Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin’in Olağan Basın Toplantısı Metni
Arkadaşlar günaydın hepinize. Bugün biraz normal saatimize göre erken toplanıyoruz. Ayağınıza sağlık geldiğiniz için. Hemen toplantıdan sonra havaalanına gideceğiz. Vakit kaybetmeden sorulara geçelim isterseniz. Buyurun söz sizde.

SORU: Nereye gidiyorsunuz toplantıdan sonra?

CEVAP: Londra’ya gidiyoruz. Sayın Bakanın Oxford Üniversitesi’nde “Türk dış politikasının temel esasları, Türkiye’nin Avrupa’daki yeri” temalı bir konuşması olacak. Biz önden gidiyoruz heyet olarak. İkili görüşme olmayacak.

SORU: Barzani’nin ziyaretiyle ilgili bir ayrıntı var mı acaba? Ne zaman gelecek?

CEVAP: Tarih tespit edilmedi. Fakat dün Sayın Bakanın da söylediği gibi biz Irak’taki tüm gruplarla etnik, mezhep farkı gözetmeden herkesle görüşüyoruz. Seçim sonrası süreçte özellikle, ilişkilerimizi yoğunlaştırdık, temaslarımızı yoğunlaştırdık. 30 Ekim’di galiba, en son Erbil’e yaptığımız ziyarette Bakan Bey bu daveti zaten Mesut Barzani’ye iletmişti. Program üzerinde çalışırız, vakti geldiğinde de size bilgiyi zamanında ulaştırırız.

SORU: KDP lideri olarak mı ağırlanacak Barzani Ankara’da, yoksa Irak Bölgesel Yönetim Başkanı olarak mı?
 
CEVAP: Bu tür ayrıntıları da ziyaretin dosyası şekillendiğinde sizlerle paylaşırız.

SORU: Burak Bey, 1915 Olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarına ilişkin bir tasarı İsrail Parlamentosu’nun da gündeminde. Tasarıya karşı herhangi bir girişim yapıyor musunuz? Tasarının kabulü iki ülke ilişkilerini nasıl etkiler? Zaten sıkıntılar yaşanıyordu bir süredir. Bir de Müsteşar Feridun Sinirlioğlu İsrail’de. Oradaki temasları hakkında da bilgi verebilir misiniz?

CEVAP: Sondan başlayayım. Müsteşarımız önümüzdeki günlerde İsrail’i olağan istişare mekanizması çerçevesinde ziyaret edecek. Ziyaretinde şüphesiz Ortadoğu Barış Süreci konuşulacaktır. Türk-İsrail ilişkileri de ele alınacaktır. 1915 Olayları hakkındaki tasarıya gelince, Yeni Hareket (Meretz) Partisi Genel Başkanı’nın sunduğu bir tasarı vardır. 1915 Olaylarının Knesset’te görüşülmesi amacıyla. Geçmiş yıllarda da buna benzer tasarılar Knesset’e sunulmuştur. Ve yine geçmiş yıllarda olduğu gibi bu tür tasarıların akim kalmasını bekliyoruz. Söylememize gerek yok. Sadece İsrail Parlamentosu’yla ilgili değil, fakat parlamenterlerin tarihi yargılamaları konusundaki görüşlerimiz bellidir. Tarihi tarihçiler yorumlasalar daha iyi olur. Bunu hep başka ülkelerle ilgili konular gündeme geldiğinde de söylüyoruz.

SORU: Burak Bey, İran’ın nükleer programına karşı Türkiye’nin Brezilya ile yapmış olduğu işbirliği ne aşamadadır? Bir de Güvenlik Konseyi’ne sunulacak yaptırımlar tasarısıyla ilgili Amerikan Büyükelçisi James Jeffrey’nin sözleri vardı. Türkiye’nin kullanacağı çekimser oyun “hayır “ anlamına geleceği şeklinde. Bu konuda da değerlendirmenizi alabilir miyiz?

SORU: Aynı konuyla ilgili Tahran’da Brezilya Dışişleri Bakanı konuşurken bu takas meselesi tekrar gündeme geldi. Daha öncesinden de iki kez Sayın Bakanla görüştüğünü biliyoruz Brezilya Dışişleri Bakanı’nın. Bu teklif yeniden masada mı? Brezilya Dışişleri Bakanı Tahran’a iletti bunu tekrar yeniden masada mı bu takas teklifi?

CEVAP: Bir kere İran’ın nükleer programına ilişkin görüşümüzü genel olarak nükleer programlar ve nükleer silahları da kapsayacak şekilde defaatle dile getirdik. Yoğun bir diplomasi trafiği içindeyiz biliyorsunuz. Dediğiniz gibi Brezilya’yı yarım günlüğüne ziyaret ettik geçen hafta. Ardından Brezilya Dışişleri Bakanı Bosna-Hersek-Sırbistan- Türkiye zirvesi için bulunduğumuz İstanbul’dayken ziyaret etti Türkiye’yi, Moskova’ya ve ardından İran’a gitmeden evvel. Burada görüş alışverişinde bulunduk. Yalnız değiliz. Diplomasi fırsatının halen olduğunu düşünen tek ülke Türkiye ve Brezilya değil en azından. Diğer bazı ülkelerden de benzer görüşler ifade ediliyor. Rusya Dışişleri Bakanı’nın bir Alman gazetesinde yayınlanan dünkü ifadelerini siz de görmüşsünüzdür. Çin Dışişleri Bakanı bizzat İstanbul’a geldiğinde diplomasi yolunu tercih ettiklerini söylemişti. Biz İran’da geçen hafta 14 saat süren görüşmeler yaptık. Şimdi İran çok ciddi bir devlet, tarihi kökleri olan, devlet anlayışı kuvvetli bir ülke ve rasyonel karar alma yeteneğine güven duyduğumuz bir ülke. Bir tarafta İran’ın gerçek amaçları hakkında tereddütler varken Batıda, İran’da da bir tehdit algılaması olduğunu görüyoruz ve bu iki endişenin bağdaştırılamayacak ölçüde birbirinden uzak olduğunu düşünmüyoruz. Onun için bu kadar uğraşıyoruz. Yani her iki tarafa da telkinlerimiz var. İranlı yetkililere de şeffaf olmaları konusunda telkinlerimiz olduğu gibi, bu biraz önce söylediğim “İran ciddi devlettir, rasyonel karar alma yeteneğine sahiptir” tarzı tespitlerimizi de batılı partonerlerimize, Rusya’ya, Çin’e, hepsine aktarıyoruz ve halen fırsat var.
 
SORU: James Jeffrey’in çekimser oy “hayır” anlamına gelecek ifadesiyle ilgili.

CEVAP: Neye çekimser, neye evet, neye hayır diyeceğimizi bir görelim, ondan sonra yorumunu yaparız.
 
SORU: Burak Bey, ilk önce sizi yeni görevinizden dolayı tebrik ederim. İkincisi ise, bu komşumuz Yunanistan’ın ekonomik perişanlığı malum. Bunun Portekiz, İspanya hatta Fransa’ya kadar sirayet edebileceği düşünülüyor. Türk Dışişleri Bakanlığı bu duruma nasıl bakıyor? Bu ülke yıllarca bizim Ege’de başımızın belası oldu aldığı uçaklarla, mirajlarla, F-16’larla. Şimdi biz bunu acaba elimizi ovuşturarak mı seyrediyoruz, yoksa acaba Türk Dış Politikası bir beladan kurtuldu diye mi bakıyoruz?

CEVAP: Öncelikle renkli sorunuz için teşekkür ederim. Tebrik için de teşekkür ancak kararname henüz tekemmül etmedi. Yunanistan’a ilişkin gözlemleriniz konusunda ise şunu söyleyeyim. Artık devir değişti. En azından ekonomik bağlamda, ülkeler arasındaki paravanlar kalktı. Komşuluk ilişkileri de buna paralel olarak değişti. Komşunuzda çıkan yangın, artık sizi daha yakından etkileyebiliyor. Fakat bizim Yunanistan ekonomisini yakından takip etmemiz sadece “aman bize sıçrarsa” diye değil. Dediğim gibi komşuluk ilişkileri değişti. Biz yanı başımızda ekonomik bakımdan zayıf bir Yunanistan istemiyoruz. Ekonomilerin artık iç içe geçtiği bir dönemde birlikte batacağız veya birlikte çıkacağız. Onun için Avrupa’da yakından takip edildiği gibi Türkiye’de de bu konuya ilgi bir hayli çok. Bugün Başbakan Yardımcımız Ali Babacan daha önceden tespit edilen bir program çerçevesinde -Economist tarafından düzenlenen bir konferansa katılmak üzere- Atina’da olacak.

SORU: Dün Meclis’de Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi ve Bakanlar Kurulu toplantısı yapıldı. Burada ekonomiden sorunlu bakanlar da vardı. Yardım paketi anlamında bir şey gündeme geldi mi? Türkiye’nin Yunanistan’a herhangi bir nakdi/ayni herhangi bir yardımı gündeme geldi mi?

CEVAP: Hayır. Nakdi yardım gibi böyle bir şey gündeme gelmedi. Hatta bir gazetede gördüm “nakit değil, nasihat” diye. Ali Bey’den niye söz ettim? Ali Bey, seneler senesi Türk ekonomisinin direksiyonun da oturduğu için bankacılık sektörü, finans sektörü, bunların sağlıklı bir yapıya kavuşturulmasını yönlendiren isim. Öyle olunca, Türkiye’nin krizi nispeten diğer ülkelere göre, bölgemizdeki ülkelere göre, küresel ortalamaya göre nispeten daha yumuşak bir şekilde atlatmamızı sağlayan tertibi alan ekipten. Böyle olunca da sadece tecrübelerimizi aktarması dahi sanırım önemli bir katkı olur. Dünkü toplantıda herhangi bir yardım konusu gündeme gelmedi. Madem dünkü toplantıyı açtık, 10 bakanımız katıldı dünkü toplantıya. Başbakan Papandreu’nun seçildikten hemen sonra İstanbul’a yaptığı ziyaret, ardından Başbakanımızın yazdığı mektup, ardından bizim Bakanımızın Atina’da karşıtıyla yaptığı toplantıdan sonra yeni bir aşamaya geldik. Malumunuz 1-2 hafta içinde iki ülke ilişkilerinde gerçekten yeni bir sayfa açılacak. Bu vesileyle,” Yunanistan ile ele alınabilecek anlaşma metinleri ne olabilir?” diye görüşüldü. Sunuşlar yapıldı. Bakanlarımız kendi görev alanlarına giren konularda Yunanistan ile nasıl bir işbirliği yapabileceklerini düşündüklerini aktardılar. Başbakanımızın ziyaretinden birkaç gün önce, teknik heyetler gidecek Atina’ya. Tabii benzer bir çalışma Yunanistan’da oluyor. Onlar da bize iletecekler potansiyel işbirliği alanlarını. Teknik heyetler Başbakanımızın ziyaretinden birkaç gün önce konuları süzdükten sonra Başbakanlara arzedilecek.

SORU: Anlaşma sayısı konusunda bilgi verebilir misiniz?

CEVAP: Şu anda bilgi vermek zor. Çünkü potansiyel alanlar, çevre, ekonomi, dışişleri, kültür, birçok alanda. Suriye ve Irak’ta yaptığımız toplantılardaki konuları örnek alırsak bir fikriniz olur. Sayıca o kadar yüklü olmayabilir tabi. Çünkü Yunanistan’la ilişkilerimiz daha kurumsal bir yapıya sahip olduğu için bugüne kadar. Zaten mevcut olan işbirliği alanları var. Irak’la daha çok yeniden tesis edilen bir ilişkiden söz ediyoruz.

SORU: Ben yine Yunanistan’la ilgili bir şey sormak istiyorum. Bu ekonomik kriz anlamında zor bir dönemden geçiyorlar. Bu anlaşma sayısını etkilemek konusunda bir şey yapar mı? Şu yüzden soruyorum. Mesela 40 tane anlaşma imzalandı Irak’la, Suriye ile imzalandı ama mesela Türkiye’nin işbirliği alanı olarak öngördüğü, ancak ekonomik kriz nedeniyle Yunanistan’ın istemeyeceği tarzda şeyler var mı? O yüzden anlaşma sayısı düşük kalabilir mi? Vermek istemiyorsunuz sayıyı ama hani böyle bir öngörünüz var mı?

CEVAP: Şu anda spekülasyon yapmak için çok erken. Yunanistan tarafından, dediğim gibi potansiyel alanları nasıl gördüklerine dair sinyali aldıktan sonra ancak bu soruyu cevaplayabilirim. Dünkü yaptığımız toplantıda, en azından şunu söyleyebilirim, “biz bunu önermeyelim, Yunanistan kriz içerisinde” gibi bir şey olmadı. Yani demek ki kriz bizim bakış açımızı etkilememiş, tekliflerimiz bakımından.

SORU: Ermenistan’la devam eden bir görüşme trafiği var mı şu anda ya da önümüzdeki günlerde bir temas olacak mı iki ülke yetkilileri arasında? Bir de KKTC’den Ankara’ya bir ziyaret olacak mı yakın dönemde?

CEVAP: Ermenistan ile önümüzdeki dönemde planladığımız bir şey yok. Zaten Vaşington’da görüşüldü. Müsteşarımız Erivan’ı ziyaret etti. Dolayısıyla çok yakın zamanda bir trafik yaşadık. KKTC’den de şu günlerde doğrusu planladığımız bir şey yok. Daha yeni, geçtiğimiz cuma günü yemin töreni için malum Sayın Bakan, Sayın Eroğlu’nun yemin töreni için KKTC’ni ziyaret etti ve sağolsun Sayın Eroğlu bize vakit ayırdı, bir taraftan tören devam ederken, Cumhurbaşkanlığı Konutu hıncahınç doluyken bize 1 saat vakit ayırdı ve heyetlerarası görüşme de yapıldı, başbaşa da görüşmeler yapıldı.

SORU: Yine Ermenistan süreci ile ilgili bir sorum olacak, daha doğrusu Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerini nasıl etkileyeceğini soracağım. Matt Bryza ismi Bakü Büyükelçiliği için geçiyor Amerika tarafının öngördüğü bir isim, en azından böyle bir agreman henüz yok sanırım ama size gelen bir bilgi var mıdır? Matt Bryza ismi ne kadar kuvvetli Bakü için. İkincisi, Matt Bryza’nın gelmesi süreci nasıl etkiler? Dışişleri nasıl görüyor?

CEVAP: Kişiler bazında spekülasyon yapmak doğru değil. En azından benim buradan yapmam doğru olmaz. Çünkü Azerbaycan’a gidecek ABD Büyükelçisinin ismi zaman zaman medyada dolaşır. Sonra olur, olmaz. Bunun için bu konuda yorum yapmak istemem. Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri konusunda da, son zamanlarda basında şöyle bir eğilim görüyorum, Ermeni basınında, bizde değil. Sanki biz protokolleri imzaladığımız için, Ermenistan’la normalizasyon sürecini başlattığımız için artık Karabağ’la ilgilenemezmişiz gibi. Bu mantığı anlamak mümkün değil. Yani protokolleri imzaladık, dolayısıyla artık biz elimizi eteğimizi bölgeden çekiyoruz. Sadece, Ermenistan ile normalizasyona dikkatimizi vereceğiz diye. Bu çok tuhaf bir mantık. Sıfır toplamlı bir oyun değil bu. Ermenistan’la normalleşme kazanırsa, Karabağ’da kaybetmemiz gerekir veya tersi. Matematikte her zaman 2+2’nin toplamı 4’dür. Ama uluslararası ilişkilerde 5 veya 6 olabilir. Yani bütünün değeri, parçaların toplamının değerinden çok daha yüksek olabilir. İşte Kafkasya’daki barış da böyle bir şey. Eğer Ermenistan ile Azerbaycan aralarındaki ilişkiyi normalleştirirse, biz de Ermenistan ile aramızdaki ilişkiyi normalleştirirsek, bunun yaratacağı sinerjinin değeri çok daha büyük olacaktır. Biz bunu sağlayamaya çalışıyoruz işte.

SORU: Rusya Başbakanı Medvedev’in bir Suriye ve Türkiye ziyareti olacak galiba Mayıs’ın ikinci haftasında. Bu konuda bilginiz, bizimle en azından paylaşabileceğiniz bilgi var mı?

CEVAP: Sayın Medvedev’i bekliyoruz. Tarihini zamanı gelince resmi kanallardan açıklayacağız. Diğer komşularımızla yaptığımız gibi, Rusya’ya özelleştirilmiş bir şekilde yine üst düzey bir diyalog mekanizması üzerinde çalışacağız. Bunun tohumlarını geçen sene Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığımız Sayın Lavrov’la yaptığımız görüşmede atmıştık. Önümüzdeki kısa vadede bu görüşme gerçekleşecek.

SORU: Sayın Bakanın programına dair bir şeyler söyleyebilir misiniz?

CEVAP: Bir Ukrayna ziyaretimiz olabilir. Üzerinde çalışıyoruz diyeyim en azından. Hafta sonuna doğru. Ondan sonraki dönemde, kısa vadede bir ortaklık konseyi toplantısı olacak Brüksel’de. Strazburg’da Avrupa Konseyi’nin Bakanlar Konseyi toplantısı olacak. Bu da bizi ayın ortasında kadar götürür, ondan sonrasına bakarız.

Teşekkürler.