Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu’nun Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ile Ortak Basın Toplantısı, 7 Aralık 2012, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU- Değerli basın mensupları, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Ban Ki-Moon’u bir kez daha ülkemizde ağırlamaktan büyük bir onur duyuyoruz.

Sayın Ban Ki-Moon, ülkemizi yakından tanıyan, Birleşmiş Milletler sisteminde Türkiye’nin oynadığı rolü takdir eden bir Genel Sekreter olarak her zaman Türkiye’yle ilgili konulara yakın ilgi göstermiştir. Bu sefer de - geçtiğimiz hafta zaten kendisiyle New York’ta, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Filistin oylaması vesilesiyle görüşmüştük - bir bölge turu çerçevesinde ülkemizi ziyaret ediyor. Bugün bildiğiniz gibi İslahiye’de sığınmacı kampını ziyaret etti, orada da bir basın açıklaması yaptı.

Her şeyden önce Suriye krizinde gösterdiği duyarlı tutum, özellikle de mülteciler konusuna olan yakın ilgisi dolayısıyla kendisine teşekkür ediyoruz. Kendisi ilgili ülkelere bizzat giderek mültecilerin durumlarını görmüştür. Suriye’de siyasi olarak başlayan sorun büyük bir insanlık krizine ve bir iç savaş niteliğine bürünmüştür. Bugünkü görüşmelerimizde de Suriye’deki son durumu ele aldık. Sayın Cumhurbaşkanımızla, Sayın Başbakanımızla yaptığımız görüşmelerde detaylı olarak Suriye’de gelinen noktayı bir kez daha ele alma imkânı bulduk. Öncelikle tabii hepimizin hedefi, Suriye’de akan kanın durması ve Suriye halkının iradesi doğrultusunda bir siyasi değişimin yaşanması. Bu konuda Sayın Genel Sekreter de çok ciddi çaba sarf etmiştir. Krizin her aşamasında elinden gelen bütün gayreti göstermiştir. Ancak Birleşmiş Milletler sistemi bir bütün olarak maalesef Suriye konusunda gereken kararlı tutumu sergileyemediği için, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde ortak bir tutum ortaya çıkamadığı için Suriye’deki krizin derinleşmesinin önüne geçilememiştir. Bugün de biz Sayın Genel Sekreter ile her aşamada Suriye’deki krizin aşılabilmesi için yoğun bir temas halindeyiz. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve Arap Ligi Genel Sekreteri’nin Temsilcisi Lahdar Brahimi’yle de ben geçen hafta New York’ta bir görüşme gerçekleştirmiştim. Sayın Ban Ki-Moon’dan son gelişmelerle ilgili bilgi aldık.

Kendisine de özellikle Sayın Putin’in ziyareti ve daha sonrasında ortaya çıkan diplomatik gelişmeler konusunda bilgi aktardık. Doha toplantısı ve o toplantının sonucu olarak muhalefetin birleşmiş olması hususlarına da değindik. Bundan sonra atılacak adımları gözden geçirdik.

Ayrıca, Filistin’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Filistin konusunda alınan kararla Filistin’in üye olmayan devlet statüsü kazanması konusunda sergilediği tutum dolayısıyla da biz kendisine teşekkür ettik. Bugün Filistin’de yeni bir durum söz konusudur ve bu durum çerçevesinde de Birleşmiş Milletler’in Filistin konusunda daha aktif bir tutum sergilemesi hepimizin ümididir, dileğidir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu büyük bir destek sağlamıştır Filistin’e. O gün de oylamada birlikteydik. Bundan sonra da Filistin’de mümkün olan en kısa sürede bir barışın sağlanması ve Filistin halkının hak ettiği devletine kavuşması için çabalarımızı sürdüreceğiz.

Yine Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin gündeminde olan bir başka konuya, Somali konusuna değindik. Somali konusunda Türkiye ciddi inisiyatifler almıştır. İki Birleşmiş Milletler Konferansı’na ev sahipliği yaptık, alanda Birleşmiş Milletler ile birlikte büyük çaba sarf ettik. Dün de zaten Somali Cumhurbaşkanı Türkiye’yi ziyaret etmişti biliyorsunuz. Bu çerçevede Somali Cumhurbaşkanının aktardığı konuları ve Somali’de benim gözlemlediğim hususları Birleşmiş Milletler nezdinde de gündeme getirdik.

Ve nihayet tabii ülkemiz için son derece önemli bir projeyi bir kez daha ele aldık, o da İstanbul’un bir Birleşmiş Milletler şehri haline gelmesi, Birleşmiş Milletler merkezi haline gelmesi. Bu konuda birçok Birleşmiş Milletler ofisinin İstanbul’da bölge bürosunun kurulması söz konusu. Bu konuda verdiği destek dolayısıyla kendisine teşekkür ediyoruz. Zaten biliyorsunuz ‘Üsküdar” şarkısını da doğrudan okuyabilen bir Koreli olarak kendisi fahri İstanbulludur. İstanbul’un bu yeni konumuna da güçlü destek vermektedir. Biz İstanbul’u küresel bir barış merkezi haline dönüştürmeye kararlıyız. Bu çerçevede de Birleşmiş Milletler’in birçok ofisini İstanbul’da ağırlama konusunda gerekli çalışmaları yürütüyoruz. Verdiği destek dolayısıyla kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum ve hoş geldiniz diyorum.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL SEKRETERİ BAN Kİ-MOON- Çok teşekkür ediyorum Sayın Dışişleri Bakanı bu güzel sözlerinizden ötürü ve Birleşmiş Milletler ile birlikte çalışma yönünde gösterdiğiniz kararlılıktan ötürü. Tekrar sizlerle birlikte olmak benim için bir zevk. Karşılıklı olarak ilgi duyduğumuz konuları ele alıyoruz ve bu sefer odak noktamız Suriye meselesi. Hepinizin de bildiği gibi bugün öğleden sonra İslahiye’deki sığınmacıları ziyaret ettim, kampları gezdim ve kendi gözümle görme fırsatı buldum. Hayatın Suriye’dekiler için ne kadar zor olduğunu görme fırsatını buldum. Çünkü, bu insanlar özgürlük, refah ve insan onuru için ülkelerini terk ettiler ve bu noktada ben Cumhurbaşkanı Sayın Gül’e, Sayın Başbakan Erdoğan ve Hükümetine ve Türkiye Cumhuriyeti halkına Suriyelilere karşı göstermiş oldukları muhabbet, cömertlik ve konukseverlik için şükranlarımı sundum. Suriyeli sığınmacılara kapılarını açtığı için şükranlarımı sundum. Bildiğiniz gibi 135 binin üzerinde sığınmacı var, 14 tane farklı kampta şu anda ikamet ediyorlar ve kampların dışarısındakileri de sayarsak bu sayı daha da artıyor. Belki 20 bin kişi de kampların dışında var. Dolayısıyla, bu güvenlik açısından, mali açıdan ve ekonomik açıdan Türkiye için gerçekten önemli bir mesele.

Ben orada birçok sığınmacıyla konuşma fırsatı buldum ve kampların içerisine girme fırsatı buldum ve onlara umut aşılamaya çalıştım, Birleşmiş Milletler adına. Gerçekten oldukça verimli bir gezi oldu. Türk Hükümeti gerçekten çok cömert bir el uzatıyor kendilerine. Türkiye Cumhuriyeti’nin uygulamakta olduğu - herhangi bir ön koşul ortaya koymadan uygulamakta olduğu - açık kapı politikasını da şükranla destekliyoruz, şükranla karşılıyoruz. Ve Birleşmiş Milletler de Türkiye’yi bu konuda, destekleme konusunda taahhütlerini yerine getirmeye devam edecek. Uluslararası camiayı da ivedilikle insani destek vermeye davet edecektir.

Türkiye, Birleşmiş Milletler’in çok güçlü bir ortağıdır. Özellikle barış ve güvenlik açısından, iklim değişikliği, kalkınma çabaları, insan hakları ve insani yardımların yapılması açısından böylesine güçlü bir ortaklığımızın olması bizim için bir onur vesilesi.

Sayın Dışişleri Bakanı Davutoğlu da, oldukça aktif bir şekilde çalışmakta küresel ortamda.

Sayın Bakanın da söylemiş olduğu gibi stratejik fırsatlar konusunda görüşme yaptık, Suriye’deki şiddeti nasıl sona erdirebiliriz, tarafların bir diyaloğa varmasını nasıl sağlayabiliriz ki bu sayede bu konuyu barışçıl bir şekilde siyasi bir sürecin sonucunda çözebilsinler ve Suriye halkının istekleri yerine gelebilsin. Uluslararası camia da bunu istiyor, Suriye halkı da bunu istiyor. Ve bir kez daha bu noktada Sayın Başbakan ve Dışişleri Bakanının ortaya koymuş olduğu olağanüstü diplomatik çabadan ötürü şükranlarımı sunmak istiyorum.

Gerçekten oldukça ayrıntılı konuları ele aldık burada. Sayın Brahimi de, Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği Ortak Temsilcisi Sayın Brahimi de çok sıkı çalışmakta. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve diğer kilit ortaklarımızla birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Suriye’deki Ulusal Koalisyonun da bu yapının içerisinde olduğunu görüyoruz ve şu anda şiddet devam ediyor ve bu kabul edilemez, bu tolere edilemez bir durum. Öncelikle şiddeti durdurmak yönünde adımlar atıyoruz, ondan sonra da yeni dönemde süreci başlatmaya çalışacağız.

Sayın Dışişleri Bakanının da belirttiği gibi birçok ikili konuyu da ele aldık, Somali konusu, Somali’deki durumla alakalı, Kıbrıs meselesi, Filistin meselesi, bunların hepsini teker teker saymayacağım ama bir kez daha ben şükranlarımı sunmak istiyorum Filistin davasına yaptıkları katkıdan ötürü Türkiye Cumhuriyeti’ne.

Gerçekten oldukça ateşli bir konuşma yaptı Sayın Dışişleri Bakanı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda ve birçok üye devlet bu konuşmayı takdir etti, Türk Hükümetinin bu çabalarını da takdir etti.

Sayın Bakan, bir kez daha teşekkür etmek istiyorum ve sorunuz varsa yanıtlamaktan memnun olurum.

SORU- Sayın Moon’a soru sormak istiyorum; Suriye’de bir çözüm bulunacağı konusunda umutvar mısınız? NATO Patriot füzelerini Türkiye sınırına yolladı.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL SEKRETERİ BAN Kİ-MOON- Bence tüm barışsever ve özgürlük sever ülkeler adına şunu söyleyebilirim ki, yeteri kadar şiddet gördük, şu anda da şiddet devam ediyor. Uluslararası camia bir barışı Suriye halkına getirmeyi başaramadı. 21 ay geçti, 4 binin üstünde hayatını kaybeden insan var ve uluslararası camianın Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi ile birlikte daha fazla çaba sarf etmesi, daha fazla çabasını odaklaması için artık vakti geldi diye düşünüyoruz. Aktif görüşmeler, mülahazalar yapılmakta şu anda BM çatısı altında. Ve oldukça aktif ortaklarımız var, onlarla birlikte çalışıyoruz. BM Genel Sekreteri olarak ortaklarımızla bu konuyu sürekli tartışıyoruz ve her zaman için de iyimserlik duygusu içerisinde çalışmaya gayret ediyoruz. Şu anda tabii ki hayal kırıklığı yaşıyoruz, bir taraftan da pozitif düşünmemiz var, iyimserliğimiz var, bu sorunu mümkün olduğu kadar en kısa zamanda çözmeye çalışıyoruz. Uluslararası camianın tek vücut olarak yaptığı çalışma budur.

SORU- Uluslararası camianın tek vücut olmasından bahsettiniz, ama şimdi de Rusya’nın Suriye politikasında bir değişim olduğunu görüyoruz özellikle de Vladimir Putin’in Türkiye ziyaretinden sonra. BM içerisinde daha aktif inisiyatifler alınması konusunda umutlu musunuz Rusya’daki bu politika değişikliği sonrasında?

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL SEKRETERİ BAN Kİ-MOON- Notlarımı aldım ve yakından takip ediyorum. Birkaç gün öncesinde Sayın Başkan Putin’le Sayın Başbakan Erdoğan arasındaki zirveyi yakından takip ediyorum, ettim. Bu toplantının sonucunda duyurulduğu şekilde yeni fikirler, yeni stratejiler tartışıldığı bildirildi. Dışişleri Bakanıyla da bu konunun ayrıntılarını ele aldık. Gerçekten samimiyetle umuyorum ki ortak özel temsilcimiz Brahimi’yle ve diğer kilit nitelikteki ilgili taraflarla birlikte görüş alışverişimizi devam ettirip uluslararası camiada bir konsensüs oluşturmaya çalışıyoruz. Bu noktada uluslararası camianın tek vücutluğu gerçekten çok önemli. Bu birlik önemli. Eminim ki Suriye Hükümeti, Suriye Devlet Başkanı Esad bu konuyu en kısa zamanda çözüme kavuşturmayı kabul edecek, böyle umuyorum. Çok fazla insan şu anda şiddetten nasibini aldı, hayatını kaybetti. Bu durum ne kadar daha bu şekilde devam edebilir? Lütfen buradaki mülteci kamplarına geliniz. Ben Ürdün’dekileri de gördüm, Türkiye’dekileri de gördüm. Bir gün içerisinde 2 tane kamp gezdim. 10 binlerce insan buralarda yaşıyor ve çadırlarda yaşıyorlar, çadırlardan çıkıp buralara gelmişler. Birleşmiş Milletler ve uluslararası camia bu konuyu çözmek için ortak çalışmalı ve bu insanlar evlerine döndürülmeli.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU- Tekrar çok teşekkürler.