No: 315, 29 Ekim 2019, 'Ermeni Soykırımı Konusunda ABD’nin Tutumunu Teyit' (Affirming the United States Record on the Armenian Genocide) Başlıklı Kararın (H-Res-296) ABD Temsilciler Meclisi Tarafından Kabulü Hk.

ABD Temsilciler Meclisi’nce bugün kabul edilen “Ermeni Soykırımı konusunda ABD’nin Tutumunu Teyit” başlıklı, Temsilciler Meclisi’nin hissiyatını yansıtan H.Res.296 sayılı kararı reddediyoruz.

İç politika saikleriyle alınmış olan bu kararın tarihi ve hukuki dayanağı bulunmamaktadır.

Barış Pınarı Harekatımızı engelleyemeyerek hüsrana uğrayanlar ülkemizden bu yolla intikam alacaklarını sanıyorlarsa yanılmaktadırlar.

Zira bu kararın Türk Hükümeti ve Halkı nezdinde hiçbir geçerliliği ve hükmü bulunmamaktadır.

Esasen bu kararın yasal bağlayıcılığı da yoktur. ABD’deki Ermeni lobisi ve Türkiye aleyhtarı çevreleri memnun etmeye yönelik siyasi bir adım olmanın ötesinde bir anlam da taşımamaktadır.

Tarihin meclislerin siyasi hissiyatına göre şekillendirilmeye çalışılmasından daha vahim bir yanılgı olamaz.

Karar, 1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi Sözleşmesi hükümleriyle bağdaşmayacak şekilde soykırım isnadında bulunması hasebiyle ABD hukukuna ve uluslararası hukuka da aykırıdır.

Uluslararası hukukta 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımlayan bir karar bulunmamaktadır. Aksine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu konunun meşru bir tartışma konusu olduğunu hükme bağlamıştır.

Sözkonusu dönemde vuku bulan gelişmeler siyasetin değil tarih biliminin alanıdır.

Türkiye’nin “Ortak Tarih Komisyonu” kurulması yönünde 2005 yılında yapmış olduğu önerinin Ermenistan tarafından reddedildiği hatırlanmalıdır.

Uluslararası ve bölgesel güvenlik bakımından fevkalade hassas bir dönemde alınan, Türkiye ve ABD ilişkilerini zora sokmaya yönelik bu kararın ABD’nin ulusal çıkarlarına verdiği ve vereceği zararların takdiri Amerikalı siyasetçi ve yöneticiler ile ABD halkınındır. Öte yandan, ABD Yönetimi’nin 1915 olayları konusundaki tutumunda bir değişiklik olmaması da not edilmiştir.

Şüphesiz bu karar ABD Temsilciler Meclisi’nin saygınlığına gölge düşürdüğü gibi, Türkiye kamuoyundaki ABD algısına da olumsuz yansıyacaktır.

Türkiye ve ABD arasındaki müttefiklik bağının ve dostane ilişkilerin devamına destek veren Amerikalı dostlarımızın bu vahim hatayı sorgulayacaklarına ve sorumlularının ABD halkının vicdanında yargılanacağına inanıyoruz.