DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Değerli basın mensupları; bugün
Antalyamızda dost ülke Sırbistan’ın Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri
Bakanı, benim de dostum Ivica Daçiç’i ve ailesini ağırlamaktan büyük bir
mutluluk duyuyorum.
Bu vesileyle Sırbistan’ın Antalya Fahri Konsolosluğunu da açmış olduk,
biraz önce kurdeleyi kestik. Sırbistan’ın Antalya Fahri Konsolosu olarak
göreve başlayan değerli ağabeyimiz Fikret Öztürk’ü canı gönülden tebrik
ediyorum. Ve Sayın Öztürk ve ailesi, Nurten Hanım ve ailesi, Antalya’mıza
gelen Sırp dostlarımızın her meselesiyle yakından ilgileneceklerdir ve
Sırbistan’la ülkemiz arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesi için katkılar
sağlayacaklardır. Elbette Sırbistan’dan ülkemize gelen turist sayısının
artmasında da yine çaba sarf edeceklerdir. Fikret Öztürk’e gönülden
başarılar diliyorum. Dışişleri Bakanlığı olarak her zaman kendilerinin
destekçileri olacağımızı buradan vurgulamak isterim aynen Sırbistan’ın
Ankara Büyükelçiliğine verdiğimiz destek gibi.
Bugün değerli dostum Ivica Daçiç ile ikili ilişkilerimizi ve bölgesel bazı
konuları değerlendirdik. Bölgesel ve uluslararası konulardaki görüşlerimiz
zaten örtüşüyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin geldiği seviye, hem de
kısa bir süre içinde geldiği süre gerçekten muhteşem, ikili ilişkilerimiz
mükemmel. İki devlet başkanının arasındaki dostluğun yanında, bizlerin de
çabalarıyla ekonomik ilişkilerimiz de her geçen gün daha da güçleniyor ve
ikili ticaret hacmimiz 1 milyar Dolara yaklaştı. Ama ilk etapta 3 milyar
Dolarlık bir hedefimiz var, bu hedefe de ulaşacağımız düşünüyoruz.
Türk işadamlarını, iş insanlarının Sırbistan’daki yatırımlarının miktarı
giderek artıyor. Burada özellikle Sırbistan Hükümetinin, Vuçiç ve Daçiç’in
de destekleriyle daha fazla firmalarımızın Sırbistan’a gittiğini görüyoruz,
biz de firmalarımızı destekliyoruz.
Keza Sırbistan’a giden turist sayısına baktığımız zaman komşu ülkeleri
saymazsak, Bosna ve Karadağ’ı saymazsak, Türkler birinci sırada; bu da
esasen dostluğumuzun geldiği seviyenin başka bir göstergesidir.
Bölgesel istikrarın güçlenmesi için yine beraber çalışıyoruz. Bosna
Hersek-Sırbistan-Türkiye üçlü mekanizmamızı düzenli bir şekilde
işletiyoruz, önümüzdeki süreçte üçlü toplantımızı liderler seviyesinde
gerçekleştirmek istiyoruz. Banja Luka’da yine Bosna Hersek Dışişleri Bakanı
İgor’la da görüşerek gelecekle ilgili adımlarımızı atacağız, planlarımızı
gerçekleştireceğiz.
Diğer taraftan Belgrad ve Saraybosna arasında biliyorsunuz bir otoyol
projesi var. Bu konuda mutabakat sağlandı Sırbistan ve Bosna-Hersek
arasında. Türkiye olarak biz bu projeyi destekliyoruz ve bu projenin hayata
geçirilmesi için önümüzdeki süreçte her türlü desteği vermeye devam
edeceğiz. İki sene önce yaklaşık İstanbul'da Sırbistan ve Bosna-Hersek'in
ortak ticaret ofisi açması çok anlamlıdır. Yani ticaretten de ötedir. İşte
biz Türkiye olarak bölgedeki dayanışmanın, işbirliğinin, istikrarın ve
ekonomik kalkınmanın güçlenmesi için, artması için çabalarımızı birlikte
sürdüreceğiz.
Biraz sonra çalışma yemeğinde de bazı bölgesel konuları da elbette kendi
aramızda değerlendireceğiz.
Ben bu duygularla dostum Ivica Daçiç’e hoş geldin diyerek, kendi şehrim
Antalya’ya hoş geldin, ülkemize hoş geldin diyerek sözü veriyorum. Daha
sonra kendisine bir forma hediye edeceğim, onu da sonra birlikte
gerçekleştireceğiz.
SIRBİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI IVICA DAÇİÇ- … (Sırpça Konuşma)
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sağ olsun, her zaman dostunu düşünür.
SORU- … (Sırpça Konuşma)
SORU- Sorum konuk Bakana olacak, Anadolu Ajansı Dış Haberler Tuğçe.
İkili ilişkilerin iyi bir seviyede olduğunu söylediniz. Son zamanlardaki bu
karşılıklı ziyaretleri nasıl değerlendiriyorsunuz ve önümüzdeki dönemde
hangi alanlarda işbirliği göreceğiz iki ülke arasında.
Sağ olun.
SIRBİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI IVICA DAÇİÇ- … (Sırpça Konuşma)
SORU- Öncelikle iki Sayın Bakanımıza da hayırlı olmasını, iki ülkeye de
hayırlı olmasını diliyorum Fahri Konsolosluğun. Sayın Bakanımıza olacak
sorum. ABD ile olan Münbiç’teki işbirliği ilk açıklamalardan sonra, bir
sonraki bölgelere de yansıyacak denilmişti, aynı noktada mıyız? İkinci
olarak da, özellikle Amerika’daki basında son günlerde şunlar konuşulmaya
başlandı. Kasımdaki Senato seçimlerine Trump’ın iç politikaya da bazı
şeyleri malzeme haline getirme çabası var deniyordu, bununla ilgili
yorumunuz nedir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum. Şu ana kadar askeri
alandaki sürdürülen çalışmalarda herhangi bir aksaklık yok. Münbiç yol
haritası, öncelikle Münbiç’ten PKK/YPG’nin çekilmesini, daha sonra da
buranın istikrara kavuşturulmasını öngörüyor. Ve bu konularda Türkiye ve
ABD birlikte çalışacak, birlikte karar verecek. Bugüne kadar ayrı ayrı
devriyeler gezildi, bu süreçte de eğitim çalışmaları yapıldı. Ne için?
Birlikte devriye gezilmesi ve daha sonra YPG’nin çekilmesi ve Münbiç’in
güvenliği konusunda ortak tedbirlerin alınması, bunlar yapılırken de yerel
halkın hem Münbiç’in güvenliğini tesis edecek kişilerin yerel halktan
belirlenmesi, hem de bu bölgeyi yönetecek kişilerin belirlenmesi konusunda
da birlikte çalışılması.
Münbiç bittikten sonra diğer alanlara, Fırat’ın doğusundaki diğer bölgelere
bu plan işletilecek, yani vardığımız mutabakat budur. Şu ana kadar birkaç
günlük takvimde gecikmeler olsa da aksamadan süreç ilerliyor. Şimdi ortak
devriye dönemine geçiliyor.
Yine F-35 konusunda biliyorsunuz her ne kadar yönetim kongreye 90 gün
içinde rapor yazacak, bu süreçte tabii ki hiçbir teslimiyet olmayacak,
zaten ilk uçaklar teslim edildi, bu fiiliyatta herhangi bir kısıtlama
getirmiyor, bunların kendi iç prosedürü. Ama diğer konularda, yine F-35
konusunda zaten biz bunun bir ortağıyız, yani bu çok taraflı bir proje ve
çok taraflı projenin ortağıyız ve Türkiye’de de üretim yapılıyor. Yani ben
istedim olmadı veya Türkiye çıksın gibi bir tarafın vazgeçebileceği bir
süreç değildir. Türkiye de durup dururken ben buradan çıkacağım dediği
zaman o kadar kolay değil. Yani herkesin ortak olduğu bir proje, bu da
devam edecek.
Diğer taraftan, var olan sorunların çözülmesi konusunda biz bugüne kadar
diplomasiyi işlettik ve sürekli sorunların çözümü konusunda önerilerde de
bulunduk. Öyle ya var olabilir sorun, yaşanabilir, yarın yine yaşanabilir.
Ama bu sorunun çözülmesi konusunda kafa yoracaksınız, çaba sarf
edeceksiniz, birlikte karşılıklı aynı anda ya da yani bir sorunu çözerken
beraber hangi adımlar atılabilir, bunlar konuşulur. Biz hep bu yaklaşım
içinde olduk. Ama ABD daha çok tehdit dili, ara ara bu konularda birlikte
çalıştık, görüştük, yol haritaları gitti, geldi, heyetler gitti, geldi, bu
toplantılar yapıldı. Ama bu toplantılardan hemen sonra veya sonunda,
önünde, ortasında birden bir bakıyoruz farklı bir açıklama, bir tehdit dili
geliyor, bir dayatma anlayışı var; işte biz buna karşıyız. Ve onlara
diyoruz ki, bu yaklaşımla bir yere varamayız o konuda veya bu konuda, fark
etmez. Hukuk var, her ülkenin yargısı var, iç hukuk var, iç hukuk yolları
var, kanunları var, bir de uluslararası hukuk var, uluslararası sözleşmeler
var Türkiye’nin ve ABD’nin taraf olduğu. Tüm sorunları bu çerçevede ve
karşılıklı anlayış içinde çözülebilir, ama dayatmayla değil tehdit diliyle
değil.
Ve son birkaç görüşmede de zaten biraz önce sizin o Amerika kamuoyunda da,
medyada da yazılmaya başlanan konuyu ben kendilerine de söyledim, öyle
görülüyor ki siz zaten bu sorunları çözmek istemiyorsunuz, kendi iç siyasi
kaygılarınızla hareket ediyorsunuz ve kendi seçimlerinize bunu malzeme
yapmak istiyorsunuz, bunu seçime kadar da uzatmak istiyorsunuz. Çünkü bu
kadar yapıcı yaklaşım karşısında sergilenen tutumu izah etmek mümkün değil.
Tamam, kendi aralarında farklı kurumlardan, farklı kişilerden farklı
açıklamalar geliyor, orada bir şey var, yani onların iç işleri diyebiliriz.
Ama bizi de ilgilendirdiği için, hatta tüm dünyaya yansıdığı için bu
konularda da yorum yapma hakkımız var, orada bir kaos var. Aynı kurum
içinde bile bakan ve yardımcıları arasında yarım saat içinde farklı
tutumlar gördük, görüyoruz; bu da var. Ama öyle görülüyor ki, yani benim de
izlenimim; ABD bu sorunları çözmek istemiyor, seçimlerde bu tür konuları
malzeme yapmak istiyor. Ama bizim Amerikan halkıyla da bir problemimiz yok,
Amerikan halkı da bu gerçekleri görmeye başladı ve bunun herhalde cevabını
da Amerikan halkının vermesi lazım, bizim değil.
Evet, Başka soru yok. Şimdi Beşiktaş Kulübümüz biliyorsunuz Partizan’la
Avrupa Ligi elemeleri maçına çıkacak ve ilk maç 23 Ağustos’ta Belgrad’da ve
ikinci maç da İstanbul’da olacak. Biz her ne kadar, klasik bir laf iyi
oynayan kazansın deriz ya, ama tabii ki Beşiktaş’ımızın kazanmasını
isteriz. Ivica da daha önce her ne kadar Partizan’ın Basketbol Takımının
Başkanı olsa da yine … oradan tanışıyor, yine kendisi tabii Partizan’ı
tutacaktır. Ben şimdiden ileride Beşiktaş zaferini böyle güzel hatıralarla
ansın diye Beşiktaş forması vermek istiyorum kendisine. Başkan Vuçiç’e de
biliyorsunuz Fenerbahçe Basketbol Takımının Sırp hoca ve yani Obradovic ve
oyuncularının da imzaladığı, tüm takımın imzaladığı formayı doğum gününde
göndermiştim, çok mutlu oldu. Umarım Ivica da Beşiktaş formasıyla mutlu
olur.