SC:8 - 12 Şubat 2007,;Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünün Bir Soruya Cevabı

Soru: Yunanistan Dışişleri Bakanı Bakoyanni’nin 5-6 Şubat 2007 tarihlerinde Batı Trakya’ya yaptığı ziyaret vesilesiyle açıklanan, Batı Trakya Türk Azınlığı’na yönelik pakete ilişkin görüşleriniz nelerdir?

Cevap: Yunanistan Dışişleri Bakanı Bakoyanni 5-6 Şubat 2007 tarihlerinde Batı Trakya Türk Azınlığı’na (BTTA) yönelik bir paket açıklamıştır. Sözkonusu pakette yeralan unsurlar önümüzdeki günlerde kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Bununla beraber, ulaşan ilk bilgilerden, anılan girişimin Batı Trakya Türk Azınlığı’nın, Azınlık haklarının tanınması bakımından yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak, Yunanistan’ın bunca yıl sonra Azınlığımızın sorunlarına eğilmiş olması kaydadeğerdir.

Bugüne kadar ikili ve çok taraflı Andlaşmalar hilafına sürdürülen uygulamalar sonucunda, Azınlığımız, vakıfları üzerindeki tasarruf yetkisini kaybetmiş, vakıf mallarının büyük çoğunluğu elden çıkartılmış, kalanlar ise ayrımcı vergi uygulamaları neticesinde ipotek altına konulmuştur. Bu itibarla, Batı Trakya vakıflarına ilişkin olarak önümüzdeki dönemde Yunanistan tarafından atılacağı açıklanan adımlar, sözkonusu ayrımcı uygulamalara son verilmesi anlamına gelmektedir.

Batı Trakya Vakıflarının diğer Yunan vakıflarıyla eşit muameleye tabi tutulmaları, geçmiş yönetimlerin tasarrufları sonucu kaybedilen vakıf mallarının iadesi, yönetim kurulları seçimlerinin Azınlığın iradesini yansıtacak biçimde düzenlenmesi ve Batı Trakya Türk Azınlığı’nın “dini liderleri” olan seçilmiş Müftülerin Azınlık Vakıfları üzerindeki yetkilerinin yeniden tesis edilmesi, Azınlık Vakıfları’nın ilgili Andlaşmalarla teminat altına alınmış bulunan özerkliğinin gerçek anlamda sağlanmasını teminen gerekli olan önlemlerdir.

Yunanistan, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın seçilmiş Müftülerini tanımak yönünde adım atmamaktadır. Oysa seçilmiş Müftülere Azınlık tarafından atfedilen değer büyüktür. Hal böyleyken, Yunan Hükümeti’nin, imamlara yönelik 240 din dersi öğretmeni kadrosu ihdas etmek suretiyle, seçilmiş Müftülerin Andlaşmalardan kaynaklanan hak ve yetkilerini bir kez daha gözardı etmesi, her şeyden önce Azınlığın din ve vicdan özgürlüğünün ve iradesinin kısıtlanması anlamına gelmektedir. Sözkonusu kararın pedagojik boyutu da tartışmaya açıktır.

Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın, Yunanistan dışında yaşayan 19. madde mağduru “vatansız” statüsündeki soydaşlarımıza Yunan Vatandaşlıklarının iade edilmeyeceğini ilan etmiş olmasını yadırgıyoruz. Daha önce de ifade etmiş olduğumuz gibi, Yunan Vatandaşlık Yasası’nın 19. maddesi uyarınca vatandaşlıktan çıkarılan ve bunun sonucu olarak AB üyesi ülke vatandaşı olmaktan kaynaklanan haklarından da yoksun bırakılan soydaşlarımızın, Yunan vatandaşlığına Azınlık mensubu statüsüyle geri alınmaları Yunanistan’ın yükümlülüğüdür.

Batı Trakya, AB’nin en az gelişmiş bölgesidir. Geçim kaynağı büyük ölçüde tütün tarımına dayalı soydaşlarımızın, AB tarafından verilmekte olan sübvansiyonların kaldırılmasından doğacak mağduriyetlerinin giderilmesi ve bölgenin AB içindeki ortalama refah düzeyine ulaştırılması keza Yunanistan’ın yükümlülüğüdür. Bu çerçevede, soydaşlarımıza yönelik meslek edindirme programları düzenlenmesi ile kamu personeli sınavlarında Batı Trakya Türk Azınlığı için binde beşlik kontenjan ayrılması olumlu bir adımdır. Ancak, Azınlığın eğitim alanındaki sorunlarına kökten çözümler getirilmedikçe, alınan önlemler kağıt üzerinde kalacaktır. Bu çerçevede, yeni Azınlık okulları açılmasına izin verilmesi, Azınlığımızın temel beklentisidir.