Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ile Ortak Basın Toplantısı, 18 Ocak 2024

ÜRDÜN DIŞİŞLERİ BAKANI AYMAN SAFADİ- https://www.youtube.com/live/A41X0y3etJM?feature=shared

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Öncelikle değerli dostum, kardeşim ve mevkidaşım Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Sayın Ayman Safadi’nin misafiri olarak Amman’da bulunmaktan duyduğum memnuniyeti ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum.

Dışişleri Bakanı olarak Amman’a ilk ziyaretimi gerçekleştirmekteyim. Daha önce çeşitli vesilelerle çok kez Amman’a gelmiştik. Bu güzel ülkede, bu güzel şehirde Ürdünlü meslektaşlarımızla bölgesel sorunları, ikili ilişkileri çok çeşitli vesilelerle ele alma imkânımız oldu. Bu kez de Sayın Bakanla hem bölgemiz hem ikili ilişkilerimiz için çok önemli konuları ele aldık.

İstikrarlı siyasi ve ekonomik yapısıyla Ürdün Ortadoğu jeopolitiğinde her zaman hesaba katılması gereken bir ülkedir. Ürdün’ün bölgenin güvenliğine ve barışına yapacağı katkılara her daim ihtiyaç duyulan bir aktör olduğunu hepimiz biliyoruz. Bölgemizde yaşanan krizler hem Türkiye’yi hem Ürdün’ü çok yakından ilgilendirmekte. Bu nedenle Türkiye olarak Ürdün’le düzenli istişarelere çok büyük önem vermekteyiz. Bugünkü görüşmelerimizde de Filistin’deki gelişmeler başta olmak üzere bölgesel konuları etraflıca ele alma imkânı bulduk. İsrail’in Gazze’de hiçbir ayrım gözetmeden sürdürdüğü saldırılar maalesef hala devam etmekte. Bu katliamın derhal durdurulması ve Gazze’ye uygulanan yasadışı ablukanın kaldırılması gerekiyor. Gelişmeleri hem ikili hem de çok taraflı platformlarda hep beraber aktif bir şekilde ele alıyoruz.

İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Ortak Zirvesi’nde alınan kararların takipçisi olduk. Değerli dostum Sayın Safadi ve Zirve’de görevlendirilen diğer mevkidaşlarımızla birlikte çok önemli temaslarda bulunduk. Bir kısmını kendileri de konuşmalarında ifade ettiler. İslam dünyasının ve uluslararası toplumun ortak beklentisi olarak Gazze’de derhal kalıcı bir ateşkes sağlanması gerektiğini her zaman vurguladık. Bu girişimlerimizin somut sonuçları oldu. Dünyanın çoğunluğu yaşanan insanlık trajedisinden endişe duymakta. Uluslararası kamuoyunun bu noktaya gelmesinde girişimlerimizin de katkısı olduğuna inanıyorum.

Kıymetli basın mensupları, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını güvenlik gerekçesiyle meşrulaştırmaya çalışması asla kabul edilemez. İsrail’in kendi güvenliğini sağlama iddiasıyla yaptıkları yayılmacılık ve işgalden başka bir şey değildir. Her savaştan, her krizden sonra İsrail’in topraklarını genişletmesi bunun en somut kanıtıdır. İsrail, Batı Şeria’da “yerleşim” diye adlandırdığı işgal faaliyetleriyle de Filistinlilerin topraklarını çalmaktadır. Açık konuşalım: Güvenliği tehdit altında olan aslında İsrail değil; tam aksine Filistinliler ve bölge ülkeleridir. Tüm dünyanın bu gerçeği görmesi gerekmekte. Sadece İsrail’in güvenliğinden söz eden, Filistinlilerin maruz kaldığı güvenlik tehdidini görmezden gelen bir anlayış, bölgeye barış değil, savaş getirmekte.

Değerli basın mensupları, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’na yaptığı başvuruyu memnuniyetle karşıladık. Adalet Divanının, saldırıların durdurulması için vereceği geçici tedbir kararının kalıcı ateşkes için fırsat yaratmasını temenni ediyoruz. Mescid-i Aksa’nın kutsiyetinin ve tarihi statükosunun korunması, tüm Müslümanlar olarak kırmızı çizgimizdir. Ürdün’ün Kudüs’teki kutsal mekânların hamisi rolüne ve bunun muhafazasına da büyük önem veriyoruz. Filistin meselesi adil bir çözüme kavuşturulmadan bölgemizde kalıcı barış ve istikrarın tesisi mümkün gözükmemektedir. Bu konuda herkesin sorumluluk almasıyla artık somut adımlar atılması gerekiyor. Daha önce defalarca söylediğimiz gibi; çözüm ancak, 1967 sınırları temelinde Başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğü haiz, bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasıyla mümkündür. Biz, Gazzeli Filistinlilerin yerlerinden edilmesine ve üçüncü ülkelere gönderilmesine tümüyle karşıyız. Türkiye, nihai barış hedefi güden tüm girişimlere destek olmaya devam edecektir.

Değerli basın mensupları, baştan beri söylediğimiz gibi bölgemizde daha fazla soruna ve çatışmaya ihtiyaç yok. Gazze’deki savaşın ne yazık ki bölgesel tırmanmayı artırdığını görüyoruz. Yaşanan gerilimin Lübnan, Suriye, Irak, Yemen, Basra Körfezi ve Kızıldeniz’e de yansıdığını gördük. Bütün bunlara ilaveten, maalesef son iki gündür Pakistan ve İran arasında vuku bulan gelişmeleri de endişeyle yakından takip ediyoruz. Bu sabah her iki ülkenin de Dışişleri Bakanlarıyla konuşma imkânım oldu. Kendileri pozisyonlarını anlattılar. Yaptıkları eylemin gerekçelerini söylediler. Biz Türkiye olarak sorunun daha fazla büyümemesini, bir an önce sakinliğin sağlanmasını tavsiye ettik. Her iki taraf da niyetinin olayların daha fazla yayılmasını görmek istemedikleri olduğunu söylediler. Umarım gerçekten olaylar burada kalır. İki kardeş ülke arasında bu olaylar daha fazla büyümez.

Türkiye olarak, Pakistan’la İran arasındaki gerilimin azaltılması için üzerimize ne düşüyorsa yapmaya devam etmeye hazır olduğumuzu da ifade edeyim. Bugün ayrıca kendileri de ifade ettiler. Değerli dostumla bölgesel konuları görüşmeye devam ettik. Gazze-Filistin meselesine ilave olarak Suriye meselesini de kendisiyle görüştük. Suriye’de biliyorsunuz hem Ürdün’ün hem Türkiye’nin önemli teknik ve çıkar konuları bulunmakta. Her iki ülke de Suriye’de yaşanan iç savaştan ziyadesiyle etkilenmiştir. Hem mülteci hem de güvenlik sorunu uzun yıllardır devam etmekte. Bu sorunların giderilmesi konusunda iki komşu ülke olarak ne yapabiliriz? Etraflıca görüştük. Bundan sonra ilişkilerimizi bu sorun etrafında nasıl devam ettiririz diye de görüşme ve tartışma imkânımız oldu.

Bölgesel gelişmelere ilave olarak, iki ülke arasındaki ikili ilişkileri de masaya yatırdık. Özellikle ekonomi, ticaret, yatırım, eğitim, kültür ve turizm gibi alanlarda işbirliğimizin çok iyi düzeyde olduğunu gördük. Küresel ve bölgesel krizler, ekonomik ve ticari ilişkilerimizi çok şükür etkilemedi. Geçtiğimiz yıl ticaret hacmimiz 1 milyar Doları aştı. Bu yıl da olumlu bir gidişat gözlemliyoruz. Ürdün’ün son yıllarda modernizasyon alanında attığı adımları da takdirle takip ediyoruz. Türkiye-Ürdün Karma Ekonomik Komisyonu’nun ilk toplantısını önümüzdeki dönemde gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Ürdün’le mevcut işbirliğimizi her boyutta daha da güçlendirme yönündeki irademizi yineliyoruz.

Sayın Bakan, aziz dostum Sayın Safadi’ye tekrar evsahipliği için çok teşekkür ediyorum.

SORU-

https://www.youtube.com/live/A41X0y3etJM?feature=shared

ÜRDÜN DIŞİŞLERİ BAKANI AYMAN SAFADİ-

https://www.youtube.com/live/A41X0y3etJM?feature=shared

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN-… Bölge ülkeleri olarak bu ne ilk kriz, ne de son kriz olacak. Bu türden krizler hayatımızda hep var olacak.

Önemli olan, bölge ülkeleri olarak, Müslümanlar olarak, bu sorunları çözmede nasıl bir beceri ortaya koyuyoruz? Nasıl bir birliktelik geliştiriyoruz? Ne kadar fazla problem çözme yeteneğimiz var? Bunlara biraz yoğunlaşmamız gerekiyor. Özellikle, bu son kriz vesilesiyle ortaya koyduğumuz işbirliği modalitesi gerçekten çok verimli sonuçlar üretiyor. Katliamın durması, Filistin meselesinin çözülmesi, Filistinlilerin hak ettiği devleti, egemenliği ve güvenliği kazanması için her türlü diplomatik girişimi ortaya koyuyoruz. Konu doğası itibarıyla güç kullanımıyla alakalı bir konu. Dolayısıyla diplomasinin buradaki alanı biraz sınırlı olabiliyor. Fakat eğer biz bölge ülkeleri olarak, Müslümanlar olarak bir araya gelirsek, saflarımızı sıkı tutarsak, bu konuda son derece oyun değiştirici adımlar atmamızın mümkün olacağına inanıyorum.

Filistin meselesi hem uluslararası hukuk açısından, hem ahlaki normlar açısından bizim son derece haklı tarafta durduğumuz bir mesele. Eğer bu kadar haklı bir meseleyi biz bir araya gelip onurlu bir biçimde, güçlü bir biçimde hep beraber savunamazsak, bunun yeterliliğini gösteremezsek bugün bu kriz Filistinlileri gelir bulur, yarın başka bir ülkeyi bulur, başka bir Müslüman ülkeyi bulur... Dolayısıyla gün bugündür. Birlik olup, beraber olup, bu haksızlığa, bu hukuksuzluğa karşı sesimizi olabildiğince yükseltip elimizden gelen bütün beceriyi, kabiliyeti ve dayanışmayı gösterip bu sorunun barışçıl, uluslararası normlara ve ahlaki prensiplere uygun bir şekilde çözülmesi için gereken çabayı ortaya koymamız gerekiyor. Biz bu mekanizmayı hayata geçirdiğimiz zaman, burada altını çizerek söylüyorum, hiçbir güç bölgede bizi istikrarsızlığa sürükleyemez. Egemen, emperyal güçler ne türden böl-yönet planı geliştirirse geliştirsin, ne kadar bölgemizdeki kaynaklara göz dikerse diksin başarıya ulaşamazlar.

Birçok meselede zalim kadar mazlumun da günahı oluyor. Neden? Gereken direnişi ve çabayı ortaya koymadığı için. Onun için, bölge ülkeleri olarak tekrar Filistin meselesinde hep beraber ortaya koyacağımız haklı çabanın çok ama çok değerli olduğunu ifade etmek istiyorum.

ÜRDÜN DIŞİŞLERİ BAKANI AYMAN SAFADİ- https://www.youtube.com/live/A41X0y3etJM?feature=shared

* Interpress deşifresidir.