DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU-
Çok değerli basın mensupları,
Ülkemizin İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı ve İcra Komitesi
Başkanı sıfatıyla Harem-i Şerif’teki son gelişmeleri ele almak amacıyla
yaptığı çağrı üzerine düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı İcra Komitesi
Olağanüstü Toplantısını az önce tamamladık.
Dışişleri Bakanları düzeyinde yapılan bu toplantı, İcra Komitesi toplantısı
olmakla birlikte, konunun önemi ve İslam alemi bakımından taşıdığı
hassasiyet çerçevesinde, tüm İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin
katılımına açık olarak yapıldı. Toplantıya İcra Komitesi’nde yer almayan
birçok ülkenin Bakan düzeyinde katılmasını memnuniyetle karşıladık.
Kendilerine huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Bu toplantı İslam aleminin
Harem-i Şerif’in kutsiyetinin ve tarihi statüsünün muhafazası hususundaki
kararlılığının, ayrıca Filistin ve Kudüs davasına desteğinin en güçlü
biçimde teyidi bakımından önem taşıyor.
Kıymetli basın mensupları,
Toplantıda kabul edilen ve İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin ortak
tutumunu temsil eden bildirgede, Kudüs’te İslam idaresinin tesisinden
itibaren ortaya konulan örnek dini hoşgörü ve Harem-i Şerif’in İslam’ın en
mukaddes üç mabedinden biri olduğu en açık şekilde vurgulanmakta, Filistin
Devleti’nin başkenti Doğu Kudüs üzerindeki tüm egemenlik hakkına halel
getirecek her türlü girişim reddedilmektedir.
Kitlesel barışçıl gösterilerle ve dualarla yasadışı İsrail işgali ve
uygulamalarının karşısında duran Kudüs halkını buradan selamlarken, barış
sürecinin yeniden canlandırılmasına dönük uluslararası çabalara desteğimizi
ve yerleşik parametrelerin güçlendirilmesi gereğini bu vesileyle hep
birlikte vurguladık.
Bildirgede ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımızın 22 Temmuz günü İslam Zirvesi
Dönem Başkanı olarak yaptıkları açıklamadan duyulan memnuniyet de ifade
edilmektedir. Bildirgemizin İslam İşbirliği Teşkilatı namına dünya
kamuoyuna güçlü bir mesaj verdiğini düşünüyorum.
Değerli basın mensupları,
Sayın Cumhurbaşkanımız krizin tam ortasında İslam Zirvesi Dönem Başkanı
olarak yaptıkları açıklamada tüm İslam aleminin ortak tepki ve beklentisini
yansıtmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız ayrıca gerçekleştirdikleri telefon
görüşmesiyle Başkan Abbas’a tam desteğimizi bildirmiştir. Ben de aynı
günlerde çok sayıda mevkidaşımla telefon görüşmeleri yaparak konuyu tüm
arkadaşlarımızla, Dışişleri Bakanı arkadaşlarımızla ele aldım. Neticede
Kudüs halkının ve Filistin’in kararlılığı galip geldi. Başarıya
ulaşılmasında Filistinli kardeşlerimizin birlik içinde hareket etmiş
olmaları elbette belirleyici olmuştur. Başkan Abbas’ın bilge yönetiminin ve
Ürdün Kralı Abdullah, Hâdim’ül Harameyn Şerifeyn ve birçok liderin
gayretlerinin de çok büyük payı olmuştur elbette.
Toplantının açılışında yaptığım konuşmada Sayın Cumhurbaşkanımızın imkanı
olan tüm Müslümanların Kudüs’ü ve Harem-i Şerif’i ziyaret etmeleri
yönündeki tarihi çağrısını hatırlattım. Kudüs halkının yanında durmanın
İslam aleminin boynunun borcu olduğunu da özellikle vurguladım. Krizin
İsrail siyasetine de kendi içlerindeki aklıselim sahibi sesleri daha fazla
dinlemelerini öğreteceğini umuyorum. İsrail aklıselim anlayışla adımlar
attı ve bundan sonra aynı hataların tekrarlanmamasını buradan özellikle
beklediğimizi de vurgulamak isterim. Sayın Cumhurbaşkanımız 20 Temmuz’da,
Cuma’dan bir gün önce İsrail Cumhurbaşkanı Rivlin’i arayarak bu işin
yanlışlığını doğrudan kendisine anlattı ve bu kısıtlamaların derhal
kaldırılması gerektiğini de özellikle vurguladı.
Çok değerli basın mensupları,
İslam alemi olarak her alanda Filistin ve Kudüs davasına desteğimizi
sürdüreceğiz, birlik ve dayanışma içinde olacağız. Bu çerçevede, İslam
İşbirliği Teşkilatı’nın Filistin konusunda eşgüdüm rolünü de daha da
geliştireceğiz. Türkiye de aynı şekilde Hükümetiyle, sivil toplumuyla ve
vatandaşlarıyla Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir.
Ben bu toplantının gerçekleştirilmesinde görev alan tüm arkadaşlarımıza,
İslam İşbirliği Genel Sekreterine ve tüm sekretarya çalışanlarına
huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. Ayrıca, tüm çalışma arkadaşlarıma da
çabaları, katkılarından dolayı şükranlarımı sunuyorum. Filistin Dışişleri
Bakanı Riad kardeşime de bu vesileyle bir kere daha hoşgeldin diyorum.
Teşekkür ediyorum.