Yavuz sondaj gemimiz, geçtiğimiz Cuma günü KKTC Hükümeti’nin 2011 yılında
Türkiye Petrolleri’ne verdiği ruhsatlar çerçevesinde, üçüncü sondaj
faaliyetini gerçekleştirmek üzere, Ada’nın güneyindeki “G” ruhsat sahasına
intikal etmiştir.
Bu sahada Ada’nın ortak sahibi olarak Kıbrıs Türklerinin de, en az Kıbrıs
Rumları kadar hakları vardır. Burada petrol ve doğal gaz bulunması halinde,
iki taraf da gelirleri birlikte paylaşacaktır.
Bu çerçevede Kıbrıs Türk makamlarının hidrokarbon kaynaklarının ve
gelirlerinin hakça paylaşımına yönelik 13 Temmuz 2019 tarihinde yaptığı
öneri halen geçerlidir ve çözüm için önemli bir fırsattır.
AB, ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin Doğu Akdeniz’deki haklarının gasp
edilmesine 2003’ten beri sessiz kalmıştır. Yaptığı hiçbir açıklamada Kıbrıs
Türklerine değinmemiş, Kıbrıs Türklerinin varlığını ve haklarını yok
saymıştır.
Avrupa Birliği öncelikle birlik dayanışması kisvesiyle bu gerçeklikten
uzak, önyargılı, çifte standartlı politikalarını sona erdirmelidir.
Kıbrıs Türklerinin Ada’nın doğal kaynakları üzerindeki hakları garanti
altına alınıncaya ve 13 Temmuz 2019 önerisi çerçevesinde bir işbirliği
mekanizması kurulana değin, Ada’nın güneyinde de Kıbrıs Türklerinin
haklarını korumaya devam edeceğimizden kimse şüphe duymamalıdır.