Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly ile Ortak Basın Toplantısı, 13 Eylül 2023

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Sayın basın mensupları, bugün Ankara’da Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı James Cleverly’i ağırlamaktayız. Kendisini ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum. Ankara’ya hoş geldiniz.

Kıymetli mevkidaşım Dışişleri Bakanı olarak ülkemize ilk ziyaretini yapmakta. Kendisiyle en son Ukrayna İyileştirme Konferansı vesilesiyle Londra’da uzun bir görüşmemiz olmuştu. Daha sonra Vilnius’ta NATO Zirvesinde tekrar görüşme imkânımız oldu. Bugün de burada heyetiyle beraber geldiler. Uzun ve verimli görüşmelerimiz oldu.

Bildiğiniz gibi Birleşik Krallık Avrupa’da önde gelen ortaklarımız arasındadır. Avrupa’nın iki ayrı ucunda, iki önemli NATO müttefikiyiz. Ayrıca, Avrupa Birliği’nin dışında kalan, küresel etki yapabilen iki önemli Avrupa aktörüyüz.

Değerli mevkidaşımla görüşmelerimizde ikili ilişkilerimize dair kapsamlı bir görüş alışverişinde bulunduk. 2007 yılından bu yana stratejik ortak olarak tanımladığımız ikili ilişkilerimiz her alanda derinleşerek gelişmekte. Üst düzey temaslarımızın devamına önem vermekteyiz.

Tatlı Dil Forumunun 8. toplantısını ülkemizde gerçekleştirmeye hazır olduğumuzu bugün Sayın Bakana bir kez daha aktardım. Bu vesileyle, Başbakan Sayın Sunak’ı ülkemizde misafir etmek istediğimizi de söyledim.

Birleşik Krallık, ihracatımızda 4. sırada yer alan önemli bir ticaret ortağımızdır. Geçtiğimiz yıl itibarıyla 20 milyar Dolar ticaret hacmi hedefimize de yaklaşmış bulunmaktayız. Ticaretimizi çeşitlendirmek için karşılıklı olarak tüm imkanlarımızı kullanma arzusundayız.

Ekonomi ve Ticaret Ortak Komitesinin 7. toplantısını ülkemizde düzenleyeceğiz. Aramızdaki Serbest Ticaret Anlaşması’nın kapsamını genişletmeye yönelik ön hazırlıklarımızı tamamlamak üzereyiz. Müzakereleri başlatarak hızla sonuçlandırmayı hedeflemekteyiz.

Turizm alanında da çok verimli bir işbirliğine sahibiz. Birleşik Krallık, ülkemize en çok turist gönderen 3. ülke sırasına yükselmiş durumda.

Savunma sanayii ayrıca önem verdiğimiz diğer bir işbirliği alanı. Mevkidaşımla bu alandaki stratejik işbirliğimizi somut projeler üzerinden ilerletme konusunda mutabık kaldık.

Birleşik Krallık’ı terörizmle mücadelemizde müttefikimiz olarak değerlendiriyor, ortak hareket etmek istiyoruz. Görüşmelerimizde Sayın Bakana bu konudaki görüşmelerimizi aktardım. Beklentilerimizi de ayrıca yineledim.

Düzensiz göçle mücadele konusu da gündem maddelerimiz arasında yer aldı. Göçmen kaçakçılığıyla mücadelede ve düzensiz göçün yönetilmesi için kararlılıkla çalışmaktayız. Birleşik Krallık da bu alanda ortak çalıştığımız ülkelerden biridir.

Tecrübe paylaşımının artırılması için iki ülke arasında çeşitli düzeylerde temaslar gerçekleştirilmekte.

Değerli basın mensupları, bugün ayrıca Kıbrıs meselesi, Ukrayna’daki savaş ve Suriye başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası meseleleri de görüşme fırsatımız oldu.

Kıbrıs’ta garantör ülke olarak Birleşik Kralık’ın önemli bir konumu bulunmakta. Bununla bağlantılı konular ve son dönemde Ada’da yaşanan gelişmeler üzerine kapsamlı değerlendirmelerde bulunma imkanımız oldu.

Ukrayna’daki savaş bağlamında Karadeniz Girişimi’nin yeniden canlandırılmasına dönük çabalarımız da gündemimizdeydi. Küresel sorumluluk bilinciyle bu girişimi tekrar hayata geçirmemiz gerektiği konusunda hemfikiriz.

Kıymetli basın mensupları, önümüzdeki dönemde de Birleşik Krallık makamlarıyla istişarelerimizi en üst düzeyde sürdürmeye devam edeceğiz. Bölgesel ve küresel sınamalar karşısında ortak hareket ederek yakın işbirliğimizi sürdürmemiz önem taşıyor.

Bu vesileyle, Sayın Bakan, değerli dostum James’e ve heyetine ülkemize tekrar hoş geldiniz diyorum.

İNGİLTERE DIŞİŞLERİ BAKANI JAMES CLEVERLY-[SİMULTANE TERCÜME] Sayın Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a göstermiş olduğu sıcak misafirperverlikten dolayı teşekkür etmek istiyorum.

Türkiye’yi, Ankara’yı, Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılında ziyaret etme fırsatımız oldu.

Birlikte çalıştığımız süre içerisinde Sayın mevkidaşımı çok iyi bir dost olarak gördüm. Bence bu gerçekten son derece güçlü olan işbirliği seviyesini de yansıtıyor. Her iki ülke hükümeti arasında ve her iki ulus arasında son derece yakın bir işbirliği var farklı alanlarda.

Bu benim Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı olarak atanmamdan sonra Türkiye’ye yaptığım ilk ziyaret. Ancak, aynı zamanda ülkenizin yaşadığı korkunç deprem felaketinden sonra, Şubat ayından sonra yapmış olduğum ilk ziyaret. Bu çerçevede, bir kez daha şahsım ve ülkem adına can kayıplarından dolayı başsağlığı dileklerimi iletmek istiyorum.

Ve şundan da gurur duyuyorum: Gerçekten bir ülke olarak sizi bu kötü dönemde desteklemeyi başardık.

Aynı şekilde, Libya’da da korkunç bir felaket yaşanıyor selden dolayı. Türkiye son derece önemli bir biçimde sadece yardım alma değil, ama aynı zamanda yardım verme konusunda da isteğini bir kez daha gösterdi. Bu da bizim altını çizmemiz gereken hususlardan bir tanesi.

Birleşik Krallık da Libya’ya bu ihtiyaç duyduğu dönemde destek vermeye hazır.

Türkiye, Birleşik Krallık için vazgeçilmez bir ortak. Sayın Dışişleri Bakanı Fidan ile birlikte, hem bireysel hem de hükümetler arasında bu ilişkiyi nasıl daha da güçlendirebiliriz, nasıl daha iyi çalışabiliriz diye konuşma fırsatımız oldu.

Aslında ilişkilerimiz geçmişe oranla çok daha fazla yakınlaştı. Bu yıl 4 milyondan fazla Birleşik Krallık vatandaşının ülkenizi ziyaret etmesi bekleniyor.

Ve yine aynı zamanda Türkiye’den gelen Birleşik Krallık’ta yaşayan yarım milyonluk çok önemli bir vatandaş grubu da var. Onlar da bizim refahımıza ve ülkemizin, toplumun canlılığına katkıda bulunuyorlar.

İki ülke arasındaki ticaret artıyor ve yaklaşık 25 milyar sterlinlik bir hacmi var. Bu aslında son derece önemli bir artış ve her yıl neredeyse yüzde 25 oranında bir artış gösteriyor. Sayın Dışişleri Bakanı ile birlikte bu anlamda bu ticaret hacminin nasıl devam edebileceğini, bunu nasıl garanti altına alabileceğimizi konuştuk.

Yine aynı şekilde yeni ve genişletilmiş bir Serbest Ticaret Anlaşması’nın da gündeme gelmesi sözkonusu oldu. Bu çerçevede 21. yüzyılın ortaya çıkardığı fırsatlardan yararlanarak dijital ticaret, dijital ekonomi gibi alanları da hizmetlere nasıl katabileceğimizi birlikte değerlendirebileceğiz.

Sayın Dışişleri Bakanı Fidan’ın da ifade ettiği gibi, birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Dünyanın karşılaştığı son derece önemli ve zorlu sınamalarla baş edebilmek için dost olarak, ortak olarak ve müttefik olarak bu çalışmalarımız devam edecek. Bu gerek Rusya’nın yasadışı bir biçimde Ukrayna’ya yapmış olduğu saldırı ve savaş olsun, gerek yasadışı göçle mücadele olsun, ya da birlikte son derece yakın bir biçimde hem kendi ülkelerimizde, hem de bölgedeki gerçekleştirdiğimiz terörizmle mücadele konusu olsun, çalışmalarımızı yakınlaştırmak ve bu şekilde devam ettirmek istiyoruz.

Türkiye’nin bu ortak çabalarımızda, ve Karadeniz Tahıl Girişimi’ni tekrar başlatabilme konusundaki çabalarını takdir ediyoruz. Ortak olarak birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Giderek daha önemli bir sorun hâline gelen gıda güvenliğini sağlayabilmek için de çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Karadeniz’den bu tahılın ithal edilmesi için çabalarımız sürecek.

NATO’da müttefikiz ve yan yana oturuyoruz NATO Zirvesinde. Her iki ülke de birbirini koruma ve NATO’nun diğer üyelerini koruma konusunda son derece önemli bir taahhüde sahip. Barışın korunması, güvenliğin korunması Avrupa’da bizim için son derece önemli. Biz bu anlamda, Türkiye’nin gerçekten NATO ittifakına kayda değer bir biçimde askeri taahhütleri olduğunu biliyoruz. Bu anlamda hem müttefik olarak, hem de ortak olarak her fırsatta çok daha yakın çalışmak için bu çabalayacağız. Çünkü bu şekilde bir çalışmayla biz kıtamızın güvenliğini daha güçlü hale getireceğiz ve her 2 ülkenin de güvenliğini daha güçlü bir seviyeye getireceğiz.

Ben bugün burada, Ankara’dayım, çünkü Birleşik Krallık’ın Türkiye ile ilişkileri bizim için, ortak güvenliğimiz için son derece önemli, aynı zamanda ortak refahımız için son derece önemli. Ancak bunun da ötesinde, bizim ilişkimizin Avrupa için, bölge için bir önemi var ve dünyanın geneli için de son derece önemli bir ilişki bu.

Teşekkür ederim.

SORU- Teşekkür ederim.

Emre Karaca, Haber Global.

Benim sorum Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’a olacak. İki ayaklı sormak istiyorum. Sudan Cumhuriyeti Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdülfettah Burhan bugün Ankara’daydı. Burhan’ın ziyaretinde hangi konular ele alındı, ziyarete ilişkin değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

İkinci olarak, Libya’da 10 Eylül’de meydana gelen kasırga ve doğal afetin büyük bir yıkıma yol açtığını biliyoruz. Sadece Derne’de hayatını kaybedenlerin sayısının 5-6 bin civarında olduğu söyleniyor. Yine aynı şekilde kayıp olan insanların da 10 bin civarında olduğu belirtiliyor. Bu büyük doğal afetin ardından da Türkiye, Libya’ya yardım elini uzattı. Yürütülen yardım faaliyetleri hakkında değerlendirmenizi alabilir miyim?

Teşekkür ederiz.

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Çok teşekkür ederim.

Değerli basın mensupları, bildiğiniz gibi Sudan, Afrika’da önemli bir ülke, büyük bir coğrafyası var, büyük bir tarihi geçmişi var. Hem Afrika’da hem de Kızıldeniz’e olan kıyısı üzerinden Ortadoğu’yla yakın ilişkisi bulunan önemli bir ülke. Maalesef buradaki iç savaş bizi derinden yaralamakta. Türkiye olarak tarihi sorumluluk ve yakınlık hissettiğimiz bu değerli ve kadim ülkeye ne yapabiliriz, hep onun arayışı içerisinde olduk. Savaşan tarafların ikisiyle de temaslarımız devam etmekte. Hem ikili düzeyde hem de uluslararası düzeyde savaşı sonlandırmaya yönelik bütün çabaları desteklemekteyiz. Bunların içerisinde mümkün olduğunca yer almaktayız. Gerek direkt gerek dolaylı, bütün çalışmalarda rol alma konusunda bir kararlılığımız var. Tabii hedef nihai barışı getirmek olmakla birlikte, savaş esnasında yaşanan insani dramlara da sessiz kalmıyoruz. Hem sivil toplum örgütlerimizin faaliyetlerinin koordine edilmesi, hem de savaşan taraflarla koordine ederek diğer insani krizlere hem devlet imkanlarıyla hem sivil toplum örgütleriyle nasıl müdahale ederiz, onların arayışı içerisindeyiz. Bu konuda arazide Büyükelçiliğimiz, sivil toplum örgütlerimiz, diğer devlet kurumlarımız çalışmakta, merkezde Bakanlıklarımız koordine yürütmekteler.

Cumhurbaşkanımızın bu konuda çok yüksek bir hassasiyeti bulunmakta, bu vesileyle Sayın Burhan’la olan görüşmelerinde de bu konu gündeme geldi. Özellikle şu anda yürüyen, çeşitli mecralarda bulunan barış görüşmeleri ne aşamada, onlar ele alındı. Sudan’daki insani, ekonomik ve diğer krize, savaş sürerken Türkiye ne derecede yardımda bulunabilir, o konular gündeme geldi. Yani Türkiye, Cumhurbaşkanımız, Sudan’a her türlü insani yardımı ve desteği vermekte kararlı olduğumuzu bir kez daha yineledi. Aynı zamanda eğer barış için yapabileceğimiz bir hizmet varsa, onun için de her zaman hazır olduğumuz konusu vurgulandı. Bununla ilgili çalışmalarımız kesintisiz devam ediyor.

Diğer soru, değerli arkadaşlar, maalesef Libya’daki olay. Öncelikle dost ve kardeş Libya halkına geçmiş olsun ve taziye dileklerimizi yinelemek istiyorum. Afetin hemen sonrasında yardım çağrıları doğrultusunda Ankara’da kurumlararası bir çalışma yapıldı. Libya’ya ilk yardımlarımızı da dün ilettik. İlk etapta 3 askeri kargo uçağı gönderildi. 168 arama-kurtarma personeli, 2 arama-kurtarma aracı, 2 kurtarma botu gönderildi. Aynı zamanda, Mersin’den denizyoluyla insani yardım koridoru da oluşturmaktayız. İhtiyaç olduğu sürece de buna devam edeceğiz. Alana varan arama-kurtarma personelimiz çalışmalarına derhal başladı. Gönderdiğimiz uçaklarla gıda ve hijyen kolisiyle çadır, battaniye ve benzeri acil ihtiyaç malzemesi de gönderdik. Trablus Büyükelçimiz ve Bakanlığımızdan yetkililer de yardımlarımızın ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını gözetmek üzere afet bölgesine intikal ettiler. Bu sabah itibariyle iyi haber aldık. Sahadaki uzmanlarımız 6 Libyalı kardeşimizi enkaz altından kurtardılar. Duamız ve umudumuz bu sayının artması. Trablus Büyükelçimizin sahadaki gözlemleri ve Libya tarafının taleplerine istinaden hazırladığımız ek insani yardımlar da Libya’ya sevk edilmektedir. Libya’dan gelebilecek ilave yardım taleplerini de elden geldiğince karşılamayı sürdüreceğiz. Bu afet ülkenin doğusunda yaşandı, ancak hem doğu hem de batıdaki Libyalı kardeşlerimiz ülkemizden ortak yardım çağrılarında bulundular. Libya’da birlik ve bütünlüğün temin edilemeyeceği ve Türkiye’ye karşı tepkiler bulunduğu yönündeki mesnetsiz iddialara de en iyi cevabı kendileri vermiş oldular. Kardeş Libya halkını bu nedenle bir bütün olarak kucaklamaktayız.

Bu felaket vesilesiyle, ayrıca Fas’ın Elhuz bölgesinde geçtiğimiz hafta yaşanan depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileklerimizi de yinelemek istiyorum. Dost ve kardeş Fas halkına, bu vesileyle Hükümetine de başsağlığı diliyorum arkadaşlar.

SORU-[SİMULTANE TERCÜME] Ortadoğu Ticaret Koridoruyla ilgili bir görüşme yapıldı mı? Gündemde böyle bir konu var mıydı? Bu anlamda, İsveç’in NATO’ya katılmasıyla ilgili husus değerlendirilip değerlendirilmedi mi, bunu sormak istiyorum.

İNGİLTERE DIŞİŞLERİ BAKANI JAMES CLEVERLY- [SİMULTANE TERCÜME] Evet spesifik olarak aslında Hindistan-Avrupa Ticaret Koridoru konusunu ele almadık, ancak beyanatımda da ifade ettiğim gibi, ikili ticari konuları değerlendirme fırsatımız oldu. Bunun yanısıra, Birleşik Krallık ve Türkiye’nin birlikte yapabileceği çalışmalar nelerdir ve ticari hacmimizi daha çeşitli hale getirebilmek için neler yapabiliriz, özellikle gıda güvenliği ve gıda akışı, gıda koridorlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunduk. Birleşik Krallık açısından bakıldığında biz bu Serbest Ticaret Anlaşması’nın genişletilmesiyle ilgili müzakerelere başladığımızı ifade etmekle kalmıyoruz, aynı zamanda Hindistan’la da tabii ki böyle bir müzakeremiz var. Bu ülkelerle, yani Hindistan ve Avrupa’daki bütün ülkeler ve Orta Asya’daki tüm ülkelerle birlikte gerçekten geniş kapsamlı bir ticari akışımız var. Bu anlamda ticari akışların Batı’ya doğru daha güçlendirilmesi hem kıta Avrupası için ticaret hacimlerini etkileyeceğinden son derece önemli, ama aynı zamanda Birleşik Krallık’a da bunun getireceği artılar var. Tabii ki biz aynı zamanda bir denizcilik ülkesiyiz. Dolayısıyla denizcilik ticari yollarının da desteklenmesi bu anlamda son derece önemli olacaktır. Ve tabii ki Batı’ya akan ticaret yollarının buradaki ulaşımın da daha makul fiyatlara çekilebilmesi için önemli bir katkısı olacaktır. Bu ilişki bizim için gerçekten son derece önemli, her iki tarafın da çıkarlarını ilgilendiriyor.

Sorunuzun ikinci kısmını tekrar hatırlatabilir misiniz? Evet, İsveç’in NATO’ya katılması konusu. NATO üyeliğimizi ve buradaki rolümüzü derinlemesine ele alabildik. Birleşik Krallık’ın İsveç’in NATO’ya katılımıyla ilgili görüşü: Biz, İsveç’in, kapasitesi son derece yüksek bir savunma gücü olduğunu düşünüyoruz. NATO’ya önemli bir katkı getirebileceklerini düşünüyoruz. Aynı zamanda bugün kısaca ama daha önce de daha detaylı bir biçimde Türkiye’nin bu konudaki endişelerini, aşırıcılık, terörizmle mücadele gibi hususlardaki değerlendirmelerini konuşabilme fırsatımız olmuştu. Sayın Bakan tabii ki Türkiye’nin bu konudaki konumunu açıklayacaktır, ancak biz burada önemli olan hususun ortaya çıkabilecek sorunların mümkün olduğunca en kısa sürede ortadan kaldırılması ve böylece İsveç’in NATO’ya üye olmasının desteklenmesi ve bu çerçevede bunun hem NATO’nun genel anlamda savunmasına hem de Türkiye’nin savunmasına ve hepimizin savunmasına katkıda bulunmasını diliyoruz. Özellikle de bu anlamda Türkiye’nin dile getirdiği endişelerle ilgili kolaylaştırıcılık yapmaya çalışıyoruz.

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Teşekkür ederim.

İki önemli soru, kısa cevap vermeye çalışacağım ama, ne derece mümkün olur bilmiyorum.

Birinci sorudan başlayacak olursak, biliyorsunuz bu ticaret yolları son yıllarda yaşanan üç jeopolitik gelişmeden sonra önemli hale gelmeye başladı. Bunlardan birisi pandemi. Pandemi nedeniyle açıkçası kesintiye uğrayan lojistik hatlar, lojistik sistem, ticaret yollarını tekrar gündeme getirdi.

İkincisi, Rusya-Ukrayna arasında yaşanan savaş. Bu savaş, özellikle Rusya’ya uygulanan yaptırım, yeni ticaret yollarının aranmasının önünü tekrar açtı.

Üçüncüsü de, Amerika ile Çin, daha genel çerçevede Batı ile Çin arasında olan rekabet. Şimdi bu üçüne baktığımız zaman yeni ticaret yollarına ilaveten eskiden de tartışılmış, düşünülmüş, teorik tartışmaları yapılmış, ön fizibiliteleri yapılmış diğer ticaret yollarının da aslında tekrar gündeme getirildiğini görüyoruz. Burada bu üç nedene de baktığımız zaman siyaset, güvenlik, gerçek ticari endişeler iç içe girmiş durumda. Yani bir ticaret yolu sadece tek başına ticaretin karşılanması manasına gelmiyor, aynı zamanda jeostratejik rekabetin de bir yansıması. Ben bunların detayına girmek istemiyorum burada. Sorduğunuz G-20’de imzalanan ve Hindistan’dan başlayan projeye baktığımız zaman da orada birinci amacın rasyonalite ve verimlilik olduğu konusunda uzmanların şüpheleri var. Daha çok jeostratejik endişelerin de yol aldığı görülüyor. Bununla beraber şu anda özellikle yine G-20’de Cumhurbaşkanımızın katıldığı görüşmelerde gündeme gelen ve desteğimizin teyit edildiği bir başka koridor projesi de Basra Körfezi’nden gelip Irak üzerinden geçecek olan Kalkınma Yolu projesi. Türkiye şu anda bununla meşgul. Özellikle Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye, Katar bu konuda yoğun görüşmeler içerisinde. Cumhurbaşkanımız özellikle Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı ile yaptığı görüşmede, önümüzdeki birkaç ay içerisinde bu konudaki nihai resmi çalışmaların en azından evrak üzerinde bitirilip pratiğe geçmesi konusunda mutabık kaldılar. Bu ön görüşmeyi Irak makamlarına da ilettik. Buna benzer çalışmalar devam edecek. Bunlar umarım hem bölgemiz için hem insanlık için hayırlı olur.

İkinci sorunuz İsveç’in NATO üyeliğiyle alakalı. Orada biliyorsunuz değerli arkadaşlar, Türkiye Madrid Zirvesi’nde, Vilnius Zirvesi’nde vardığı mutabakatlara, mutabık kaldığı anlaşmalara sadıktır. Burada çizilen yol haritaları, taraflardan beklenen konular, yükümlülükler belli, bu konu çerçevesinde durum ilerlemekte.

Teşekkür ederim.

* Interpress deşifresidir.