Bugün Ülkemizin NATO’ya üyeliğinin 60. Yıldönümünü kutlamaktayız.

Ülkemiz, Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Atatürk'ün belirlediği yönelimin doğal bir sonucu olarak NATO'daki yerini 60 yıl önce almış, aradan geçen zamanda bölgesel ve küresel barış çabalarında İttifak'a en fazla katkı yapan üyelerden biri olmuştur.

NATO’ya üye olduğumuz 1952 yılından bu yana uluslararası ortam çok değişmiştir; Soğuk Savaş sona ermiş, Soğuk Savaşın ardından ortaya çıkan sınamalarla baş edilmiştir. Ancak, Türkiye’nin NATO’ya üyeliğinin stratejik niteliği değişmemiştir. NATO, Türkiye'nin savunma ve güvenlik politikasının mihenk taşı olmaya devam etmektedir.

Demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi ortak değerleri paylaşan ülkelerin ittifakı olan NATO, Avrupa’da hakça ve kalıcı bir barış ortamının kurulmasına yönelik temel amacını her zaman koruyan, modern dönemin en başarılı İttifakıdır.

Bugün, küresel ekonomik kriz ile Avrupa'daki yansımaları ve Orta Doğu'daki kapsamlı dönüşümün yaratabileceği sancılar gibi yeni risk ve tehditler ile karşı karşıya bulunmaktayız.

NATO, bugüne değin uluslararası meşruiyet temelinde güvenlik ve barışı sağlamada önemli roller oynayabileceğini göstermiştir. Türkiye bir istikrar adası olarak, güçlü ekonomik büyümesi ve dinamizmiyle çevresinde barış ve istikrara aktif katkı yapmaktadır.

Türkiye’nin NATO’ya üye olduğu altmış yıl süresince Türkiye’nin NATO için, NATO’nun da Türkiye için önemi artmaya devam etmiştir.

Türkiye, İttifak’a üye olduğu 60 yıl boyunca olduğu gibi bundan sonra da güvenilir bir Müttefik olmaya ve NATO’ya katkıda bulunmaya devam edecektir.