SC:21 - 16 Haziran 2006, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan´ın Bir Soruya Cevabı

15-16 Haziran 2006 AB Devlet/Hükümet Başkanları Zirvesi Başkanlık Sonuçları Genişleme bölümünde yeralan ülkemizle ilgili paragrafta atıf yapılan, Gümrük Birliği’ni tüm yeni üyelere teşmil eden Ek Protokolün uygulanmasına ilişkin 21 Eylül 2005 tarihli AB Deklarasyonu, AB’nin tek taraflı bir tasarrufudur.

Bilindiği üzere, Türkiye’nin de bu konudaki tutumunu ortaya koyan 29 Temmuz 2005 tarihli bir deklarasyonu bulunmaktadır. Sözkonusu deklarasyon, Kıbrıs sorununun BM çerçevesinde kapsamlı bir çözüme kavuşturulması yönelimini de içermektedir.

Her AB Zirve veya Konsey toplantısının GKRY’nin baskıları sonucu bu sorun tarafından rehin alınmaması ve bu platformların Türkiye’nin sözkonusu deklarasyona yapılan atıfla ödün vereceği bir zemin olarak görülmemesi gerektiği düşüncesindeyiz.

Öte yandan, Türk-Yunan ilişkileri bağlamında iyi komşuluk ilişkisi ile ilgili olarak ifade edilen hususlar, bugün iki ülke arasında mevcut ilişki düzeyini ve ahiren İstanbul’da iki ülke Dışişleri Bakanları arasında gerçekleştirilen görüşmelerin ruhunu yansıtmaktan uzak olup, ikili ilişkilerde bir gerginlik olduğu şeklinde yanlış bir izlenim yaratmaktadır.

Biz bu yaklaşımı ve anlayışı paylaşmıyoruz. Kaldı ki, iyi komşuluk ilişkilerinin muhafazası için iki tarafın da çaba gösterme sorumluluğu bulunduğunu hatırlatmak isteriz.

Türkiye olarak AB ile olan ilişkilerimizin ortaklar arasında yürütülen bir süreç olduğu anlayışıyla hareket etmekteyiz. Bu nedenle, siyasi sorunların süreci engellememesi için tüm tarafların önemli görev ve sorumlulukları bulunduğunu düşünmekteyiz.