Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Sırbistan Dışişleri Bakanı Ivica Daçiç ile Ortak Basın Toplantısındaki Açıklamaları, 19 Ağustos 2018, Antalya

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Değerli basın mensupları; bugün Antalyamızda dost ülke Sırbistan’ın Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı, benim de dostum Ivica Daçiç’i ve ailesini ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

Bu vesileyle Sırbistan’ın Antalya Fahri Konsolosluğunu da açmış olduk, biraz önce kurdeleyi kestik. Sırbistan’ın Antalya Fahri Konsolosu olarak göreve başlayan değerli ağabeyimiz Fikret Öztürk’ü canı gönülden tebrik ediyorum. Ve Sayın Öztürk ve ailesi, Nurten Hanım ve ailesi, Antalya’mıza gelen Sırp dostlarımızın her meselesiyle yakından ilgileneceklerdir ve Sırbistan’la ülkemiz arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesi için katkılar sağlayacaklardır. Elbette Sırbistan’dan ülkemize gelen turist sayısının artmasında da yine çaba sarf edeceklerdir. Fikret Öztürk’e gönülden başarılar diliyorum. Dışişleri Bakanlığı olarak her zaman kendilerinin destekçileri olacağımızı buradan vurgulamak isterim aynen Sırbistan’ın Ankara Büyükelçiliğine verdiğimiz destek gibi.

Bugün değerli dostum Ivica Daçiç ile ikili ilişkilerimizi ve bölgesel bazı konuları değerlendirdik. Bölgesel ve uluslararası konulardaki görüşlerimiz zaten örtüşüyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin geldiği seviye, hem de kısa bir süre içinde geldiği süre gerçekten muhteşem, ikili ilişkilerimiz mükemmel. İki devlet başkanının arasındaki dostluğun yanında, bizlerin de çabalarıyla ekonomik ilişkilerimiz de her geçen gün daha da güçleniyor ve ikili ticaret hacmimiz 1 milyar Dolara yaklaştı. Ama ilk etapta 3 milyar Dolarlık bir hedefimiz var, bu hedefe de ulaşacağımız düşünüyoruz.

Türk işadamlarını, iş insanlarının Sırbistan’daki yatırımlarının miktarı giderek artıyor. Burada özellikle Sırbistan Hükümetinin, Vuçiç ve Daçiç’in de destekleriyle daha fazla firmalarımızın Sırbistan’a gittiğini görüyoruz, biz de firmalarımızı destekliyoruz.

Keza Sırbistan’a giden turist sayısına baktığımız zaman komşu ülkeleri saymazsak, Bosna ve Karadağ’ı saymazsak, Türkler birinci sırada; bu da esasen dostluğumuzun geldiği seviyenin başka bir göstergesidir.

Bölgesel istikrarın güçlenmesi için yine beraber çalışıyoruz. Bosna Hersek-Sırbistan-Türkiye üçlü mekanizmamızı düzenli bir şekilde işletiyoruz, önümüzdeki süreçte üçlü toplantımızı liderler seviyesinde gerçekleştirmek istiyoruz. Banja Luka’da yine Bosna Hersek Dışişleri Bakanı İgor’la da görüşerek gelecekle ilgili adımlarımızı atacağız, planlarımızı gerçekleştireceğiz.

Diğer taraftan Belgrad ve Saraybosna arasında biliyorsunuz bir otoyol projesi var. Bu konuda mutabakat sağlandı Sırbistan ve Bosna-Hersek arasında. Türkiye olarak biz bu projeyi destekliyoruz ve bu projenin hayata geçirilmesi için önümüzdeki süreçte her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. İki sene önce yaklaşık İstanbul'da Sırbistan ve Bosna-Hersek'in ortak ticaret ofisi açması çok anlamlıdır. Yani ticaretten de ötedir. İşte biz Türkiye olarak bölgedeki dayanışmanın, işbirliğinin, istikrarın ve ekonomik kalkınmanın güçlenmesi için, artması için çabalarımızı birlikte sürdüreceğiz.

Biraz sonra çalışma yemeğinde de bazı bölgesel konuları da elbette kendi aramızda değerlendireceğiz.

Ben bu duygularla dostum Ivica Daçiç’e hoş geldin diyerek, kendi şehrim Antalya’ya hoş geldin, ülkemize hoş geldin diyerek sözü veriyorum. Daha sonra kendisine bir forma hediye edeceğim, onu da sonra birlikte gerçekleştireceğiz.

SIRBİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI IVICA DAÇİÇ- … (Sırpça Konuşma)

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sağ olsun, her zaman dostunu düşünür.

SORU- … (Sırpça Konuşma)

SORU- Sorum konuk Bakana olacak, Anadolu Ajansı Dış Haberler Tuğçe.

İkili ilişkilerin iyi bir seviyede olduğunu söylediniz. Son zamanlardaki bu karşılıklı ziyaretleri nasıl değerlendiriyorsunuz ve önümüzdeki dönemde hangi alanlarda işbirliği göreceğiz iki ülke arasında.

Sağ olun.

SIRBİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI IVICA DAÇİÇ- … (Sırpça Konuşma)

SORU- Öncelikle iki Sayın Bakanımıza da hayırlı olmasını, iki ülkeye de hayırlı olmasını diliyorum Fahri Konsolosluğun. Sayın Bakanımıza olacak sorum. ABD ile olan Münbiç’teki işbirliği ilk açıklamalardan sonra, bir sonraki bölgelere de yansıyacak denilmişti, aynı noktada mıyız? İkinci olarak da, özellikle Amerika’daki basında son günlerde şunlar konuşulmaya başlandı. Kasımdaki Senato seçimlerine Trump’ın iç politikaya da bazı şeyleri malzeme haline getirme çabası var deniyordu, bununla ilgili yorumunuz nedir?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum. Şu ana kadar askeri alandaki sürdürülen çalışmalarda herhangi bir aksaklık yok. Münbiç yol haritası, öncelikle Münbiç’ten PKK/YPG’nin çekilmesini, daha sonra da buranın istikrara kavuşturulmasını öngörüyor. Ve bu konularda Türkiye ve ABD birlikte çalışacak, birlikte karar verecek. Bugüne kadar ayrı ayrı devriyeler gezildi, bu süreçte de eğitim çalışmaları yapıldı. Ne için? Birlikte devriye gezilmesi ve daha sonra YPG’nin çekilmesi ve Münbiç’in güvenliği konusunda ortak tedbirlerin alınması, bunlar yapılırken de yerel halkın hem Münbiç’in güvenliğini tesis edecek kişilerin yerel halktan belirlenmesi, hem de bu bölgeyi yönetecek kişilerin belirlenmesi konusunda da birlikte çalışılması.

Münbiç bittikten sonra diğer alanlara, Fırat’ın doğusundaki diğer bölgelere bu plan işletilecek, yani vardığımız mutabakat budur. Şu ana kadar birkaç günlük takvimde gecikmeler olsa da aksamadan süreç ilerliyor. Şimdi ortak devriye dönemine geçiliyor.

Yine F-35 konusunda biliyorsunuz her ne kadar yönetim kongreye 90 gün içinde rapor yazacak, bu süreçte tabii ki hiçbir teslimiyet olmayacak, zaten ilk uçaklar teslim edildi, bu fiiliyatta herhangi bir kısıtlama getirmiyor, bunların kendi iç prosedürü. Ama diğer konularda, yine F-35 konusunda zaten biz bunun bir ortağıyız, yani bu çok taraflı bir proje ve çok taraflı projenin ortağıyız ve Türkiye’de de üretim yapılıyor. Yani ben istedim olmadı veya Türkiye çıksın gibi bir tarafın vazgeçebileceği bir süreç değildir. Türkiye de durup dururken ben buradan çıkacağım dediği zaman o kadar kolay değil. Yani herkesin ortak olduğu bir proje, bu da devam edecek.

Diğer taraftan, var olan sorunların çözülmesi konusunda biz bugüne kadar diplomasiyi işlettik ve sürekli sorunların çözümü konusunda önerilerde de bulunduk. Öyle ya var olabilir sorun, yaşanabilir, yarın yine yaşanabilir. Ama bu sorunun çözülmesi konusunda kafa yoracaksınız, çaba sarf edeceksiniz, birlikte karşılıklı aynı anda ya da yani bir sorunu çözerken beraber hangi adımlar atılabilir, bunlar konuşulur. Biz hep bu yaklaşım içinde olduk. Ama ABD daha çok tehdit dili, ara ara bu konularda birlikte çalıştık, görüştük, yol haritaları gitti, geldi, heyetler gitti, geldi, bu toplantılar yapıldı. Ama bu toplantılardan hemen sonra veya sonunda, önünde, ortasında birden bir bakıyoruz farklı bir açıklama, bir tehdit dili geliyor, bir dayatma anlayışı var; işte biz buna karşıyız. Ve onlara diyoruz ki, bu yaklaşımla bir yere varamayız o konuda veya bu konuda, fark etmez. Hukuk var, her ülkenin yargısı var, iç hukuk var, iç hukuk yolları var, kanunları var, bir de uluslararası hukuk var, uluslararası sözleşmeler var Türkiye’nin ve ABD’nin taraf olduğu. Tüm sorunları bu çerçevede ve karşılıklı anlayış içinde çözülebilir, ama dayatmayla değil tehdit diliyle değil.

Ve son birkaç görüşmede de zaten biraz önce sizin o Amerika kamuoyunda da, medyada da yazılmaya başlanan konuyu ben kendilerine de söyledim, öyle görülüyor ki siz zaten bu sorunları çözmek istemiyorsunuz, kendi iç siyasi kaygılarınızla hareket ediyorsunuz ve kendi seçimlerinize bunu malzeme yapmak istiyorsunuz, bunu seçime kadar da uzatmak istiyorsunuz. Çünkü bu kadar yapıcı yaklaşım karşısında sergilenen tutumu izah etmek mümkün değil.

Tamam, kendi aralarında farklı kurumlardan, farklı kişilerden farklı açıklamalar geliyor, orada bir şey var, yani onların iç işleri diyebiliriz. Ama bizi de ilgilendirdiği için, hatta tüm dünyaya yansıdığı için bu konularda da yorum yapma hakkımız var, orada bir kaos var. Aynı kurum içinde bile bakan ve yardımcıları arasında yarım saat içinde farklı tutumlar gördük, görüyoruz; bu da var. Ama öyle görülüyor ki, yani benim de izlenimim; ABD bu sorunları çözmek istemiyor, seçimlerde bu tür konuları malzeme yapmak istiyor. Ama bizim Amerikan halkıyla da bir problemimiz yok, Amerikan halkı da bu gerçekleri görmeye başladı ve bunun herhalde cevabını da Amerikan halkının vermesi lazım, bizim değil.

Evet, Başka soru yok. Şimdi Beşiktaş Kulübümüz biliyorsunuz Partizan’la Avrupa Ligi elemeleri maçına çıkacak ve ilk maç 23 Ağustos’ta Belgrad’da ve ikinci maç da İstanbul’da olacak. Biz her ne kadar, klasik bir laf iyi oynayan kazansın deriz ya, ama tabii ki Beşiktaş’ımızın kazanmasını isteriz. Ivica da daha önce her ne kadar Partizan’ın Basketbol Takımının Başkanı olsa da yine … oradan tanışıyor, yine kendisi tabii Partizan’ı tutacaktır. Ben şimdiden ileride Beşiktaş zaferini böyle güzel hatıralarla ansın diye Beşiktaş forması vermek istiyorum kendisine. Başkan Vuçiç’e de biliyorsunuz Fenerbahçe Basketbol Takımının Sırp hoca ve yani Obradovic ve oyuncularının da imzaladığı, tüm takımın imzaladığı formayı doğum gününde göndermiştim, çok mutlu oldu. Umarım Ivica da Beşiktaş formasıyla mutlu olur.