DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Değerli basın mensupları, Mısır
Dışişleri Bakanı kardeşim Sameh Shoukry’yi Ramazan ayında ülkemizde,
Ankara’da ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Kendileri de bizi 18 Mart’ta Kahire’de en iyi şekilde ağırladılar, bir kere
daha sıcak misafirperverlikleri ve çok verimli görüşmeler için çok teşekkür
ediyorum.
Ülkemizde yaşanan asrın felaketinden sonra destekleri ve kendisinin
ülkemizi ziyareti için de bir kere daha teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Kahire’de bundan sonra daha sık birbirimizi ziyaret edeceğiz demiştim.
Kardeşim Sameh Shoukry ile son 1,5 ayda bu üçüncü görüşmemiz oluyor.
Cumhurbaşkanlarımızın Doha’da görüşmesinden bu yana ilişkilerimizin
kazandığı ivmeden memnuniyet duyuyoruz. Bugün mevkidaşım ve kardeşim Sameh
Shoukry ile bu ivmeyi sürdürme irademizi yineledik. Mısır’la açtığımız yeni
sayfayı ortak projelerle, başarı öyküleriyle doldurmak istiyoruz.
Önümüzdeki süreçte ilişkileri geliştirmek için somut adımlar atma konusunda
da bugün mutabık kaldık.
Hepinizin merak ettiği bir konu var, büyükelçileri ne zaman tekrar
atayacaksınız diye bana da sıkça soruyorsunuz. Bu konuyu da bugün birlikte
ele aldık ve temsil düzeyinin büyükelçi seviyesine yükseltilmesi hususunda
somut adımlar da atıyoruz. Zaten Kahire’de bu konuda birlikte çalışma
konusunda karar almıştık. Önümüzdeki dönemde ortak bir açıklamayla sizleri
bilgilendireceğiz ve o güne kadar bazı adımlar da atmaya devam edeceğiz.
Herhangi bir sorunun olmadığını da söylemek isterim şimdiden. Dolayısıyla
bir taraftan diplomatik seviyede ilişkilerimizi artık yeniden
canlandırırken, diğer taraftan da ilişkilerimizi her alanda geliştirmek
için somut adımlar atmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki süreçte tabii
Cumhurbaşkanları düzeyinde bir zirvenin gerçekleştirilmesi planı da var ve
biz bugün bu zirvenin hazırlıklarını da aslında başlatmış olduk.
Ticaret ve yatırım alanlarındaki ilişkilerimiz bize yol gösteriyor, güç
veriyor. Ticaretimiz, daha önce de söyledik, yaklaşık 10 milyar seviyesine
ulaştı ve biz bunu kolaylıkla 15 milyar Dolar’a çıkarabiliriz. Yine
Kahire’de görüştüğümüz gibi, biz daha sonra yazılı olarak da bildirdik,
hangi adımları atarız, hangi mekanizmaları yeniden canlandıracağız. Yine
JETCO gibi, ortak ticaret odası gibi yeni mekanizmaları kurmamız
gerektiğine inanıyoruz.
Mısır’ın en çok ihracat yaptığı ülke Türkiye. Yine Mısır’ın en çok LNG
ihraç ettiği ülke de Türkiye. Artık spot piyasadan değil de doğrudan enerji
firmalarımız BOTAŞ’la Mısır firması arasında bir anlaşmayla biz doğrudan
almak istiyoruz. Bu talebimizi, düşüncemizi de bugünkü toplantıda bir kere
daha paylaştık. Yine hızla büyüyen iki ekonomi olarak enerji işbirliğimizi
de çeşitlendirmek istiyoruz. Sadece LNG değil, nükleer yenilenebilir enerji
başta olmak üzere. Firmalarımızın da ortak yapabileceği yatırımlar var.
İnşaat sektörü dahil. Bu konuda da kendilerini teşvik edeceğiz. Halklarımız
arasındaki kardeşlik diğer alanlarda da ilişkilerimizi derinleştirmemizi
gerektiriyor. Ulaştırma alanında, kültür, turizm. Özellikle turizm
konusunda önümüzdeki süreçte karşılıklı turist sayısını artırmak için
vatandaşlarımızı da teşvik edeceğiz. Türkiye’nin güzellikleri var, Mısır’ın
eşsiz güzellikleri var. Sonuçta halktan halka temasın her zaman bizlere de
büyük faydasının olduğunu, güç verdiğini de biliyoruz. Aynı şekilde kültür
alanında da ortak komisyonlarımızı hem turizm hem kültür alanında tekrar
canlandırmamızda fayda var. Toplantıların yapılmasında fayda var.
Mısırlı turist sayısı geçen sene rekor kırdı: 227 bin. Biz 300 bine
yaklaştı demiştik, ama 227 bin turist gelmiş. Yine hava seferlerinin
arttırılması gerekiyor. Türk Hava Yolları’nın haftada 50 seferi var. Türk
Hava Yolları 12 ilave talepte bulundu. Bunların bir kısmı İskenderiye’ye,
bir kısmı da Kahire’ye olmak üzere.
Ulaştırma alanında Mersin-İskenderiye Ro-Ro seferlerinin başlaması da
ticaretimizi daha da artıracaktır, hem ithalat hem ihracat. Bu konuda da
teknik düzeyde çalışmamızda fayda var. İlgili kurumlarımızın tekrar
Mısır’da faaliyete başlamasını arzu ediyoruz. Mısır ziyaretimde bu yönde
kardeşim Sameh Shoukry’nin desteklerini de talep etmiştim. Anadolu Ajansı,
TRT, TİKA’nın tekrar dönmesi, Yunus Emre Enstitüsü’nün Kahire merkezi açık,
İskenderiye’de tekrar merkezinin açılması gibi.
Tabii ikili ilişkilerimizde şu anda yakaladığımız bu ivmeyi daha da
hızlandırmak için somut adımları atmamız gerekiyor, bu konuda mutabıkız ve
daha sık bir araya geleceğiz. Ama esas Müslüman dünyasının, Akdeniz’in, bu
bölgenin iki önemli ülkesi olarak bizim işbirliğimiz özellikle bölgesel
konularda da önemli. Yani bölgemizin ve ötesinin istikrarı bakımından da
Türkiye-Mısır ilişkilerinin, işbirliğinin önemi var. Biz bunları da bugün
değerlendirdik. Bundan sonra Libya konusunda daha yakın işbirliği içinde
çalışacağız. Bugünkü görüşmemizde aslında temelde görüşlerimizin çok ayrı
olmadığını, bazı yöntemler konusunda farklı düşünebildiğimizi, fakat bir
yol haritası üzerinde çalışarak daha yakın işbirliği içinde olmamız
gerektiğine inanıyoruz ve önümüzdeki süreçte birlikte çalışmaya devam
edeceğiz.
Suriye konusunu da aynı şekilde bugün ele aldık. Suriye’de de tabii ki
bizim de bir angajmanımız var. Son toplantılar, önümüzdeki süreçte
yapılabilecek dörtlü toplantılar hakkında kardeşim Sameh’e bilgi verdim.
Ama Suriye’deki kalıcı barış ve istikrar hepimiz için önemli, bunun için de
ciddi adımların atılması lazım. Bu konuda hemfikiriz, bu konuda da yine
yakın işbirliği içinde olacağız, görüş alışverişinde olacağız. Ve
bölgemizin huzur ve bekası bizler için de önemli. Biraz önce Libya’dan
bahsettim, özellikle Libya’da adil, hür ve şeffaf bir seçim ve bu seçimin
şartlarının oluşması. Bu seçimin şartları konusunda da bugün görüş
alışverişinde bulunduk ve bunun üzerinde birlikte yine çalışacağız.
Diğer taraftan, Filistin’i de tabi ele almadan toplantıyı bitirmemiz mümkün
değildi. Mısır’ın Filistin konusunda, Ortadoğu konusunda oynadığı rolü her
zaman takdir ediyoruz. Yani ilişkilerimizin soğuk olduğu dönemde de her
konuşmamda ne kadar önemli olduğunu, Filistin için, Ortadoğu için, İslam
dünyası için, Akdeniz için, Afrika için, söylüyordum, bugün bir kere daha
söylemek istiyorum. Dolayısıyla, Mısır’ın çabalarını destekliyoruz, yine
Ürdün’ün çabalarını destekliyoruz. İsrail’in Harem-i Şerif’in kudsiyetini
ve tarihi statüsünü ihlal eden adımlarından elbette rahatsız olduk,
açıklamaları yaptık. İslam İşbirliği Teşkilatı’nı topladık ve oradan da
güçlü bir açıklama çıktı. İsrail Dışişleri Bakanı ile bu süreçte iki defa
görüştük. İlk görüşmemizde duyduğumuz rahatsızlığı ve bunun bir
bahanesinin, gerekçesinin olamayacağını söyledik.
İkinci görüşmemizi dün gerçekleştirdik. Kendileri aldıkları kararla ilgili
bilgi verdiler, biz de bu karardan dolayı, yani Ramazan’ın son 10 gününde
Harem-i Şerif’e Müslüman olmayanları sokmama kararından duyduğumuz
memnuniyeti dile getirdik ve de bunun kalıcı olması gerektiğini de aynı
şekilde söyledik. Bu olumlu adımın devam etmesi gerekiyor. Özellikle
illegal yerleşimlere ve Filistinli kardeşlerimizin haklarının gasp
edilmesine biz rıza gösteremeyiz.
Tabii biraz sonra iftar vesilesiyle de bir araya geleceğiz. Akşam da diğer
bölgesel konuları değerlendireceğiz, görüş alışverişinde bulunacağız. Ben
kardeşim Sameh’e kısa süre içinde benim ziyaretime, iade-i ziyaret yaparak
ülkemize geldikleri için çok çok teşekkür ediyorum. Bu vesileyle başta dost
ve kardeş Türk ve Mısır halkları olmak üzere tüm İslam dünyasının
yaklaşmakta olan Kadir Gecesi’ni ve Mübarek Ramazan Bayramı’nı şimdiden
canı gönülden tebrik ediyorum.
MISIR DIŞİŞLERİ BAKANI SAMEH SHOUKRY- [Simultane Tercüme] … Çavuşoğlu,
değerli kardeşim. Ben başlangıçta bizi bu güzel şekilde karşıladığınız için
teşekkür ediyorum. Bu sıcak karşılamadan dolayı şükranlarımı iletiyorum.
Çok mutluyum bu hızlı bir şekilde beraberce karşılıklı ziyaretlerden. Ve
gerçekten vizyonunuz, ortak vizyonumuz, aynı zamanda güçlü bir siyasi irade
var arkamızda, her iki ülkede Türkiye-Mısır ilişkilerinin daha da
aktifleştirilmesi ve her alanda getirilmesi için.
Bildiğiniz gibi biz şu anda Ramazan ayındayız, son 10 güne girdik. Ben de
aynı şekilde sizlere, Türk halkına bu ay dolayısıyla tebriklerimi
iletiyorum ve temenni ediyorum: bereketlerle dolu son, barışla taçlansın.
Aynı zamanda yakında da bayram olacaktır ve bu bayram nedeniyle tebrik
ediyorum sizleri, hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Tabii ki bugünkü görüşmelerimizde birçok konuyu ele aldık ve en fazla
ağırlık verdiğimiz konu ikili ilişkiler oldu. Aynı zamanda iki ülke
arasındaki ilişkiler ve kurumlar arasındaki ilişkileri ele aldık. Bu
ilişkiler çeşitlidir ve tabii ki istiyoruz ki gelişsin ve en yüksek
seviyelere gelsin. Her iki ülkenin isteği bu doğrultudadır ve bunun da
herkese yararlı olacak şekilde olmasını temenni etmekteyiz. Bunu sağlam bir
zemin üzerine oturtmamız, bildiğiniz gibi her iki ülkeyi, halkı bağlayan
tarihi ilişkiler mevcuttur, bu ilişkileri daha da yukarılara taşımak bizim
için çok çok önemli. Bu da, bölge için de uluslararası düzeyde de herkese
yararlı olacaktır ve dolayısıyla iki ülkenin halkı ve bölge halkı da bundan
yararlanacaktır.
Aynı zamanda şunda anlaştık: Bildiğiniz gibi, hızlı bir şekilde gelişiyor
bu ilişkilerimiz, bu temaslarımız. Bunun devamını diliyorum. Belirli
neticeleri belirleyeceğiz. Bu neticeler doğrultusunda daha fazla anlayış
olacaktır. Bundan sonraki adımlarda neleri atacağız onları görüşeceğiz.
Aynı zamanda şöyle anlaştık: Bir diplomatik temsilciliğin tabii ki uygun
bir zamanda açıklanması konusunda da hemfikiriz. Buna paralel olarak da
Cumhurbaşkanları düzeyinde bir zirve sözkonusu olacaktır. Bildiğiniz gibi
aslında yıllardır devam ediyor bu ilişki. Ancak son aylarda daha da
aktifleşerek ve yeni bir açılımla birlikte, yeni bir atılımla birlikte
devam etmektedir.
Bildiğiniz gibi Filistin konusunu derinlemesine ele aldık ve bu konuda
ortak çaba harcamamız gerektiğini ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın yine
aynı şekilde bu konuda ağırlıklı olarak çalışması gerektiğini. Mısır bu
konuda son tırmanmanın önlenmesi konusunda yoğun çaba harcamıştır.
Bildiğiniz gibi Mescid-i Aksa’ya ve kudsiyetine saldırılar oldu. İbadet
özgürlüğüne mutlaka saygı duyulması gerekmektedir ve oranın statüsünün
değiştirilmemesi gerekmektedir. Bu bizim için çok çok önemli. Ancak bizler
çabalarımızı çok yoğunlaştırıyoruz ve İsrail’in tek taraflı bu
saldırılarını durdurmamız lazım. Filistinlilerin mallarını, mülklerini ve
bildiğiniz gibi evlerini yıkmaktadırlar ve bunların önlenmesi için, ve
özellikle Filistin Ulusal Yönetimi’nin egemen olduğu bölgelere saldırılar
düzenlemektedirler, ve bunların durdurulması, tek taraflı … ve aynı zamanda
yerleşim sahalarına genişletilmemesi bizim için önemli. Gerginliğin
tırmandırılmaması gerekmektedir. Filistin halkının haklı davasında haklı
olduğunu ve meşru haklarına kavuşması, ve dolayısıyla iki devlet zemininde
bir çözümün olması, Filistin devletinin 1967 sınırlarında ve başkenti Doğu
Kudüs olan bir devletin kurulması gerekmektedir. Biz bu konudaki
istişarelerimizi de, koordinasyonumuzu da devam ettireceğiz. Filistin
halkının meşru haklarını tazmin edecek şekilde girişimlerimizi devam
ettireceğiz ve Türkiye bildiğiniz gibi bütün bu konuların gerçekleşmesi
için etkin bir ülkedir ve rolü vardır.
Libya’yla ilgili ortak irademiz var. Libya kurumlarının tekrar
sorumluluklarını geri almaları gerektiği ve orada nezih ve şeffaf
seçimlerin yapılması, Libya halkının iradesini yansıtacak bir hükümetin
kurulması ve Libya’nın toprak birliğinin korunması konusunda hemfikiriz.
Burada yine aynı şekilde Suriye’deki gelişmeleri ele aldık. Mısır’la Suriye
Hükümeti arasında son temaslarla ilgili Sayın Bakana bilgiler verdim ve
Suriye’nin egemenliğinin, toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini dile
getirdim; yabancı güçlerin Suriye topraklarından çekilmesi gerektiğini ve
Suriye Hükümetinde Birleşmiş Milletler ile ilgili kararların uygulanması
gerektiğini, ve bir siyasi sürecin alınması lazım, ve bütün tarafların buna
katılması gerektiğini ki daha önce yapılanların yok edilmesi, temizlenmesi
ve tekrar güvenin tesis edilmesi gerektiğini. Dolayısıyla burada Birleşmiş
Milletler’le, ve anayasal çalışmaların devam etmesi gerektiğini dile
getirdim. Burada önemli olan, Suriye’nin tekrar egemenliğini,
bağımsızlığını ve halkının tekrar orada hür bir şekilde yaşamasını temin
etmeliyiz.
Gerçekten diğer konular, bölgesel/uluslararası konuları da ele aldık ve
görüşlerimizde aslında tamamen hemfikiriz birçok konu üzerinde. Çok verimli
bir istişaremiz var, ortak çalışmalarımızı rahat bir şekilde yapıp hem
bizlere hem bölgeye yararlı olacağı inancındayım.
Ben tekrar sayın kardeşim Mevlüt Çavuşoğlu’na bize bu fırsatı verdiği için,
bu ziyaret için teşekkür ediyorum.
İlgi alakalarınız için teşekkür ediyorum.
Bir kez daha yine iftar için kendisine teşekkür ediyorum.
Ben, özellikle bu mübarek ayda burada olmam, tabii ki bu nedenle,
ilişkilerimizin bir göstergesi.
Teşekkürler.
SORU- Ecem Toplar, Bengü Türk Televizyonu.
Sayın Bakan, Türkiye’ye hoş geldiniz öncelikle.
Sorum her iki Bakana da olacak. Öncelikli olarak, siz de sözlerinizde
değindiniz, pozitif ivmenin yakalanması için ve somut adımların atılması
için ortak bir mutabakat sağlandığını görüyoruz. Bu hususta atılacak ilk
adımlardan biri de karşılıklı olarak diplomatik seviyenin yükseltilmesiydi.
Elbette ki bu hususta kararlılığınızı ortaya koydunuz, ancak bir takvim
belirlendi mi bu hususta, ortak açıklama ne zaman gelecek büyükelçilerin
atanması hususunda?
Diğer yandan lider görüşmesine değindiniz. Liderlerin görüşmesi için bir
takvim belirlendi mi? 14 Mayıs seçimleri öncesinde bekleniyor mu ve adres
Ankara mı Kahire mi olacak?
Sağ olunuz.
MISIR DIŞİŞLERİ BAKANI SAMEH SHOUKRY- [Simultane tercüme] Biz evet anlaştık
ve aynı fikirdeyiz bu süreçlerle ilgili, bu takvimle ilgili. Bu süreç
konusunda bütün bu önemli adımları açıklayacağız. Zirveyle ilgili detayları
yine aynı şekilde Sayın Bakan’la hemfikir olduktan sonra açıklayacağız,
tabii ki ilk sizlere bunları bildireceğiz.
Teşekkürler.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sanırım ilave edecek bir şey kalmadı,
önümüzdeki süreçte her iki konuda da sizleri bilgilendireceğiz, eşzamanlı
olarak tabii açıklamalarımızı yapacağız.
Teşekkür ederim.
SORU- [Simultane tercüme] Ben tebrik ediyorum sizleri.
Sayın Dışişleri Bakanı, Türkiye Dışişleri Bakanı, bu önemli görüşmelerden
sonra ve başarılı görüşmelerden sonra Mısır tarafıyla, tabii ki mutlaka bu
bölgeye etkisi olacaktır. Ne zaman, nasıl, şu anda bu ilişkiler gerçek
olarak nasıl yansıyacaktır?
Libyalı liderler, Mısır lideri ve Türkiye’yle nasıl bir araya gelecek, ne
zaman bir araya gelecek, var mı öyle bir şey?
Bu ruh, Mısır’la Türkiye arasındaki bu hava özellikle Doğu Akdeniz’deki
terörü sona erdirir mi?
Bunlar çok çok önemli noktalar, bölge bunu soruyor, ancak Mısır’da ve
Türkiye’deki vatandaşlar da belki soruyorlardır. Sayın Bakan, Türkiye
Mısır’la Etiyopya arasında bir arabulucu olabilir mi? Çünkü Etiyopya’yla
Türkiye’nin ilişkileri iyidir ve Etiyopya’ya da en fazla yatırım yapan
ülkelerden biridir; bu bir.
İkincisi; Sayın Sameh Shoukry size, yatırımla ilgili, ekonomiyle ilgili,
Mısır’la Türkiye arasında serbest ticaret bölgesi oluşturulabilir mi?
Türkiye’yle bu konuda bir yakınlaşma olur mu?
Teşekkürler.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok çok teşekkür ediyorum.
Aslında bizim ilişkilerimizi yeniden canlandırmamızdan bu yana, bölgeye
olumlu etkilerinin olduğunu görüyoruz. Biraz önce Filistin davasından
bahsettik, bu konuda da düşüncelerimiz aynı, tamamen örtüşüyor. Dolayısıyla
Filistinli kardeşlerimizin hakları ve İsrail’e verilecek mesajlar
bakımından da etkisini görüyoruz.
Ayrıca, siz Libya’yı örnek gösterdiniz, Libya’da aslında ilişkilerimiz
soğukken biraz güvensizlik vardı, yani oradaki faaliyetlerimiz hakkında
kuşkular vardı, eleştiriler de vardı. Ama diyalog başladıktan sonra aslında
nihai amacımızın aynı olduğunu gördük, yani ülkenin birleştirilmesi ve
özellikle şimdi ortak bir taburun doğuyla batı arasında kurulması fikrini
desteklediğimizi de ben bugün söyledim. Biz, önümüzdeki süreçte Mısır’la
beraber birleşik Libya ordusunu, güçlerini eğitebiliriz, güçlendirebiliriz,
ama önemli olan şimdi bu siyasi süreç. Siyasi sürecin de, seçimin de iyi
hazırlanması gerekiyor. Ve bir yol haritası üzerinde şimdi birlikte çalışma
konusunda mutabık kaldık ve Libya’nın istikrarını birlikte destekleyeceğiz.
Suriye konusunda da temel konularda tabii ki görüş birliğimiz var.
Amacımız, Suriye’nin sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü ve siyasi birliğidir
ve siyasi sürecin canlandırılması gerekiyor. Biz Türkiye olarak her
fırsatta Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve sınır bütünlüğüne olan
desteğimizi söylüyoruz, herkesten daha fazla buna bağlıyız, çünkü yanı
başımızdaki komşunun içinde bulunduğu her şart bizi doğrudan etkiliyor,
tıpkı Libya’daki gelişmelerin doğrudan Mısır’ı etkilediği gibi. O nedenle
bizim önceliğimiz, burada da terörle mücadele olmalıdır. Ve insanların
gönüllü bir şekilde, güvenli bir şekilde dönmesinin şartlarını oluşturmamız
lazım, bunun için de rejimle de angajman önemli, bizim de şu anda yapmaya
çalıştığımız o. Ama bizim oradaki şu andaki mevcudiyetimiz bize yönelik
tehditlerin, hatta Suriye’nin bölünmesine yönelik çabaların da önlenmesi
bakımından çok önemlidir. Bir terör koridorunun oluşmasını da biz
engelledik Suriye’de. Sonuçta tabii bizim kendimize yönelik tehdidin
olmadığından da emin olmamız lazım.
Sonuçta biz Mısır’la ilişkilerimizi güçlendirirsek, bölgesel konularda da
yakın çalışırsak bunun olumlu etkileri olacaktır, terörle mücadele, kaçak
göç vesaire, yani risk ve tehditlerin ortadan kalkması bakımından da
önemli, ama ortaya çıkacak fırsatların herkesin yararına değerlendirilmesi
bakımından da etkileri olacaktır.
MISIR DIŞİŞLERİ BAKANI SAMEH SHOUKRY- [Simultane tercüme] Ekonomik ve
yatırımla ilgili sorunuza, tabii şimdi iki ülke arasında bir serbest
ticaret anlaşması var. Daha önce zaten ekonomik ilişkiler, her şeye rağmen
tabii ki kendi yolunda devam etti. Mısır’ın da Türkiye’ye ihracatı arttı,
Sayın kardeşim Bakanın da söylediği gibi 10 milyar Dolar’lık bir ticaret
hacmimiz var şu anda. Bu namzettir tabi, artırmak için ve artırılması için
her iki hükümet bu konuda çabalarını sürdürecektir. Yatırımcıların her iki
ülkede de desteklenmesi önemli. Bunların hepsi olumlu şeylerdir, ortak
olumlu paydalardır.
Ve hükümet kurumları ve diğer konular, teknik düzeydeki gelişmeler çok çok
önemli, bu ilişkileri daha da geliştirecektir. Yeni alanların açılması,
işbirliği aranması çok çok önemli, çünkü her iki ülkenin potansiyeli buna
müsait, bildiğiniz gibi işbirliği imkanlarımız çok, buna birçok örnek
verebiliriz.
Tabi ki … bölgesi, sanayi bölgesi orası uygun bir yer olabilir, orada Türk
yatırımcıların daha fazla gelmesini bekliyoruz. Orada hepsine kolaylıklar
sağlanabilir ve sanayi bölgesinde bu yapılabilir. Bildiğiniz gibi Afrika
ülkelerine, Ortadoğu bölgelerine oradan ihracat imkanları var ve Türk
yatırımcılar bundan yararlanabilir. Her iki ülkenin de ağırlığı vardır,
ister bölgesel olsun, ister ekonomik olsun ve iki ülkenin, yine arasındaki
işbirliği, bunun ekonomiye yansıması çok büyük olacaktır.
Diğer soru, biz her zaman diyalog, işbirliği, anlayış olmasını istiyoruz,
bunun bölgede egemen olmasını istemekteyiz ve bütün bölge için önemli ve bu
fırsatların değerlendirilmesi lazım. Filistin halkının sorununun çözülmesi
için de önemli ve istikrar için önemli. Ve gerçekten anlayış artarsa ve
burada gerilimi azaltabilirsek istikrarı destekleyebiliriz, barışı
destekleyebiliriz, barış imkânlarını artırabiliriz ve fırsatları
yaratabiliriz. Bu, bölge için önemli olacaktır. Bu bölge bunu hak
etmektedir ve bunun geri dönüşü olumlu olacaktır hem halka ve hem ülkelere.
SORU- Efendim, bundan birkaç hafta önce Fransa Senatosunda terör örgütü PKK
mensuplarına bir onur madalyası verilmişti ve bunun üzerine Fransız
Büyükelçisi de Bakanlığa çağrılmıştı. Şimdi de iktidar partisinden
Milletvekillerinin PKK üyeleriyle, teröristlerle Fransız Parlamentosunda
görüştükleri basına yansıdı. Bu konudaki görüşlerinizi, değerlendirmenizi
alabilir miyiz efendim?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.
PKK, Avrupa Birliği terör listesinde, yani terör örgütü olarak tanınmıştır,
yine Fransa’da da terör örgütüdür, ama maalesef Fransa’da Senatörler,
Milletvekilleri bu teröristlerle, eli kanlı terör örgütünün temsilcileriyle
bir araya geliyorlar, ödül veriyorlar. Bu da işte terörle mücadeledeki
ikiyüzlülüğün en güzel örneğidir. Yani Fransa açıkça çıksın söylesin,
PKK’yı terör örgütü olarak tanımıyorum desin; bir taraftan terör örgütüdür,
ama diğer taraftan da ben görüşürüm olmaz. Ama bunu yapan sadece Fransa
değil, işte ABD de Suriye’de PKK/YPG’ye destek veriyor. Sadece angajmanın
burayla sınırlı kalmadığını, daha doğrusu desteğin burayla sınırlı
kalmadığını da gördük. Süleymaniye’de de biliyorsunuz PKK artık tamamen
oradaki yerel yönetimleri ve de Talabani’nin partisini kontrol altına
almıştır. Sonuçta burada da ABD’nin nüfuzu var. Biz neden olduğunu bunların
hepsini biliyoruz. Yani bu terör örgütleriyle, bir taraftan terörist
diyeceksiniz, diğer taraftan destek vereceksiniz, böyle terörle mücadele
olmaz. Biz Türkiye olarak her türlü terör örgütüyle mücadele ediyoruz ayrım
yapmaksızın, ideolojileriyle de mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu
Avrupalıların sahiplendiği terör örgütlerini de yok etmeye devam edeceğiz.
SORU- CNN Türk’ten Ahmet Türkeş.
Sorum her iki Bakana da olacak efendim.
Konuşmalarınızda sık sık işbirliği mesajları verdiniz, özellikle de enerji
konusu iki ülkenin işbirliği olasılıkları düşünüldüğünde ön plana çıkıyor.
Türkiye’nin de enerji merkezi olma hedefi göz önüne alındığında, Mısır’ın
doğal gazının Türkiye’deki LNG terminalleri üzerinden Avrupa’ya taşınması
söz konusu olabilir mi? Hem Mısır, hem Türkiye bu fırsata nasıl bakıyor?
MISIR DIŞİŞLERİ BAKANI SAMEH SHOUKRY- [Simultane tercüme] ……………………
potansiyel var her iki ülkede ve bunun tam olarak işletilmesinde fayda var.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.
Sameh kardeşimin söylediklerine katılıyorum. Biz yılda 2,5 milyar metreküp
LNG ithal ediyoruz ve en büyük ithalatçısıyız Mısır’ın. Elbette şimdi
Avrupa’da bu kışı rezervler sebebiyle rahat geçirdiler ama, bu Ukrayna
savaşı daha da devam edecek gibi, dolayısıyla enerji krizinin olduğu
ortada, açık. Biz Türkiye olarak özellikle Güneydoğu Avrupa ülkeleri,
Balkan ülkeleri, komşu ülkelerimize de bu anlamda yardım da ediyoruz. Bir
taraftan Azerbaycan’dan gelen gazın kapasitesini artırıyoruz, 16 milyar
metreküpten 32 milyar metreküpe, diğer taraftan Mısır başta olmak üzere ta
Amerika Birleşik Devletleri’nden bile LNG ithal ederek hem kendi
ihtiyacımızı karşılıyoruz, hem de bu 5 tane LNG terminaliyle bunu gaza
çevirerek yine bu ülkelere ihraç ediyoruz. Dolayısıyla Mısır’da biz spot
piyasadan almak yerine iki enerji şirketi arasında orta ya da uzun vadeli
sözleşme, mümkünse imzalamak istiyoruz ve kurumsallaştırmak istiyoruz.
Diğer taraftan, Sameh kardeşimin söylediği, yenilenebilir enerji konusunda
da önemli bir potansiyel var ve Türkiye özellikle güneşte ve rüzgarda artık
dünyada dünya ortalamasının üstüne çıktı, ciddi bir tecrübemiz var. Mısır
tabii çok büyük bir ülke, nüfus olarak bizden de büyük, her gün yeni
şehirler, yeni evler inşa etme ihtiyaçlarının olduğunu ziyaretimde de
gördük. Dolayısıyla enerji ihtiyacı da büyüyor. Ama iki kardeş ülke olarak
işbirliği yaparsak birbirimize de destek oluruz ve ihtiyaçlarımızı bu
şekilde karşıladığımız gibi, ihracatta da işbirliğimiz gelişir.
Teşekkürler.
* Interpress deşifresidir.