Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile yaptığı Ortak Basın Toplantısı, 16 Şubat 2023, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sayın basın mensupları; bugünkü ikinci konuğumuz NATO Genel Sekreteri, değerli dostum Jens Stoltenberg.

Kendisi deprem felaketinin ardından NATO’nun ülkemizle dayanışmasını sergilemek amacıyla bugün buradalar.

Sayın Genel Sekreter NATO’nun yapabilecekleri konusunda en başından beri aktif bir tutum sergiledi ve sürekli bizleri aradı, mesajlar attı ve ilave neler yapabileceklerini sordular. O nedenle bu süreçte gösterdikleri dayanışma ve verdikleri destek için kendilerine teşekkür etmek istiyorum.

Yaşadığımız afetin yaralarının sarılması çalışmalarına diğer müttefiklerimiz de destek verdi, süratle arama-kurtarma ekipleri gönderdiler. Bugün sabah rakamları sizlerle paylaşmıştım. Sahadaki arama-kurtarma personelinin 3500’den fazlası müttefiklerimizden geldi. Acil insani ihtiyaçları karşılamak üzere ayni ve nakdi yardımlarda bulundular. NATO makamları ilk andan itibaren taleplerimiz doğrultusunda hızla harekete geçti. NATO Avrupa-Atlantik Afet Mukabele Eşgüdüm Merkezi bu yardımları başından beri koordine ediyor. NATO Konseyi İttifak’ın envanterinde bulunan kış koşullarına uygun konteyner ve çadırların ülkemize gönderilmesini kararlaştırdı. 3 bine yakın kişiye barınma imkânı sağlayacak bu proje ilk etapta 6 ay hizmet verecek, ihtiyaç olursa daha da uzatılabilecek. Bunların İskenderun ve Hatay’da hizmete geçirilmesi öngörülüyor. Bu barınma imkânlarının ülkemize süratle ulaştırılması, kurulmaları ve de işletilmesi için birlikte çalışıyoruz, sahada arkadaşlarımız NATO ekipleriyle ön çalışmaları da sürdürüyorlar. Bunun için dün NATO’dan müttefiklerimizin stratejik hava nakliye imkânlarını acilen devreye sokmalarını istedik. Sayın Genel Sekreter NATO envanterinden 40 konteynerlik bir paketin ve Pakistan’daki 20 bin kışlık çadırın süratle nakledilmesi için gerekli nakliye uçakların sağlanmasını müttefiklerden hemen talep etti. Kendisine bunun için de çok çok teşekkür ediyoruz.

Pakistan’dan çok sayıda çadır temin ediyoruz, siparişlerimizi de verdik ve bu çadırların da hızlı bir şekilde ülkeye gelmesi için diğer imkanlarımızı da seferber etmiş durumdayız. Bazı dost ülkelerden de yine hava kargo uçakları ülkemize geldiler, kendilerine de teşekkür ediyoruz.

Değerli basın mensupları, Sayın Genel Sekreter bugün Sayın Cumhurbaşkanımızla da görüşecekler ve Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşmesinden sonra da bölgeye gidecekler. Ve orada Milli Savunma Bakanımız Hulusi Akar Bey, zaten Hatay’da biliyorsunuz sorumlu Bakan arkadaşımız, kendilerini karşılayacaklar ve deprem bölgesini ziyaret edecekler. Ve NATO’yla planladığımız biraz önce anlatmaya çalıştığımız bu NATO’nun sağlayacağı barınma merkezlerinin hazırlıklarını da yerinde görmüş olacaklar.

Kendilerine ve tüm müttefiklerimize bir kere daha teşekkür ediyoruz.

Tabii bugün bu ikili görüşme fırsatını bulunca bazı bölgesel konuları da değerlendirdik. Özellikle Ukrayna’daki durum, savaş, tahıl anlaşmasının uzatılması, sürdürdüğümüz diğer çabalar, Zaporijya Nükleer Enerji Santrali’ndeki son durum gibi konuları da değerlendirme fırsatımız oldu.

Elbette her zaman olduğu gibi, yani bugün öncelikli konumuz değil ama, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik süreciyle ilgili kendilerinden beklentilerimizi ve Madrid’de imzaladığımız üçlü mutabakat zaptı, muhtıranın yükümlüklerinin yerine getirilmesi konusunu bir kere daha bugün vurguladık. Ve tabii her iki ülkenin atması gereken adımlar var, özellikle İsveç’in. Son zamanlardaki provokasyonlar da hiç faydalı olmadı, özellikle İsveç’teki provokasyonlardan bahsediyoruz.

Ama neticede Türkiye olarak biz her zaman NATO’nun güçlenmesinden yanayız, NATO’ya en çok katkı sağlayan ülkelerden bir tanesi. Ve NATO’nun daha da güçlü hale gelmesi için de Türkiye olarak önemli bir müttefik olarak biz de gerekli NATO faaliyetlerine desteğimizi vermeye devam edeceğiz. Biliyorsunuz NATO faaliyetlerine ve de NATO’nun misyonlarına en çok katkı sağlayan ilk 5 ülkeden bir tanesiyiz, genel bütçeye de en çok katkı sağlayan 8 ülkeden bir tanesiyiz. Bu katkılarımız ve desteklerimiz de devam edecektir.

Bu duygularla Jens Stoltenberg’e değerli dostuma hoş geldin diyerek ve bu ziyaretleri için bir kere daha teşekkür ederek sözü kendilerine vermek istiyorum.

NATO GENEL SEKRETERİ JENS STOLTENBERG- [Simultane Tercüme] Sayın Bakan Çavuşoğlu sevgili dostum Mevlüt, sizi bir kere daha görmek çok büyük bir mutluluk. Bu sıcak karşılamadan dolayı da teşekkür etmek istiyorum.

Ve aynı zamanda ittifakımıza göstermiş olduğunuz güçlü şahsi taahhütten dolayı da teşekkür etmek istiyorum.

Bugün deprem felaketi sonrasında Türkiye’ye ve Suriye’ye dayanışma mesajları vermek için burada bulunuyorum. Bu aslında bizim ittifakımızın topraklarında NATO’nun kurulmasından bu yana en ölümcül, en korkunç felakettir. NATO adına en derin, en içten baş sağlığı dileklerimi Türk halkına ve bu felakette hayatlarını kaybetmiş olan kişilerin ailelerine ve sevdiklerine iletmek istiyorum.

Türkiye’deki ilk acil durum faaliyetlerini gerçekleştiren kişilerin cesaretini de alkışlamak istiyoruz.

NATO bu anlamda Türkiye’yle dayanışma içinde olduğunu göstermek için burada bulunuyor. Ve bu yıl Bakanlar Komitesi Toplantımızda, bu hafta affedersiniz, bir saygı duruşunda bulunduk. İhtiyacınız olduğu anda NATO’yla Türkiye’yle birlikte bulunmaktadır.

Depremin ertesi günü NATO’nun bununla ilgili olarak acil durum koordinasyon merkezi bütün NATO müttefiklerine Türkiye’nin bu konudaki taleplerini ilettik. Bu aşamadan bu yana binlerce yardım ve acil arama-kurtarma ekipleri Türkiye’ye farklı ülkelerden gönderildi. Bununla ilgili arama-kurtarma ekipleri içerisinde, tabii ki ekipler, itfaiyeciler, tıbbi uzmanlar ve bununla ilgili uzmanlar bulunmaktaydı.

NATO müttefikleri desteklerini vermeye devam ediyorlar. Hollanda’dan sağlanan, Norveç’ten sağlanan, Birleşik Krallık’tan ve Amerika Birleşik Devletleri’nden sağlanan asker uçaklar gece gündüz buradaki alana uluslararası yardımları iletmek için çalışıyor ve tabii ki tıbbi anlamda kurtarma çalışmalarına, oradan aktarılması gereken yaralılara yardımcı oluyorlar. Yine Arnavutluk, Kanada, Almanya birçok farklı finansal ve farklı yardım metotlarını kullanarak destek vermeye devam ediyorlar. Ve tabii ki NATO’nun bütün ülkelerinde vatandaşlarımız milyonlarca Euro’yu Türkiye’ye aktarmak için bağış kampanyaları düzenliyorlar. Bütün bunlar dayanışmamızın bir sembolü.

Yine aynı zamanda Finlandiya ve İsveç’in de üye olmaya aday bir ülkenin de göstermiş olduğu dayanışma çok önemli. İsveç bu anlamda Mart ayında uluslararası bir donörler konferansı düzenleyecek. Buradaki tabii odaklanılacak nokta, bu bölgenin yeniden yapılandırılması ve desteklenmesi olacak.

İşte bu nedenle NATO şu anda binlerce yerinden edilmiş kişiyi ağırlamak için konaklama imkanları ve barınma imkanları sağlamaya çalışıyor. Yine stratejik nakliye kapasitemizi de binlerce çadırın Türkiye’ye aktarılması için aktive ettik. Bütün bunlar hayatların kurtarılmasına yardımcı olacak.

NATO’nun sahada şu anda Türk yetkili mercileriyle çalışan bir ekibi var, bu iki ekip omuz omuza çalışmaya devam ediyor. Bugün günün ilerleyen saatlerinde bu çalışmalara destek veren bazı kişileri alanda ziyaret edeceğim, onlara göstermiş oldukları profesyonellik ve adanmışlıkları için teşekkür etmek istiyorum.

Sayın Bakana bugün beni ağırladığı için bir kez teşekkür etmek istiyorum.

Zaman müttefiklerin yan yana durma zamanı, müttefiklerin Türkiye’yi güçlü bir şekilde dayanışmayla destekleme zamanı.

SORU- Hüseyin Hayatsever, Reuters.

[Simultane Tercüme] Benim sorum Sayın Genel Sekretere olacak. Sayın Stoltenberg, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Finlandiya’nın NATO başvurusunu kendi içerisinde ve sadece Finlandiya’yı kapsayacak şekilde onaylayabileceğiyle ilgili işaretler verdi. Bu hafta tabii ki bunun da değerlendirmesi önemli.

Temel soru ise şu: Bu iki ülkenin başvurusu ayrı ayrı mı onaylanacak, yoksa en kısa sürede ikisi mi onaylanacak?

Sorum aslında temelde şununla ilgili: NATO için bir son tarih, nihai tarih var mıdır? Resmi bir nihai tarih değil tabii ki ama, Türkiye Vilnius Zirvesine kadar onaylama sürecini tamamlamazsa bu NATO için bir sorun oluşturur mu?

Buna ilaveten, Türkiye, İsveç’in başvurusuna özellikle de terörizmle ilgili konular nedeniyle itiraz ediyor. Siz tabii ki bununla ilgili meşru endişeleri olduğunu ifade ettiniz Türkiye’nin terörizm konusunda. Bu terörizme mücadele konusu Vilnius Zirvesi’nde ne şekilde bu bağlamda ele alınacak?

Sayın Bakanım … (Tercüme Sesi) … ele alındı mı İsveç, Finlandiya başvuruları konusunda?

NATO GENEL SEKRETERİ JENS STOLTENBERG- [Simultane Tercüme] Evet, benim aslında buradaki tutarlı pozisyonum şu şekilde: Aslında her iki ülkenin, hem İsveç, hem Finlandiya’nın başvurusunu onaylama zamanının geldiğini düşünüyorum. Her iki ülke de gerçekten son derece önemli adımlar attılar bu ortak mutabakat, üçlü mutabakat imzalandığından bu yana, Madrid Zirvesi’nden bu yana çok önemli adımlar attıklarını düşünüyorum. Özellikle silah ihracatıyla ilgili kısıtlamaları kaldırdılar, yöne terörizmle ilgili işbirliği konusunda daha fazla adım attılar ve bu konudaki taahhütlerini gösterdiler. İsveç aynı zamanda Anayasasını değiştiriyor ve Türkiye’yle ilgili yaptığı çalışmalarda bir Daimi Mekanizmayı kurup Türkiye’yle terörizmle mücadele konusunda bu Daimi Mekanizmanın çalışacağını ifade ediyor. Bu anlamda ben aslında onaylama zamanının geldiğine inanıyorum hem İsveç’in hem de Finlandiya’nın başvurusuyla ilgili. Ancak tabii Türkiye’nin de son derece meşru güvenlik endişeleri olduğunu biliyorum. Ve hiçbir müttefikin de bu ihtiyaçları gözardı ettiğini düşünmüyorum. İşte bu nedenle üçlü mutabakat zaptının önemli bir boyutu terörizmle ilgiliydi. İşte bu anlamda NATO için terörizmle mücadele en önemli konulardan bir tanesi. Bir taraftan Vilnius Zirvesi’ne hazırlanıyoruz ve tabii ki bununla ilgili olarak NATO gündeminde terörizm önemli maddelerden birini oluşturacak. Yine aynı zamanda ittifakın içerisinde İsveç ve Finlandiya’nın da dahil olması durumunda uluslararası terörizmle mücadele etme kapasitemizin artacağına inanıyorum.

Sizin sorunuza gelecek olursam, yani İsveç ve Finlandiya başvurusu birlikte mi onaylanmalı yoksa öncelikle Finlandiya’nın başvurusunu onaylamak, İsveç’i daha sonra onaylamak mümkün müdür sorusu. Yine ifade ettiğim gibi ben her ikisinin de şu aşamada onaylanabileceğini düşünüyorum pozisyonum bu. Ancak temel konu birlikte onaylanıp onaylanmaları değil. Temel konu, mümkün olduğunca kısa bir sürede İsveç ve Finlandiya’nın üye olması.

Aynı şekilde tabii ki burada kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’in İsveç’te Stokholm’de yakılmış olmasının Türkiye’de çok büyük, çok güçlü reaksiyonlar ortaya çıkardığını biliyorum. Buradaki acıyı anlıyorum ve paylaşıyorum çünkü ben şahsen böyle bir kutsal kitabın yakılmasının utanç verici bir fiil olduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede tabii ki Türkiye’deki Müslümanların ve dünyadaki Müslümanların duygularını anlıyorum. Bu nedenle de çok güçlü bir biçimde şiddetle kınadım bu fiili. Ama aynı zamanda İsveç’in buna benzer başka fiilleri engellemesinin de önemli olduğunu düşünüyorum. Yine aynı şekilde İsveç Hükümeti ve İsveç Başbakanının bu fiilleri net bir biçimde kınamış olmasının da olumlu olduğunu düşünüyorum. Tabi ki utanç verici ya da gayri ahlaki ya da provokatif olabilen bütün fiiller gayri hukuki değil, ancak tabii ki net bir biçimde burada bir konumu ortaya koymak ve İsveç Hükümetinde gördüğümüz şekilde atmış olduğu adımların pozisyonunu netleştirdiğine inanıyorum. İşte bu nedenle İsveç ve Finlandiya’nın politikalarının Türkiye’nin endişelerini anlayan ve aynı zamanda bunları tanıyan adımlar olduğunu düşünüyorum. Ve bu açıdan da bu iki ülkenin adaylık başvurusunun onaylanma zamanın geldiğini düşünüyorum. Ancak şunu da ilave etmek istiyorum: Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin kararı olacaktır ve Türkiye Cumhuriyeti ve Hükümeti ve Parlamentosu bu onay konusuna karar verecektir ve kendi içerisinde Türkiye’nin kararıdır bu. Çünkü bu aşamada Türkiye bu katılım belgelerini onaylayıp, onaylamayacağına kendisi karar verecektir ve dediğim gibi bu Türkiye’nin kararı olacaktır.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii toplantımızda biraz önce açılış konuşmamda da söylediğim gibi bu konuya değindik. İsveç ve Finlandiya’nın adaylık süreci birlikte yürüyordu. Sayın Cumhurbaşkanımızın Finlandiya’yla ilgili farklı bir mesaj verebiliriz açıklamasından sonra biz bunu ilgili ülkelerle ve de NATO’yla da görüşmüştük. Yani bunun anlamı şudur: Finlandiya’nın NATO üyelik sürecini İsveç’ten ayrı bir şekilde değerlendirebiliriz. Bugün zaten Sayın Cumhurbaşkanımızla yapılacak görüşmede de bu mutlaka gündeme gelecektir. Ama bu iki ülkenin üyeliğiyle ilgili Türkiye’nin başından beri sergilediği tutum gayet açık nettir, yani arkasında da hiçbir gizli gündem yoktur. Türkiye’nin endişelerinin karşılanması gerekiyor, sadece sözde değil uygulamada da.

Diğer taraftan, bunları karşılayabilmek için oturduk, müzakere ettik Sayın Genel Sekreterin de çok büyük katkısı oldu Madrid’de başından beri çok büyük katkısı oldu. Sayın Genel Sekreter değerli dostum Jens’e Türkiye olarak biz her zaman saygı duyuyoruz. Açık sözlüdür, NATO’nun birliği, beraberliği için, güçlenmesi için fedakarca çalışmalar yapıyor, gerçekten müteşekkiriz. Elbette bu iki ülkenin üyeliğine de önem veriyor bunu da gayet iyi bir şekilde anlıyoruz. O nedenle zaten bu müzakerelerde her zaman yanımızda oldu. Üçlü protokolü ya da mutabakat zaptını imzalarken de beraberdik. Sonuçta bu iki ülke bazı adımlar attı, bunu biz inkar etmedik, olumlu atılan adımları olumlu karşılıyoruz, kabul ediyoruz. Fakat özellikle İsveç bu mutabakat zaptının ya da buradan kaynaklanan yükümlülüklerini tamamen yerine getirdi demek gerçekte bir yaklaşım olmaz. Şu anda henüz daha istediğimiz somut adımları görmedik.

Burada evet kanunları daha da katılaştırmak için adımlar attılar, Anayasa değişikliği yaptılar. Fakat bu değişikliği ne için yaptılar? Özellikle yine ahitnamede olduğu gibi terörizmin finansmanı, insan devşirme, aynı şekilde propaganda, terör propagandalarını engellemek, önlemek için yaptılar. Şimdi kanun değişti, ama aynı faaliyetler PKK/YPG’nin faaliyetleri devam ediyor. İnsan devşirme, aynı şekilde terörizmin finansmanı ve de PKK’nın bu PKK’nın paçavraları, aynı şekilde bölücü başının resimleriyle, posterleriyle hepsi devam ediyor. Sonuçta bu yasaları yani bizi sözde memnun etmek için çıkarmadılar. Sözlerini tutmak için ve önlemek için çıkardılar. Bu yasaların gereğini yerine getirmek zorundalar. Nasıl DEAŞ’ın bu tür propagandasına izin vermiyorlarsa, PKK’nın da vermemesi gerekiyor. İşte Madrid’de birlikte NATO için iki tehdidi herkes, liderler onayladı. Birincisi Rusya, ikincisi terör, terörizm. Dolayısıyla, Türkiye’nin bu anlamdaki endişelerinin karşılanması lazım.

Tabii burada kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in yakılması, İslam düşmanlığı bu tür ırkçılığı ve de nefret suçunu sadece bu iki ülkenin NATO üyeliği bağlamında değerlendirmek de yanlış olur. Bunları yapanların bu iki ülkenin özellikle İsveç’in üyeliğini engellemek için yaptıklarını biz biliyoruz PKK’nın da bu akıldan yoksun insanların da yaptıklarını. Fakat bu bir nefret suçudur, bu insanlık suçudur, ırkçılıktır. Ve bu ırkçılık, nefret suçu da uluslararası hukuka aykırıdır, insan haklarına aykırıdır ve bu bir suçtur. Yani bana göre suç, ona göre suç değildir, antisemitizm de insanlık suçudur, Hıristiyan düşmanlığı da insanlık suçudur, İslam düşmanlığı da insanlık suçudur ve nefret suçudur. Yani bunlara biz yani her ülkenin yorumuna göre değil de, uluslararası normlara göre bu konularda adım atmamız ya da bunları önlememiz gerekiyor.

Sonuçta, Finlandiya’yla ilgili bizim ciddi bir sorunumuzun olmadığını göreceli olarak her zaman söylüyoruz. Ama İsveç’in bu konularda somut adım atması gerektiğini sadece biz değil, İsveç Başbakanının ziyaretinden sonra, İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström de bizleri ziyaret ettiler ve Meclise gittikleri zaman tüm siyasi partilerden biraz önce benim söylediklerimi işittiler, bu partiler üstü bir konu. Ve İsveç’in ve Finlandiya’nın bu adımları atması gerekiyor. Yoksa biz NATO’nun genişlemesine de karşı değiliz, NATO’nun güçlenmesinden yanayız ve katkılarımızda sürecek.

Teşekkürler.

SORU- Şaduman Türkay, Demirören Haber Ajansı.

Benim sorum Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’na. ABD Dışişleri Bakanlığı, Bakan Blinken’ın 19-20 Şubat’ta Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştireceğini açıkladı. Ziyaretin detayları, programı belli oldu mu? Siz Blinken ile ne zaman görüşeceksiniz, bu doğrultuda hangi konular gündeme gelecek görüşmenizde?

Teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.

Aslında bu ziyaret deprem öncesinde planlanmıştı, hatta 18 Ocak’ta Washington DC’de yaptığımız görüşmede kendisi Münih Güvenlik Konferansı öncesi ya da sonrası gelmek istediğini söylemişti, daha sonra arkadaşlarımız bunun üzerinde çalıştılar. Hatta bir ara bugün ve yarın burada olması planlanıyordu, daha sonra Münih’ten sonra geleceklerini söylediler. Öyle görünüyor ki Pazar günü Münih Güvenlik Konferansı’ndan yola çıkarak bölgeye gelecekler ve daha sonra Ankara’ya intikal edecekler. Pazartesi sabah biz burada kendi görüşmelerimizi Ankara’da gerçekleştireceğiz. Elbette depremle ilgili verdikleri destek için kendilerine teşekkür edeceğiz. Sık sık ilave yapabileceğimiz bir şey var mı diye de sordular. İki defa beni aradı depremden sonra Antony Blinken, teşekkür ediyorum. Ama sürekli gerek Ankara’dan, gerekse Washington’dan misyonlarımız ve Bakanlığımız aracılığıyla bizlere ilave yapacakları bir şey olup olmadığını da sordular, katkı da veriyorlar, teşekkür ediyoruz.

Bu konuları ele alacağımız gibi, biliyorsunuz bizim bir Stratejik Mekanizmamız var mevcut sorunları çözmek, aşmak ve de pozitif gündeme odaklanarak ilişkilerimizi her alanda daha da geliştirmek amacıyla kurulmuştur. Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile Başkan Biden’ın Roma’da mutabık kalması üzerine. Dolayısıyla bunları görüşeceğiz, ikili ilişkilerimizi görüşeceğiz. Mutlaka İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri de gündeme gelecektir. NATO ile ilgili müttefikler arasında dayanışmanın artırılması vesaire bunlar, ikili ve bölgesel konular, Ukrayna’daki savaş mutlaka gündeme gelecektir. Ama gündemle ilgili üzerinde mutabık kaldıktan sonra arkadaşlarımız çalışıyor, görüşmemizden sonra yaptığımız basın toplantısında sizlere ilave bilgiyi aktaracağız.

Teşekkür ediyorum.

* Interpress deşifresidir.