Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu AB Komiseri Oliver Varhelyi ve İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği ve Dış Ticaret Bakanı Johan Forssell ile yaptığı Ortak Basın Toplantısı, 20 Mart 2023

DIŞİŞLERİ BAKANI SAYIN MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Değerli dostlarım Oliver ve Johan, değerli basın mensupları; bugün Brüksel’de ülkemizde meydana gelen deprem felaketi sonrasında yeniden imar çalışmalarını desteklemek amacıyla düzenlenen uluslararası konferansa katıldık. Konferansın düzenlenmesine öncülük eden Avrupa Birliği Komisyonu ve Dönem Başkanı İsveç ile katılımcı tüm ülkelere bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Konferansa 65 ülke, 26 uluslararası teşkilat ve finans kuruluşu katıldı. Açılışını Komisyon Başkanı Von der Leyen ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson yaptılar ve Sayın Cumhurbaşkanımız da çevrimiçi canlı bağlantıyla konferansa hitap ettiler. Ben de konuşmamda deprem sonrası toparlanma vizyonumuz hakkında tüm katılımcılara bilgi verdim.

Konferansta bugüne kadar yapılanlar hariç ülkemiz için 6 milyarın üzerinde bir taahhütte bulunuldu, 6 milyar eurodan fazla bir taahhüt gerçekleştirildi. Türkiye biliyorsunuz her zaman dünyanın neresinde olursa olsun zor durumda kalan ülke ve insanlara yardıma koşan ilk ülkelerden birisi olmuştur. Aynı dayanışma ve duyarlılığı şimdi Avrupa Birliği ve uluslararası toplumdan görmekten elbette memnuniyet duyuyoruz.

Bu ölçekteki bir afetle hiçbir ülkenin tek başına mücadele etmesi mümkün değil, bugünkü konuşmacılar da bunun altını çizdiler. Topyekûn ve koordine edilmiş bir mukabeleyle uluslararası desteğin sürekliliği önem arz ediyor. 40 gün gibi kısa bir sürede Avrupa Birliği, BM Kalkınma Programı UNDP, Dünya Bankası ile birlikte Türkiye Deprem Toparlanma ve Yeniden İmar Değerlendirme raporunu, İngilizce TERRA diyoruz kısaca, hazırladık. Rapora göre hasar ve kayıplarımız yaklaşık 103.6 milyar Dolar. Bu rapor hasar ve ihtiyaç değerlendirme bakımından en ileri uluslararası standartları esas alıyor. Ayrıca yeniden inşa faaliyetlerine yön verecek güçlü bir toparlanma stratejisini de içeriyor. Raporun hazırlanmasında fedakâr çalışmalarıyla bize destek veren tüm uzmanlara huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.

Raporda öngörüldüğü gibi yeni yerleşim yerlerimizi daha güvenli, daha dayanıklı, daha kapsayıcı, daha yeşil ve daha akıllı olarak inşa edeceğiz. Öte yandan Afet Yeniden İmar Fonu’nun kurulmasına ilişkin kanun teklifi de Gazi Meclisimiz tarafından kabul edildi. Bu fon, yeniden imar çalışmalarının finansmanını kolaylaştıracak.

Değerli basın mensupları; önümüzde uzun ve meşakkatli bir süreç var, ancak bunu tüm imkânları seferber ederek azimle, kararlılıkla aşacağız. Kaybolan canların, çekilen acıların elbette telafisi yok, ama yıkılanların yerine daha iyisini yapacağız, daha iyisini koyacağız. Bugün yapılan taahhütler, toparlanma ve yeniden inşa çabalarımıza önemli bir katkı sağlayacaktır. Avrupa Birliği Dayanışma Fonu başta olmak üzere Türkiye’nin aday ülke olarak faydalanabileceği çeşitli mali imkânlar var. Oliver ve Johan Türkiye’ye geldikleri zaman bunu da değerlendirmiştik ve önümüzdeki günlerde bununla ilgili adımları da atacağız.

Depremin ilk günlerinden itibaren bizi yalnız bırakmayan ve ülkemizi ziyaret eden değerli dostlarım Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu AB Komiseri Varhelyi ve İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği ve Dış Ticaret Bakanı Forssell’e huzurlarınızda bir kere daha teşekkür ediyorum.

Umarım bu dayanışma ruhu önümüzdeki süreçte Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde farklı alanlara da sirayet eder.

Çok teşekkür ediyorum tekrar bugünkü konferansı düzenlediğiniz için. Ve tüm katılımcılara ve destek veren, destek açıklayan tüm ülke ve kurumlara da ve Avrupa Birliği başta olmak üzere tekrar teşekkür ediyorum.

KOMŞULUK VE GENİŞLEMEDEN SORUMLU AB KOMİSERİ OLIVER VARHELYI- [Simultane Tercüme] Çok teşekkürler.

Ben de Sayın Bakan Çavuşoğlu’na hoş geldin demek isterim, Mevlüt hoş geldin, Johan sen de hoş geldin.

Umarım bugün depremin sonunun başlangıcı olur. Ankara’da bir araya gelmiştik, sizi ziyaret ettik. O geldiğimiz günlerde halen gelişmeler yaşanıyordu, enkaz altında insanlar vardı, yaşam kurtarma çalışmaları devam ediyordu ve kurtarılıyordu. Ve insanların normal hayatına geri dönebildiği gün, o hayatın başladığı gün özellikle desteğe ihtiyaç duyuyor ve bugünkü donörler, Bağışçılar Konferansında da bunu yapmaya çalıştık.

Biz Avrupa olarak buna katkıda bulunabildiğimiz için mutluyuz, çünkü katkıda bulunmak istedik. İlk vermek istediğimiz mesaj buydu sizinle telefonda görüştüğümüzde de. Bunun bir parçası olmak istiyoruz, çünkü burada, bu işin içinde birlikteyiz.

Yıkımla ilgili raporları hepimiz gördük, hepimiz çok büyük bir yıkım olduğunu biliyoruz ve bu yıkımın o bölgede yaşayan herkes açısından nasıl büyük bir trajediye sebep olduğunu, Türkiye’nin tümü için, tüm Türk halkı için nasıl bir trajedi olduğunu biliyoruz.

Sanırım bugün siz bu konferans sırasında herkesin bu trajedi konusunda nasıl hissettiğini görme şansına eriştiniz. Herkes aslında insanların bu durumu aşması için yapılacak destek, yardım çabalarına katkıda bulunmak istiyor. Ben de uluslararası camia, uluslararası toplumla birlikte bugün 7 milyar Euro taahhüde ulaştığımız için gerçekten gurur duyuyorum.

Mevlüt, gerçekten depremin sebep olduğu zararın, hasarın boyutundan bahsetti, 100 milyar Doların üzerinde bir maliyet, bir zarar söz konusu, belki daha da yüksek, çünkü bu daha ilk değerlendirme. Mevcut zararla 7 milyar Euro karşılaştırıldığında aslında denizde küçücük bir damla denebilir, okyanusta küçücük bir damla denebilir, ama hayır değil. Bu gerçekten çok gerekli bir miktar, insanların hayatlarının normale dönmesi için kullanılabilecek bir araç. Biz Türk ortaklarımıza, Türk müttefiklerimize yardım etmek istiyoruz ki tüm çabalarını yeniden imara odaklayabilsinler. Burada sadece okulların yeniden açılması, konutların yapılması, hastanelerin yapılması, büyüme, istihdam yaratılmasını amaçlamıyoruz, aynı zamanda umudu da geri getirmeyi amaçlıyoruz ve böylece bu depremin insanlarda yarattığı korku, o bölgelerde kalmaya korkan insanlarda bir umut oluşturmak istiyoruz. Orada kalmaları için bir sebep olmalı, hayatın orada normale döneceğine inanmalılar. Finansmanın yarısından fazlası Avrupa Birliği kurumları ve üye devletler tarafından sağlandı bugün, bu da gerçekten çok güçlü bir şekilde yapılmış bir taahhüt, aynı zamanda çok duygusal bir taahhüt de. Yani hem Türkiye’ye, hem halkına, her zaman Avrupa’ya güvenebilirsiniz diyoruz ve sadece zor zamanlarda değil her zaman güvenebilirsiniz.

Teşekkür ederim.

Buyurun Sayın Bakan.

İSVEÇ ULUSLARARASI KALKINMA İŞBİRLİĞİ VE DIŞ TİCARET BAKANI JOHAN FORSSELL- [Simultane Tercüme] Çok teşekkürler.

Depremin yıkımıyla ilgili haberler duyulduğunda İsveç’in AB Konseyi Dönem Başkanı olarak hemen harekete geçtiğini söylemem gerekiyor Türkiye ve Suriye’de insanların yaşadığı zorluklara destek olmak amaçlı ve bugün de başka bir boyutta bunu gerçekleştirdik. Avrupa toplumu ve uluslararası toplumun bugün taahhütte bulunduğu miktar 7 milyar Euroya ulaştı, tabii ki bu yapılan taahhüt, bu katkı kaybedilen hayatları geri getirmeyecek, insanların yaşadığı acı ve travmayı ortadan kaldırmayacak. Ama yine de insanların yaşadığı acıların hafifletilmesi, insanların, toplumların toparlanması için bir katkı olacak. Su, gıda, sanitasyon, hastalıkla mücadele ve çocuklar dahil savunmasız grupların korunması konusunda destekte bulunacak, 44 milyondan fazla bir miktar İsveç tarafından taahhüt edildi. Yerel STK’lar ve Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Federasyonu gibi uluslararası STK’lar aracılığıyla bu miktar aktarılacak.

Bugün yapılan sunumlarda Türk meslektaşlarımızın, Birleşmiş Milletler’in ve Dünya Bankası’nın yaptığı sunumlarda da gördüğümüz üzere, sahadaki ihtiyaçlar gerçekten çok fazla. Suriye’de bu arada gerçekten çok kırılgan ve savunmasız gruplar daha başka bir zorlukla karşı karşıya. İsveç, insani yardım bağışı açısından en büyük bağışçılardan bir tanesi Suriye’ye ve Haziran’da yapılacak Bağışçılar Konferansı’yla da aynı şekilde katkıda bulunmayı devam ettireceğiz. Türk meslektaşlarımızla ve sahadaki ortaklarımızla toparlanma çalışmalarına katkıda bulunacağız ve depremin hemen sonrasında İsveç’teki sivil toplum ve özel sektör de çeşitli çalışmalar yapıyor, bu çalışmalar devam edecek ve İsveç devleti, artı iş dünyası gibi çeşitli sektörler bu desteği sağlamaya devam edecek.

Oliver ve Mevlüt’e, meslektaşlarıma çok teşekkür etmek istiyorum, Ankara’da görüştüğümüz ilk andan itibaren gösterdikleri işbirliği için.

Kısaca şunu söylemek isterim ki; bu konferans bizim desteğimizin sonu değil, Türkiye ve Suriye’de depremden etkilenen insanlara hem bugün, hem gelecekte destek ve yardım sağlamaya devam edeceğiz.

Birkaç tane soru alabiliriz şimdi.

Sözü sizlere bırakıyoruz.

SORU- [Simultane Tercüme] İsveç Radyosu.

Sayın Komisyon üyesi, gelecekte bu dönerlerin aslında neticede verdikleri sözü nasıl tutmalarını sağlayacaksınız?

Sayın Bakan Çavuşoğlu, NATO süreciyle ilgili olarak İsveç daha neler yapmalı ki NATO başvurusunun kabulünü sağlasın?

İsveççe olarak da size sorayım Sayın Forssell. Sayın Forssell, Suriye ile Türkiye arasında bir paylaşım oldu, bu tahsisat nasıl yapılacak, Türkiye ve Suriye arasında nasıl tahsis edilecek para?

KOMŞULUK VE GENİŞLEMEDEN SORUMLU AB KOMİSERİ OLIVER VARHELYI- [Simultane Tercüme] Şimdi aslında sorunuzu tam olarak anlamakta biraz zorlanıyorum, ama doğru anladıysam sorunuz şöyleydi: Acaba beklenen sonucu alabilecek miyiz sorusuydu bu anladığım kadarıyla. Şimdi eğer hasarın boyutuna bakarsak aslında biz istediğimiz noktada değiliz, çünkü bütün ihtiyaçları karşılayamıyoruz. Ancak nasıl hızlı bir şekilde bu yardımı masaya koyduğumuza ve bugün oluşturulan miktarın vereceği sonuca bakarsak, beklentilerimizin üstünde bir sonuç aldık diyebilirim. Aynı zamanda Türkiye’deki insanların beklentilerini de aştığımızı umuyorum aslında, bu bizim için daha önemli. Evet, kış yine gelecek, şimdi hava düzeliyor belki, ama önümüzdeki kış için güvenli, ıslanmayan ve yeterli konut olması gerekiyor. Okulların, hastanelerin açık olması gerekiyor, umudumuz bu yönde. Evet, bir ilk adım attık ve biz kendi açımızdan beklentimizi bir şekilde karşıladık, ama daha önemlisi bunun hızlı bir şekilde gerçekleştirmek.

DIŞİŞLERİ BAKANI SAYIN MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Öncelikle gerek bugün konferansta vaat edilen destekler, gerekse uluslararası finans kuruluşlarının Türkiye’yle bugüne kadar yaptığı işbirlikleri ki Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Yeniden İmar Bankası, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası gibi kuruluşların en büyük müşterilerinden birisi Türkiye olmuştur. Konuşmamda da bahsettim, bir fon oluşturduk, aslında bu Avrupa Birliği, UNDP ve Dünya Bankası’nın da tavsiyesiyle birlikte karar verdik. Dolayısıyla Türkiye’ye yapılacak her türlü destek, devletimizin aynı şekilde ayırdığı bütçe, milletimizin gerek yurt içinden gerek yurt dışından verdikleri destekler, kampanyalar sebebiyle şeffaf, açık bir şekilde, denetime de açık bir şekilde deprem bölgesinin yeniden inşası, imarı için ve depremden etkilenen insanların ihtiyacı olan destekler için kullanılacak, bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Gelelim esas sorunuza, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği için Madrid’de bir üçlü mutabakat muhtırası imzaladık. Türkiye adına o belgeyi ben imzaladım, uzun süren müzakerelerden sonra imzaladık. Ve bu mutabakat muhtırası çerçevesinde de bir Daimi Komite kurduk, bu Daimi Komite üç defa bir araya geldi Finlandiya’da, İsveç’te ve en son NATO merkezli Brüksel’de, burada bir araya geldiler ve bu üçlü muhtıranın uygulanıp-uygulanmadığını gözden geçiriyor. Yeni hükümetle beraber İsveç’in bazı olumlu adımlar attığını görüyoruz ve memnuniyetle karşılıyoruz. Yasayı değiştirdiler, terörle mücadele yasasını değiştirdiler, Anayasada bir değişiklik yaptılar. Tabii bunların amacı nedir? Terörle mücadelede somut adımlar atabilmek. Neye karşı? İsveç’te PKK’nın PKK yandaşlarının PKK için para toplama faaliyetleri, aynı şekilde insan devşirme faaliyetleri ve de terör propagandasının sonlandırılması. Mevcut İskandinav ülkelerindeki kanunlar maalesef terörle mücadelede yetersiz. Orada idari tedbirlerle DEAŞ yapsa hepsi engeller, ama PKK yapıca kimse engellemiyor açık konuşalım.

Sonuçta, bu terör örgütünün, terör örgütlerinin bu tür faaliyetleri aynen devam ediyor. Bizim İsveç’ten beklentimiz bir, bazı olumlu adımlar attılar, ama yetersiz, terörün finansmanı, terör örgütüne insan devşirme ve propaganda faaliyetlerinin sona erdirilmesi ve gerekli tedbirleri alması. Ve ayrıca bizim iade talebinde bulunduğumuz kişiler var bu yönde somut adımlar atması. Biz NATO’nun açık kapı politikasını destekliyoruz, biz Finlandiya’nın NATO üyeliğine başından beri Finlandiya’yla ilgili ciddi bir sorunumuz yok dedik, ama gerek iki ülke, gerekse NATO bu iki ülkenin üyelik sürecini birlikte yürütmek istediği için ikisine eşit muamele yaptık. Ama her konuşmamızda Finlandiya’yla göreceli olarak çok az problemimizin olduğunu söylemiştik. Nitekim iyi niyetimizi de gösterdik ve Finlandiya ile ilgili üyelik protokolü Meclisimize gönderildi, şimdi takdir Yüce Meclisimizindir.

Teşekkür ediyorum.

MODERATÖR-[Simultane Tercüme] Çok teşekkürler.

Şimdi şuraya geçelim. Türk arkadaşımız bir soru sormak istemiyor muydu? Peki, şuraya alalım buyurun. Özür dilerim af edersiniz Sayın Bakan siz de yanıt verecektiniz değil mi? O son soruyu yakalayamamışım.

İSVEÇ ULUSLARARASI KALKINMA İŞBİRLİĞİ VE DIŞ TİCARET BAKANI JOHAN FORSSELL- [Simultane Tercüme] İsveççe sorulduğu için İsveççe yanıtlayacağım. İsveççe konuşacağımı belirtmiştim.

Bugün başarılı oldu, 7 milyar Euro bizim ümit ettiğimizin ötesinde bir rakamdı. Türkiye ve Suriye arasında bunun nasıl paylaştıracağı öncelikle yapılan taahhüde bağlı demek istiyorum. Bugün yapılan taahhütlerde bu belirtildi bazılarında, Birleşmiş Milletler yoluyla da bu taahhütler kullanılacak. Türkiye’deki ihtiyaçlar Suriye’den daha fazla bunu da biliyoruz ve dolayısıyla paylaştırmayı da ona göre gerçekleştireceğiz.

Bir de insani yardımdan söz ettiniz. Hem Türkiye’de hem Suriye’de insani yardım için çalışabiliyorsunuz. Uzun vadeli yeniden inşada mutlaka hükümetle işbirliği gerekiyor, biz de Suriye Hükümetiyle işbirliği yapmak istemiyoruz. Bunun sebebi de temel insan haklarına saygı göstermemeleri. Türkiye’yle çok iyi bir işbirliğimiz var dolayısıyla, Türkiye’yle bunu yürütebiliyoruz. Bugün parayı nasıl bölüştüreceğimize sorarken farklı sonuçları olduğu unutmayalım.

SORU- Ben de sorumu Türkçe soracağım Sayın Bakan’a. Milliyet Gazetesinden Didem Özel Tümer.

Sayın Bakan, 6 milyar Eurodan fazla Türkiye’ye olduğunu söylediniz, tam bir kırılım var mı elinizde ne kadarı hibe, ne kadarı kredi olarak kullanılacak gibi bir detay verebiliyor musunuz? Bir de acaba bunun, bu yardımın, bağışın kullanılmasını bir takvime bağlamak mümkün mü? Çünkü taahhütler var ortada, ama ne zaman bu taahhütlerin gerçekleşeceğini bilmiyorlar. Sizin gönlünüzden geçen ilk etapta ne kadarlık bir meblağın gelmesi ya da Türkiye’nin hesaplamaları neyi gösteriyor?

DIŞİŞLERİ BAKANI SAYIN MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Öncelikle bir kere daha tüm katkıda bulunan, taahhütte bulunan kurum ve ülkelere teşekkür ediyoruz, Avrupa Birliği’ne özellikle çok teşekkür ediyoruz, çünkü taahhütlerin yarıdan fazlası Avrupa Birliği ve AB üyesi ülkelerden geldi Oliver da söylemişti.

Şöyle kabaca bir hesap yaptık, bu rakamın 4.3 milyar civarında yani miktarı daha doğrusu aşağı yukarı kredi olarak, uygun kredi olarak Türkiye’ye aktarılacak. 1 milyar 750 milyon Avro da hibe olarak bugün taahhütte bulunuldu. Fakat burada bazı ülkeler, mesela Macaristan iki tane yıkılan kiliseyi ve bir hastaneyi yapacaklarını söylediler ve bunun için de bizden proje bekliyorlar. Bu projelerin maliyeti de daha sonra ortaya çıkacak, bunlar bu miktarlara dahil değil.

Şimdi bu taahhütlerin ne zaman ve nasıl ödeneceği? Elbette şu anda geçici barınma ihtiyacı devam ediyor, acil ihtiyaçlar var, bir kısmı bunlara harcanacak kendileriyle de görüştük ve onların bir an önce gönderilmesinde fayda var. Proje bazlı verilecek katkılar için de tabii projelerin ortaya çıkması lazım, ayrıca yeniden inşa süreci de hızlı başladı, hızlıca devam ediyor 650 bin civarında bağımsız ünite, yani ev ya da daire inşa edeceğiz ve altyapısıyla beraber. Okullarıyla, hastaneleriyle, diğer altyapısıyla beraber. Elbette bazıları da proje bazlı olduğu için bu projeler hayata geçtikçe paralar aktarılacak. Biz de aynı şeyi yapıyoruz zaten projelerimizi hayata geçirdikçe kendi bütçemizden ya da diğer vatandaşlarımızın ve diğer ülkelerden gelen destekleri de bu şekilde kullanacağız. Yani hibe olanların bir an önce aktarılmasında fayda var, yine kredi anlaşmaları da tabii bu uygun şartlarda onu ilgili kurumlarımızla taahhütte bulunan finans kuruluşlarıyla yapacakları anlaşmaların bir an önce hayata geçirilmesine bağlı.

Sanırım sorularınızı cevapladık.

Teşekkürler.

SORU- [Simultane Tercüme] … AB’nin Suriye’ye yaptığı yardım müdahalesiyle ilgili bir soru sormak istiyorum.

Komisyon üyesi Lenarcic biz kuzeybatı Suriye’ye yardım yollayamadık, çünkü Rusya Lazkiye’ye bizim girmemize müsaade etmiyor, o yüzden Birleşmiş Milletler aracılığıyla yardım gönderiyoruz dedi. Bu güvenlik nedeniyle mi, yoksa sadece Birleşmiş Milletler aracılığıyla bu yardımı yapabilecekleri için miydi? Birleşmiş Milletler Suriye’yle ilgili bir soruşturma yaptı ve günlerce Suriyeliler enkaz altındayken yeterli müdahaleyi yapmadıkları ve Şam’dan da yardım ulaşmadığı için kendilerini sorguladılar. Bu konuyla ilgili ne diyeceksiniz?

MODERATÖR- [Simultane Tercüme] Bugünkü basın toplantısının odağı bu konu değil. Konferansımızın sonuçlarını burada konuşuyoruz. Aynı soruyu teknik brifingimiz sırasında da sordunuz. Elimizdeki her imkânı kullanarak Suriye’ye hızlı bir şekilde yardım ulaştırmaya çalıştık. Evet, durum Suriye’de çok zor, ama esas olarak bu zorluğu yaratan Suriye rejimidir. Ve özellikle Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve diğer kuruluşlar sayesinde örneğin bazı sınır geçiş kapılarının açık kalması ve yardımın geçebilmesini sağladık. Size daha sonra bu konuda bilgi verebiliriz, çok teşekkür ederim.

Son soruyu alacağız, son soru siz, buyurun.

SORU- [Simultane Tercüme] Teşekkür ederim, iyi akşamlar.

Benim sorum tabii ki durumla ilgili. Sayın Çavuşoğlu, size şunu sormak istiyorum: Acaba nasıl bir çalışma yapıyorsunuz Suriye’yle normalleşme konusunda? Eğer bu hedefe ulaşmak hala çok uzak bir hedef halinde görünüyorsa bunu lütfen belirtin ya da Türkiye daha olumlu bir rol oynayıp Suriye veya Suriye’nin bir kısmıyla uluslararası toplum arasında bir köprü kurulmasını sağlayabilir mi? Çünkü arkadaşımın söylediği gibi, insani kuruluşların Suriye’ye yardım ulaştırmasında hala çok önemli sorun yaşanıyor.

Sorum şu: Türkiye’yle Suriye arasında ilişkilerin normalleşmesi ne durumda?

DIŞİŞLERİ BAKANI SAYIN MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben aslında normalleşme değil de Suriye yönetimiyle angajmana girme diye düzeltmek istiyorum.

Bu çabaların amacı şudur: 11 yıldan fazla süren Suriye’deki kaosu, istikrarsızlığı, iç çatışmaları kalıcı bir şekilde sonlandırmaktır. Bugüne kadar çok çaba oldu, çok platformda birlikte çalıştık birçok ülkeyle, inisiyatifler oldu, Uluslararası Suriye Destek Grubu, Fikirdaş Ülkeler, küçük grup, bizim Rusya ve İran’la oluşturduğumuz Astana formatı diyelim garantörler ülkesi olarak yaptığımız çalışmalar. Şu anda elde bir tek Astana kaldı, Astana sayesinde Anayasa Komisyonu toplanıyor, ama orada da bir netice çıkmıyor. Göçmenler dönemiyor. Terör örgütü PKK/YPG ülkeyi bölmek için her gün konumunu daha da güçlendiriyor maalesef bazı müttefiklerimizin, ABD başta olmak üzere verdiği destekler yüzünden.

Diğer taraftan, ülke içinde yaşayan insanlar zor şartlarda yaşıyorlar. Türkiye’deki göçmenlerin de önemli bir kısmı gönüllü olarak dönmek istiyor, şartlar uygun değil. Muhalefetle şu andaki rejimin BM Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde, ilgili 2254 nolu karar çerçevesinde, ülkeyi seçime götürecek bir süreçte mesafe kat etmesi lazım. Ancak siyasi çözümle ülkenin birliği, beraberliği tesis edilebilir. Biz Suriye’nin sınır ve toprak bütünlüğünü destekliyoruz. İşte tüm bunları Suriye yönetimiyle angajmana girerek de denemek istiyoruz, başka türlü bu iş çözülmeyecek. İşte bazı görüşmeler oldu üçlü düzeyde, Savunma Bakanları, İstihbaratlar düzeyinde oldu, Bakan Yardımcıları düzeyinde bir toplantı planlanmıştı ertelenmiş, önümüzdeki günlerde bu toplantının da olacağını görüyoruz ve daha sonra Dışişleri Bakanları düzeyinde bir toplantı planlanıyor. Ve tüm bu görüşmelerin amacı, dediğim gibi bu var olan sorunları çözme konusunda Suriye’yle, Suriye yönetimiyle angajmana girmek.

Ayrıca, uluslararası toplumun da şu ayrımı yapması gerekiyor: Yeniden inşa ile mevcut Suriye’de yaşayan insanlara ve de dönecek insanlara yapılacak yardımları ayırt etmek lazım. Kalıcı bir barış olmadan yeniden inşanın olmayacağını biliyoruz. Ve göçmenlerin Suriye’ye dönebilmesi için de sadece bizim değil, şu anda Arap ülkeleri de angajmana giriyor, görüşüyor, uluslararası toplumun da bu şekilde en azından uluslararası örgütler aracılığıyla, UNHCR başta olmak üzere rejimle bir angajmana girmesi lazım, çünkü bazı teminatlar alınması lazım, dönecek insanların güvenliği ve rejimin kontrol ettiği yerlerdeki insanlara da yardımlarımızı götürmemiz lazım, şartlar çok iyi değil, depremden bağımsız olarak söylüyorum.

MODERATÖR- [Simultane Tercüme] Hepinize çok teşekkür ediyoruz tekrar burada bizimle birlikte olduğunuz için.

Basın toplantısının bülteni de yayınlandı.

Teşekkürler.

* Interpress deşifresidir.