AZERBAYCAN DIŞİŞLERİ BAKANI CEYHUN BAYRAMOV-
https://www.youtube.com/live/tcVT7OJ8vpg?si=mKEiSLkEmSngCIcq
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Çok teşekkür ederim.
Değerli basın mensupları, sözlerime başlamadan önce kıymetli meslektaşım,
değerli kardeşim Azerbaycan Dışişleri Bakanı Sayın Ceyhun Bayramov’a
göstermiş olduğu misafirperverlikten ötürü çok teşekkür ederim.
Biliyorsunuz son 20 yıldır değişik görevlerde sayısız kereler Azerbaycan’a
gelme imkanım oldu. Azerbaycan’la olan tarihi stratejik bağlarımız her
geçen gün daha da ileri gitmekte ve ben bu tarihi yolculukta ufacık da olsa
bir rol oynamaktan dolayı büyük bir bahtiyarlık duyduğumu ifade ederek
sözlerime başlamak istiyorum.
Yine Umum Milli Lider Haydar Aliyev’i, doğumunun 100’üncü, ebediyete
intikalinin 20’nci yılında saygı ve rahmetle andığımızı ifade etmek
istiyorum.
Onun liderliği ve vizyonu, Azerbaycan’ı bugün herkesin gıpta ettiği
konumuna ulaştıran yolu açmıştır. Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev de
Karabağ zaferindeki rolü başta olmak üzere, Azerbaycan ve Türk dünyası için
yaptıklarıyla adını tarihe şimdiden yazdırmıştır.
Değerli basın mensupları, değerlendirmeme başlamadan önce, bugün Bakü’de
üzücü bir haber aldım, Kocaeli milletvekilimiz Sayın Hasan Bitmez vefat
etmiş. Meclis’teki mesai arkadaşlarına ve ailesine taziyelerimi buradan
sunuyorum.
Türkiye ve Azerbaycan acı ve mutluluğu aynı yürekte paylaşan iki kardeş
ülkedir. İlişkilerimizi her alanda daha da kuvvetlendirmek, halklarımıza
karşı ortak sorumluluğumuzdur. Sayın Cumhurbaşkanlarımızca imzalanan Şuşa
Beyannamesi bize fevkalade güçlü bir zemin sağlamakta. Biz de kardeşim
Bayramov’la sürekli koordinasyon içerisinde bu beyannamenin gereğini
yapmaya çalışıyoruz.
Küresel istikrarsızlığın ve öngörülemezliğin artarak devam ettiği bir
dönemde, ortak duruşumuzu sürdürmemiz önem taşıyor. Her şeyden önce
ulaştırma ve enerji hatlarının güvenliği bakımından Güney Kafkasya’nın
istikrarı çok önemlidir. Biliyorsunuz Bakü-Tiflis-Kars demir yolu hattı
orta koridorun önemli bir bileşenini oluşturmakta. Küresel tedarik
zincirindeki konumumuzu perçinleyebilmemiz için hattın tam kapasiteyle
kullanıma açılması büyük önem arz etmekte.
Ülkelerimiz arasındaki bağlantısallığın güçlendirilmesini ve halklarımızın
daha da yakınlaşmalarını arzu ediyoruz.
Kars-Nahçıvan demir yolu projesine ilişkin niyet protokolü Sayın
Cumhurbaşkanımızın Nahçıvan’ı ziyaretleri sırasında imzalanmıştı. Bu
projeyi de en kısa sürede hayata geçirmek amacındayız.
Enerji alanındaki fırsat ve riskleri ortak çıkarlarımız temelinde ve
bütüncül bir stratejiyle ele almak durumundayız. TANAP’ın kapasitesinin
genişletilmesi ve Hazar doğal gazının Türkiye’ye ve Avrupa’ya aktarılması
bu stratejimizin önemli unsurlarından biridir.
Yine Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyaretinde temeli atılan Iğdır-Nahçıvan
doğal gaz boru hattı projesiyle enerji iş birliğimize yeni bir boyut
kazandırdık.
Değerli basın mensupları, bugün kıymetli meslektaşımla bölgemizdeki önemli
meseleleri de ele alma imkanı bulduk. Öncelikle Güney Kafkasya’daki
gelişmeleri görüştük. Eylül ayındaki terörle mücadele operasyonuyla
Azerbaycan, Karabağ’da hakimiyetini ve egemenliğini tam anlamıyla tesis
etti. Kendilerini bunun için bir kez daha tebrik ediyoruz.
Operasyonda şehit düşen tüm kahramanlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet
diliyor, kardeş Azerbaycan halkına başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Esasen 3 yıl önceki 44 günlük vatan muhaberesinin ardından bölgede barışın
tesisi yolunda tarihi bir fırsatın belirdiğini söyledik. Bugün gelinen
aşamada bu fırsatın çok daha güçlendiğine ve artık kaçırılmaması
gerektiğine inanıyoruz. Bunun için Azerbaycan ile Ermenistan arasında kalıcı
barış ve sınır tespit anlaşmalarının olumlu bir şekilde seyretmesini de
memnuniyetle karşılıyoruz.
Barış ve huzurun hakim olduğu bir Güney Kafkasya bütün aktörlerin
çıkarınadır. Bu nedenle, tüm taraflar barış ve normalleşme ikliminin
oluşması için çaba göstermelidir. Ne yazık ki Batı’da örgütlenmiş Ermeni
diasporası, Ermenistan halkının içinde bulunduğu zor şartları istismar
etmekte, bazı ülkeleri Azerbaycan’a karşı kışkırtmaya çalışmakta. Bunlarla
uğraşmak yerine, Ermenistan halkının komşularıyla normal ilişkiler kuracağı
bir ortamın oluşması için enerji harcamaları daha doğru olur. Bölge dışı
tüm aktörler de bölgedeki dengeleri gözeten ve normalleşmeyi teşvik eden
politikalar izlemek durumundalar. Geçtiğimiz günlerde iki ülke arasında
birtakım somut güven artırıcı adımların atılması kararından da ayrıca
memnuniyet duyuyoruz. Bu tür adımların devam etmesini ve kapsamlı barış
anlaşmasına giden yolu açmasını diliyoruz. Provokatif adımlarla sürece
zarar vermeye çalışan çevrelerin de bu mutabakattan kendilerine mesaj
çıkarmaları gerektiğini düşünüyoruz. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki
süreçte sağlanacak ivmenin Türkiye ve Ermenistan arasındaki normalleşme
sürecimize de olumlu yansıyacağını hep söylüyoruz. Bölgesel istikrar ve
barışa hiç olmadığı kadar yakınız, bu fırsatın en iyi şekilde
değerlendirilmesi için kardeş Azerbaycan’la yakın eş güdümü kesintisiz
devam ettireceğiz.
Değerli basın mensupları, diğer yandan Gazze’deki insani trajedi maalesef
devam ediyor. Uluslararası düzeyde yürüttüğümüz çalışmalar hakkında
kardeşim Ceyhun Beyi de bilgilendirdim. Biliyorsunuz İslam İş Birliği
Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Zirvesinde savaşın durdurulması ve kalıcı
barışın tesisi için uluslararası düzeyde girişimlerde bulunulması
kararlaştırılmıştı. Dışişleri bakanları olarak en son Amerika Birleşik
Devletleri ve Kanada’da temaslarda bulunduk, yarın da Oslo’da Norveç,
İsveç, Finlandiya, Danimarka, İzlanda, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg
makamlarıyla bir araya gelme imkanımız olacak. Filistin’in haklı davasına
olan bağlılığımızı bir kez daha vurgulayacağız.
Temas Grubu olarak artık sadece İslam ülkelerinin değil tüm dünyanın sesini
duyuruyoruz. Yoğun çabalarımızın da katkısıyla önemli gelişmeler yaşanıyor.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Salı günü yapılan oylamada Gazze’de
derhal ateşkes sağlanmasını talep eden karar için 153 ülke olumlu oy
kullandı. Biliyorsunuz benzer bir karar daha önce sadece 121 oyla kabul
edilmişti, arada geçen sürede ciddi bir artış oldu. Evvelce çekimser kalan
veya aleyhte oy kullanan birçok ülkenin de Filistin’in yanında durma kararı
aldığını gördük. Bu, uluslararası camianın zulmün bitirilmesi yönündeki
iradesini açıkça gözler önüne sermekte. İsrail’i destekleyenlerin bu
tabloyu iyi anlaması gerekiyor, ancak bu da yetmiyor. Amerika Birleşik
Devletleri’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin alacağı kararlara
daha fazla engel olmamasını bekliyoruz. Şu anda Gazze’de ateşkes ile
katliam arasında sadece ve sadece Amerika Birleşik Devletleri duruyor.
Bizim ve uluslararası toplumun mesajı net, Filistinlilere uygulanan zulüm
sona ermeli, hemen ateşkes ilan edilmedi, barış süreci başlatılmalıdır.
Bu vesileyle ben tekrar değerli meslektaşım Sayın Ceyhun Bayramov’a
göstermiş olduğu her zamanki misafirperverliği için teşekkürlerimi
sunuyorum.
Sağ olun.
AZERBAYCAN DIŞİŞLERİ BAKANI CEYHUN BAYRAMOV-
https://www.youtube.com/live/tcVT7OJ8vpg?si=mKEiSLkEmSngCIcq
SORU-
https://www.youtube.com/live/tcVT7OJ8vpg?si=mKEiSLkEmSngCIcq
AZERBAYCAN DIŞİŞLERİ BAKANI CEYHUN BAYRAMOV-
https://www.youtube.com/live/tcVT7OJ8vpg?si=mKEiSLkEmSngCIcq
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Teşekkür ediyorum.
Biliyorsunuz değerli arkadaşlar, konuşmamda da ifade ettim, Türkiye ile
Azerbaycan arasında sarsılmaz bağlar bulunmakta. Bu bağlar gereği, üzerimize
düşen kardeşlik görevi gereği her zaman Azerbaycan’ın haklı davasının
yanında olduk. Biz Azerbaycan’ın haklı davasının yanında olurken, haksız
işgalin sona ermesi ve Azerbaycan’ın kendi topraklarında egemenliğini %100
temin etmesi konusuna destek verdik.
Değerli kardeşimin de ifade ettiği gibi bundan sonraki süreç bölgede bir
barış anlaşmasıyla refah ve kalkınma döneminin başlangıcı olmalı. Bunun
için tarihi bir fırsatın eşiğindeyiz. Türkiye olarak biz bölgede
Azerbaycan’daki işgal son bulduktan sonra artık bir kavgaya, bir çatışmaya
gerek kalmadığını düşünüyoruz. Bundan sonraki yolun barışla ilerletilmesi
gerektiğini her zaman için ifade ettik.
Tabii burada iki ülke arasında yürüyen görüşmelere her türlü desteğimizi
veriyoruz. Özellikle bazı üçüncü ülkeler Türkiye’nin görüşünü almak
istediklerinde de bizim verdiğimiz mesaj her zaman için burada verdiğimiz
mesajdır. Bu konuda biz netiz. Azerbaycan’la Ermenistan arasında
normalleşme sağlandığı zaman Türkiye Ermenistan’la normalleşmesini hemen
yapacak. Bunu Ermeni makamlarına da defaatle ilettik. Dediğim gibi burada
Azerbaycan’la Ermenistan arasındaki normalleşmenin bir an önce tamamlanması
bizim önceliğimiz. Bu konuda da her türlü desteği verdik, vermeye de devam
ediyoruz.
SORU- Fatih Avanos, TRT Haber Azerbaycan.
Birinci sualim Cenap Nazır’a olsun isterim. Muharebenin üzerinden üç yıl
geçti Cenap Nazır. Azerbaycan hep müzakere sürecini gözledi, … müzakereler
Moskova’da, Washington’da her noktada Azerbaycan müzakere sürecine katıldı.
Üç yılın ardından biz somut ilerlemeler, gelişmeler görmeye başladık. Bir
inkişaf sulha doğru… Birinci defa da geçtiğimiz hafta ortak bir beyanat
vardı bu da umutları yeşertti, artırdı. Şunu sormak istiyorum: Yakın zamanda
bir barış mukavelesi imzalanmasını gözleyelim mi? Sizce yakın mıyız artık
barışa? Bunu merak ediyorum. Diğer taraftan da, dün de bir esir takası
gelişmesi olmuştu yeni gelişmeler bu tip somut, iyi, olumlu adımlar olacak
mı?
Aynı sualim çerçevesinde Sayın Nazır da aslında az önce belirtti, Hakan
Bey, Türkiye’nin de bu sürece bakışı nasıl ve bundan sonra da Ankara’nın
Ermenistan’la ilişkileri konusunu da Cenap Nazır’a Sayın Fidan’a iletiyorum.
İkinci sualim de sadece Cenap Hakan Fidan’a olacak. Efendim, 18 bini geçen
sivil katliamları var Filistin’de, her gün siviller öldürülüyor. Siz bir
dizi temaslarda bulundunuz, 2,5-3 aydır sürekli bu temaslarınızı çok
yoğunlaştırdınız. Bu noktada yarınki görüşmelerinizden bahsettiniz biraz
ayrıntı verebilir misiniz, hangi durumdayız savaşa ilişkin?
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Teşekkür ediyorum.
Az önceki soruya cevabımda da ifade ettim değerli arkadaşlar. Biz
Azerbaycan ve Ermenistan arasında devam eden normalleşme görüşmelerinin,
barış görüşmelerinin tamamıyla arkasındayız, bunu destekliyoruz. Burada
bize ne tür görev düşerse onu yapmaya hazır olduğumuzu da ifade ediyoruz.
Tabii bazı ülkelerin yanlış yaklaşımları da zaman zaman söz konusu
olabiliyor. Biz Türkiye olarak uluslararası mecralardaki etkimizi,
ağırlığımızı kullanarak bu konularda yanlış yaklaşımların önüne geçmek için
de gerekli ön alıcı girişimlerde bulunuyoruz. Bu konularda bugün Sayın
Cumhurbaşkanı Aliyev’le ve kardeşimle de detaylı görüşmelerde bulunduk,
yani barış görüşmesi şu anda hangi aşamada, hangi tür merhalelerden geçiyor
bu konuları detayıyla görüştük.
Biz, daha önce de ifade ettiğim gibi, Ermenistan’la normalleşme konusunda
önümüzde herhangi bir engel görmüyoruz. Azerbaycan’la olan barış
anlaşmasının tamamlanmasını bekliyoruz. Tabii ondan sonra çok fazla teknik
ve bazı siyasi konular var, onlar da çözülmeyecek konular değil.
Gazze’yle ilgili olarak ifade etmem gerekirse, buradaki çalışmalarımız
sizin de sorunuzda ifade ettiğiniz gibi çok yoğun bir şekilde devam ediyor
değerli arkadaşlar. Biliyorsunuz benzeri görülmemiş bir katliamla şu anda
karşı karşıyayız. Bu başlı başına tarihsel bir trajedi. Fakat bu trajediden
daha vahim olan bir husus, problemi daha da karmaşık hale getiren bir konu
erdemli olmakla övünen, özellikle Batı merkezli birçok ülkenin bu katliamın
sessiz ortağı olması, arkasında olmasıdır. Tabii bu uluslararası sistemde
büyük bir çöküşün habercisi olmakla beraber çok ciddi jeopolitik fay
hatlarında kırılmalar meydana getirme riski var. Daha belirsiz, daha riskli
bir dünyanın da kapısını açıyor. Eğer uluslararası toplum kendine gelip
ahlaki pusulaya yeniden ittiba etmezse, daha büyük krizlerle ve daha büyük
problemlerle karşılaşmamızın mümkün olacağını görüyoruz. Çağrımız bir an
önce bu savaşın, bu katliamın durdurulması için uluslararası toplumun
üzerine düşen sorumluluğu bir an önce yapması. Bu nedenle İslam İşbirliği
Teşkilatı ve Arap Ligi ülkeleri adına hareket eden yedili temas ve girişim
grubumuzun çok yoğun faaliyetleri var. Biz bu faaliyetlerimiz esnasında,
temaslarımız esnasında biliyorsunuz hem çeşitli başkentlere gidiyoruz hem
çeşitli uluslararası platformlarda -Birleşmiş Milletler dahil- birtakım
görüşmelerde bulunuyoruz. Burada bizim aslında bütün insanlık adına
seslendirdiğimiz görüşler var. Sadece ait olduğumuz platform adına değil.
Bir an önce katliamın durması, ateşkesin sağlanması, insani yardımlara izin
verilmesi ve bu trajedinin tekrar etmemesi için hem İsrail’in hem
Filistin’in güvenliği için iki devletli çözüm çalışmalarına bir an önce
başlanması gerekiyor. Bu konudaki mesajlarımızı net ve istikrarlı bir
şekilde bütün muhataplarımıza vurguluyoruz. Bunlardan birisi denklem dışı
kaldı mı bu sorunun kapsamlı bir çözümü olmayacak. Belki geçici bir
rahatlama elde edilebilir, ama uzun vadeli ve kalıcı bir çözüm için dediğim
gibi iki devletli çözüm meselesinde ısrar etmemiz gerekiyor. An bu andır,
bu anı iyi kullanıp bütün çözümün hayata geçirilmesi için çalışmamız
gerekiyor.
Burada önümüzde çok ciddi sıkıntılar var. O sıkıntıların en büyüğünü de
temasta bulunduğumuz mecralarda açıkça ifade ettiğim için burada da ifade
etmekte beis görmüyorum. Özellikle, İsrail’i destekleyen birçok Batılı
ülkenin elinde İsrail’e baskı yapacak çok fazla bir mekanizma
bulunmamaktadır. Kendi siyasal sistemleri öyle dizayn edilmiş ki İsrail’in
her türlü zulmüne, hukuksuzluğuna kör kalan bir sistemleri var. Yani bu
siyasal sistemleri ve anlayışları reforme edilmeden, İsrail’i dünya
kamuoyunun vicdanına uygun bir politik tarza davet edecek bir girişimde ve
bir yaptırımda bulunma şansları da görünmüyor. Bu ümitsizlik midir?
Değildir, yani bu bir sorundur. Bunu aşmak için uluslararası topluma
gerekli çağrıyı yapıyoruz. Burada bizim temas grubu olarak başarılı
olduğumuzu düşündüğümüz konuların başında aslında böyle bir problemin var
olduğunu kendilerine kabul ettirmek geliyor. Yani böyle bir sorunu tasvip
etmiyorsunuz, İsrail’in insanları öldürmesini, fakat önüne geçmek için de
herhangi bir girişimde bulunamıyorsunuz, bu ciddi bir sıkıntı. Burada
birtakım yavaş ilerlemeler görüyoruz, özellikle başlangıçta İsrail’in
katliamına sessiz kalan birçok Batılı ülkenin son Birleşmiş Milletler Genel
Kurul oylamasında artık ya olumlu oy kullandıklarını ya da çekimser
kaldıklarını görüyoruz. Aslında bu sadece Filistinliler adına değil,
insanlık adına büyük bir kazanım. Tekrar altını çiziyorum, Filistinlilere
yapılan zulüm başlı başına bir trajedi, fakat daha büyük bir trajedi
insanlığın kendi vicdanını kaybetmiş duruma gelmiş olması. İnşallah bu
hatadan en kısa zamanda uluslararası kamuoyu dönecek ve biz bu konudaki
çalışmalarımızı kesintisiz devam ettireceğiz.
Teşekkür ediyorum.
AZERBAYCAN DIŞİŞLERİ BAKANI CEYHUN BAYRAMOV-
https://www.youtube.com/live/tcVT7OJ8vpg?si=mKEiSLkEmSngCIcq
SORU-
https://www.youtube.com/live/tcVT7OJ8vpg?si=mKEiSLkEmSngCIcq
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Evet, değerli arkadaşlar bu konuda konuşmamda
da ifade ettim, Azerbaycan’la eşgüdüm içerisindeyiz. Azerbaycan’la
Ermenistan arasında devam eden barış görüşmelerinin seyrine göre bu konudaki
kararlarımızı da vereceğiz.
SORU-
https://www.youtube.com/live/tcVT7OJ8vpg?si=mKEiSLkEmSngCIcq
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Burada gerçekten çok büyük bir potansiyel
görüyorum. Özellikle orta koridorun tam potansiyeliyle hayata geçmesi
fevkalade önemli. Birkaç açıdan önemli: Birincisi, aslında bölge
ülkelerinin uzun bir aradan sonra belki ilk defa bu denli önemli ortak
kalkınma projelerini, büyük projeleri merkeze almaları ve bunun üzerinden
işbirliği geliştirmeleri bence oyun değiştirici bir hamle. Bu türden
projelerin sayısının artırılması ve özellikle Orta Asya, Kafkasya ve
Türkiye hattı üzerindeki lojistik ve bağlantısallık projelerinin hayata
geçirilmesi hem bölgesel kalkınma için hem işbirliği için fevkalade önemli
diye düşünüyorum. Zaten değerli meslektaşımla da yaptığımız toplantıda bu
türden projelerin sayısının artırılmasıyla ilgili stratejik niyetlerimizi
ortaya koyduk.
SORU-
https://www.youtube.com/live/tcVT7OJ8vpg?si=mKEiSLkEmSngCIcq
AZERBAYCAN DIŞİŞLERİ BAKANI CEYHUN BAYRAMOV-
https://www.youtube.com/live/tcVT7OJ8vpg?si=mKEiSLkEmSngCIcq
* Interpress deşifresidir.