Arap Ligi Konseyi’nin Daimi Temsilciler düzeyinde bugün (31 Aralık)
gerçekleştirilen Libya konulu olağanüstü toplantısı sonunda yayınlanan
bildiride 2015 tarihli Libya Siyasi Anlaşmasına (Suheyrat Anlaşması) atıfta
bulunulmuş olmasını ve Libya’da istikrarın sağlanmasının tek yolunun siyasi
çözüm olduğunun vurgulanmasını not ediyoruz.
Bu bağlamda, Libya Siyasi Anlaşmasının ve 2259 sayılı Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi kararının lafzı ve ruhunun öncelikle Libya’nın tek meşru
temsilcisi olarak kabul edilen Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin
desteklenmesini ve güçlendirilmesini amaçladığını ve tüm BM üyelerine bu
yönde çağrıda bulunduğunu hatırlatmakta yarar görüyoruz.
Buna mukabil, Libya Siyasi Anlaşması ve BMGK’nın 2259 sayılı kararının
hilafına sözde Libya Ulusal Ordusu tarafından başta başkent Trablus’a
yönelik olmak üzere aylardır sürdürülen dış askeri destekli saldırılar
karşısında Arap Ligi’nin sessiz kaldığı, kararlı ve uluslararası
meşruiyetin yanında bir tutum ortaya koyamadığı da ortadadır.
Türkiye, Libya’da siyasi bir çözüm sağlanabilmesi için öncelikle
saldırıların durdurulması ve derhal tam ateşkes sağlanması gerektiğini
başından beri savunagelmiştir. Bu çerçevede, Berlin Süreci’ne aktif ve
yapıcı katkı sağlamaktadır.
Libya’da, Libyalıların öncülüğünde ve sahipliğinde kapsayıcı ve kalıcı
siyasi çözümün, askeri yöntemlerle oldubittiler yaratmak peşinde koşanların
cesaretlendirilmesiyle değil caydırılmasıyla mümkün olabileceğini
hatırlatmakta da yarar buluyoruz.
Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Libya’nın meşru
temsilcisi olan Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni desteklemeye devam edecek;
Libya halkının kalıcı barış ve istikrara kavuşması için her türlü çabayı
göstermeyi sürdürecektir.