Suriye Halkının Dostları Çekirdek Grubu Açıklaması, İstanbul, 15 Temmuz 2014

Suriye Halkının Dostları Çekirdek Grubu olarak, Staffan de Mistura’nın BM Genel Sekreteri’nin yeni Suriye Özel Temsilcisi olarak atanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Özel Temsilci’ye görevinde tam destek ve işbirliği sağlanması hususunda tüm taraflara ve uluslararası topluma çağrıda bulunuyoruz.

Ahiren düzenlenen seçimler sonucunda Suriye Ulusal Koalisyonu’nun Hadi Al Bahra başkanlığında yeni bir liderliğe kavuşmasını da memnuniyetle karşılıyoruz. Yeni liderlikle sürekli ve yakın işbirliği içinde hareket etmeyi bekliyoruz.

Suriye’de süregiden ihtilafa halkın meşru talepleri doğrultusunda siyasi çözüm bulunmasına yönelik tüm çabaları destekleme kararlılığımızı teyit ediyoruz.

Suriye halkının acılarına ve akan kana son verilebilmesi amacıyla, Cenevre Bildirisi’nin (30 Haziran 2012) tam olarak uygulanması suretiyle gerçek bir siyasi geçişe ihtiyaç duyulduğuna ilişkin güçlü inancımızı yineliyoruz. Mevcut diktatörlük sona ermelidir. Geçiş süreci, ortak rızaya dayalı ve tüm Suriyeliler için güvenlik teminatı sağlayan, tam icrai yetkileri haiz bir Geçiş Yönetimi marifetiyle ve Suriyeliler tarafından yürütülmelidir. Geçiş Yönetimi oluşturulduğunda, Esad ve eli kanlı yakın çevresi Suriye’de herhangi bir rol oynamayacaktır.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2165 sayılı kararının oybirliğiyle kabul edilmiş olmasını memnuniyetle karşılıyor; kararın gecikmeksizin ve harfiyen uygulanması çağrısında bulunuyoruz. Suriye rejiminin kendi halkına karşı uygulamayı sürdürdüğü şiddeti güçlü bir şekilde kınıyoruz. Başta ağır silahlar ve varil bombalarının kullanımı olmak üzere rejimin izlediği askeri yöntemler nedeniyle Halep’te vahametini artıran durumdan büyük endişe duyuyoruz. Savaş suçu veya insanlık suçu işleyen herkes hesap vermelidir.

Suriye halkının demokratik, çoğulcu, insan haklarına saygılı ve hukukun üstünlüğüne dayanan bir Suriye vizyonunu bütünüyle paylaşıyoruz. Her yurttaş, dini ve etnik aidiyetine bakılmaksızın kanun önünde eşit olmalıdır. Geçiş süreci, yeni anayasanın kabulü ve ardından özgür ve adil seçimler ile sonuçlanmalıdır. Suriyelilerin ilk kez kendi siyasi liderliklerini özgürce seçebilmelerine imkan tanınmalıdır. Sivil toplum dahil olmak üzere siyasi çözüme ulaşılmasında olumlu rol oynayabilecek tüm Suriyelilere erişilebilmesine yönelik çabalarımızı artırmalıyız.

Suriye’de hüküm süren kaos, istikrarsızlık, güvensizlik, acı ve yıkımdan sorumlu olan Esad rejimi, başta aşırıcılık yanlısı ve terör gruplarının artan tehdidi olmak üzere, bölgede ve ötesinde karşı karşıya bulunulan Suriye kaynaklı tehditlerin de temel sebebini oluşturmaktadır. Gerek rejim, gerek aşırılık yanlısı gruplara karşı olmak üzere iki cephede mücadele eden muhalefete destek taahhüdümüzü yineliyoruz.

Bölgedeki aşırıcılık ve terör tehdidiyle mücadele, mülteciler ve yerlerinden edilmiş kişilerin ihtiyaçlarının karşılanması ve ülkenin yeniden inşasına başlanması konusundaki kararlılığımızı dile getiriyor; Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğüne olan bağlılığımızın bir kez daha altını çiziyoruz.