Dünyada, çatışmalar, doğal afetler ve insan hakları ihlalleri gibi
nedenlerle yerlerinden edilmiş insanların sayısı her geçen gün artmaktadır.
Bu kişilerin önemli bir bölümü hayatlarını kaybetmekte, çok güç koşullarda
yaşamlarını sürdürmekte ve sınıraşan örgütlü suç şebekelerinin hedefi
haline gelmektedir.
Bu insanların onurlu bir şekilde yaşayabilmeleri için gerekli imkanların
sağlanmasının, yurtlarına güvenli şekilde geri dönmelerini temin edecek
koşulların oluşturulmasının ve iltica etmelerine neden olan sorunların
çözülmesinin uluslararası toplumun ortak görevi olduğuna inanıyoruz. Öte
yandan, uluslararası toplumun bu konuda üzerine düşeni yeterince
yapmadığını da görüyoruz. Evsahibi ülkeleri ve toplumları ekonomik ve
kültürel olarak zenginleştiren bu insanlara yönelik yabancı düşmanlığının,
ırkçılığın ve ayrımcılığın da arttığına üzülerek tanık oluyoruz.
Tarihi boyunca ihtiyaç sahibi insanlara sınırlarını açan ülkemiz,
topraklarına sığınan yaklaşık 4 milyon kişiye en iyi şekilde evsahipliği
yapmaktadır. Bugün sağlık, eğitim ve istihdam olanaklarına erişim başta
olmak üzere, pek çok alanda bu kişilere sağladığımız hizmetler uluslararası
topluma yol gösterici niteliktedir.
Ülkemiz, mültecilerin haklarının iyileştirilmesi için uluslararası
platformlarda da etkin rol oynamaktadır. Bu çerçevede, 17 Aralık 2018
tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilen, hazırlıklarına
aktif katkı sağladığımız Mültecilere İlişkin Küresel Mutabakata uygulama
aşamasında da destek vermeyi sürdüreceğiz.
Türkiye, konuya verdiği önemin bir göstergesi olarak, bu Mutabakat
çerçevesinde 17-18 Aralık 2019 tarihlerinde Cenevre’de yapılacak olan
Küresel Mülteci Forumuna eş-başkanlık yapacaktır. Tüm ülkeleri ve
paydaşları şimdiden Foruma en üst düzeyde katılmaya ve Forumda mültecilere
yönelik kaydadeğer taahhütler açıklamaya davet ediyoruz.
20 Haziran Dünya Mülteciler Gününün dünyadaki tüm mültecilerin ve
sığınmacıların yaşam koşullarının iyileştirilmesine ve adil yük ve
sorumluluk paylaşımı çerçevesinde uluslararası toplumun bu kişilerle ve
onlara evsahipliği yapan ülkelerle daha etkin şekilde dayanışma
göstermesine vesile olmasını diliyoruz.