DIŞİŞLERİ BAKANI SAYIN MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Değerli basın mensupları; bugün
Yemen Dışişleri ve Yurtdışındaki Yemenliler Bakanı kardeşim Ahmed Awad
Mubarak’ı ülkemizde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Yemen, Türkiye ve Türk halkı için özel bir yere sahip kardeş bir ülke.
Kader ortaklığımız türkülerimize kadar girmiş:
“Ah o Yemen'dir gülü çimendir
Giden gelmiyor acep nedendir”
Herhalde bu türküyü dinleyip de duygulanmayan bir Türk yoktur.
Bugünkü görüşmelerimizde Yemen’deki durumu ve ikili ilişkilerimizi kardeşim
Ahmed’le değerlendirme imkânımız oldu.
Yemen, dünyanın en kritik deniz ulaşım güzergâhlarından birinde bulunan bir
ülkedir. Önemli doğal kaynaklara sahip. Ancak yıllardır devam eden iç
çatışmalar nedeniyle zor bir dönemden geçiyor. Yemen’deki insani kriz ciddi
boyutlara ulaştı. Yemen halkının yarısından fazlası gıda kriziyle karşı
karşıya. Maalesef bundan en ağır etkilenenler de çocuklar ve kadınlar. Bu
sıkıntılı günlerinde Yemen’in yanında durmaya devam ediyoruz. Ülkemizin
çabalarıyla, özellikle Ukrayna’dan gelen, yine Dünya Gıda Örgütü’nün
çabalarıyla Ukrayna’dan gelen 37 bin ton tahılı Türkiye’de öğüterek un
haline getirerek Yemen’e gönderdik. Bugün kardeşime, ihtiyaç duyulursa hem
Türkiye’den, hem de Ukrayna ve Rusya’dan gelecek tahılın un haline
getirilmesiyle birlikte Yemen’e gönderebileceğimizi söyledim.
Yine TİKA, AFAD, Sağlık Bakanlığımız, Kızılayımız, Diyanet İşleri
Başkanlığımız yıllardır çatışma şartlarında Yemenli kardeşlerimize yardım
ulaştırma gayreti içinde oldular, başta eğitim, gıda ve sağlık yardımı
olmak üzere. Geçtiğimiz hafta Yemen’e tıbbi yardım sağlanmasına ilişkin bir
hibe anlaşmasını Ankara’da imzaladık, Büyükelçi ile Sağlık Bakanlığı
imzaladı. Bu malzemeler tabii Yemen’de sağlık hizmetlerinin sürdürülmesi
için kullanılacak.
Yemenli gençlere Türkiye burslarını vermeye devam ediyoruz. Bu yıl 79
öğrenciye burs verdik. Toplamda Yemen’den 7 binden fazla öğrenci şu anda
Türkiye’de eğitim görüyor.
Ayrıca, Yemenli diplomatlara yönelik eğitim programlarımız devam ediyor.
Bakanlığımızın düzenlediği eğitim programlarına Yemenli diplomatlar
katılmaya devam ediyor, bugüne kadar 44 diplomata eğitim verdik. Ayrıca,
genç diplomatlara yönelik de özel eğitim programları düzenliyoruz ve bugün
kardeşimle bu programlara, eğitim programlarına devam etme kararı aldık.
Sadece diplomatları eğitmek yetmez, Yemen’in güvenliği önemli. Emniyet
Genel Müdürlüğümüz Yemen polisine eğitim desteğini sürdürüyor. 48 polis
amiri eğitim aldı, şu anda 19’u devam ediyor. Ayrıca, 20 kişilik daha
kontenjan ayırdığımızı kardeşim Ahmed’e bugün söyledim.
Yine Yemen’de istikrar sağlandığında biraz önce bahsettiğim yardımlarımızı
artırarak devam ettireceğiz.
Önümüzdeki süreçte atacağımız bazı adımları da görüştük. En kısa süre
içinde konsolosluk istişarelerini yapmak istiyoruz, en geç Ocak ayının son
haftasında. Büyükelçimiz yine Aden’e gitmek için Yemen Hükümetinden haber
bekliyor, sözlü olarak davet edildi.
Ayrıca, AFAD ve diğer kurumlarımızın temsilcileri de, uzmanlarımız da
Yemen’e gidecekler ve siyasi istişareleri mümkünse Yemen’de gerçekleştirmek
istiyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte ben de kardeş Yemen’i,
kardeşlerimizi Yemen’de ziyaret etmek isterim. Tüm bu konularda
arkadaşlarımız çalışmalara devam edecek.
Tabii ikili ilişkilerimizi bu zor şartlarda da geliştirmek için gayret sarf
ediyoruz. Ticaretimiz artıyor, 1.1 milyar Dolar civarında bir ticaretimiz
var. İhracat bakımından biz dördüncü sıradayız, yani Yemen’e en çok ihracat
yapan ülkeler listesinde dördüncü sıradayız. Yemen’in bize yönelik ihracatı
çok düşük mevcut şartlardan dolayı. Bu sene biraz artış görüyoruz, ama
halen çok sembolik bir düzeyde, bunun için de birlikte çalışmamız lazım.
Değerli basın mensupları; Yemen’in toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve
siyasi birliğini güçlü bir şekilde destekliyoruz. Bölgemizde güvenlik ve
istikrarın korunması bakımından Yemen’in yeri ve önemi çok büyük. Son
dönemde Yemen’de limanlara ve sivillere, özellikle sivil tesislere yönelik
gerçekleştirilen saldırıları da kınadığımızı özellikle vurgulamak isterim
ve bir kere daha bu saldırıları, her türlü terör saldırısını kınadığımızı,
Türkiye olarak ve bunlara karşı olduğumuzu vurgulamak isterim. Tabii
Yemen’de bir an önce ateşkese geri dönülmesinin önemini de vurguladık ve
Türkiye olarak canıgönülden temenni ediyoruz.
Yemen’de çözüme yönelik bir siyasi diyalog sürecinin başlatılması
çağrısında bulunuyoruz. Anayasal meşruiyete desteğimizi sürdürüyoruz.
BM’nin bu yöndeki çabalarını da destekliyoruz. Yemen’in birliği,
egemenliği, huzuru, refahı için her platformda katkı vermeye devam
edeceğiz, bunu da bugün kardeşim Ahmed’e başbaşa görüşmemizde bir kere daha
söyledim. Bu doğrultuda bölgemiz genelinde işbirliği ve diyalog çabalarına
desteğimizi de sürdüreceğiz Türkiye olarak.
Yemen halkının bu badireleri atlatacağını ve tekrar tüm ülke genelinde
birlik içerisinde huzurlu bir hayatı tesis edeceğine gönülden inanıyoruz.
Yemen halkı güçlü bir halktır, çok badireler atlatmıştır, zorlukları
aşmıştır, daha da güçlü bir şekilde aşmıştır. Biz Yemen halkının ve Yemenli
kardeşlerimizin bu zorlu süreci de aşacağına inanıyorum.
Tabii kardeşim Ahmed’i önümüzdeki süreçte tekrar Türkiye’ye davet etmek
istiyorum. 10-12 Mart tarihlerinde Antalya’da Antalya Diplomasi Forumu’nu
düzenliyoruz, üçüncü toplantısını düzenliyoruz. Kendisinin gençlik
yıllarında Antalya’ya geldiğini biliyoruz, halen genç ama, yani daha genç
olduğu yıllarda. Tekrar Antalya’da, ülkemizde görmekten büyük bir
memnuniyet duyacağız.
Gerçekten bugünkü görüşmelerimiz son derece faydalı oldu, her bakımdan
faydalı oldu. Aslında uzun süredir planladığımız bir ziyaretti. Kardeşim
Ahmed’den önceki Dışişleri Bakanlarıyla da planlamıştık, ama bugüne kısmet
oldu ve zamanlıca bir ziyaret oldu. Bu ziyaret için kardeşim Ahmed’e çok
çok teşekkür ediyorum.
Ve sözü kendisine bırakmak istiyorum.
YEMEN DIŞİŞLERİ BAKANI AHMED AWAD BİN MUBARAK-
[Simultane tercüme]
Bismillahirrahmanirrahim.
… Bir araya gelme noktasında da çok gayretlerimiz söz konusu. Tarihsel bir
ilişki söz konusu Yemen ile Türkiye arasında. Çok köklü bağlantılarımız söz
konusu, çok fazla unsurlarımız var müşterek diyebileceğimiz. Ve aynı
zamanda da ailelerimiz de müşterek, nitekim Yemen’e baktığımızda birçok
Türk ailesinin kökleri söz konusu ve aynı zamanda da Türkiye’de de
Yemen’den gelen aileler de söz konusu.
Nitekim bu ziyaret sırasında tekrar şükranlarımı arz etmek istiyorum
özellikle Türkiye’nin hem halk olarak, hem Hükümet olarak da Yemen’e karşı
göstermiş olduğu destekten dolayı ve meşru Hükümetin desteklenmesi
noktasında ortaya koymuş olduğu destekten dolayı şükranlarımı arz etmek
istiyorum.
Siz biliyorsunuz terörist Husilerin saldırıları söz konusu sürekli ve bizim
egemenliğimize karşı yapmaktalar.
Aynı zamanda Türkiye’nin bize karşı göstermiş olduğu insani yardım
noktasında ve geçmiş olduğumuz süreçte aslında çok fazla destekleri söz
konusu. Aynı zamanda Yemenli vatandaşlarımızın Türkiye’de bulundukları süre
içerisinde çok fazla misafirperverlikle karşı karşıya kalmaktalar, bundan
dolayı da şükranlarımı arz etmek istiyorum.
Burada gerçekten çok verimli bir toplantı gerçekleştirmiş olduk saygıdeğer
kardeşim Mevlüt’le ve aynı zamanda ikili ilişkiler noktasında. Ve aynı
zamanda bu ilişkilerin nasıl pekiştirileceği ve nasıl geliştirileceği
yönündeki görüşmelerimiz söz konusu oldu.
Misafirperverlikle karşı karşıya kalmaktan ve bundan dolayı da şükranlarımı
arz etmek istiyorum.
Burada gerçekten çok verimli bir toplantı gerçekleştirmiş olduk saygıdeğer
kardeşim Mevlüt’le ve aynı zamanda da ikili ilişkileri … noktasında ve aynı
zamanda bu ilişkilerin nasıl pekiştirileceği ve nasıl geliştirileceği
yönündeki görüşmelerimiz söz konusu oldu.
Ve aynı zamanda Ortak Bakanlık Komitesinin tekrar inşa edilmesi ve tekrar
devam edilmesi yönündeki kararlarımızı ortaya koymuş olduk.
Ve aynı zamanda da bütün Yemenli vatandaşlarımızın Türkiye’ye geçişleri
noktasındaki kolaylıkların sağlanması noktasında ve aynı zamanda da
vatandaşlarımızın daha kolay bir şekilde gelmeleri ve aynı zamanda da tıbbi
anlamda sunulan hibelerin devam ettirilmesi noktasında ve biliyorsunuz
pandemiden dolayı bazı anlaşmalar rafa kaldırılmıştı, biz onların devam
etmesinden yanayız ve bunu da ele aldık Sayın Bakanla birlikte.
Saygıdeğer kardeşime her zaman belirtmek istedik ki, Türkiye’nin kendi
egemenliğini ve kendi istikrarını sağlama noktasında, ulusal güvenliğini
ihdas etme noktasında ve sağlama noktasındaki tüm çabalarına destek
verdiğimizi belirttim kendisine, zira terörizm saldırılarıyla karşı karşıya
kardeş ve dost ülke Türkiye.
Ve bu fırsatla birlikte kardeşimle birlikte Yemen’deki ortamı ve Yemen’deki
aslında olayları ortaya koyma noktasında fikir birliğine varmış olduk. Ve
biliyorsunuz İran’ın çok olumsuz bir bakış açısı ve … ortaya koymakta ve …
de bizim Başkanlık Konseyinin bakış açısını ortaya koymuş olduk. Ve aslında
ateşkesin yapılması noktasında ve barışın ihdas edilmesi yönündeki her
türlü tavizleri verme noktasında yaptık, ama buna rağmen anlaşmalara devam
edilmedi. Ve aslında bu ateşkes ne yazık ki kabul edilmedi ve 2 Ekim’de
Husiler tarafında devam edilmesi noktasında bir karar verilmedi ne yazık
ki. Tabii ki bu ateşkese devam edilmemesi yönündeki nedenli bir nefret
söylemi ortaya koyduğunu ve nedenli bir kararsızlık ve aynı zamanda da bir
çetrefilli durumun ihdas edilmesine yönelik neden olduğunun da bir
göstergesi.
Aslında Yemen’deki barış süreçleri aslında yapılabilir ve aynı zamanda da
gerçeklemesi söz konusu olur. Nitekim 3 tane merciimiz hem bölgesel, hem
ulusal ve aynı zamanda da uluslararası anlamdaki unsurlara baktığımız zaman
bunu ihdas etmemiz söz konusu olabiliyor ve zor bir şey değil. Ama ne yazık
ki Husiler bundan vazgeçerek ve belki, yani halkın yaralarına karşı bir
şekilde dışarıdan gelen destekle yetinmekteler.
Ve biz özellikle bu yıl içerisinde 17 Ekim’den itibaren özellikle terörist
Husi milisleri tarafından bizim limanlarımıza ve aynı zamanda
güzergahlarımıza karşı yaptıkları saldırılardan dolayı ki konuları ele
almış olduk Sayın Bakanla birlikte. Aslında bizim ortaya koymuş olduğumuz
çabalarımız söz konusu ve barışın tekrar Yemen’de ihdas edilmesi yönünde
bütün çabalarımızı ortaya koymaktayız. Ve aynı zamanda da aslında Husi
terörist gruplarının terör örgütleri listesine dahil edilmesi yönünde her
zaman davetlerimiz söz konusu. Ve uluslararası anlamda ve aynı zamanda da
Türkiye’deki kardeşlerimizden daha kararlı bir duruş sergilemelerini talep
etmekteyiz. Nitekim bu çok önemli müzakere masasına oturulması yönünde,
onlara baskı oluşturması yönündeki gayretlerini her zaman davet etmekteyiz.
Biz her zaman çok Türkiye’yle ikili ilişkilerimizin dostlarımızla birlikte,
Türkiye’deki kardeşlerimizle birlikte geliştirme noktasında her zaman
gayretlerimiz var, zira birçok fırsatımız var, çok fazla imkanlarımız söz
konusu. Çok fazla Yemenli iş adamımız var Türkiye’de yatırım noktasında
ortaya koyacağı ve çok fazla ilişkilerimizin geliştirilmesi, hem iktisadi,
hem ticari anlamdaki ilişkilerimizi pekiştirme yönünde çok büyük rol
oynadıklarına inanmaktayım. Çok fazla işbirliği alanlarımız var değişik
kurumlarımız arasında, onun için yapmış olduğumuz ziyaretlerimiz zamanlama
açısından çok önemli olduğunu, nitekim geçirmiş olduğumuz bu süre bizler
için çok önemli ve biz onun üzerine çok ümit bağlamaktayız ve aslında daha
çok işbirliğini talep etmekteyiz ve öngörmekteyiz.
İnşallah yakın zamanda da Türkiye’nin Büyükelçisini Aden’de görmekten çok
mutlu olacağımızı belirtmek istiyorum.
Ve aslında Türkiye’nin de birçok kuruluşları ve STK’sının aynı zamanda
Yemen’de bulunmasından ve görmekten çok mutlu olduğumu belirtmek istiyorum.
Tekrar ben davetinizden dolayı şükranlarımı arz etmek istiyorum Sayın
Bakan.
Gerçekten inşallah Antalya Forumunda olacağız. Ve aslında bir önceki yıl,
geçen sene yapmış olduğunuz toplantıya gelme noktasında çok gayret
göstermiştim, ama ne yazık ki gelememiştim, ama tabii ki gelme noktasında
da gayret göstereceğim Mart’ta, nitekim Yemen meselesini ortaya koyma
noktasında bizler için büyük fırsat teşkil edecek.
Çok teşekkür ediyorum Sayın Saygıdeğer Bakan.
SORU- Doğan Can Aksoy, TRT Haberden.
Sayın Çavuşoğlu, sorum size olacak. Yemen’deki insani kriz çerçevesinde
Türkiye’nin Yemen’e verdiği desteklerden konuşmanızda bahsettiniz. Bu
konuda ilave bilgi verebilir misiniz, önümüzdeki dönemde neler yapılacak?
Buna ek olarak, Afganistan’da 2 gün önce kız öğrencilerinin üniversite
eğitimlerinin ikinci bir duyuruya kadar askıya alındığı açıklandı,
uluslararası toplumdan da buna tepkiler geldi. Konu hakkındaki
değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
DIŞİŞLERİ BAKANI SAYIN MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum sorunuz
için.
Biraz önce konuşmamda da vurgulamaya çalıştığım gibi, gerçekten savaştan en
çok etkilenenler masum insanlar. Ve savaşın başından bu yana salgın
hastalıklar oldu, açlıklar, kıtlıklar oldu, biz o zor şartlarda da Yemenli
kardeşlerimize yardımlarımızı ulaştırmaya çalıştık. Ama çoğu zaman insani
yardımlarımız Yemenlilere ulaşmadı devam eden çatışmalar, blokajlar
yüzünden. Ama tüm kurumlarımızla, işte TİKA’mız, AFAD’ımız, Kızılayımız,
Diyanet ve diğer kurumlarımızla birlikte her türlü desteği vermeye
çalıştık. Yine gıdadan sağlığa, eğitimden temel altyapıya kadar
desteklerimizi ulaştırdık. TİKA’nın bugüne kadar gerçekleştirdiği proje
sayısına baktığımız zaman 15 milyon Doları aşmıştır. Toplamda 60 milyon
Dolarlık yardım ulaştırdık. Ama şimdi esas şartlar nispeten daha iyi ve en
son ateşkesten bu yana her ne kadar uzatılmadıysa da ateşkes, saldırı oranı
daha da düştü, ama riskler devam ediyor. Buna rağmen yardımlarımızı artırma
bakımından önemli fırsatlar var. Mesela Yemen’e giremeyen AFAD
temsilcilerimizin listesini bugün Sayın Bakana verdik. Onların girmesiyle
birlikte sahada bu yardımlarımız daha da artacak, doğrudan halka
dağıtılması bakımından önemli. AFAD’ın da yaklaşık 7,5 milyon Dolarlık bir
yardımı oldu, Kızılayımızın 7 milyon Dolar civarında yardımı oldu. Ayrıca
insani kuruluşlarımız var bizim, yani sivil toplum örgütlerinden
bahsediyoruz, onların da yardımları var. Güvenlik şartları geliştikçe bu
yardımlarımız daha da artacak. Ama esas ihtiyaç duydukları alanlarda bu
yardımlarımızı ulaştırmamız lazım ve Yemen Hükümetiyle de daha iyi
koordineli bir şekilde bu yardımlarımızı artırarak devam ettireceğiz.
Diğer taraftan, Afganistan’da kız öğrencilere yönelik eğitim yasağı, yani
üniversite eğitim yasağı gerçekten bizleri derinden üzdü ve ciddi bir
endişe kaynağıdır. Biz başından beri tanıma olmadan Taliban’la angajmanı
savunduk, herkese de bunu tavsiye ettik. Çünkü Afganistan’ın istikrarı,
güvenliği hepimiz için önemli. Yine Afganistan’da da terör örgütleri de var
DAEŞ var, El-Kaide var, Afganistan ekonomisinin de çökmemesi lazım. İnsani
yardımlarımızı sürekli gönderiyoruz, trenlerimiz gönderiyoruz, komşu
ülkelerden alıp gönderiyoruz. Eğitimine de destek veriyoruz okullarımız
var. İş insanlarımız tüm risklere rağmen Afganistan’da üstlendikleri
projeleri Afganistan halkı için gerçekleştirmeye devam etti.
Şimdi diğer taraftan biz Taliban’a da aynı tavsiyelerimizi sürekli tekrar
ettik. Yani kapsayıcı olun, herkesi dahil edecek bir şekilde hükümet kurun
ki hiç kimse dışlanmasın. Diğer taraftan, kadın hakları, kız çocuklarının
eğitimi konusunda da düşüncelerimizi kendilerine paylaştık. Ve bu yasak
gerçekten İslami de değil, insani değil. Dolayısıyla, böyle bir yasağı biz
reddediyoruz, yani doğru bulmuyoruz. İnşallah bir an önce bu kararlarından
vazgeçerler. Yaklaşık 1 milyon kız öğrenciden bahsediyoruz üniversiteye
gidebilecek. Yani kadınların eğitimin ne zararı var, insanlığa ne zararı
var, Afganistan’a ne zararı var? Bu yasağın ne faydası var? Yani mantıklı
bir açıklaması olsun, yani İslami olarak bir açıklaması var mı? Tam tersine
dinimiz İslam eğitime karşı değil, tam tersine eğitimi teşvik ediyor,
ilimi, bilimi teşvik ediyor. İnsani olarak faydası ne? İnsani de değil,
İslami de değil. Dolayısıyla, Taliban’ın bu kararından vazgeçmesini
bekliyoruz. Biz Türkiye olarak Afganlı kardeşlerimize de eğitim vermeye
devam edeceğiz, burs vermeye devam edeceğiz. Türkiye’de de çok sayıda
Afganlı kızımız eğitim görüyor işte bunlardan bir tanesi de yine üniversite
sınavında birinci olan Salgy İsmailkhil kız öğrencimiz, kardeşimiz.
Hacettepe Üniversitesinde Tıp Fakültesi’nde eğitim görüyor. Şimdi bu
kızımız doktor olduğu zaman Afganistan’a, Afgan halkına ne zararı olacak?
Bir kadın öğretmenin Afganistan’a ne zararı olacak? Bir hemşirenin ne
zararı olacak? Neticede Taliban’ın bunları düşünmesi lazım. Umarım bu
kararlarından vazgeçerler.
Teşekkürler.
YEMEN DIŞİŞLERİ BAKANI AHMED AWAD BİN MUBARAK- [Simultane tercüme] Gözaltı
almalarına, tutuklanmalarına ne kadar aslında bir şehirden başka bir şehre
gitmesi ne kadar da bilinçli olsa ne kadar da bilim düzeyine sahip olmuş
olsa eğitimli olsa bile tek başına aslında geçişlerine müsaade edilmesi. Ve
aynı zamanda da bazı kadınlarımız gözaltına alınarak aynı zamanda tecavüze
uğramaktalar ve ne yazık ki sıkıntı yaşamaktayız. Onun için kadınlarımız
çok önemli ve kadınlarımız üzerinde aslında özellikle kadınlara yönelik
yapılan çalışmalara yakından vakıf olmamız ve onlara karşı bir duruş
sergilememiz gerekiyor. Onun için ortaya koymuş olduğumuz aslında …
neredeyse aynısını görmekteyiz Yemen’de. Kardeşlerimiz ve basın
mensuplarımızda aslında görmekteler. Aynı zamanda özellikle bazı basın
mensuplarımız söz konusu değildir Yemen’de. Oradaki mesela birkaç tane
mesela kelime ortaya koyduklarından dolayı onlar tutuklanıp belki idamla
karşı karşıya kalmaktalar. Onun için Türkiye’de buna basın mensuplarına,
Yemen’de bulunan basın mensuplarına destek verme noktasında davet
etmekteyim.
SORU- Diyar Güldoğan Anadolu Ajansı. Benim sorum Sayın konuk Bakana olacak.
Yemen’deki çatışmaların durdurulması ve insani durumun düzeltilmesi için
uluslararası toplumdan beklentileriniz nelerdir teşekkür ediyorum.
YEMEN DIŞİŞLERİ BAKANI AHMED AWAD BİN MUBARAK- [Simultane tercüme] Çok
teşekkür ediyorum sorunuz için. Aslında burada çok önemli bir şey özellikle
Yemen’de olan bitenlere mutlaka bakmamız gerekiyor. Sadece insani anlamdaki
Yemen’deki soruna bakmamız aslında ortaya bir çözüm koymayacaktır. Onun
için insani anlamda çok fazla sıkıntı yaşamaktayız ve bunun da ana etkeni
aslında savaş ve Husiler tarafından da ortaya konmuş olan darbeyle ilgili.
Ortaya konulan aslında siyasi pardon insani anlamdaki sıkıntılarımız söz
konusu ve burada ortaya konan siyasi darbeden dolayı. Yani Yemen’de olan
bitene sadece insani bakış açısıyla bakmamız bu olayı çözmeyecektir. Onun
için uluslararası toplumdan yeni bir bakış açısıyla yaklaşmalarına davet
etmekteyiz. Ve aynı zamanda da farklı alanlarda siyasi, ekonomik ve
güvenlik açısından da yaklaşmasını talep etmekteyiz ki artı insan anlamında
destek vermesi noktasında taleplerimiz söz konusu. Yani 2015 yılından
şimdiye kadar çok fazla temaslarımız var. Cenevre’de Kuveyt’te neredeyse
100 gün süren Stokholm’de aynı zamanda da son günlerde de 6 aylık bir
ateşkes sözleşmemiz ve anlaşmamız vardı. Ve ne yazık ki karşı taraftan
gelen bir tecavüzler söz konusu bu anlaşmanın devam edilmemesi yönünde. Ve
aynı zamanda biz normalde istiyoruz ki diyalog noktasında bir araya gelelim
ve ateşkesin ihdas edilmesi ve mermilerin susması ve ateşlerin de susması.
Ama tabii ki buna engel koyan tek bir taraf vardır ve herkes tarafından
bilinen bir konudur bu. Uluslararası anlamdaki ortaklarımıza baktığımız
zaman ve Birleşmiş Milletler’deki insanlara baktığımız zaman … bizim
Büyükelçimizdi Birleşmiş Milletler’de ve o dedi ki aslında bizim
Büyükelçimiz Husiler hiçbir zamanda barış müzakerelerinde hiçbir zaman
hazır olmadıklarını ortaya koymuşlardır. Onun için Husiler her zaman engel
koymaktalar, her zaman bize karşı bir engel teşkil etmekteler. İran
tarafından desteklenen bu Husi teröristlerine karşı aslında hep birlikte
duruş sergilememiz gerekiyor. Uluslararası toplum tarafından bu terörist
Husilere karşı bir gerçek anlamda bir baskı görüş ortaya konmadığı zaman
biz hiçbir zaman da bir fayda sağlamayacağımızı görmekteyiz.
Teşekkür ediyorum.
* Interpress deşifresidir.