonun sınırlı olması ve Bağdat’tan da operasyonun bir an önce sona erdirilmesi yönünde talepler var. Özellikle Amerikalı yetkililerde sadece silahlı mücadele değil, diğer önlemlerin de bir an önce devreye girmesi gerektiğini belirtiyorlar. Siz tüm enstrümanlar hep masada zaten diyorsunuz. Siyasi anlamda bir çözüm paketi sürecinin biran önce başlayacağını söyleyebilir misiniz?

 

SAYIN BAKAN BASHA: (Arnavutçadan tercüme) Dünyadaki en önemli ülkeler, demokratikleşmenin en derin olduğu, ülkelerin tamamı Kosova’yı bağımsız ve egemen bir ülke olarak tanımıştır. Kosova’yı bağımsız bir ülke olarak tanıyan ülke sayısı her gün artmaktadır. Biz bu noktada tam eminiz ki Kosova’nın bağımsızlığını her gün yeni ülkeler tanıyacak ve Kosova artık dünyadaki yerini alacaktır. Neden eminiz, bunu söyleyeyim. Kosova’nın bağımsızlığı herhangi bir devlete veya gruba karşı yapılmış değildir. Kosova’da olan bu son derece önemli olay herhangi birilerine karşı değil, herkese yeni şanslar tanıyan bir durum. Etnik gruplar arasında fark gözetilmeden bütün herkese yeni olanaklar sunmaktadır. Bunlar Arnavut, Sırp veya Türk, ne olursa olsun hiç fark etmeden eşit şartlarda orada yaşamlarını sürdürebilecekler, demokrasinin ve serbest piyasanın sunduğu olanaklardan yararlanabileceklerdir. Hiçbir çoğunluk azınlığa tahakküm etmeyecek, aynı zamanda hiçbir azınlık da çoğunluğa karşı baskı kuramayacak.

 

Kosova’nın bağımsızlığı Sırbistan için de yeni bir şanstır. Sırp liderleri için Kosova sorununun başarıyla çözülmesi kendi ülkelerini Avrupa’ya doğru götürmek için son derece önemli bir fırsattır. Kendi vatandaşlarının yaşam tarzının, kendi çocuklarının ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilme konusunda ülkelerinin yapması gereken, çizmesi gereken yol artık açığa kavuşturulmuştur. Tarihi öneme sahip olan Yugoslavya’nın dağılması sürecinin Kosova’nın bağımsızlığının ilan edilmesiyle beraber son bulmuş olduğunu söyleyebilirim.  O aynı zamanda bütün bölgemizdeki ülkeler için, Avrupa’ya üyelik konusunda bir ümit teşkil etmektedir. Biz bu birliğin üyesi olduğumuz zaman, bugün sınırlarımızı ayıran engeller düşmüş olacaktır. Ve bu sınırlar ve bariyerlerin, engellerin düşmesiyle beraber aynı zamanda malların, işte her türlü ihtiyacın karşılıklı olarak giderilebilmesi için herhangi bir engel olmayacağını söylemek istiyorum.

 

Kosova’nın bağımsızlığının üzerine inşa edilmiş olduğu prensiplerdir bunlar. Onun için dünyada önemli demokrasilerin desteğini almış bulunmaktadır bu karar. BM Genel Kurulu desteğini alan çok önemli bir plan, bir platform üzerine kurulmuş oldu bu bağımsızlık, Sayın Ahtisaari’nin planı. BM Genel Sekreteri Sayın Ban Ki-Moon’un sunmuş olduğu planıdır bu,  ne Priştine’nin ne Tiran’ın, ne de İstanbul’un planıdır bu. BM’nin planıdır ve uygulanmaktadır. Yani bu yönde bir adım atılmaması için herhangi bir sebep olmadığını düşünüyoruz ve birçok ülkenin artık Kosova’yı tanıma konusunda karar alacağını ümit ediyoruz.

 

SAYIN BAKANIMIZ:  Ben de birkaç kelime Kosova’dan bahsederek başlamak istiyorum. Türkiye, Balkanların tümünün, bir bütün halinde istikrarını önemseyen ve bu istikrarının güçlenmesi için çalışan bir ülkedir. Balkanlarda barışın kalıcı bir şekilde sağlanması esastır. Balkanlarda yaşayan halkın refah seviyesinin yükselmesi esastır. Arnavutluk’un da yine Balkanlardaki istikrar ile ilgili önemli bir rolü vardır. Ve biz Türkiye olarak Arnavutluk’la, Balkanlardaki diğer ülkelerle ve Balkanlar ile ilişkisi olan diğer ülkelerle bu amaçla çalışmaya hazırız.

 

İkinci sorunuza gelince, şu anda Kuzey Irak’ta devam etmekte olan askeri operasyonun sınırları bellidir. Amacı, hedefi bellidir. Bu operasyonun kapsadığı alanla ilgili sınırlar bellidir. Ayrıca, kaç kişi, kaç askerimiz bu operasyonla ilgili olacaktır, bu operasyonun içinde olacaktır, bu da yine sınırlı bir rakamdır ve yine süresi sınırlı bir operasyondur. Şimdi sorunuz peki bu süre ne kadar? Bunun süresi ne kadar? Ya da uzun sürecek mi? Şimdi bu işin süresi, değerli arkadaşlar, operasyon hedefine ulaşıncaya kadardır. Ne zaman ki operasyon başlamadan önce belirlenen amaçlara ulaşılır, işte o noktada operasyon sona erer. Tabii burada önemli olan, Türkiye’nin terörle olan mücadelede tüm enstrümanları zaten kullanıyor olmasıdır.  Şu anda dikkat edecek olursanız, aslında bahsetmiş olduğumuz bütün enstrümanlar zaten devrededir. Dolayısıyla böyle bir paket beklentisi, hani ne olacak, ne açıklanacak, ne gelecek beklentisini ben doğru bulmuyorum açıkçası. Biz bir sürecin içerisindeyiz. Bu mücadeleye bir süreç olarak bakmakta fayda var. Paketler halinde çözümlerden öte terörle bir mücadele süreci sözkonusudur ve bu süreçte de zaten işin en başından beri söylediğimiz tüm enstrümanlar zaten devrededir. Ve bu enstrümanlar zaten kullanılmaktadır. İsterseniz adına siyasi diyalog deyin, diplomasi deyin, adına ekonomik tedbirler deyin, diğer tedbirler deyin, bunların zaten pek çoğu uzunca bir süredir kullanılmaktadır. Farklı oranlarda, farklı yoğunlukta da kullanılmaya devam edecektir.

 

SORU: Arnavut gazeteci (Bayan Mulaj):  Sorum Kosova’yla ilgili, Türkiye bugüne kadar Kosova’nın bağımsızlığını daha tanıyamamış ülkelerle olan diyalogunda onlara tanıma yönünde telkinde bulunacak mı? Kosova’ya bir destek konusunda bu yönde bir adım atmasını bekleyebilir miyiz? Aynı zamanda Türkiye’nin Arnavutluk, Hırvatistan, Makedonya’ya NATO üyeliği konusunda vermiş olduğu bir destekten bahsediyoruz. Aynı zamanda biliyoruz ki, Yunanistan Makedonya konusunda, isim konusu halledilinceye kadar, Makedonya’nın üyeliğine karşı olduğunu bildirdiğini biliyoruz. Bu noktada acaba böyle bir yaklaşım Arnavutluk’u da rehin tutabilecek mi?

 

SAYIN BAKANIMIZ: Ben öncelikle şunu ifade etmek istiyorum ki, uzun süren müzakerelerin sonuçsuz kalması gerçekten bizleri üzmüştür. Kuşkusuz biz arzu ederdik ki hem Ahtisaari’nin yürüttüğü süreç, arkasından AB, ABD ve Rusya üçlüsünün yürüttüğü süreç, bunlar sonuç versin ve bir mutabakatla çözüme ulaşılsın. Ancak bu maalesef gerçekleşmedi ve Balkanlar maalesef uzun yıllar büyük acılara şahit oldu, büyük acılar çekti. Bir yandan da Kosova halkının kendisi için aldığı bir karar sözkonusu. Biz Türkiye olarak Kosova halkının kendisi için almış olduğu bu karara saygı duyuyoruz. Bizim Kosova konusuyla ilgili görüşlerimiz çok açık. Biz bunu hem ikili yaptığımız bütün temaslarda, hem uluslar arası kuruluşlar nezdinde sürekli olarak gündeme getiriyoruz, görüşlerimizi sürekli olarak açıklıyoruz.

 

NATO konusuna gelince, biliyorsunuz Türkiye, hem Arnavutluk’un, hem Makedonya’nın, hem de Hırvatistan’ın NATO üyelik sürecine tam destek vermektedir. Bükreş Zirvesi’nde üç ülkenin de üyeliği yönünde biz tercihimizi açıkça ortaya koyacağız.  Aynı zamanda Türkiye Makedonya’yı anayasal ismi ile tanıyan bir ülke. Hatta NATO içerisinde belki bu görüşünü en kuvvetli şekilde ortaya koyan bir ülkedir. Bütün NATO dokümanlarına bakın, Makedonya’nın isminin geçtiği her yerde bir dipnot vardır. Der ki o dipnotta, “Türkiye Makedonya’yı anayasal ismi ile tanır”. Pek çok NATO ülkesi Makedonya’yı anayasal ismiyle tanıdığı halde, bunu açıkça bütün kayıtlara geçecek şekilde not eden ülke Türkiye’dir. Bunu NATO’nun isim kartlarında dahi görürsünüz. Duruşumuzu daha açık nasıl ifade edebiliriz bilmiyorum.

 

SORU: Zerrin Elçi REUTERS:  Irak Hükümet Sözcüsü Başbakanın bir özel temsilciyi yarın Bağdat’a göndereceğini açıkladı. Acaba Türkiye’den bir temsilci ya da heyet Bağdat’a gidiyor mu? Gidiyorsa bu kimin başkanlığında olacak? Ve heyette askeri temsilciler olacak mı? Bir de Irak Özel Temsilciliği makamı için bir atama şu aşamada düşünüyor musunuz?

 

SAYIN BAKANIMIZ:  Biliyorsunuz bizim Irak Hükümeti ile her seviyede yoğun bir siyasi iletişimimiz sözkonusu ve bu trafik gereği de zaman zaman bizden heyetler Irak’a gidiyor, Irak’tan heyetler Türkiye’ye geliyor. Biliyorsunuz benim bir Bağdat seyahatim olmuştu ve bu Saddam rejiminden sonraki ilk bakan ziyaretiydi Bağdat’a. Yine, Irak Başbakanı Sayın Maliki Türkiye’ye defalarca geldi. Askeri yetkililerimiz arasında, Dışişleri Bakanlıklarımız arasında, Savunma Bakanlıklarımız arasında, İçişleri Bakanlıklarımız arasında sürekli bir irtibat var ve aynı zamanda da bir ziyaret trafiği var ve biz bütün bu siyasi diyalog ve siyasi irtibat süreci çerçevesinde çok yakın bir zamanda Bağdat’a bir heyet gönderiyoruz. Ancak bu heyetin kompozisyonu ve heyetin ziyaretinin kesin zamanlaması, bu ziyaretin niteliği gereği ancak ziyaret başlarken yapılacak. Bu konuyla ilgili açıklamalar ziyaret başladıktan sonra yapılacak. Bu ziyaretin niteliği gereği. Ama doğrudur, yakın bir zamanda bir heyeti Bağdat’a gönderiyoruz.

 

SORU: Servet Yanatma, Zaman: Sayın Bakanım Kosova’ya bir ziyaretiniz gündemdeydi. Ertelenmişti. Yakın zamanda bir ziyaret planlıyor musunuz?

 

SAYIN BAKANIMIZ: Yakınlarda Kosova ziyareti söz konusu olabilir.

 

SORU: Yeşim Dikmen, ART:  Sayın Bakanım, Irak temsilcisiyle ilgili soruyu da cevaplarsınız?

 

SAYIN BAKANIMIZ: Tabii yakında atayacağız kuşkusuz.

 

SORU: Hilal Köylü, Radikal: Talabani’nin ziyaretiyle ilgili yeni bir gelişme var mı? Davet etti Sayın Cumhurbaşkanı kendisini.

 

SAYIN BAKANIMIZ: Cumhurbaşkanımızın Sayın Talabani’yi Türkiye’ye davet etmiş olduğunu duydunuz herhalde. Zamanlama hususunda anlaşma sağlandıktan sonra bu ziyaret gerçekleşecektir diye düşünüyorum. Teşekkürler.