Suriye Konulu Abu Dhabi Toplantısı'nda Kabul Edilen Ortak Açıklama, 13 Mayıs 2013, Abu Dhabi

Suudi Arabistan, Ürdün, Katar, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanları, Mısır Dışişleri Bakanının da katılımıyla Suriye'de süregiden durumu bölgesel bir bakış açısıyla ele almak üzere 13 Mayıs 2013 tarihinde Abu Dhabi'de biraraya gelmişlerdir.

 

Bakanlar, Suriye'deki gelişmelere ve bölgenin istikrarsızlaştırılması yönünde artan potansiyele ilişkin duydukları güçlü endişeyi dile getirmişlerdir. Bakanlar, 80.000'den fazla Suriyelinin yaşamına mal olan ve tarifsiz insani acılara yol açan şiddetin sorumluluğunun rejime ait olduğunu yinelemişlerdir.

Bakanlar 11 Mayıs 2013 tarihinde Türkiye'nin Reyhanlı ilçesindeki bombalamaları şiddetle kınamışlardır. Türkiye ile dayanışmalarını ifade etmişler, ölenlere ve ailelerine taziyelerini iletmişlerdir. Türk Dışişleri Bakanı saldırıya ilişkin ilk bulgular hakkında Bakanlara bilgilendirmede bulunmuştur. Bakanlar, benzeri saldırıların bir sonucu olarak ihtilafın bölgeye yayılması tehlikesine dikkat çekmişlerdir.

 

20 Nisan 2013 tarihinde İstanbul'da düzenlenen çekirdek grup Bakanlar Toplantısı temelinde, Suriye'deki kanlı ihtilafa son verilmesinin siyasi bir çözümle mümkün olabileceğine dair inançlarını yinelemişlerdir. Maalesef bunun gerçekleşmesini engelleyen Cumhurbaşkanı Esad'ın rejimidir. Bakanlar, Suriye halkının meşru talepleri karşılandığı takdirde ve Cumhurbaşkanı Esad, rejimi ve ellerine kan bulaşmış ekibinin Suriye'nin geleceğinde yeri olmayacağı anlayışı çerçevesinde, 30 Haziran 2012 tarihli Cenevre Bildirisinin bu çözümün elde edilmesine uygun temel teşkil ettiğini ifade etmişlerdir.

Bakanlar, Rusya Federasyonu ve ABD'nin Cenevre Bildirisinin tam olarak uygulanmasını ve buna göre Suriye'de tam icra yetkisine sahip bir geçiş hükümetinin kurulması konularını ele almak üzere toplantı çağrısını not etmişlerdir.

 

Bakanlar Suriye Askeri Konseyi'ne yönelik desteklerini yinelemişler ve Konsey’in sahada olumlu değişimler ve ilerleme kaydedilmesindeki merkezi rolünü teslim etmişlerdir.

 

Bakanlar Suriye halkının tek meşru temsilcisi olarak Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonuna yönelik desteklerini yinelemiş ve Suriye toplumunun çeşitliliğini yansıtacak şekilde birleşik ve güçlü bir cephe oluşumu için Koalisyonun genişlemesini memnuniyetle karşılamışlardır.

 

Bakanlar, Suriye içindeki ve komşu ülkelerdeki yaklaşık 1,5 milyon mültecinin maruz kaldığı umutsuz insani durumun sorumluluğunun rejime ait olduğunu vurgulamış, bu kişilerin içinde bulunduğu koşulların rejimin sivilleri hedef alan taktiklerinin ve uluslararası insani yardımların geçişine sistematik bir şekilde karşı çıkmasının doğrudan sonucu olduğunun altını çizmişlerdir. Komşu ülkelerdeki vahim insani durum karşısında uluslararası yükün uluslararası toplum tarafından paylaşımı ilkesine dikkat çekmişlerdir. 

 

Bakanlar rejim güçlerinin Suriye'de kimyasal silahlar kullandıkları yönündeki güçlü belirtilerden ve raporlardan duydukları derin kaygıyı ifade etmişlerdir.  Bakanlar uluslararası topluma bu silahların kullanılmasının önlenmesine yönelik gerekli tüm önlemlerin alınması çağrısında bulunmuşlardır. Bu ciddi suçların kapsamlı bir şekilde soruşturulabilmesini teminen BM'ye izin verilmesinin önemini vurgulamışlardır.

 

Son olarak, Bakanlar aralarında ve uluslararası ortaklarıyla işbirliği ve eşgüdümün sürdürülmesi ve Suriye halkıyla dayanışma içinde olmaya devam edilmesi hususlarında mutabık kalmışlardır.

                                                                      

                                                                                                          13 Mayıs 2013, Abu Dhabi