Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Yemen Dışişleri Bakanı Ahmed Awad Bin Mubarak ile Ortak Basın Toplantısı, 22 Aralık 2022, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANI SAYIN MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Değerli basın mensupları; bugün Yemen Dışişleri ve Yurtdışındaki Yemenliler Bakanı kardeşim Ahmed Awad Mubarak’ı ülkemizde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Yemen, Türkiye ve Türk halkı için özel bir yere sahip kardeş bir ülke. Kader ortaklığımız türkülerimize kadar girmiş:

“Ah o Yemen'dir gülü çimendir

Giden gelmiyor acep nedendir”

Herhalde bu türküyü dinleyip de duygulanmayan bir Türk yoktur.

Bugünkü görüşmelerimizde Yemen’deki durumu ve ikili ilişkilerimizi kardeşim Ahmed’le değerlendirme imkânımız oldu.

Yemen, dünyanın en kritik deniz ulaşım güzergâhlarından birinde bulunan bir ülkedir. Önemli doğal kaynaklara sahip. Ancak yıllardır devam eden iç çatışmalar nedeniyle zor bir dönemden geçiyor. Yemen’deki insani kriz ciddi boyutlara ulaştı. Yemen halkının yarısından fazlası gıda kriziyle karşı karşıya. Maalesef bundan en ağır etkilenenler de çocuklar ve kadınlar. Bu sıkıntılı günlerinde Yemen’in yanında durmaya devam ediyoruz. Ülkemizin çabalarıyla, özellikle Ukrayna’dan gelen, yine Dünya Gıda Örgütü’nün çabalarıyla Ukrayna’dan gelen 37 bin ton tahılı Türkiye’de öğüterek un haline getirerek Yemen’e gönderdik. Bugün kardeşime, ihtiyaç duyulursa hem Türkiye’den, hem de Ukrayna ve Rusya’dan gelecek tahılın un haline getirilmesiyle birlikte Yemen’e gönderebileceğimizi söyledim.

Yine TİKA, AFAD, Sağlık Bakanlığımız, Kızılayımız, Diyanet İşleri Başkanlığımız yıllardır çatışma şartlarında Yemenli kardeşlerimize yardım ulaştırma gayreti içinde oldular, başta eğitim, gıda ve sağlık yardımı olmak üzere. Geçtiğimiz hafta Yemen’e tıbbi yardım sağlanmasına ilişkin bir hibe anlaşmasını Ankara’da imzaladık, Büyükelçi ile Sağlık Bakanlığı imzaladı. Bu malzemeler tabii Yemen’de sağlık hizmetlerinin sürdürülmesi için kullanılacak.

Yemenli gençlere Türkiye burslarını vermeye devam ediyoruz. Bu yıl 79 öğrenciye burs verdik. Toplamda Yemen’den 7 binden fazla öğrenci şu anda Türkiye’de eğitim görüyor.

Ayrıca, Yemenli diplomatlara yönelik eğitim programlarımız devam ediyor. Bakanlığımızın düzenlediği eğitim programlarına Yemenli diplomatlar katılmaya devam ediyor, bugüne kadar 44 diplomata eğitim verdik. Ayrıca, genç diplomatlara yönelik de özel eğitim programları düzenliyoruz ve bugün kardeşimle bu programlara, eğitim programlarına devam etme kararı aldık.

Sadece diplomatları eğitmek yetmez, Yemen’in güvenliği önemli. Emniyet Genel Müdürlüğümüz Yemen polisine eğitim desteğini sürdürüyor. 48 polis amiri eğitim aldı, şu anda 19’u devam ediyor. Ayrıca, 20 kişilik daha kontenjan ayırdığımızı kardeşim Ahmed’e bugün söyledim.

Yine Yemen’de istikrar sağlandığında biraz önce bahsettiğim yardımlarımızı artırarak devam ettireceğiz.

Önümüzdeki süreçte atacağımız bazı adımları da görüştük. En kısa süre içinde konsolosluk istişarelerini yapmak istiyoruz, en geç Ocak ayının son haftasında. Büyükelçimiz yine Aden’e gitmek için Yemen Hükümetinden haber bekliyor, sözlü olarak davet edildi.

Ayrıca, AFAD ve diğer kurumlarımızın temsilcileri de, uzmanlarımız da Yemen’e gidecekler ve siyasi istişareleri mümkünse Yemen’de gerçekleştirmek istiyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte ben de kardeş Yemen’i, kardeşlerimizi Yemen’de ziyaret etmek isterim. Tüm bu konularda arkadaşlarımız çalışmalara devam edecek.

Tabii ikili ilişkilerimizi bu zor şartlarda da geliştirmek için gayret sarf ediyoruz. Ticaretimiz artıyor, 1.1 milyar Dolar civarında bir ticaretimiz var. İhracat bakımından biz dördüncü sıradayız, yani Yemen’e en çok ihracat yapan ülkeler listesinde dördüncü sıradayız. Yemen’in bize yönelik ihracatı çok düşük mevcut şartlardan dolayı. Bu sene biraz artış görüyoruz, ama halen çok sembolik bir düzeyde, bunun için de birlikte çalışmamız lazım.

Değerli basın mensupları; Yemen’in toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve siyasi birliğini güçlü bir şekilde destekliyoruz. Bölgemizde güvenlik ve istikrarın korunması bakımından Yemen’in yeri ve önemi çok büyük. Son dönemde Yemen’de limanlara ve sivillere, özellikle sivil tesislere yönelik gerçekleştirilen saldırıları da kınadığımızı özellikle vurgulamak isterim ve bir kere daha bu saldırıları, her türlü terör saldırısını kınadığımızı, Türkiye olarak ve bunlara karşı olduğumuzu vurgulamak isterim. Tabii Yemen’de bir an önce ateşkese geri dönülmesinin önemini de vurguladık ve Türkiye olarak canıgönülden temenni ediyoruz.

Yemen’de çözüme yönelik bir siyasi diyalog sürecinin başlatılması çağrısında bulunuyoruz. Anayasal meşruiyete desteğimizi sürdürüyoruz. BM’nin bu yöndeki çabalarını da destekliyoruz. Yemen’in birliği, egemenliği, huzuru, refahı için her platformda katkı vermeye devam edeceğiz, bunu da bugün kardeşim Ahmed’e başbaşa görüşmemizde bir kere daha söyledim. Bu doğrultuda bölgemiz genelinde işbirliği ve diyalog çabalarına desteğimizi de sürdüreceğiz Türkiye olarak.

Yemen halkının bu badireleri atlatacağını ve tekrar tüm ülke genelinde birlik içerisinde huzurlu bir hayatı tesis edeceğine gönülden inanıyoruz. Yemen halkı güçlü bir halktır, çok badireler atlatmıştır, zorlukları aşmıştır, daha da güçlü bir şekilde aşmıştır. Biz Yemen halkının ve Yemenli kardeşlerimizin bu zorlu süreci de aşacağına inanıyorum.

Tabii kardeşim Ahmed’i önümüzdeki süreçte tekrar Türkiye’ye davet etmek istiyorum. 10-12 Mart tarihlerinde Antalya’da Antalya Diplomasi Forumu’nu düzenliyoruz, üçüncü toplantısını düzenliyoruz. Kendisinin gençlik yıllarında Antalya’ya geldiğini biliyoruz, halen genç ama, yani daha genç olduğu yıllarda. Tekrar Antalya’da, ülkemizde görmekten büyük bir memnuniyet duyacağız.

Gerçekten bugünkü görüşmelerimiz son derece faydalı oldu, her bakımdan faydalı oldu. Aslında uzun süredir planladığımız bir ziyaretti. Kardeşim Ahmed’den önceki Dışişleri Bakanlarıyla da planlamıştık, ama bugüne kısmet oldu ve zamanlıca bir ziyaret oldu. Bu ziyaret için kardeşim Ahmed’e çok çok teşekkür ediyorum.

Ve sözü kendisine bırakmak istiyorum.

YEMEN DIŞİŞLERİ BAKANI AHMED AWAD BİN MUBARAK-

[Simultane tercüme]

Bismillahirrahmanirrahim.

… Bir araya gelme noktasında da çok gayretlerimiz söz konusu. Tarihsel bir ilişki söz konusu Yemen ile Türkiye arasında. Çok köklü bağlantılarımız söz konusu, çok fazla unsurlarımız var müşterek diyebileceğimiz. Ve aynı zamanda da ailelerimiz de müşterek, nitekim Yemen’e baktığımızda birçok Türk ailesinin kökleri söz konusu ve aynı zamanda da Türkiye’de de Yemen’den gelen aileler de söz konusu.

Nitekim bu ziyaret sırasında tekrar şükranlarımı arz etmek istiyorum özellikle Türkiye’nin hem halk olarak, hem Hükümet olarak da Yemen’e karşı göstermiş olduğu destekten dolayı ve meşru Hükümetin desteklenmesi noktasında ortaya koymuş olduğu destekten dolayı şükranlarımı arz etmek istiyorum.

Siz biliyorsunuz terörist Husilerin saldırıları söz konusu sürekli ve bizim egemenliğimize karşı yapmaktalar.

Aynı zamanda Türkiye’nin bize karşı göstermiş olduğu insani yardım noktasında ve geçmiş olduğumuz süreçte aslında çok fazla destekleri söz konusu. Aynı zamanda Yemenli vatandaşlarımızın Türkiye’de bulundukları süre içerisinde çok fazla misafirperverlikle karşı karşıya kalmaktalar, bundan dolayı da şükranlarımı arz etmek istiyorum.

Burada gerçekten çok verimli bir toplantı gerçekleştirmiş olduk saygıdeğer kardeşim Mevlüt’le ve aynı zamanda ikili ilişkiler noktasında. Ve aynı zamanda bu ilişkilerin nasıl pekiştirileceği ve nasıl geliştirileceği yönündeki görüşmelerimiz söz konusu oldu.

Misafirperverlikle karşı karşıya kalmaktan ve bundan dolayı da şükranlarımı arz etmek istiyorum.

Burada gerçekten çok verimli bir toplantı gerçekleştirmiş olduk saygıdeğer kardeşim Mevlüt’le ve aynı zamanda da ikili ilişkileri … noktasında ve aynı zamanda bu ilişkilerin nasıl pekiştirileceği ve nasıl geliştirileceği yönündeki görüşmelerimiz söz konusu oldu.

Ve aynı zamanda Ortak Bakanlık Komitesinin tekrar inşa edilmesi ve tekrar devam edilmesi yönündeki kararlarımızı ortaya koymuş olduk.

Ve aynı zamanda da bütün Yemenli vatandaşlarımızın Türkiye’ye geçişleri noktasındaki kolaylıkların sağlanması noktasında ve aynı zamanda da vatandaşlarımızın daha kolay bir şekilde gelmeleri ve aynı zamanda da tıbbi anlamda sunulan hibelerin devam ettirilmesi noktasında ve biliyorsunuz pandemiden dolayı bazı anlaşmalar rafa kaldırılmıştı, biz onların devam etmesinden yanayız ve bunu da ele aldık Sayın Bakanla birlikte.

Saygıdeğer kardeşime her zaman belirtmek istedik ki, Türkiye’nin kendi egemenliğini ve kendi istikrarını sağlama noktasında, ulusal güvenliğini ihdas etme noktasında ve sağlama noktasındaki tüm çabalarına destek verdiğimizi belirttim kendisine, zira terörizm saldırılarıyla karşı karşıya kardeş ve dost ülke Türkiye.

Ve bu fırsatla birlikte kardeşimle birlikte Yemen’deki ortamı ve Yemen’deki aslında olayları ortaya koyma noktasında fikir birliğine varmış olduk. Ve biliyorsunuz İran’ın çok olumsuz bir bakış açısı ve … ortaya koymakta ve … de bizim Başkanlık Konseyinin bakış açısını ortaya koymuş olduk. Ve aslında ateşkesin yapılması noktasında ve barışın ihdas edilmesi yönündeki her türlü tavizleri verme noktasında yaptık, ama buna rağmen anlaşmalara devam edilmedi. Ve aslında bu ateşkes ne yazık ki kabul edilmedi ve 2 Ekim’de Husiler tarafında devam edilmesi noktasında bir karar verilmedi ne yazık ki. Tabii ki bu ateşkese devam edilmemesi yönündeki nedenli bir nefret söylemi ortaya koyduğunu ve nedenli bir kararsızlık ve aynı zamanda da bir çetrefilli durumun ihdas edilmesine yönelik neden olduğunun da bir göstergesi.

Aslında Yemen’deki barış süreçleri aslında yapılabilir ve aynı zamanda da gerçeklemesi söz konusu olur. Nitekim 3 tane merciimiz hem bölgesel, hem ulusal ve aynı zamanda da uluslararası anlamdaki unsurlara baktığımız zaman bunu ihdas etmemiz söz konusu olabiliyor ve zor bir şey değil. Ama ne yazık ki Husiler bundan vazgeçerek ve belki, yani halkın yaralarına karşı bir şekilde dışarıdan gelen destekle yetinmekteler.

Ve biz özellikle bu yıl içerisinde 17 Ekim’den itibaren özellikle terörist Husi milisleri tarafından bizim limanlarımıza ve aynı zamanda güzergahlarımıza karşı yaptıkları saldırılardan dolayı ki konuları ele almış olduk Sayın Bakanla birlikte. Aslında bizim ortaya koymuş olduğumuz çabalarımız söz konusu ve barışın tekrar Yemen’de ihdas edilmesi yönünde bütün çabalarımızı ortaya koymaktayız. Ve aynı zamanda da aslında Husi terörist gruplarının terör örgütleri listesine dahil edilmesi yönünde her zaman davetlerimiz söz konusu. Ve uluslararası anlamda ve aynı zamanda da Türkiye’deki kardeşlerimizden daha kararlı bir duruş sergilemelerini talep etmekteyiz. Nitekim bu çok önemli müzakere masasına oturulması yönünde, onlara baskı oluşturması yönündeki gayretlerini her zaman davet etmekteyiz.

Biz her zaman çok Türkiye’yle ikili ilişkilerimizin dostlarımızla birlikte, Türkiye’deki kardeşlerimizle birlikte geliştirme noktasında her zaman gayretlerimiz var, zira birçok fırsatımız var, çok fazla imkanlarımız söz konusu. Çok fazla Yemenli iş adamımız var Türkiye’de yatırım noktasında ortaya koyacağı ve çok fazla ilişkilerimizin geliştirilmesi, hem iktisadi, hem ticari anlamdaki ilişkilerimizi pekiştirme yönünde çok büyük rol oynadıklarına inanmaktayım. Çok fazla işbirliği alanlarımız var değişik kurumlarımız arasında, onun için yapmış olduğumuz ziyaretlerimiz zamanlama açısından çok önemli olduğunu, nitekim geçirmiş olduğumuz bu süre bizler için çok önemli ve biz onun üzerine çok ümit bağlamaktayız ve aslında daha çok işbirliğini talep etmekteyiz ve öngörmekteyiz.

İnşallah yakın zamanda da Türkiye’nin Büyükelçisini Aden’de görmekten çok mutlu olacağımızı belirtmek istiyorum.

Ve aslında Türkiye’nin de birçok kuruluşları ve STK’sının aynı zamanda Yemen’de bulunmasından ve görmekten çok mutlu olduğumu belirtmek istiyorum.

Tekrar ben davetinizden dolayı şükranlarımı arz etmek istiyorum Sayın Bakan.

Gerçekten inşallah Antalya Forumunda olacağız. Ve aslında bir önceki yıl, geçen sene yapmış olduğunuz toplantıya gelme noktasında çok gayret göstermiştim, ama ne yazık ki gelememiştim, ama tabii ki gelme noktasında da gayret göstereceğim Mart’ta, nitekim Yemen meselesini ortaya koyma noktasında bizler için büyük fırsat teşkil edecek.

Çok teşekkür ediyorum Sayın Saygıdeğer Bakan.

SORU- Doğan Can Aksoy, TRT Haberden.

Sayın Çavuşoğlu, sorum size olacak. Yemen’deki insani kriz çerçevesinde Türkiye’nin Yemen’e verdiği desteklerden konuşmanızda bahsettiniz. Bu konuda ilave bilgi verebilir misiniz, önümüzdeki dönemde neler yapılacak?

Buna ek olarak, Afganistan’da 2 gün önce kız öğrencilerinin üniversite eğitimlerinin ikinci bir duyuruya kadar askıya alındığı açıklandı, uluslararası toplumdan da buna tepkiler geldi. Konu hakkındaki değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

DIŞİŞLERİ BAKANI SAYIN MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum sorunuz için.

Biraz önce konuşmamda da vurgulamaya çalıştığım gibi, gerçekten savaştan en çok etkilenenler masum insanlar. Ve savaşın başından bu yana salgın hastalıklar oldu, açlıklar, kıtlıklar oldu, biz o zor şartlarda da Yemenli kardeşlerimize yardımlarımızı ulaştırmaya çalıştık. Ama çoğu zaman insani yardımlarımız Yemenlilere ulaşmadı devam eden çatışmalar, blokajlar yüzünden. Ama tüm kurumlarımızla, işte TİKA’mız, AFAD’ımız, Kızılayımız, Diyanet ve diğer kurumlarımızla birlikte her türlü desteği vermeye çalıştık. Yine gıdadan sağlığa, eğitimden temel altyapıya kadar desteklerimizi ulaştırdık. TİKA’nın bugüne kadar gerçekleştirdiği proje sayısına baktığımız zaman 15 milyon Doları aşmıştır. Toplamda 60 milyon Dolarlık yardım ulaştırdık. Ama şimdi esas şartlar nispeten daha iyi ve en son ateşkesten bu yana her ne kadar uzatılmadıysa da ateşkes, saldırı oranı daha da düştü, ama riskler devam ediyor. Buna rağmen yardımlarımızı artırma bakımından önemli fırsatlar var. Mesela Yemen’e giremeyen AFAD temsilcilerimizin listesini bugün Sayın Bakana verdik. Onların girmesiyle birlikte sahada bu yardımlarımız daha da artacak, doğrudan halka dağıtılması bakımından önemli. AFAD’ın da yaklaşık 7,5 milyon Dolarlık bir yardımı oldu, Kızılayımızın 7 milyon Dolar civarında yardımı oldu. Ayrıca insani kuruluşlarımız var bizim, yani sivil toplum örgütlerinden bahsediyoruz, onların da yardımları var. Güvenlik şartları geliştikçe bu yardımlarımız daha da artacak. Ama esas ihtiyaç duydukları alanlarda bu yardımlarımızı ulaştırmamız lazım ve Yemen Hükümetiyle de daha iyi koordineli bir şekilde bu yardımlarımızı artırarak devam ettireceğiz.

Diğer taraftan, Afganistan’da kız öğrencilere yönelik eğitim yasağı, yani üniversite eğitim yasağı gerçekten bizleri derinden üzdü ve ciddi bir endişe kaynağıdır. Biz başından beri tanıma olmadan Taliban’la angajmanı savunduk, herkese de bunu tavsiye ettik. Çünkü Afganistan’ın istikrarı, güvenliği hepimiz için önemli. Yine Afganistan’da da terör örgütleri de var DAEŞ var, El-Kaide var, Afganistan ekonomisinin de çökmemesi lazım. İnsani yardımlarımızı sürekli gönderiyoruz, trenlerimiz gönderiyoruz, komşu ülkelerden alıp gönderiyoruz. Eğitimine de destek veriyoruz okullarımız var. İş insanlarımız tüm risklere rağmen Afganistan’da üstlendikleri projeleri Afganistan halkı için gerçekleştirmeye devam etti.

Şimdi diğer taraftan biz Taliban’a da aynı tavsiyelerimizi sürekli tekrar ettik. Yani kapsayıcı olun, herkesi dahil edecek bir şekilde hükümet kurun ki hiç kimse dışlanmasın. Diğer taraftan, kadın hakları, kız çocuklarının eğitimi konusunda da düşüncelerimizi kendilerine paylaştık. Ve bu yasak gerçekten İslami de değil, insani değil. Dolayısıyla, böyle bir yasağı biz reddediyoruz, yani doğru bulmuyoruz. İnşallah bir an önce bu kararlarından vazgeçerler. Yaklaşık 1 milyon kız öğrenciden bahsediyoruz üniversiteye gidebilecek. Yani kadınların eğitimin ne zararı var, insanlığa ne zararı var, Afganistan’a ne zararı var? Bu yasağın ne faydası var? Yani mantıklı bir açıklaması olsun, yani İslami olarak bir açıklaması var mı? Tam tersine dinimiz İslam eğitime karşı değil, tam tersine eğitimi teşvik ediyor, ilimi, bilimi teşvik ediyor. İnsani olarak faydası ne? İnsani de değil, İslami de değil. Dolayısıyla, Taliban’ın bu kararından vazgeçmesini bekliyoruz. Biz Türkiye olarak Afganlı kardeşlerimize de eğitim vermeye devam edeceğiz, burs vermeye devam edeceğiz. Türkiye’de de çok sayıda Afganlı kızımız eğitim görüyor işte bunlardan bir tanesi de yine üniversite sınavında birinci olan Salgy İsmailkhil kız öğrencimiz, kardeşimiz. Hacettepe Üniversitesinde Tıp Fakültesi’nde eğitim görüyor. Şimdi bu kızımız doktor olduğu zaman Afganistan’a, Afgan halkına ne zararı olacak? Bir kadın öğretmenin Afganistan’a ne zararı olacak? Bir hemşirenin ne zararı olacak? Neticede Taliban’ın bunları düşünmesi lazım. Umarım bu kararlarından vazgeçerler.

Teşekkürler.

YEMEN DIŞİŞLERİ BAKANI AHMED AWAD BİN MUBARAK- [Simultane tercüme] Gözaltı almalarına, tutuklanmalarına ne kadar aslında bir şehirden başka bir şehre gitmesi ne kadar da bilinçli olsa ne kadar da bilim düzeyine sahip olmuş olsa eğitimli olsa bile tek başına aslında geçişlerine müsaade edilmesi. Ve aynı zamanda da bazı kadınlarımız gözaltına alınarak aynı zamanda tecavüze uğramaktalar ve ne yazık ki sıkıntı yaşamaktayız. Onun için kadınlarımız çok önemli ve kadınlarımız üzerinde aslında özellikle kadınlara yönelik yapılan çalışmalara yakından vakıf olmamız ve onlara karşı bir duruş sergilememiz gerekiyor. Onun için ortaya koymuş olduğumuz aslında … neredeyse aynısını görmekteyiz Yemen’de. Kardeşlerimiz ve basın mensuplarımızda aslında görmekteler. Aynı zamanda özellikle bazı basın mensuplarımız söz konusu değildir Yemen’de. Oradaki mesela birkaç tane mesela kelime ortaya koyduklarından dolayı onlar tutuklanıp belki idamla karşı karşıya kalmaktalar. Onun için Türkiye’de buna basın mensuplarına, Yemen’de bulunan basın mensuplarına destek verme noktasında davet etmekteyim.

SORU- Diyar Güldoğan Anadolu Ajansı. Benim sorum Sayın konuk Bakana olacak. Yemen’deki çatışmaların durdurulması ve insani durumun düzeltilmesi için uluslararası toplumdan beklentileriniz nelerdir teşekkür ediyorum.

YEMEN DIŞİŞLERİ BAKANI AHMED AWAD BİN MUBARAK- [Simultane tercüme] Çok teşekkür ediyorum sorunuz için. Aslında burada çok önemli bir şey özellikle Yemen’de olan bitenlere mutlaka bakmamız gerekiyor. Sadece insani anlamdaki Yemen’deki soruna bakmamız aslında ortaya bir çözüm koymayacaktır. Onun için insani anlamda çok fazla sıkıntı yaşamaktayız ve bunun da ana etkeni aslında savaş ve Husiler tarafından da ortaya konmuş olan darbeyle ilgili. Ortaya konulan aslında siyasi pardon insani anlamdaki sıkıntılarımız söz konusu ve burada ortaya konan siyasi darbeden dolayı. Yani Yemen’de olan bitene sadece insani bakış açısıyla bakmamız bu olayı çözmeyecektir. Onun için uluslararası toplumdan yeni bir bakış açısıyla yaklaşmalarına davet etmekteyiz. Ve aynı zamanda da farklı alanlarda siyasi, ekonomik ve güvenlik açısından da yaklaşmasını talep etmekteyiz ki artı insan anlamında destek vermesi noktasında taleplerimiz söz konusu. Yani 2015 yılından şimdiye kadar çok fazla temaslarımız var. Cenevre’de Kuveyt’te neredeyse 100 gün süren Stokholm’de aynı zamanda da son günlerde de 6 aylık bir ateşkes sözleşmemiz ve anlaşmamız vardı. Ve ne yazık ki karşı taraftan gelen bir tecavüzler söz konusu bu anlaşmanın devam edilmemesi yönünde. Ve aynı zamanda biz normalde istiyoruz ki diyalog noktasında bir araya gelelim ve ateşkesin ihdas edilmesi ve mermilerin susması ve ateşlerin de susması. Ama tabii ki buna engel koyan tek bir taraf vardır ve herkes tarafından bilinen bir konudur bu. Uluslararası anlamdaki ortaklarımıza baktığımız zaman ve Birleşmiş Milletler’deki insanlara baktığımız zaman … bizim Büyükelçimizdi Birleşmiş Milletler’de ve o dedi ki aslında bizim Büyükelçimiz Husiler hiçbir zamanda barış müzakerelerinde hiçbir zaman hazır olmadıklarını ortaya koymuşlardır. Onun için Husiler her zaman engel koymaktalar, her zaman bize karşı bir engel teşkil etmekteler. İran tarafından desteklenen bu Husi teröristlerine karşı aslında hep birlikte duruş sergilememiz gerekiyor. Uluslararası toplum tarafından bu terörist Husilere karşı bir gerçek anlamda bir baskı görüş ortaya konmadığı zaman biz hiçbir zaman da bir fayda sağlamayacağımızı görmekteyiz.

Teşekkür ediyorum.

* Interpress deşifresidir.