Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Wang Yi İle Gerçekleştirdiği Ortak Basın Toplantısı, 13 Kasım 2016, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok değerli basın mensupları, öncelikle geldiğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Ülkemiz ve Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti arasında Dışişleri Bakanları istişare mekanizmasının ilk toplantısını bugün gerçekleştirdik. Bu vesileyle dostum Wang Yi’yi Ankara’da ağırlamaktan mutluluk duyuyorum. Geçen hafta da Hükümetlerarası İşbirliği Komitesinin ilk toplantısını Başbakan Yardımcısı Wang Yang ve Başbakan Yardımcımız Mehmet Şimşek gerçekleştirdiler. İki Cumhurbaşkanının aldığı bu kararları birlikte uygulamanın memnuniyetini yaşıyoruz. Yaklaşık olarak son bir yıl içinde Başkan Xi ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan 3 defa görüştüler. Yine diğer düzeylerde karşılıklı ziyaretlerimiz ikili ilişkilerin gelişmesine gerçekten büyük katkı sağlıyor. Çin’le stratejik işbirliğimiz giderek güçleniyor, çeşitleniyor. Biz iki Cumhurbaşkanının, Devlet Başkanının gösterdiği istikamet doğrultusunda her alanda ilişkilerimizi daha da güçlendirmek için Dışişleri Bakanları olarak çaba sarf ediyoruz.

Keza ikili siyasi ilişkilerimiz güçleniyor, güvenlik alanında yakın işbirliğimiz var. Bugün ekonomik işbirliğimizi güçlendirmek için hangi adımları atabileceğimizi değerlendirdik. Elbette ticaretimizi arttırmalıyız, ama Çin’in lehine olan ticaret açığını da dengelememiz lazım. O sebeple de ürünleri çeşitlendirelim. Türkiye’nin ihraç ettiği ve edeceği ürünlerin önündeki engelleri kaldırma konusunda Çin’in olumlu bakışını bir kere daha görmekten mutluluk duydum. Ayrıca karşılıklı yatırımları da artırmamız lazım. Çin şirketlerinin Türkiye’de bankacılık, ulaşım, enerji gibi birçok alanda yatırım yapmak istediğini, Türkiye’ye ilgi gösterdiğini biliyoruz. Dolayısıyla, bu firmalara elimizden gelen desteği veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Ayrıca Türkiye’de gerçekleştirmekte olduğumuz ve planladığımız mega projelere yönelik de Çin’in ve Çin firmalarının ilgisi var. Edirne-Kars Hızlı Tren Projesi, 3. Nükleer Santral, Kanal İstanbul, Çanakkale Köprüsü ve Otobanı gibi projeler bunlardan sadece birkaç tanesi. Londra’yı Pekin’e bağlama hedefimiz var, Çin Türkiye’ye doğru Batı’ya doğru hareket ediyor, biz de Çin’e doğru hareket ediyoruz, ortak bir noktada inşallah ilişkilerimizin tüm boyutuyla birlikte buluşacağız. Kültürel bağlarımızı da güçlendirmemiz lazım. Halklarımız arasındaki bağları gerçekten güçlendirme konusunda kararlılığımız var.

Eğitim ve turizm, halklar arasındaki bağı güçlendirmek için önemli bir mekanizmadır. Daha fazla Çinli turistin ülkemize gelmesini istiyoruz. Bunu sadece Türkiye’nin turizm başkenti Antalya’nın bir milletvekili olarak söylemiyorum. Gerçekten Çin vatandaşlarının Türkiye’yi çok sevdiğini biliyorum. Çin Halk Cumhuriyeti 2018 yılını Çin’de Türkiye Turizm Yılı ilân etti. Bundan da büyük bir mutluluk duyuyorum ve çok teşekkür ediyorum. Bunun için ulaşımı da kolaylaştırmamız lazım. Türk Hava Yollarının daha fazla destinasyona uçma talebine Çin’in olumlu baktığını bugün öğrendik, bundan dolayı da mutluyuz. Bugün baş başa ve heyetlerarası toplantılarımız gerçekten çok verimli geçti. Basın toplantısından sonra çalışma yemeğinde de bölgesel konuları değerlendireceğiz.

Ben değerli dostum Wang Yi’ye çok teşekkür ediyorum ve sözü kendisine bırakıyorum.

• (Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin konuşması Çince –Türkçe ardıl çeviri)

ÇİN HALK CUMHURİYETİ DIŞİŞLERİ BAKANI WANG Yİ- Değerli eski dostum Bakan Çavuşoğlu’nun daveti üzerine Türkiye’ye gelerek Dışişleri Bakanları istişare mekanizmamızın ilk toplantısını düzenliyor olmaktan çok mutluyum.

Mekanizmamızın kurulması Devlet Başkanımız Xi Jinping ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G-20 Antalya Zirvesi Görüşmesinde ulaştıkları önemli mutabakattır ve mekanizmanın amacı ülkelerimiz arası ikili ve çok taraflı ilişkilerindeki stratejik işbirliğini kapsamlı bir şekilde güçlendirmektir. Az evvel Ekselanslarıyla açık, samimi ve derin bir görüşme yaptık. İlişkilerimizi ve ilgilendiğimiz tüm sorunları ele aldık ve çok önemli bir fikir birliğine ulaştık. Geçen seneden itibaren liderlerimizin üç defa görüşmelerinde ulaştıkları mutabakatın kapsamlı bir şekilde yerine getirilmesi gerektiğinde hemfikiriz ve Çin-Türkiye Hükümetlerarası İşbirliği Komitesi Mekanizmasının ilk toplantısının meyvelerini gerçeğe dönüştürmeye karar verdik. İlişkilerimizde karşılaştığımız yeni fırsatların değerlendirilip iki ülkenin stratejik işbirliği ilişkisinde daha büyük ilerlemelerin kaydedilmesini hızlandıracağız.

Her iki taraf olarak kalkınma stratejilerimizi birleştirerek karşılıklı yarar ve çifte kazanç gerçekleştirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. İşbirliğimizin temeli iyidir, birbirini tamamlayabilirliği güçlü ve perspektifi çok geniştir. İki taraf olarak kuşak, yol ve orta koridor inisiyatiflerini derin bir şekilde uyumlaştırarak, işbirliğimizin yöntemlerine ve düşüncelerine yenilik getirerek, ağırlıklı olarak Edirne, Kars gibi mega projelerdeki işbirliğimizi hızlandırarak kısa zaman içerisinde sonuçlara varmayı ve ortak kalkınmamızı gerçekleştirmeyi arzu ediyoruz.

Her iki taraf da terörle mücadelede işbirliğimizi derinleştirip ortak güvenliğimizi birlikte kurmamız gerektiği görüşündedir. Çin ve Türkiye terörün mağdurudur. Güvenlik ve terörle mücadelede işbirliğimizi güçlendirmek tamamen ülkelerimizin temel ve ortak çıkarlarına uygundur. Karşılıklı siyasi güvenimizi sağlamlaştırmak, somut işbirliğimiz için daha sağlam bir temel atmaya yardımcıdır. Daha geniş bir işbirliği perspektifi yaratabiliriz. Her iki taraf da karşı tarafın ulusal egemenliğini, güvenliğini ve istikrarını koruma çabalarına karşılıklı bir biçimde kararlı destek vermeyi taahhüt ederek kendi ülkesinde karşı tarafın ulusal güvenliğine zarar getirecek olayların meydana gelmesine asla müsamaha göstermeyeceğini taahhüt etti. Daha sonra görüşmelerimiz devam edecektir, fakat inanıyorum ki görüşmelerimizde mutlaka siyasi çözümde ısrar edilerek bölgesel barışı birlikte korumamız gerektiği kanaatine ulaşacağız. ……. Mutlaka uluslararası terörle mücadelede işbirliğimizi güçlendirmeliyiz ve terör ve radikal güçlerin yayılmasını önlemeliyiz. Ve mutlaka Birleşmiş Milletler’in yönetiminde bölgesel sorunların siyasi çözümünde ısrar etmeliyiz. Gerçeklere uygun olan ve tarafların hassasiyetlerine dikkat eden çözüm birlikte bulunmalıdır.

Ayrıca şunu da dile getirmek istiyorum: Bu sene Çin ve Türkiye’nin diplomatik ilişkilerinin kuruluşunun 45. yıl dönümüdür. 45 yıl içerisinde ilişkilerimiz olağanüstü bir gelişmeden geçti ve olgun ve istikrarlı bir kalkınma aşamasına girdi. Şu an Çin halkı, Çin Komünist Partisi’nin ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşlarının 100. yıl dönümleri için koyulan hedefleri gerçekleştirmeye çabalıyor, Türk halkı ise 2023 hedeflerini gerçekleştirmeye çabalıyor. İki ülkenin müthiş rüyaları ve parlak kalkınma perspektifi bulunuyor. Türk tarafıyla karşılıklı siyasi güvenimizi daha da güçlendirerek karşılıklı yararlı işbirliğimizi derinleştirerek ülkelerimizin kendi müthiş hedeflerini gerçekleştirmesi için hizmetlerde bulunmaya hazırız.

Teşekkür ederim.

SORU- Sayın Çavuşoğlu size iki sorum olacak. Bugün Avrupa Birliği ülkelerinin Büyükelçiliklerine protesto gösterileri düzenlenirken, Avrupa Parlamentosu Başkanı Sayın Schulz'dan, idam kararı alınırsa müzakereler durdurulur ve Türkiye’ye bu süreçle ilgili ekonomik yaptırımlar uygulanabilir şeklinde iki kritik açıklama geldi. Bu açıklamaları nasıl değerlendirirsiniz?

İkinci sorum da: İsviçre’de yürütülen Kıbrıs müzakereleri, 20 Kasım’da tekrar devam edecek. Bu müzakerelerde son durum nedir?

Teşekkürler.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sorunuz için çok teşekkür ediyorum.

Esasen Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz’un söylediklerinin, bizim için çok fazla bir önemi yok. Eğer Schulz’un gücü yetiyorsa, öncelikle Avrupa Parlamentosu’ndaki PKK faaliyetlerine son versin, bunları engelleyebilsin. Öyle görünüyor ki kendisi ya bunları destekliyor ya da kendisinin gücü yetmiyor.

Diğer taraftan, Schulz’un yaptığı açıklamaya baktığımız zaman, kendisi bu tür tehditkâr tavırlarını sürekli üst perdeden sürdürüyor. Hiç kusura bakmayın, sizin bu tehditkâr tavırlarınız bizi etkilemez. Biz kararlarımızı alırken halkımıza soruyoruz ve halkımızdan güç alıyoruz. Sizden almıyoruz. Burada esasen, ilişkilerin yani Türkiye - Avrupa Birliği temasının devam etmesini arzu ederken de gerçek niyetini söylüyor. Diyor ki; diyalogu devam ettirmezsek, muhalefete, Türkiye karşıtlarına sahip çıkamayız. Kimi kastediyorsunuz? CHP mi, MHP mi? Hayır. PKK ve onun yandaşlarını kastediyorsunuz. Karşılıklı çıkar çerçevesinde, Türkiye’yle ilişkilerin önemini söylemiyor. Türkiye’yle diyalogun devam etmesini istediğinin nedeni de açıkça söylüyor.

Schulz ve arkadaşlarının Türkiye’deki gelişmelerle ilgili açıklamaları var. PKK’lıları da çok iyi savunuyorlar. Peki, son şehit Derik Kaymakamımız Muhammed Fatih Safitürk, teröristler tarafından şehit edildikten sonra Schulz’un ve onun gibi düşünenlerin herhangi bir açıklaması oldu mu? Yani bir PKK’lının önemi çok, ama bizim Kaymakamımızın, diğer şehitlerimizin, hatta PKK’nın katlettiği Kürt vatandaşlarımızın hiçbir değeri ve önemi yok. Dolayısıyla Schulz’un tehditkâr açıklamalarının bizde hiçbir etkisi yok. Hiç kusura bakmasın. Öncelikle Avrupa Parlamentosu’ndaki PKK faaliyetlerini durdursun. Gücü yetiyorsa Avrupa Birliği üyesi ülkelerde, teröre destek veren faaliyetlere karşıt söylem içinde olsun.

Ekonomik yaptırımlar ve diğer konularla ilgili de elinden geleni ardına koymasın, yani ne gerekiyorsa onu yapsın. Gerçekten Avrupa Birliği’nin ve Parlamento Başkanı’nın ikiyüzlülüğünü ve çifte standardını her zaman olduğu gibi son günlerde de görüyoruz. Sadece biz değil, halkımız da bunu çok iyi görüyor.

Demokrasi, insan hakları gibi konularda bize ders vermeye çalışanların ikiyüzlülüğünü, sanırım Çin de bizim kadar iyi biliyor.

İki taraf Kıbrıs konusunda, Kıbrıs’ta gerçekleştirilen tüm müzakerelerde, dört fasıl üzerinde gerçekten önemli mesafeler kat etmişti. Açıkta kalan konuları konuşmak, mülkiyet ve toprak gibi konularda da ilkesel tutumu belirlemek için İsviçre’nin Mont Pelerin Kasabasında, yaklaşık bir hafta süren müzakereleri devam ettirdiler. Biz, Kıbrıs’ta adil bir çözüm için daha önceki süreçte olduğu gibi, İsviçre’deki müzakere sürecini de destekledik. Bu sürece elimizden gelen katkıyı yaptık.

Birleşmiş Milletler’in açıklamasında gördüğümüz üzere Rum tarafının talebiyle bu müzakerelere ara verildi. Zaten Rum tarafı da, Türk tarafının açılımları konusunda zamana ihtiyacımız var dedi. İki tarafın anlaşması çerçevesinde, müzakerelerin önümüzdeki hafta sonu aynı yerde başlaması öngörülüyor. Bir an evvel de beşli formata geçip, bu çerçevede son fırsat olan müzakere sürecini başarıyla tamamlamak ve sonuçlandırmak istiyoruz. Türkiye olarak, her zaman olduğu gibi bu konuda da yapıcı tutumumuzu sürdürüyoruz.

SORU- (Phoenix TV). Benim sorum çok kısa ve Bakan Wang Yi’ye olacak.
Trump ABD’de Başkan olarak ilan edildi. Sayın Bakana sorum şu: Çin tarafı veya sizin ekibiniz, Trump’ın ekibiyle temasa geçti mi?

ÇİN HALK CUMHURİYETİ DIŞİŞLERİ BAKANI WANG Yİ- Çin ve ABD’nin her kademedeki sıkı temasları ve iletişimi korunuyor. Çin-ABD ilişkilerini geliştirmek ve derinleştirmek ABD’nin Cumhuriyetçiler Partisiyle Demokratlar Partisi’nin ortak fikridir. Obama Hükümetiyle işbirliğimizi devam ettirmeyi arzu ediyor, ABD’nin gelecek yönetimiyle istikrarlı bir şekilde geçiş sağlamasını arzu ediyoruz. Biz de, Trump’ın ekibiyle irtibata geçerek, karşılıklı anlayışımızı ve işbirliği mutabakatımızı daha da genişletmeyi arzu ediyoruz.

Devlet Başkanımız Xi Jinping’in Trump’ın ABD Başkanı olarak seçilmesini kutlayan mesajında belirttiği gibi biz, çatışmama, karşı karşıya gelmeme, karşılıklı saygı, işbirliği ve çifte kazanç ilkelerine dayanarak, bu yeni başlangıçla ilişkilerimizde daha büyük ilerlemelerin kaydedilmesini hızlandırmaya hazırız. Çin-ABD ilişkilerinin gelecekteki gelişimi için istikamet belirlendi. Biz, ABD tarafıyla birlikte bunun için ortak çaba sarf etmeye hazırız.

Sonuçta şunları da dile getirmek istiyorum: iki tarafın basın mensupları da Çin-Türkiye ilişkilerine ilişkin olan soruları dile getirmedi. Fakat her iki tarafın da, ilişkilere olumlu ve sıcak baktığını düşünüyorum. Hem Çin, hem Türkiye, dünya çapında önemi olan büyük ülkelerdir ve yükselen ekonomilerdir. Aramızda bazı sorunlar olmasına rağmen, işbirliğimizin gelişme potansiyeli hâlâ çok büyüktür. Türk tarafıyla mevcut işbirliğimizi ve karşılıklı güvenimizi daha da güçlendirmeyi arzu ediyoruz. Bu bağlamda, Türk tarafıyla olan ilişkilerimizi daha da ileriye götürmeye hazırız.