DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri
Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’yla birlikteyiz.
Tarihimizin en büyük felaketini yaşıyoruz. Yaşadığımız bu felaket
karşısında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bizi hiçbir zaman yalnız
bırakmadı. O sebeple bugün bizi ziyaret eden Tahsin Ağabeye de
huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 7 gün milli yas ilan ederek dayanışmasını,
Kıbrıs Türk halkının dayanışmasını gösterdi. Her zaman söylüyoruz; Kıbrıs
Türk’ü kardeşlerimizle acımız da, kederimiz de, sevincimiz de birdir. Tüm
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti makamlarına ve Kıbrıs Türk halkına bu zor
günlerde verdikleri destek için de ayrıca teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Depremin ardından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve sivil savunma ekipleri
ve arama kurtarma ekipleri hemen Türkiye’ye geldiler ve halen sahada yoğun
bir çalışma içindeler ve sahadaki çalışmalara da çok önemli katkılar
sağlıyorlar. Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığımız da yine deprem
bölgesinde çalışmalara güçlü bir destek veriyor.
Deprem felaketinde ülkemizde bulunan ve hayatını kaybeden Kıbrıs Türkü
kardeşlerimize de Allah’tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diliyorum.
Yaralanan kardeşlerimize de acil şifalar diliyoruz, tedavilerini
sürdürüyoruz.
Yine Adıyaman’da ve Hatay Kırıkhan’da enkaz altında bulunan yavrularımız
var, sporcu kafilelerimiz var, onlardan da güzel haber almayı umut
ediyoruz, dua ediyoruz. Yoğun çalışmalar o bölgelerde de devam ediyor,
dualarımız, kalplerimiz bu öğrenci kardeşlerimizle ve şu anda enkaz altında
bulunan tüm vatandaşlarımızla.
Ve tüm dünyadan da güçlü bir dayanışma gördük, bunun için de teşekkür
ediyoruz, uluslararası topluma da bu vesileyle teşekkür etmek istiyorum. 95
ülke ve 16 uluslararası kuruluştan yardım teklifi aldık. Birçok ülke
arama-kurtarma ekiplerini, doktorlarını, sahra hastanelerini, yardım
malzemelerini ülkemize sevk ediyor. 9 Şubat itibariyle 56 ülkeden 6.479
personel sahada, yani bugün saat 11 itibariyle bize gelen bilgiyi sizlerle
paylaşıyoruz. Yine 19 ülkeden daha ekipler 24 saat içinde ülkemizde
olacaklar, bazıları yola çıktı, bazılarında hazırlık devam ediyor. Uzun
mesafelerden, Latin Amerika bölgesinden yola çıkan, çıkmakta olan heyetler
de var, yine Uzak Doğu Asya’dan da yola çıkan heyetler var. Hepsine çok çok
teşekkür ediyoruz. Deprem bölgesinde bu çalışmalara katılan, malzeme
desteği gönderen ve özellikle sağlık ekipleri, arama-kurtarma ekiplerini
gönderen ve diğer çeşitli destekleri veren ve taahhütte bulunan herkese
huzurlarınızda teşekkür ediyoruz.
Bu duygularla Tahsin Ağabeye bir kere daha hoş geldin diyerek sözü
kendisine vermek istiyorum, hoş geldin Tahsin Ağabey.
KKTC DIŞİŞLERİ BAKANI TAHSİN ERTUĞRULOĞLU- Sağ olun Sayın Bakanım.
Değerli arkadaşlar; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bir Türk devletidir. Her
Kıbrıs Türkünün kalbi Anavatanıyla birlikte atmakta, Anavatandaki acıları
en az anavatandaki kardeşlerimiz kadar hissetmektedir. Anavatanla
üzülmekte, Anavatanla sevinmekte olan bir Kıbrıs Türk halkından
bahsediyorum. Her Kıbrıs Türkünün kalbi de, aklı da Anavatanıyladır. Az
önce dediğim gibi, bizim yaşamımız Anavatanımızla birlikte gülme,
Anavatanımızla birlikte üzülme, Anavatanımızla birlikte kahrolma,
Anavatanımızla birlikte coşma. Bu gerçekler ışığında tarihin en büyük
deprem felaketini yaşayan Anavatanımızdaki kardeşlerimizle dayanışmamızı
vurgulama adına bu ziyareti bugün gerçekleştiriyoruz. Kıbrıs Türk halkının,
Anavatanına olan bağlılığını, birliğini ve tekliğini vurgulama adına
buradayım. Gücümüz, kapasitemiz oranında buradaki acılara çare olabilme
adına elimizden geleni yapıyoruz, helal olsun. Tabii ki çok daha fazlasını
yapma arzumuz her zaman vardır, bütün kapasitemizi zorlayarak bunları
yerine getirmek için sabah-akşam, her gün Bakanlar Kurulunu toplayarak
çeşitli projeler üzerinde çalışıyoruz. Hatta sadece bugünü değil çok daha
uzun vadeli projelere katkı koyma adına çeşitli planlarımız, çeşitli
tartışmalarımız yaşanmaktadır. Bunlar netleştikçe Anavatanımızla,
kamuoyuyla bunları tabii ki paylaşacağız.
Burada siz-biz yokuz, hep beraber, Türk milleti olarak hep beraber varız.
Gerekirse detaylandırmayı da yapmaya varım, ama işin özü şudur: Kıbrıs
Türk’ü olmayan Türkiye Cumhuriyeti olmaz, Türkiye Cumhuriyeti olmadan
Kıbrıs Türk’ü olmaz. Kıbrıs Türk’ü derken, adadaki statüsünün egemen devlet
sahibi bir halk olmasını kastediyorum. Karşı karşıya bulunduğumuz
uluslararası camianın sergilediği politikalara baktığınızda esas üzerinizde
oynanan oyun da budur değerli kardeşlerim. Yani Kıbrıs Türk’ünü egemen
devlet sahibi bir halk olmaktan çıkarmak ve bizi çözüm, sözde eşitlik,
siyasi eşitlik gibi ifadelerle toplum düzeyine indirmeye çalışan bir
yapıyla mücadele ediyoruz. Ve bu yapının çok sinsi emelleri olduğuna ben
bir kez daha atıfta bulunmak istiyorum, çünkü bu sinsi emellerin hedefi
Kıbrıs Türk’ü ile anavatanı Türkiye’yi birbirinden ayırmaktır. Kıbrıs
Türkünü Anavatanından ayırdığınız anda, Kıbrıs Türk’ünü adada bitirmek ve
Türk ulususun Doğu Akdeniz’deki hak, çıkar ve güvenliğini tüketmek anlamı
oluşacaktır. Zaten Batının şımarık çocuğu Yunanistan’ın ve Güney
Kıbrıs’taki Rum toplumunun hedefi de budur. Böylesi sinsi planlara karşı
mücadele ediyoruz, çeşitli ambargolara karşı, çeşitli ayak oyunlarına karşı
mücadele ediyoruz. Ama bunların hiçbirinin bir anlamı yok, bugün Anavatanda
insanımızın, kardeşlerimizin, gerek Anavatan Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşları olsun, gerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı olsun,
hepsi bizim insanımız. Bunların yaşamakta olduğu felaket, ıstırap her şeyin
üstesindedir. Dolayısıyla bunları aşma adına bizler de elimizden gelen
katkıları koymaktayız, koymaya devam edeceğiz, bunları ifade etmek ve
bunları vurgulamak üzere burada Ankara’dayım.
İlginiz için teşekkür ediyorum.
Sağolun Sayın Bakanım.
SORU- Sorum Sayın Bakan Çavuşoğlu’na.
Efendim, hepimizi hüzne boğan depremin ardından Dışişleri Bakanlığı hummalı
bir çalışma sürecine girdi. O ilk andan itibaren Bakanlıktan neler yapıldı
adım-adım?
Öte yandan, siz bazı rakamlar paylaştınız, o rakamları güncellemeniz mümkün
müdür, ilave bilgiler var mıdır?
Bir de, Salı günü Antalya’daydınız orada afetzedelerin barınma ihtiyacını
karşılamaya yönelik yeni bir oluşum içerisine girildi, çalışmalar yapıldı.
Kapasite nedir, oradaki temaslarınızın sonuçları hakkında bilgi verebilir
misiniz?
Teşekkür ederim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.
Sadece Bakanlığımız, Dışişleri Bakanlığı değil devletin tüm kurumları, tüm
Bakanlarımız, Bakanlıklarımız, ilgili kurumlarımız, tüm kurumlarımız
seferber oldu. Sadece devletimizin kurumları değil Türkiye’de tüm sivil
toplum örgütleri aynı şekilde seferber oldu, yerel yönetimler, yani
halkımız-milletimiz birlik-beraberlik içinde seferber oldular. Biz de
Dışişleri Bakanlığı olarak daha önce Kovid-19 zamanında Bakanlığımızda
kurduğumuz, oluşturduğumuz Koordinasyon ve Destek Merkezimizi hemen tekrar
faal hale getirdik. 7 gün 24 saat esasıyla nöbetleşe Büyükelçilerimiz ve
farklı dairelerden arkadaşlarımız burada yapılan çalışmalara ve
uluslararası desteklerin koordinasyonuna katkı sağlıyorlar. Ayrıca, AFAD’da
biliyorsunuz bir koordinasyon merkezimiz var, kriz merkezimiz var,
Cumhurbaşkanı Yardımcımız Fuat Beyin Başkanlığında, biz de o çalışmalara
katılıyoruz, dört büyükelçimizi de, diplomatlarımızı, memurlarımızı da
oraya görevlendirdik ki yerinde bu koordinasyonu oradaki arkadaşlarla
beraber gerçekleştirsinler.
Diğer taraftan tabii sahada yapılan çalışmalar var. Bu sahadaki çalışmalara
da yerinde katkı sağlamamız lazım. Deprem bölgesinde bizim
Temsilciliklerimiz var Gaziantep’te, Diyarbakır’da ve de Hatay’da
Temsilcilerimiz var. Türkiye’nin farklı yerlerindeki Temsilciliklerimiz,
bir de İstanbul’da Temsilciliğimiz var. Bazı yardımlar İstanbul üzerinden
geliyor, oradaki Temsilciliğimiz, Büyükelçimiz ve arkadaşlarımız 7 gün 24
saat esasıyla havaalanında nöbetleşe görev yapıyorlar. Antalya’ya inen
yardımlar var ve ilk başta tabii pistlerdeki sorun sebebiyle belli bir
sırayla gönderiyorduk, Antalya Temsilciliğimiz de aynı şekilde orada
görevini yürütüyor, fakat bu deprem bölgelerine bizim gönderdiğimiz
arkadaşlar var. Hatay, Gaziantep, Adana, Adıyaman, Kahramanmaraş ve
Kilis’te 11 Büyükelçimizi görevlendirdik, zaten bölgede 17 personelimiz
vardı. Yine Büyükelçilerimizle beraber ilave 14 personel daha gönderdik.
Yurtdışından gelen yardımların ihtiyaç duyulan yerlere ulaştırılabilmesi
için o koordinasyonun içinde arkadaşlarımız diğer arkadaşlarımızla
AFAD’dan, Kızılay’dan, diğer kurumlardan arkadaşlarımızla beraber sahada
çalışıyorlar.
Yine maalesef Hatay Temsilcimiz, Büyükelçimiz Devrim Öztürk ve orada görev
yapan bir personelimiz Gökhan Aytaç maalesef halen enkaz altındalar. Büyük
bir bina, yoğun çalışma var. Yurtdışından gelen heyetlerin bir kısmı, yani
kurtarma ekiplerinin bir kısmı, askerlerimiz, AKUT gibi kuruluşlarımızın
yoğunlaştığı bir alan, ama henüz daha Büyükelçimizden bir haber alamadık.
Tabii depremin birde uluslararası yardım boyutu var dedik. Yurtdışından da
bu yardımların koordinasyonunun sağlanması lazım. Yani devletlerin
gönderdiği yardımların koordinasyonunu buradan yapıyoruz, ama yurtdışında
da çok sayıda sivil toplum örgütlerinin, sadece bizim vatandaşlarımızın
yaşadığı ülkelerde değil, dünyanın her yerinde var. Ya da yardımseverlerin
Türkiye’ye göndermek istediği ayni ve nakdi yardımların da koordine
edilmesi gerekiyor. Nakit olarak yardımda bulunmak isteyenlere ilgili hesap
numaralarını aktarıyoruz. Yine Büyükelçiliklerimiz, bir hesabın açılması ve
oradan aktarılması konusunda da gerekli çalışmaları yaptılar. Çünkü bazı
yerlerde ciddi kesintiler oluyor Türkiye’ye gönderdikleri zaman.
Dolayısıyla, öyle kesintilerin olmaması için vatandaşlarımıza ya da farklı
ülkelerin vatandaşlarına böyle bir destek vermek için harekete geçtik.
Diğer taraftan, tabii bu yurtdışından gelecek ayni yardımların Türk Hava
Yollarıyla gelmesi. Bu sabah Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet
Bey’le tekrar görüştük ve özel kargo uçaklarını da tahsis ettiler şimdi.
Yolcu uçaklarının kargo kapasitesini de kullanıyoruz. Onların işte değişik
merkezlerde toplanması, ihtiyaç olanların getirilmesi, yani öncelikli
olanların. Mesela şu anda en çok çadıra ihtiyaç var, çadırların Türkiye’ye
bir an önce gelmesine öncelik veriyoruz. İlk başta arama kurtarma ekipleri
ve tıbbi acil müdahale ekiplerine ihtiyaç vardı, yani bu yönlendirmeleri de
yaparak bunların Türkiye’ye gelmesi için sahada çalışıyoruz. Tabii sürekli
arayanlar var, ilk gelen Tahsin Ağabey oldu, önümüzdeki günlerde ziyarete
gelmek isteyenler var. Pakistan Başbakanı da gelmek istiyordu, ama Sayın
Cumhurbaşkanımız deprem bölgesini ziyaret ettiği için onu başka bir tarihe
erteledik. Bugün Jeyhun kardeşimiz aradı, Azerbaycan Dışişleri Bakanı,
gelmek istediğini söyledi. Yine Avrupa’dan da birçok Bakan, ilgili
arkadaşlarımız gelmek istediler, gelecek hafta onları da planlama imkânımız
olacak. Gelen taziye mesajlarının cevaplandırılması, koordinasyonu
Cumhurbaşkanlığıyla beraber bunları yapıyoruz. Yani neticede görevimizi
yapıyoruz aslında bunları siz sorduğunuz için anlatıyoruz.
Tabii bir taraftan da devletimiz deprem bölgesinde evi yıkılan insanlara
barınmaları için imkânlar sağladı. Yaklaşık 500 bin kişilik bir imkân
sağlandı. Ama deprem bölgesinde herhangi bir artık şu anda işi olmayan acil
durumda ve çıkmak isteyen insanlara da gerekli desteği vermemiz gerekiyor.
Kültür ve Turizm Bakanımız Malatya’da sahada çalışırken bu işin
organizasyonuna da oradan destek veriyor, kendisiyle de sürekli temastayız.
Ve farklı illerimizde vatandaşlarımızın gelip barınması ve de her türlü
imkânın sağlanması konusunda da çalışıyoruz. Dün akşamdan sabaha kadar
yaklaşık 30 bin kişi tahliye edildi. Kendiliğinden gelenler de var, kendi
imkânlarıyla ayrılanlar var. Tabii gelen herkesi bizim yurtlara, devletin
sosyal tesislerine ve de sağ olsunlar otellerini birçok işletmemiz açtı,
mevcut açık olanlar kapasite ayırdı. Normalde Nisan’da ya da Mart’ın 15’i
gibi açacak olanlar da otellerinin tamamını ya da bir kısmını açtılar,
açıyorlar, tabii bir hazırlık lazım temizlik işte, kazan dairesinin
ısıtılması, suyun vesaire, ama epeyce hızlı bir şekilde açılan oteller var.
Türkiye genelinde 15 bin 729 kişi kamu misafirhaneleri, öğrenci yurtları ve
konaklama tesislerine yerleştirildi. Sadece Antalya’da biraz önce
söylediğim çerçevede 80 binden fazla kişiyi barındırabilecek bir kapasiteye
1 günde ulaşmış durumdayız. 4.300’ü bunun devlet misafirhanesi, yaklaşık 18
bini yurtlar, ama bunun yaklaşık 60 bin kişilik bir kapasitesi de
otellerden ayrılan odalardır. Ve Antalya’ya da an itibariyle 11 bin 165
afetzedemiz, yani depremzedemiz gelmiş durumda. Bunları işte Antalya
bölgesi, Manavgat-Side bölgesi ve Alanya bölgesine yerleştirdik.
Ayrıca, Mersin bölgesine, tabii deprem bölgesine yakın olduğu için bir
yığılma var, yurtlara yerleştirme oldu. Vali Beyle bu sabah görüştük,
kendisi de sahada Hatay Kırıkhan ilçemizde, orada da çok, yani depremin
etkisini en çok hissettiğimiz, yıkımın en çok olduğu ilçelerden bir tanesi.
Bölge Valisi olarak tabi oraya görevlendirildi, oradan takip ediyor. O
bölgede açık olmayan otellerin açılması… Tabi bunların bir kontrolünün da
yapılması lazım, Mersin deprem bölgesine yakın olduğu için. Çevre
Bakanımızı da aradık sabah, onlar da bu kontrolleri yapıyorlar. Yani
sonuçta herkes bir taraftan işin ucundan tuttu, elini uzattı tüm
kurumlarımız.
Tabii ki diplomasi bugün önemli, birçok meseleler var, ama birinci
önceliğimiz bir an önce bu depremin etkisinde kalan tüm vatandaşlarımızın
yanında olmak, kurtarmak, hastalananları, yaralananları iyileştirmek ve
daha çok yapacağımız iş var. Bu şehirlerimizin yeniden ayağa kaldırılması
konusunda da zaten Sayın Cumhurbaşkanımız gerekli açıklamaları yaptı,
herkes gibi biz de üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Biraz uzun oldu
ama, bunları da anlatmak istedim.
Teşekkür ederim.
SORU- Ecem Toplar, Bengütürk Televizyonu.
Sorum konuk Bakan Sayın Tahsin Ertuğruloğlu’na olacak.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türkiye’ye bu afetin ardından yardım elini
uzatan ilk ülke oldu. Ve KKTC’den gönderilen 15 tır insani yardım depremden
etkilenen illere ulaştırıldı. Bunun yanı sıra, 200 kişilik de
arama-kurtarma ekibinin geldiğini biliyoruz. Hem bu, hem de bu süreçte
Türkiye’ye desteklerinizi esirgemediniz, ancak Kuzey Kıbrıs Voleybol Takımı
da Adıyaman’daydı, hem onların son durumunu aktarmanızı, hem de enkazda
arama-kurtarma çalışmalarına sunduğunuz bu katkılardan bahsetmenizi rica
edeceğim.
KKTC DIŞİŞLERİ BAKANI TAHSİN ERTUĞRULOĞLU- Teşekkür ederim.
Dediğiniz gibi Adıyaman’da bir spor kafilemiz kaldıkları otelin yıkıntısı
altında mahsur kalmışlardır, günlerdir onlara yetişebilme mücadelesi,
çalışması yapılıyor, şu ana kadar 3 tanesine ulaşıldı. Sabahleyin
Ankara’daki elçimizin orada da bulunuyor olmasından dolayı kendisiyle
konuştum, hala daha o otelin çöküntüsünün altında 80 kişinin bulunduğu
bilgisini verdi, demek ki bizim öğrenci kafilesi de 38 kişiydi galiba, 38
kişiye ilaveten başka müşteriler de hala daha o moloz yığının altında
kalmışlar. Çalışmalar devam ediyor, Sivil Savunma Teşkilatı ekibimiz de
orada, inşallah mucizevi dahi olsa o bölgeden de alınmakta olan mucize
haberleri oradan da alma fırsatını bulacağız.
Şimdi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak deprem haberi gelir gelmez çok
acil bir kriz masasını oluşturduk, soğuk iklim çadırları, dış mekân
ısıtıcıları, battaniye, kışlık giyim ve kullanım eşyaları ve uydu
haberleşme ekipmanlarından oluşan 9’u 6 Şubat’ta, 17’si 8 Şubat’ta ve 19’u
9 Şubat’ta olmak üzere 45 tır malzemenin yanısıra, aralarında çok sayıda
vinç, kaynak makinesi, iş makinesinin bulunduğu bir büyük gemiyle Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sivil Savunma Teşkilatı’ndan 30 kişilik ekip ve 8
özel donanımlı araç, 100’ün üzerinde özel eğitimli arama-kurtarma gönüllüsü
ve 50’nin üzerinde sağlık görevlisi deprem bölgesine gönderilmiştir.
Deprem bölgesindeki arama-kurtarma çalışmalarına destek vermek üzere Kıbrıs
Türk Barış Kuvvetlerinden 2 birlik ve bir ekip 6 Şubat’ta, 4 arama-kurtarma
taburu da 7 Şubat gecesi Türkiye’ye sevk edilmiştir.
Depremzedelere destek kampanyası kapsamında 8 Şubat saat 15:00 ile Kuzey
Kıbrıs Turkcell ve Telsim üzerinden neredeyse 30 bin kişi tarafından
gönderilen 64 bin 100 kısa mesaj ile bağış tutarı neredeyse 1,5 milyon TL
olmuştur.
Ayrıca, Türkiye’de depremzedelere yönelik düzenlenen bağış kampanyaları
başta olmak üzere, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden çok sayıda kişi,
dernek, kurum ve firma Türkiye’ye nakdi yardımda bulunmuştur. Bu çerçevede,
8 Şubat itibarıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Merkez Bankasından alınan
verilere göre, 1805 gerçek ve tüzel kişi tarafından 7 milyon TL nakdi
yardım Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki bankalardan AFAD tarafından
duyurulan bağış kampanyasına dair hesap numaralarına gönderilmiştir ve bu
kampanya halen de devam etmektedir.
Bunlara ilaveten, başlangıçta da söylediğim gibi, çok daha uzun vadeli,
kalıcı projelere yönelik çalışmalarımız da devam ediyor, bunlar
netleştikçe, Bakanlar Kurulunda her gün toplanıyoruz, bu projeler
kesinlikçe kamuoyuyla bunları paylaşmaya devam edeceğiz.
Ben sözü çok daha fazla uzatmak istemiyorum.
Bu arada hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet ve yaralılara
acil şifalar diliyorum, saygılar sunuyorum
* Interpress deşifresidir.