Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu Ortak Stratejik Planlama Grubu Üçüncü Toplantısı Ortak Bildirisi, 17 Nisan 2013, İstanbul

Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu Ortak Stratejik Planlama Grubu Üçüncü Toplantısı Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı A. Davutoğlu ile Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı S.V. Lavrov’un başkanlığında 17 Nisan 2013 tarihinde İstanbul’da düzenlenmiştir.

Dışişleri Bakanları toplantıda tüm veçheleriyle ikili ilişkilerin durumu ile bölgesel ve uluslararası konulardaki işbirliği imkanlarını ele almışlardır.

***

Bakanlar, Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasındaki ilişkilerin daha ileri bir seviyeye taşınması yönünde iki ülke liderleri tarafından defaatle teyit olunan ortak siyasi iradenin altını çizmişlerdir. Bakanlar, Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu ilişkilerinin daha da geliştirilmesini teminen mevcut ivmenin kuvvetlendirilmesi hususunu da teyit etmişler, bu amaçla siyasi diyalogun yoğunlaştırılarak sürdürülmesinde mutabık kalmışlardır.

Bakanlar, iki ülke arasında oluşturulan Üst Düzey İşbirliği Konseyi’nin ve bu Konseyin bünyesindeki organların çalışmalarının ilişkilerin geliştirilmesinde öncü bir rol oynadığını vurgulamışlardır.

Bakanlar, Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında herhangi bir ikili siyasi sorun bulunmadığına memnuniyetle dikkat çekerek;  siyasi ilişkilerin, ekonomik-ticari işbirliğinin, kültürel münasebetlerin ve beşeri temasların ne şekilde daha da geliştirilebileceğini tüm yönleriyle ele almışlar ve kapsamlı görüş alışverişinde bulunmuşlardır.

Bakanlar, iki ülke arasında karşılıklı yarara dayalı ticari-ekonomik işbirliği çerçevesinde ticaret hacminin 100 milyar Dolar olarak belirlenen seviyeye çıkarılması ve yatırım işbirliğinin daha da geliştirilmesi hedefleri istikametinde kaydedilen gelişmeleri ele almışlar;  “Akkuyu” sahasında Nükleer Güç Santrali, “Güney Akım” Doğalgaz Boru Hattı ve Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattının inşası gibi iki ülkeyi ilgilendiren projelerin hayata geçirilmesinin ve enerji alanında mevcut stratejik işbirliğinin pekiştirilmesinin önemi üzerinde durmuşlardır.

Bakanlar, beşeri ve kültürel temasların arttırılmasının ikili ilişkilerin tüm alanlarda gelişmesinde önemli bir işlev göreceğini vurgulayarak, bu bağlamda iki ülke arasında kurulması kararlaştırılan kültür merkezlerinin en yakın zamanda faaliyete geçmesi için ilgili tüm kurumlarca gerekli işlemlerin tamamlanmasının önemi hususunda mutabık kalmışlardır.

Bakanlar, Üst Düzey İşbirliği Konseyi bünyesindeki Toplumsal Forum’un kapsamlı faaliyetlerine başlaması gerektiği konusunda görüş birliğine varmışlardır.

Bakanlar, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Rus Ortodoks Kilisesi arasında başlatılan diyaloğu toplumlar arası etkileşimi artıran bir diğer unsur olarak önemsediklerini vurgulamışlardır.

Bakanlar, iki ülke arasındaki işbirliğinin daha da ilerletilmesi için büyük bir potansiyel bulunduğunu kaydederek, bu potansiyelin yeni somut sonuçlara ulaşacak şekilde hayata geçirilebilmesi için Dışişleri Bakanlıkları arasında muhtelif konularda sürdürülen istişarelerin daha da yoğunlaştırılması talimatını vermişlerdir.  Bu kapsamda, önümüzdeki 4. OSPG toplantısına kadar Dışişleri Bakanlıkları arasında gerek görüldüğünde ikili, bölgesel ve uluslararası konularda, geçmişte olduğu gibi, istişareler gerçekleştirilmesinin yanısıra; ikili siyasi diyalog, silahların kontrolü ve silahsızlanma, Orta Doğu ve Kuzey Afrika, Avrasya, Balkanlar, Kıbrıs, Asya-Pasifik Bölgesi, Güneydoğu Asya, ilgili Avrupa ve Avrupa-Atlantik örgütlerinde işbirliği, Siyaset Planlama, Terörle Mücadele, Diplomatik/Konsüler Yerleşim ve Gayrımenkuller ile Konsolosluk  konularında istişareler yapılması kararlaştırılmıştır.

Bakanlar, 3 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen III. ÜDİK Zirvesi’nde vardıkları mutabakat çerçevesinde, iki ülkenin paylaştığı geniş coğrafyadaki önemli ortak çıkarların bölgesel istikrar ve refaha olası katkılarını değerlendirmeye matuf istişarelerin, Avrasya ve Balkanlar konulu görüşmelerle başlatılmış olmasını memnuniyetle not etmişler, bu çerçevede aşağıda kayıtlı görüş ve değerlendirmelere dair ortak yaklaşımlarını teyit etmişlerdir.

***

Bakanlar, Avrasya’nın 21. yüzyılda küresel siyasi ve ekonomik gelişmelerin odak noktası olacağını vurgulamışlardır. Bakanlar, ortak “bölgesel sahiplenme” ilkesini dikkate alarak ve Türkiye ile Rusya arasında 2001 yılında imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında Avrasya’da İşbirliği Eylem Planı” başlıklı belgeye atıfla, bölgeye yönelik ortak barış, güvenlik, istikrar ve refah vizyonlarını teyit etmişlerdir.

Bu bağlamda Bakanlar, tüm bölgedeki sürüncemede kalmış ihtilafların ve sorunların kapsamlı siyasi diyalog vasıtasıyla, diplomatik ve barışçı yöntemlerle ve Birleşmiş Milletler Şartı’nda kayıtlı ilkelerle tam uyum içerisinde çözümünün kolaylaştırılmasına yönelik ortak çabalar da dahil olmak üzere, Avrasya’da ikili işbirliğinin güçlendirilmesine konusunda görüş alışverişinde bulunmuşlardır.

Bakanlar, bu ortak vizyon çerçevesinde, insani, ticari, ekonomik ve akademik konularda, şiddet içeren aşırıcılığın her türlü şekliyle ve radikal akımlarla, terör, uyuşturucu kaçakçılığı başta olmak üzere organize suçlarla mücadele gibi alanlarda, bölgesel işbirliği, refah ve istikrara katkı sağlayabilecek projeler tasarlayarak bunları hayata geçirme konusunda işbirliğini geliştirme yönünde çaba sarfetme niyetlerini beyan etmişlerdir.

Rus tarafı, Rusya Federasyonu-Belarus-Kazakistan’ın oluşturduğu Gümrük Birliği; Ortak Ekonomik Alan ve Avrasya Ekonomik Birliği’nin tesisi konusunda yapılan çalışmalar hakkında bilgi vermiştir. Türk tarafı bu önemli faaliyetleri ve projelerin hayata geçirilişini dikkatle izlediğini belirtmiştir.

Bakanlar, iki ülke arasında yakın bir gelecek için ortaklaşa hedeflenen ticaret hacmi seviyesini arttırma gayretlerinin Avrasya bölgesinde de ekonomik işbirliğine olumlu etki yapacağını teyit etmişlerdir.  Bu bağlamda, Bakanlar bölgesel ticaretin artırılması için ortak hareket etme kararlılığındadırlar.

Bakanlar, Karadeniz Ekonomik İşbirliği örgütünün yararlı çalışmaları ve “Karadeniz Deniz İşbirliği Görev Gücü”nün (BLACKSEAFOR) yanısıra, “Karadeniz Uyumu Harekatı” ile Karadeniz’de Güven ve Güvenlik Arttırıcı Önlemler Belgesi kapsamında, Karadeniz bölgesinde güvenlik işbirliği ve refahın güçlendirilmesinin önem taşıdığını teyit etmişlerdir.

Bakanlar, Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı (AİGK) ve Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) dahil olmak üzere, Avrasya’ya dair konularda ilgili uluslararası ve bölgesel örgütlerde işbirliğinin derinleştirilmesinin önemine dikkat çekmişlerdir.

Bakanlar, 2014 sonrası dönemde Afganistan’da kalıcı istikrarın sağlanmasına yönelik bölgesel işbirliğine dair yoğun istişarelerde bulunulmasının önemini vurgulamışlardır. Bakanlar, bölgesel yaklaşım ve süreçlerin önem taşıdığına dikkat çekmişler, bu düşünceyle İstanbul Süreci kapsamında bölgesel işbirliğinin derinleştirilmesi niyetlerini beyan etmişler, bu vesileyle İstanbul Süreci’nin ŞİÖ gibi diğer bölgesel girişimlerin bir alternatifi olmadığını, tam tersine var olan mekanizmaları tamamladığını kaydetmişlerdir.

Bakanlar, Kore Yarımadası’ndaki de dahil olmak üzere Asya-Pasifik bölgesi ve Güneydoğu Asya’daki duruma dair fikir teatisinde bulunmuşlardır. Bakanlar, karşılıklı güvenin derinleştirilmesi, sürdürülebilir kalkınma için gerekli şartların sağlanması ve uluslararası hukuk, eşitlik, şeffaflık ve güvenliğin bölünmezliği ilkeleri temelinde bölgede güvenliğin sağlanmasına yardımcı olunmasını teminen Asya’da çoktaraflı işbirliğinin geliştirilmesine duyulan ihtiyaca dikkat çekmişlerdir.

***

Bakanlar, Balkanlar’da kalıcı barış ve istikrarın sağlanması, ekonomik kalkınmanın pekiştirilmesi ve çok kültürlü toplum yapılarının desteklenmesi amacıyla işbirliği yapmayı taahhüt etmişlerdir.

Bu anlayıştan hareketle Bakanlar, siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda projeler geliştirmek hususundaki niyetlerini teyit etmişlerdir.

Bakanlar, Balkan ülkelerinin Avrupa kurumlarına aktif olarak katkıda bulunma perspektiflerini memnuniyetle not etmişlerdir.

Bakanlar, Bosna-Hersek’in egemenliği ve toprak bütünlüğüne desteklerini teyit etmiş ve Barışı Uygulama Konseyi - Yönlendirme Kurulu üyesi iki ülke sıfatıyla, bu ülkenin bağımsız, demokratik bir devlet olarak gelişimine katkı sağlama arzularını yinelemişlerdir. Bu çerçevede Bakanlar, Bosna-Hersek’in, Dayton Barış Anlaşması’nda kayıtlı ilkeler temelinde, işleyen bir devlet mekanizmasına sahip olmasının teminine dair taahhütlerini yinelemişlerdir.

Bakanlar, ayrıca, Dayton Barış Anlaşması’nda kayıtlı ilkelere ve Bosna-Hersek’in anayasal yapısına bağlılıklarını teyit ederek, ülkenin tüm siyasi liderlerini ulusal uzlaşı ve diyalog yoluyla ve reformlara odaklanmak suretiyle güncel ve uzun vadeli tüm sorunların çözümü için işbirliği yapmaya davet etmişlerdir.

Bakanlar, Kosova bağlamında Belgrad ile Priştine arasında sürdürülen diyalog sürecine olan desteklerinin altını çizmişler, süreçte bugüne kadar kaydedilen ilerlemeden duydukları memnuniyeti vurgulamışlar ve Belgrad-Priştine ilişkilerinin normalleşmesinin tüm bölge üzerinde sağlayacağı olumlu etkiye dikkat çekmişlerdir.

Bakanlar, Makedonya’nın çok kültürlü yapısıyla Balkanlar’daki barış ve istikrar açısından önemini not etmişler, isim sorununun BM’nin arabuluculuğunda her iki tarafın siyasi iradesi ve diyalog yoluyla biran önce çözüme kavuşturulmasına yönelik beklentilerini dile getirmişler ve Ohri Çerçeve Anlaşması’nın lafzına ve ruhuna uygun olarak harfiyen uygulanması gereğine vurgu yapmışlardır.

***

Bakanlar, Suriye’deki durum konusunda kapsamlı fikir alışverişinde bulunmuşlardır. Bakanlar, meydana gelen can kaybı, geniş çaplı yıkım ve insani acılardan ve ayrıca ihtilafın komşu ülkeler ve tüm bölge üzerindeki etkilerinden duydukları derin endişeyi ifade etmişlerdir. Bakanlar, ihtilafın, Suriye halkının meşru talepleri uyarınca barışçıl yoldan çözümüne desteklerini yinelemişlerdir. Bakanlar ayrıca, 30 Haziran 2012 tarihinde Suriye Eylem Grubu tarafından yayınlanan nihai bildiriyle uyumlu olarak işbirliklerini sürdürme hususunda mutabık kalmışlardır.

Bakanlar, Arap-İsrail ihtilafına, ilgili BM Güvenlik Konseyi Kararları, barış için toprak ilkesi de dahil olmak üzere Madrid İlkeleri, “Yol Haritası”, Arap Barış Girişimi ve daha önce taraflarca üzerinde mutabık kalınan hususlar temelinde, kapsamlı, adil ve kalıcı bir çözüm bulunması lüzumunu vurgulamışlardır. Bu çözümün nihai amacı, İsrail ve diğer komşularıyla barış ve güvenlik içerisinde bir arada var olacak, bağımsız, yaşayabilir, 1967 sınırları içerisinde toprak bütünlüğüne sahip Filistin Devleti’nin kuruluşu olmalıdır. Bakanlar, BM’de “üye olmayan gözlemci devlet” statüsü kazanılmasının Filistin sorununun müzakere ve uluslararası alanda devlet olarak tanınması yoluyla iki devletli çözüme giden yolda önemli bir adım olduğu hususunda mutabık kalmış ve Filistin’in bu yöndeki çabalarına yönelik desteklerini teyit etmişlerdir.

Bakanlar, Kıbrıs sorununun sadece BM çerçevesinde, iki tarafın siyasi eşitlik ve siyasi uzlaşı temelindeki mutabakatı yoluyla çözülebileceğini ve Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözümün Doğu Akdeniz’de barış, istikrar ve refahın güçlendirilmesine katkıda bulunacağını not etmişlerdir.

Bakanlar, Güney Kafkasya, İran’ın nükleer programı, Orta Doğu, Orta Asya, Afganistan, Afrika, Avrupa Güvenliği’nin yanısıra geniş bir yelpazede belli başlı uluslararası konuları ele almışlardır. Bakanlar, özellikle, NPT (Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması) Gözden Geçirme Konferansı’nın ilgili kararına uygun olarak, Orta Doğu’nun KİS’lerden (kitle imha silahları) arındındırılması konusundaki konferansın toplanmasına desteklerini ifade etmişler, Orta Doğu bölgesinin tüm devletlerini sözkonusu konferansın hazırlığı ve gerçekleştirilmesinde aktif biçimde yer almaya davet etmişlerdir.

Dışişleri Bakanları ayrıca, BM, Avrupa Konseyi, AGİT, İslam İşbirliği Teşkilatı, KEİ, ŞİÖ ve AİGK/CICA gibi uluslararası örgütler ve G20’de Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasındaki işbirliğini geliştirmenin yolları ve araçları üzerinde görüş alışverişinde bulunmuşlardır.

Bakanlar, çeşitli uluslararası örgüt ve görevlere dair adaylıklarda karşılıklı destek sağlanmasına ilişkin konuları ele almışlardır.

***

Bakanlar, Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu arasındaki, her iki ülke halklarına hizmet eden işbirliğinin tüm alanlardaki gelişiminden duydukları memnuniyeti ifade etmişlerdir. Bakanlar, bu toplantı sonuçlarının 2013 yılının ikinci yarısında Rusya Federasyonu’nda düzenlenecek Üst Düzey İşbirliği Konseyi Dördüncü Toplantısı’nda liderlere sunulması hususunda mutabık kalmışlardır.