Dışişleri Bakanı Sn. Ahmet Davutoğlu’nun İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi ile Ortak Basın Toplantısı, 5 Ocak 2012, Tahran
Dışişleri Bakanı Sn. Ahmet Davutoğlu’nun İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi ile Ortak Basın Toplantısı, 5 Ocak 2012, Tahran

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU- Ortadoğu bölgesindeki gelişmelerin artık ivedilikle sonuçlanmasını beklemekteyiz. Dost ve komşu ülke İran’ın da bu sürece katkı sağlaması gerekmektedir. Suriye’deki liderlere sorumluluklarını hatırlattık. ABD’nin Irak’tan çekilmesi ardından Türkiye’nin tutumu çok açıktır ve Irak’taki liderler Irak’ın geleceğini inşa edeceklerdir. Irak’ın yeniden inşası açısından birlikte çalışacağız ve karşılıklı olarak siyasi ve ekonomik ilişkileri güçlendirerek barış, istikrar ve refah ülkesi haline gelmesi açısından çabalarımızı ortaya koyacağız, desteğimizi devam ettireceğiz. Bu noktada Irak konusunda da şurası çok açık ki, siyasi gerilimler kontrol altına alınmalı ve siyasi liderler Irak’ın geleceğini birlikte inşa etmelidir. Suriye ve Irak’taki dost ve kardeş halklardaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve karşılıklı istişarelerimiz sürmekte. Yine İran’daki görüşmeler çerçevesinde de bu konuları ele almaktayız. Gelecekle ilgili istişarelerimizi sürdürüyoruz. İran’ın nükleer konusuyla ilgili olarak da Sayın Ashton’la ve İran’la karşılıklı olarak görüşmeler sürdürdük. Bu noktadan baktığımızda durum, görüşmelerin başlaması açısından olumlu adımların atılabileceğini göstermekte ve umuyoruz ki iyi sonuçlar yakın zamanda alınacaktır. Bu noktada da bizler elimizden geleni, bütün desteğimizi ortaya koymaktayız.

Sizlerin de bildiği gibi birçok konu bu ziyaret çerçevesinde ele alındı, bölgenin önemli iki ülkesi olarak sürekli istişareyi sürdürmemiz çok önemli. Sık sık bu sorunları, bütün sorunları, süreçleri ele almamız çok önemli. Çünkü bölgemiz tarihi bir dönemden geçmekte, önümüzdeki yüzyılı belirleyecek olan bir süreçten geçmekteyiz. Bu nedenle tüm aktörlerin gerilimi azaltıcı bir rol oynaması ve ortak bir barış alanı oluşturulması açısından bu temasları gerçekleştirmesi ve yapıcı rol oynamaları gerekmektedir. Ve umuyoruz ki bu süreç sonrasında bölgemiz daha istikrarlı ve müreffeh bir yapıya kavuşacaktır.

SORU- İlk sorum şu şekilde olacak: Sayın Dışişleri Bakanı Davutoğlu, şu şekilde anlıyoruz ki, İran ile 5+1 ülkeleri nükleer enerji müzakereler konusundaki sizin arabulucu olma konumunda olduğunuzu anlıyorum. Bu noktada sizin mesajınız ne olacak? İran’a yönelik mesajınız ne olacak bu görüşmelerin başlayabilmesi açısından? İlk sorum bu şekilde ve sorunun devamı olarak da; İran’ın Merkez Bankasına yönelik ABD yaptırımları söz konusu. Bu noktada sonuçlar ne olabilir size göre, bu konuda neler söylersiniz, İran petrolüne yönelik ABD tarafından başlatılan ambargo süreci ne gibi sonuçlar verebilir size göre.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU- Aralık ayında Brüksel’de Sayın Catherine Ashton’la bir araya geldim ve bu çerçevede İran’ın nükleer programı ele alındı. Sizin de bildiğiniz gibi, geçtiğimiz sene Ocak ayında İstanbul’da bir araya gelinmişti, ancak bu noktada ilgili taraflar bundan sonra yazılı olarak belli fikir teatisinde bulundular Ocak ayı sonrasında ve bu süreç çerçevesinde bazı irade beyanları söz konusu oldu görüşmelerin başlayabilmesi açısından. Almış olduğum bu mesajı Sayın Salihi’ye ifade ettim. Görüşmelerin başlamasıyla ilgili olarak önemli olan husus, Türkiye olarak barışçıl adımları destekleme konusunda kararlıyız ve ortaya konulmuş Tahran Antlaşması çerçevesinde vermiş olduğumuz katkılar söz konusu ve o dönemde birlikte çalışmıştık ve umuyoruz ki nükleer müzakereler bir neticeye ulaşır ve bu yolla bazı gerilimler, Ortadoğu’daki bazı gerilimler sona erer. Hem İran’ın uluslararası toplumla daha yakın temasa geçmesi hem de ekonomik anlamda daha güçlü ilişkiler kurabilmesi açısından bölge ülkeleriyle bunu istemekteyiz, güçlü bir irade ortaya koymaktayız ve iki taraf açısından da müzakerelerin sürmesi önemli diye düşünüyoruz. Bu süreçle ilgili olan adımları memnuniyetle karşılamaktayız. Atılabilecek adımların tarihi konusu umuyoruz ki ortaya konulabilir.

İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI ALİ EKBER SALİHİ- Almanya’nın Bonn kentinde Bayan Ashton’la özellikle 5+1 ülkeleriyle İran arasındaki müzakerelerle ilgili olarak görüş teatisinde bulunma imkanı buldum kısa da olsa. Burada belli bir mekan ve zamanın ortaya konulması konusunu ortaya koyduk görüşmelerin başlayabilmesi açısından. Toplantıların mekan ve zamanıyla ilgili olarak bu sürecin başlatılabilmesi konusunu ele aldık ve iki ay önce Sayın Celili yine İran’ın görüşmeleri başlatabilme iradesini ortaya koydu. Ve Ashton bu süreçle ilgili olarak Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nu telefonla aradı ve İran’ın, Türkiye’nin bir sonraki toplantılara ev sahipliği yapıp yapamayacağını sordu Sayın Davutoğlu’na. Ve Davutoğlu, Ashton’a cevaben olumlu cevap verdi, daha sonra İran tarafına iletti Davutoğlu, bu şekilde bu süreç tekrar başlayabilmesi açısından bizler de olumlu görüşümüzü ifade ettik bu sürece. Her iki tarafın görüşmeler çerçevesinde elbette nerede yapılabileceğiyle ilgili olarak görüş alışverişi gerçekleşecek ve buna karar verilecek. Elbette nerede olacağı kararlaştırılacak, ancak elbette Türkiye’nin bu konuda çok önemli bir nokta olabileceği ve orada görüşmelerin gerçekleşebileceği de büyük olasılık olabilir.

İran bütün bu süreçte karşılaşmış olduğu zorlu ve haksız yaklaşımlara karşı durmaya çalıştı ve ambargolara her zaman, boykotlara her zaman karşı olduğunu ifade etti ve haksız olduğunu ifade etti. Ancak bütün bu süreçte, 32 yıl içerisinde bir de çok kez bu şekilde ambargo çabalarıyla karşı karşıya kaldı. Ancak bütün bu rüzgarları göğüsleyebildi ve umuyoruz ki bu süreçle ilgili olarak da yine güven içerisindeyiz.

SORU- Herkese merhabalar. İngilizce olarak sayın dışişleri bakanlarına sorumu ifade edeceğim.

Sayın Davutoğlu, ilk olarak kaçırılmış olan İranlı teknisyenler ve mühendislerle ilgili olacak sorum. Türkiye’de mi bu kaçırılmış olan kişiler ve bu noktada İran’da kaçırılmış olan mühendis ve teknisyenlerle ilgili olacak sorum.

Ve bir başka sorum da Sayın Dışişleri Bakanına; eğer Türkiye bir komşu ülke olarak füze savunma sistemi konusu, bu konuyla ilgili olarak neler düşünüyoruz?

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU- Suriye’deki 7 mühendis konusunda Sayın Salihi de bana o günlerde bilgi aktarmıştı. Biz de açık söyleyeyim bütün İranlı vatandaşların ve sivillerin desteğe ihtiyaç olması durumunda destek vermeye hazırız. Ancak sorunuzdaki ifadede Suriye’deki muhalefetin, Türkiye’deki muhaliflerin burada bir parmağı olduğu konusuyla ilgili olarak şunu ifade etmeliyiz ki hiçbir şekilde herhangi bir suçlamayı kabul edemeyiz ve buradaki muhaliflerin herhangi bir ilişkisi olduğu konusunu kabul edemeyiz. Elbette ki bütün araştırmalarımızı devam ettirmekteyiz. Bu İranlıların ülkelerine dönmesi için bütün çabamızı ortaya koymaktayız ve verebileceğimiz tüm bilgileri de Sayın meslektaşımla paylaşmaktayım. Aynı şekilde nerede olabilecekleriyle ilgili olarak elimizde bulunan bilgiyi paylaşmaktayız.

Öte yandan, defalarca ifade ettim: füze savunma sisteminin bir NATO savunma sistemi çerçevesinde ele alınması gerekmektedir. Yine defalarca ifade ettim bu bir savunma sistemidir. Ve aynı şekilde önleyici bir sistem olup, NATO’nun güvenliği için ve NATO güvenliği çerçevesinde ortaya konulmuş bir sistemdir. Ve aynı şekilde defalarca da ifade etmiş olduğum gibi herhangi bir komşumuza yönelik kullanılmasına hiçbir zaman da müsaade edilmemesi noktasında kesin ifadelerimizi ortaya koyduk. Hiçbir komşu ülkeye de herhangi bir tehdit olduğu da ifade edilmemiştir. Her yerde vurguladık ve vurgulamaya devam ediyoruz. Hiçbir komşumuzdan tehdit algısı içerisinde değiliz ve bunu yeniden tekrar ediyoruz.

Bazı spekülasyonlar bu konuyla ilgili olarak ortaya konulmakta. Sürekli ve biz İran’a güveniyoruz ve İran’ın da bize güvenmesini istemekteyiz ve bunun bu şekilde olduğunu düşünmekteyiz. Farklı yorumlara bu spekülasyonlara da katılmadığımızı da ifade ediyoruz. Çünkü Türkiye’nin politikaları, kardeşlik ilişkileri çerçevesinde geliştirilmeye çalışmakta İran’a yönelik ve İran’ı bu şekilde algılamaktayız. Stratejik anlamda ne şekilde saldırı bakış açısıyla ortaya koymaktayız ne de herhangi bir komşu ülkemize karşı bir durum söz konusu. NATO çerçevesinde bir güvenlik şemsiyesi çalışmasıdır ve herhangi bir komşu ülkeye karşı olmaması konusunda da Türkiye ağırlığını koyarak ifadelerde bulundu. Böyle bir kavramın, böyle bir bakış açısının yerleşmesine dair Türkiye NATO çerçevesinde izin vermedi.

İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI ALİ EKBER SALİHİ- Bu konuya şunları eklememiz gerekiyor: Davutoğlu’nun ifadeleriyle ilgili olarak Sayın Davutoğlu’nun ortaya koymuş olduğu ifadeler ve yazılı metinler söz konusu. Çünkü burada Sayın Davutoğlu’nun Türkçe’den Farsça konuşmasında bir yanlış algılama olabilecek yanlışlar söz konusuydu o nedenle Sayın Davutoğlu İngilizce olarak tekrarlayacak cevabı.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU- The question was in English maybe I should have replied in English, but I thought that many Iranian journalists know Turkish already. Yes, this is very important question about the radar issue. Should I answer the first part of the question and then the second about the missile defense radar, but I underlined the main points. This is purely a defense system and only a radar based in Turkey and this is part of a NATO security system, defense system. And during the negotiations and discussions we especially emphasized and underlined that this system cannot be against any neighbour of Turkey and there cannot be any name as a target or as a threat in NATO documents because of the Turkish position. Today there is no such a concept of threat or target in this system. In principle, as Turkey, we’ve never allowed any attacks from Turkish soil against a neighbour. This is our strategic position and this will be forever. And we don’t have any perception of threat by any neighbour especially from Iran. We have such a strategic relation. We don’t have such a perception of threat and we know we want to reassure that Iran should not have such a perception of threat from the Turkish side. Since you asked how we would feel if there was such a system within any neighbour country, I would like to say that we wouldn’t mind if they have this system in neighbouring countries. They can have their radar installations for any other defense system. Because Turkey does not have any plan to attack any neighbour, if you don’t have any plan to attack any neighbour why we should be worried about neighbours that has such a defense system in their countries. We should think like this. We will support such a system in Iran or in other countries if it is good for their defense, we will just respect that. Turkey does not have any intention to attack any country, therefore we don’t mind any neighbouring country having such a system to protect themselves. If you don’t have any plan of attack towards any other country, why you should be worried about defense system in a neighbouring country. This is our relation with Iran. It is a historic relation and for almost for centuries we have a stable border and we will have until the end of the history. Nobody should worry about it and Turkish–Iranian friendship in this sense is strong enough to respond all kind of speculations. We should not allow any speculations in both public opinions to display negative scenarios. As I said Iran there was no reference to a particular country or Iran in any NATO document. In all documents there is no reference to Iran as a target or threat country and Turkey will not allow this to be in NATO documents and procedures.

İranlı muhabirler zaten Türkçe biliyorlardır ancak ben tekrarlayayım İngilizce olarak. Sayın Dışişleri Bakanın uyarısına istinaden. Füze savunma sistemiyle ilgili olarak bu radar sistemiyle ilgili olarak cevabımı tekrarlamak istiyorum. Altını çizerek ifade ettiğim konu, bu sadece ve sadece bir savunma sistemidir. Bir tanımlama, radar sistemidir Türkiye’de konumlanmış olan sistem ve bu NATO savunma sisteminin bir parçasıdır. Ve bu süreç içerisinde müzakere ve değerlendirme sürecinde kesin olarak ifade ettik ki, bu sistem hiçbir şekilde Türkiye’nin herhangi bir komşusuna karşı olamaz ve herhangi bir şekilde bir hedef ya da tehdit olarak algılanamaz. Bunu çok kesin bir şekilde NATO dokümanlarında ifade ettik ve bu dokümanlara girmesini sağladık. Herhangi bir tehdit ya da hedef kavramıyla özdeşleşmemesi için. Bu açıdan Türkiye hiçbir zaman Türk topraklarından herhangi bir komşusuna herhangi bir tehdit olmayacaktır, herhangi bir saldırı söz konusu olmayacaktır ve her hangi bir komşudan da özellikle İran’dan herhangi bir tehdit algılamamaktayız Türkiye olarak biz çok eski ilişkilere sahibiz. Ve İran da ifade ettiğim gibi Türkiye tarafından herhangi bir tehdit algısı hissetmemeli. Şayet herhangi bir komşu ülkede böyle bir savunma sistemi ile ilgili olarak bir sistem olsa, başka bir ülkede ya da komşu ülkelerimizde olsa biz bunu aslında memnuniyetle de karşılayabiliriz, çünkü Türkiye’nin kimseye herhangi bir saldırı planı yoktur. Eğer başka bir ülkeye karşı saldırı planınız yoksa neden başka bir ülkedeki savunma sistemi sizi kaygılandırsın. Böyle düşünmek lazım. Eğer savunma sistemi olsaydı, savunması açısından İran böyle bir savunma sistemi kuruyor olsaydı Türkiye buna sadece saygı duyardı. Herhangi bir ülkeye Türkiye’nin saldırı niyeti söz konusu değildir. Böyle olduğu zaman da herhangi bir güvenlik sistemi açısından belli bir ülkenin, komşu bir ülkenin savunma sistemi kurması Türkiye’nin aslında çok da kaygıyla izleyeceği bir durum olmazdı diye düşünüyorum. Biz bu noktada İran’la çok uzun zamandır istikrarlı bir sınıra sahibiz ve şunu düşünüyoruz ki, bu sınır çok uzun süre tarih sonuna kadarda güvenli bir şekilde istikrarlı bir şekilde kalacaktır diye düşünmekteyiz. Ve bu noktada herhangi bir spekülasyona mahal vermememiz gerekmekte. Kamuoyu nezdinde böyle bir görüş, algı oluşmaması gerekiyor. Herhangi bir olumsuz senaryo oluşmaması gerekmekte. Herhangi bir NATO belgesinde, açık bir şekilde ortaya konulmuş belgelerde İran bir tehdit olarak ya da bir hedef olarak ortaya konulmamaktadır. Türkiye böyle bir duruma zaten NATO süreçlerinde izin vermez.

SORU- İran’ın tutumunu Bahreyn ve Suriye konusunda ne şekilde görüyorsunuz?

İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI ALİ EKBER SALİHİ- Giriş sürecinde de o konuşmamın başlangıcında da ortaya koymuş olduğum gibi bu konuda bölgedeki gelişmeler aslında önemli bir süreç ve aslında dengeli bir tutumu söz konusu İran’ın. Çok geniş halk ayaklanmaları söz konusu ve insanlar yasal haklarını ifade etmekteler ve bu talepleri destekliyoruz. Elbette ki bu talepleri desteklerken diğer taraftan da uluslar arası taahhütler ve prensipleri bağlılığımızı ortaya koymaktayız prensiplere ve taahhütlere bağlılıkta başka bir ülkenin İçişlerine karışmama konusu örneğin, herhangi bir ülke tarafından başka bir ülkenin işlerine karışılmasını kınarız. Bu açıdan baktığımızda birçok gelişe gerçekleşmekte. Ve bizim tutumuz bu şekilde. Türkiye’de aynı şekilde tutuma sahiptir diye düşünüyorum. Bahreyn, Suriye ya da başka bir ülkede bizim tutumuzda bu şekilde. Teşekkürler Sayın Dışişleri Bakanları basın toplantısının sonuna geldik.