Sayın Bakanımızın Suriye Dışişleri Bakanı Valid Muallem´le Ortak Basın Toplantısı,; 10 Eylül 2007

 

SURİYE DIŞİŞLERİ BAKANI: Günaydın cümleten, Ankara’yı ziyaret etmekten son derece mutlu olduğumu ifade etmek isterim. Bu ziyaretim ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin gelişmesi, kuvvetleşmesi ve muhtevanın zenginleştirilmesine katkıda bulunacaktır.

Suriye Devlet Başkanı Dr. Başar Esad bu ziyaretim vesilesiyle benimle bir mesaj gönderdi. Bu kutlama mesajıdır. Değerli kardeşi Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün seçimiyle ilgili. Ayrıca Sayın Başbakan’a da sözlü mesaj göndermişlerdir. Bu sabah değerli meslektaşım, muhatabım T.C. Dışişleri Bakanı’yla buluştuk, verimli bir görüşme yaptık. Dışişleri Bakanlığı’na atanmasından dolayı da değerli meslektaşımı kutladım. Görüşmelerimiz sırasında her iki ülkenin güvenliği ve bölgenin istikrarıyla ilgili konuları ele alma fırsatı bulduk. Görüşmelerimizde Irak, Lübnan, Filistin ve barış sürecinin tekrar faaliyete geçirilmesi ve tıkanıklığın giderilmesi hususları ele alındı. Biz Suriye olarak, kardeş ülke Türkiye’nin devam ettirmekte olduğu rolünü destekliyoruz. Bölge genelinde ve ülkelerimiz arasında ortak çıkarlara katkıda bulunacak bu gayretlerini destekliyoruz. Görüşmelerimiz çok yapıcı ve verimli idi. Bu vesileyle değerli kardeşim Dışişleri Bakanına bize gösterilen misafirperverlik, hüsnükabulden dolayı çok çok teşekkür ediyorum.

SAYIN BAKANIMIZ: Suriye Dışişleri Bakanı Sayın Valid Muallem, bizi bugün, benim bakanlık görevime başlamamdan kısa bir süre sonra ziyaret etti. Kendisine ülkemize hoş geldiniz diyorum. Sayın Cumhurbaşkanımıza, Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Başar Esad’ın tebrik mesajını iletecek ve bir bakıma bu özel temsilci sıfatıyla kendisi ülkemizde.

Suriye, tarihi ve kültürel bağlarımızın bulunduğu önemli bir komşumuzdur. Suriye’yle ilişkilerimizi, dostluk ve karşılıklı çıkarlara saygı temelinde, ülkelerimiz ve bölge yararına olacak şekilde her alanda geliştirmeyi amaçlıyoruz.

Kendisiyle biraz önce yararlı bir görüşme gerçekleştirdik. Sayın Muallem’le ülkelerimizi yakından ilgilendiren bölgesel sorunlarla ilgili kapsamlı görüş alışverişlerinde bulunduk. Bu çerçevede, Ortadoğu Barış Süreci’ndeki gelişmeler, Filistin’deki son durum, Lübnan ve Irak konularını ele aldık. Bölgemizdeki sorunların çözümüne yapıcı katkı sağlamak amacıyla çabalarımızı eşgüdüm içinde sürdürmek üzerinde mutabık kaldık. Hepimizin ortak arzusu bölgedeki gerginliklerin azaltılması, barış ve istikrarın tesis edilmesidir. Bu amaca yönelik tüm gayretleri desteklemekteyiz ve bilindiği üzere tüm bölge ülkeriyle ilişkilerimiz karşılıklı saygı ve güven temelinde ilerlemektedir. Tüm taraflarla iyi ilişkilerimiz bulunmaktadır. Bu çerçevede bölgede barış ve istikrar tesisi için gayret sarfetmekte ve bu doğrultudakı uluslar arası girişimlere destek vermekteyiz. Irak’a komşu ülkelerin katılacağı önemli bir toplantı biliyorsunuz İstanbul’da yapılacak ve dünkü Bağdat’ta yapılan temsilcilerimiz zirvesinde yapılan toplantıda bu tarihler de netleştirilmiş oldu ve 31 Ekim-1 Kasım tarihlerinde komşu ülkeler toplantısını İstanbul’da gerçekleştireceğiz. Barış ve istikrarın tesisine katkı sağlamak amacıyla ikili düzeyde de muhtelif girişimlerimiz bulunmaktadır. Bu çabalarımızı gerek ikili gerek uluslar arası düzeyde kararlılıkla sürdüreceğiz. Ortadoğuda içinde bulunduğumuz hassas dönemde tüm tarafların aklıselim ve sağduyuyla hareket etmelerini bekliyoruz. Gerginliğe neden olabilecek hareketlerin hiç kimseye yararı olmayacaktır. Tüm bölge ülkeleri barış ve istikrarın tesisi için işbirliği yapmalı ve enerjilerini bu yolda kullanmalıdır. Sayın konuk Bakan Muallem’le yaptığımız görüşmelerden sonra biraz sonra bir çalışma yemeği ile toplantımıza devam edeceğiz ve bu toplantıda ikili konuları ele alacağız. Ülkelerimiz arasında memnuniyet verici gelişmekte olan ilişkileri her alanda daha ileri götürmek konusunda ortak irade ve kararlılığa sahibiz.

Sayın Muallem’in ziyaretinin Suriye’yle olan ilişkilerimizin daha da gelişmesine ve bölgemizde istikrarın tesisi konusunda yapıcı işbirliğimizin arttırılmasına katkıda bulunacağına inanıyorum.

Teşekkür ediyorum.

SORU: (Suriye Haber Ajansının sorusu) Sayın Bakan Ali Babacan, İsrail nezdinde yaptığınız girişimler konusunda acaba bir yanıt aldınız mı? En son İsrail savaş uçaklarının Suriye hava sahasının ihlali konusunda?

CEVAP: Şimdi ben öncelikle ifade etmek istiyorum ki bu bizim için kabul edilemez bir gelişmedir. Zaten daha önceki yaptığımız açıklamalarda da bu haberleri kaygıyla karşıladığımızı ve bölgenin içinden geçmekte olduğu dönemde bu gibi gelişmelerin ilave gerginliklere yol açacağını ifade ettik ve herkesin teenni ile hareket etmeleri çağrısında bulunduk. Bölgedeki tüm ülkelerin, diğer ülkelerin egemenlik haklarına saygı göstermelerini ve gerginlik yaratıcı adımlar atmaktan titizlikle kaçınmalarını bekliyoruz. Aksi halde gerginlikler körüklenecek, barış ve istikrarın tesisi sekteye uğrayacaktır. Bu menhuz olayla ilgili çok yönlü araştırmalar sürmektedir. İlgili ülkeden çok hızlı bir şekilde izahat vermesi istenmiştir ve İsrail nezdinde gerekli girişimler de yapılmıştır.

Biliyorsunuz Türkiye, bölgede barış ve istikrarın hakim kılınması için gayret eden bir ülkedir. Bölgedeki ülkelerle olan ilişkilerimiz karşılıklı saygı ve güven temelinde ilerlemektedir ve bölge ülkelerinin tek tek güvenine sahip olan Türkiye ihtilaflara taraf olan ülkelerle temas halindedir ve gerginliklerin giderilmesi yolunda gayret göstermektedir. Bu gayretlerimiz hem ikili düzeylerde hem de uluslar arası platformlarda devam etmektedir.

SORU: (Utku Çakırözer Milliyet Gazetesi): Ben hem size Sayın Bakanım bir devam niteliğinde bir sorum olacak. Hızlı bilgi talep ettikleriniz acaba İsrail uçakları Türkiye’de konuşta olup da sınırda bir uçuş mu yapmışlar yoksa kendi ülkelerinden mi gelip uçuş yapmışlar. Bir de Türk hava sahasında ihlali sözkonusu mu? İkinci sorum da konuk bakana Sayın Suriye’li bakana. Acaba kendisi de aynı uçakların ihlali konusunda bazı somut delillerle geldi mi? Bir ek sorum da Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e Sayın Suriye Cumhurbaşkanından hangi mesajı getirdiler?

CEVAP: Biz bu konuyu bu sabah görüştük aslında. Kasıtlı bir düşmanca saldırıdır, adını koyuyorum kasıtlı düşmanca bir saldırıdır. İsrail uçakları Suriye’ye saldırıda bulunmuşlardır. Bombalarını bırakmışlardır Suriye topraklarına. Hatta birtakım uçakların bazı yakıt tanklarını da yine Suriye topraklarına bırakmış durumdalar. Türkiye de kendi topraklarını Suriye’ye karşı düşmanca eylemlerde bulunması için kullanılmasına asla izin veremez. Bunu biliyoruz biz bu konuyu da sayın meslektaşımızla görüştük sabahki görüşmelerimizde ve Türk tarafının da bu konuya karşı olduğunu, protesto ettiğini de öğrendik.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki hükümetin, Türk hükümetinin izlediği tutumu asla unutmuş değiliz. Herkes tarafından bilinmektedir. Özellikle 2003 yılında Amerikan kuvvetlerinin Irak’a geçtikleri sırada ve daha da önemlisi Türk Parlamentosu’nun almış olduğu 1 Mart tezkeresindeki tutumu sırasında. Aramızdaki ortak siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkiler olsun ortak kara sınırımız olsun ki en uzun kara sınırıdır bu. Bu olgular, bu özellikler iki ülkeyi birbirine daha da yaklaştırmaktadır. Yoksa düşmanca saldırılara tutum izleme yönünde de destekleyici olmaktadırlar. Ve en son olay şunu açıkca göstermektedir. İsrail’in asla barışa niyetli olmadığının açık bir göstergesidir. Tam tersine gizli niyetlerini ortaya koyan bir eylemdir.

SAYIN BAKANIMIZ: Evet, sorunuzun bir kısmı da banaydı, ben şunu tekrar ifade edeyim ki, biz bu konuyla ilgili gerekli tüm girişimlerde bulunduk. İlgili bütün kurumlarımız bu konuyla ilgili devrededir. Çok yönlü araştırmalar devam etmektedir. Ve İsrail tarafı da en kısa zamanda konuyu araştırıp bize bilgi vereceği konusunda beyanda bulunmuştur. Ama ben tekrar vurgulamak istiyorum ki bu durum Türkiye için kabul edilemez. Teşekkür ediyorum.