Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Shoukry ile yaptığıi Ortak Basın Toplantısı, 13 Nisan 2023, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Değerli basın mensupları, Mısır Dışişleri Bakanı kardeşim Sameh Shoukry’yi Ramazan ayında ülkemizde, Ankara’da ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Kendileri de bizi 18 Mart’ta Kahire’de en iyi şekilde ağırladılar, bir kere daha sıcak misafirperverlikleri ve çok verimli görüşmeler için çok teşekkür ediyorum.

Ülkemizde yaşanan asrın felaketinden sonra destekleri ve kendisinin ülkemizi ziyareti için de bir kere daha teşekkürlerimi iletmek istiyorum.

Kahire’de bundan sonra daha sık birbirimizi ziyaret edeceğiz demiştim. Kardeşim Sameh Shoukry ile son 1,5 ayda bu üçüncü görüşmemiz oluyor. Cumhurbaşkanlarımızın Doha’da görüşmesinden bu yana ilişkilerimizin kazandığı ivmeden memnuniyet duyuyoruz. Bugün mevkidaşım ve kardeşim Sameh Shoukry ile bu ivmeyi sürdürme irademizi yineledik. Mısır’la açtığımız yeni sayfayı ortak projelerle, başarı öyküleriyle doldurmak istiyoruz. Önümüzdeki süreçte ilişkileri geliştirmek için somut adımlar atma konusunda da bugün mutabık kaldık.

Hepinizin merak ettiği bir konu var, büyükelçileri ne zaman tekrar atayacaksınız diye bana da sıkça soruyorsunuz. Bu konuyu da bugün birlikte ele aldık ve temsil düzeyinin büyükelçi seviyesine yükseltilmesi hususunda somut adımlar da atıyoruz. Zaten Kahire’de bu konuda birlikte çalışma konusunda karar almıştık. Önümüzdeki dönemde ortak bir açıklamayla sizleri bilgilendireceğiz ve o güne kadar bazı adımlar da atmaya devam edeceğiz. Herhangi bir sorunun olmadığını da söylemek isterim şimdiden. Dolayısıyla bir taraftan diplomatik seviyede ilişkilerimizi artık yeniden canlandırırken, diğer taraftan da ilişkilerimizi her alanda geliştirmek için somut adımlar atmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki süreçte tabii Cumhurbaşkanları düzeyinde bir zirvenin gerçekleştirilmesi planı da var ve biz bugün bu zirvenin hazırlıklarını da aslında başlatmış olduk.

Ticaret ve yatırım alanlarındaki ilişkilerimiz bize yol gösteriyor, güç veriyor. Ticaretimiz, daha önce de söyledik, yaklaşık 10 milyar seviyesine ulaştı ve biz bunu kolaylıkla 15 milyar Dolar’a çıkarabiliriz. Yine Kahire’de görüştüğümüz gibi, biz daha sonra yazılı olarak da bildirdik, hangi adımları atarız, hangi mekanizmaları yeniden canlandıracağız. Yine JETCO gibi, ortak ticaret odası gibi yeni mekanizmaları kurmamız gerektiğine inanıyoruz.

Mısır’ın en çok ihracat yaptığı ülke Türkiye. Yine Mısır’ın en çok LNG ihraç ettiği ülke de Türkiye. Artık spot piyasadan değil de doğrudan enerji firmalarımız BOTAŞ’la Mısır firması arasında bir anlaşmayla biz doğrudan almak istiyoruz. Bu talebimizi, düşüncemizi de bugünkü toplantıda bir kere daha paylaştık. Yine hızla büyüyen iki ekonomi olarak enerji işbirliğimizi de çeşitlendirmek istiyoruz. Sadece LNG değil, nükleer yenilenebilir enerji başta olmak üzere. Firmalarımızın da ortak yapabileceği yatırımlar var. İnşaat sektörü dahil. Bu konuda da kendilerini teşvik edeceğiz. Halklarımız arasındaki kardeşlik diğer alanlarda da ilişkilerimizi derinleştirmemizi gerektiriyor. Ulaştırma alanında, kültür, turizm. Özellikle turizm konusunda önümüzdeki süreçte karşılıklı turist sayısını artırmak için vatandaşlarımızı da teşvik edeceğiz. Türkiye’nin güzellikleri var, Mısır’ın eşsiz güzellikleri var. Sonuçta halktan halka temasın her zaman bizlere de büyük faydasının olduğunu, güç verdiğini de biliyoruz. Aynı şekilde kültür alanında da ortak komisyonlarımızı hem turizm hem kültür alanında tekrar canlandırmamızda fayda var. Toplantıların yapılmasında fayda var.

Mısırlı turist sayısı geçen sene rekor kırdı: 227 bin. Biz 300 bine yaklaştı demiştik, ama 227 bin turist gelmiş. Yine hava seferlerinin arttırılması gerekiyor. Türk Hava Yolları’nın haftada 50 seferi var. Türk Hava Yolları 12 ilave talepte bulundu. Bunların bir kısmı İskenderiye’ye, bir kısmı da Kahire’ye olmak üzere.

Ulaştırma alanında Mersin-İskenderiye Ro-Ro seferlerinin başlaması da ticaretimizi daha da artıracaktır, hem ithalat hem ihracat. Bu konuda da teknik düzeyde çalışmamızda fayda var. İlgili kurumlarımızın tekrar Mısır’da faaliyete başlamasını arzu ediyoruz. Mısır ziyaretimde bu yönde kardeşim Sameh Shoukry’nin desteklerini de talep etmiştim. Anadolu Ajansı, TRT, TİKA’nın tekrar dönmesi, Yunus Emre Enstitüsü’nün Kahire merkezi açık, İskenderiye’de tekrar merkezinin açılması gibi.

Tabii ikili ilişkilerimizde şu anda yakaladığımız bu ivmeyi daha da hızlandırmak için somut adımları atmamız gerekiyor, bu konuda mutabıkız ve daha sık bir araya geleceğiz. Ama esas Müslüman dünyasının, Akdeniz’in, bu bölgenin iki önemli ülkesi olarak bizim işbirliğimiz özellikle bölgesel konularda da önemli. Yani bölgemizin ve ötesinin istikrarı bakımından da Türkiye-Mısır ilişkilerinin, işbirliğinin önemi var. Biz bunları da bugün değerlendirdik. Bundan sonra Libya konusunda daha yakın işbirliği içinde çalışacağız. Bugünkü görüşmemizde aslında temelde görüşlerimizin çok ayrı olmadığını, bazı yöntemler konusunda farklı düşünebildiğimizi, fakat bir yol haritası üzerinde çalışarak daha yakın işbirliği içinde olmamız gerektiğine inanıyoruz ve önümüzdeki süreçte birlikte çalışmaya devam edeceğiz.

Suriye konusunu da aynı şekilde bugün ele aldık. Suriye’de de tabii ki bizim de bir angajmanımız var. Son toplantılar, önümüzdeki süreçte yapılabilecek dörtlü toplantılar hakkında kardeşim Sameh’e bilgi verdim. Ama Suriye’deki kalıcı barış ve istikrar hepimiz için önemli, bunun için de ciddi adımların atılması lazım. Bu konuda hemfikiriz, bu konuda da yine yakın işbirliği içinde olacağız, görüş alışverişinde olacağız. Ve bölgemizin huzur ve bekası bizler için de önemli. Biraz önce Libya’dan bahsettim, özellikle Libya’da adil, hür ve şeffaf bir seçim ve bu seçimin şartlarının oluşması. Bu seçimin şartları konusunda da bugün görüş alışverişinde bulunduk ve bunun üzerinde birlikte yine çalışacağız.

Diğer taraftan, Filistin’i de tabi ele almadan toplantıyı bitirmemiz mümkün değildi. Mısır’ın Filistin konusunda, Ortadoğu konusunda oynadığı rolü her zaman takdir ediyoruz. Yani ilişkilerimizin soğuk olduğu dönemde de her konuşmamda ne kadar önemli olduğunu, Filistin için, Ortadoğu için, İslam dünyası için, Akdeniz için, Afrika için, söylüyordum, bugün bir kere daha söylemek istiyorum. Dolayısıyla, Mısır’ın çabalarını destekliyoruz, yine Ürdün’ün çabalarını destekliyoruz. İsrail’in Harem-i Şerif’in kudsiyetini ve tarihi statüsünü ihlal eden adımlarından elbette rahatsız olduk, açıklamaları yaptık. İslam İşbirliği Teşkilatı’nı topladık ve oradan da güçlü bir açıklama çıktı. İsrail Dışişleri Bakanı ile bu süreçte iki defa görüştük. İlk görüşmemizde duyduğumuz rahatsızlığı ve bunun bir bahanesinin, gerekçesinin olamayacağını söyledik.

İkinci görüşmemizi dün gerçekleştirdik. Kendileri aldıkları kararla ilgili bilgi verdiler, biz de bu karardan dolayı, yani Ramazan’ın son 10 gününde Harem-i Şerif’e Müslüman olmayanları sokmama kararından duyduğumuz memnuniyeti dile getirdik ve de bunun kalıcı olması gerektiğini de aynı şekilde söyledik. Bu olumlu adımın devam etmesi gerekiyor. Özellikle illegal yerleşimlere ve Filistinli kardeşlerimizin haklarının gasp edilmesine biz rıza gösteremeyiz.

Tabii biraz sonra iftar vesilesiyle de bir araya geleceğiz. Akşam da diğer bölgesel konuları değerlendireceğiz, görüş alışverişinde bulunacağız. Ben kardeşim Sameh’e kısa süre içinde benim ziyaretime, iade-i ziyaret yaparak ülkemize geldikleri için çok çok teşekkür ediyorum. Bu vesileyle başta dost ve kardeş Türk ve Mısır halkları olmak üzere tüm İslam dünyasının yaklaşmakta olan Kadir Gecesi’ni ve Mübarek Ramazan Bayramı’nı şimdiden canı gönülden tebrik ediyorum.

MISIR DIŞİŞLERİ BAKANI SAMEH SHOUKRY- [Simultane Tercüme] … Çavuşoğlu, değerli kardeşim. Ben başlangıçta bizi bu güzel şekilde karşıladığınız için teşekkür ediyorum. Bu sıcak karşılamadan dolayı şükranlarımı iletiyorum. Çok mutluyum bu hızlı bir şekilde beraberce karşılıklı ziyaretlerden. Ve gerçekten vizyonunuz, ortak vizyonumuz, aynı zamanda güçlü bir siyasi irade var arkamızda, her iki ülkede Türkiye-Mısır ilişkilerinin daha da aktifleştirilmesi ve her alanda getirilmesi için.

Bildiğiniz gibi biz şu anda Ramazan ayındayız, son 10 güne girdik. Ben de aynı şekilde sizlere, Türk halkına bu ay dolayısıyla tebriklerimi iletiyorum ve temenni ediyorum: bereketlerle dolu son, barışla taçlansın. Aynı zamanda yakında da bayram olacaktır ve bu bayram nedeniyle tebrik ediyorum sizleri, hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Tabii ki bugünkü görüşmelerimizde birçok konuyu ele aldık ve en fazla ağırlık verdiğimiz konu ikili ilişkiler oldu. Aynı zamanda iki ülke arasındaki ilişkiler ve kurumlar arasındaki ilişkileri ele aldık. Bu ilişkiler çeşitlidir ve tabii ki istiyoruz ki gelişsin ve en yüksek seviyelere gelsin. Her iki ülkenin isteği bu doğrultudadır ve bunun da herkese yararlı olacak şekilde olmasını temenni etmekteyiz. Bunu sağlam bir zemin üzerine oturtmamız, bildiğiniz gibi her iki ülkeyi, halkı bağlayan tarihi ilişkiler mevcuttur, bu ilişkileri daha da yukarılara taşımak bizim için çok çok önemli. Bu da, bölge için de uluslararası düzeyde de herkese yararlı olacaktır ve dolayısıyla iki ülkenin halkı ve bölge halkı da bundan yararlanacaktır.

Aynı zamanda şunda anlaştık: Bildiğiniz gibi, hızlı bir şekilde gelişiyor bu ilişkilerimiz, bu temaslarımız. Bunun devamını diliyorum. Belirli neticeleri belirleyeceğiz. Bu neticeler doğrultusunda daha fazla anlayış olacaktır. Bundan sonraki adımlarda neleri atacağız onları görüşeceğiz. Aynı zamanda şöyle anlaştık: Bir diplomatik temsilciliğin tabii ki uygun bir zamanda açıklanması konusunda da hemfikiriz. Buna paralel olarak da Cumhurbaşkanları düzeyinde bir zirve sözkonusu olacaktır. Bildiğiniz gibi aslında yıllardır devam ediyor bu ilişki. Ancak son aylarda daha da aktifleşerek ve yeni bir açılımla birlikte, yeni bir atılımla birlikte devam etmektedir.

Bildiğiniz gibi Filistin konusunu derinlemesine ele aldık ve bu konuda ortak çaba harcamamız gerektiğini ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın yine aynı şekilde bu konuda ağırlıklı olarak çalışması gerektiğini. Mısır bu konuda son tırmanmanın önlenmesi konusunda yoğun çaba harcamıştır. Bildiğiniz gibi Mescid-i Aksa’ya ve kudsiyetine saldırılar oldu. İbadet özgürlüğüne mutlaka saygı duyulması gerekmektedir ve oranın statüsünün değiştirilmemesi gerekmektedir. Bu bizim için çok çok önemli. Ancak bizler çabalarımızı çok yoğunlaştırıyoruz ve İsrail’in tek taraflı bu saldırılarını durdurmamız lazım. Filistinlilerin mallarını, mülklerini ve bildiğiniz gibi evlerini yıkmaktadırlar ve bunların önlenmesi için, ve özellikle Filistin Ulusal Yönetimi’nin egemen olduğu bölgelere saldırılar düzenlemektedirler, ve bunların durdurulması, tek taraflı … ve aynı zamanda yerleşim sahalarına genişletilmemesi bizim için önemli. Gerginliğin tırmandırılmaması gerekmektedir. Filistin halkının haklı davasında haklı olduğunu ve meşru haklarına kavuşması, ve dolayısıyla iki devlet zemininde bir çözümün olması, Filistin devletinin 1967 sınırlarında ve başkenti Doğu Kudüs olan bir devletin kurulması gerekmektedir. Biz bu konudaki istişarelerimizi de, koordinasyonumuzu da devam ettireceğiz. Filistin halkının meşru haklarını tazmin edecek şekilde girişimlerimizi devam ettireceğiz ve Türkiye bildiğiniz gibi bütün bu konuların gerçekleşmesi için etkin bir ülkedir ve rolü vardır.

Libya’yla ilgili ortak irademiz var. Libya kurumlarının tekrar sorumluluklarını geri almaları gerektiği ve orada nezih ve şeffaf seçimlerin yapılması, Libya halkının iradesini yansıtacak bir hükümetin kurulması ve Libya’nın toprak birliğinin korunması konusunda hemfikiriz.

Burada yine aynı şekilde Suriye’deki gelişmeleri ele aldık. Mısır’la Suriye Hükümeti arasında son temaslarla ilgili Sayın Bakana bilgiler verdim ve Suriye’nin egemenliğinin, toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini dile getirdim; yabancı güçlerin Suriye topraklarından çekilmesi gerektiğini ve Suriye Hükümetinde Birleşmiş Milletler ile ilgili kararların uygulanması gerektiğini, ve bir siyasi sürecin alınması lazım, ve bütün tarafların buna katılması gerektiğini ki daha önce yapılanların yok edilmesi, temizlenmesi ve tekrar güvenin tesis edilmesi gerektiğini. Dolayısıyla burada Birleşmiş Milletler’le, ve anayasal çalışmaların devam etmesi gerektiğini dile getirdim. Burada önemli olan, Suriye’nin tekrar egemenliğini, bağımsızlığını ve halkının tekrar orada hür bir şekilde yaşamasını temin etmeliyiz.

Gerçekten diğer konular, bölgesel/uluslararası konuları da ele aldık ve görüşlerimizde aslında tamamen hemfikiriz birçok konu üzerinde. Çok verimli bir istişaremiz var, ortak çalışmalarımızı rahat bir şekilde yapıp hem bizlere hem bölgeye yararlı olacağı inancındayım.

Ben tekrar sayın kardeşim Mevlüt Çavuşoğlu’na bize bu fırsatı verdiği için, bu ziyaret için teşekkür ediyorum.

İlgi alakalarınız için teşekkür ediyorum.

Bir kez daha yine iftar için kendisine teşekkür ediyorum.

Ben, özellikle bu mübarek ayda burada olmam, tabii ki bu nedenle, ilişkilerimizin bir göstergesi.

Teşekkürler.

SORU- Ecem Toplar, Bengü Türk Televizyonu.

Sayın Bakan, Türkiye’ye hoş geldiniz öncelikle.

Sorum her iki Bakana da olacak. Öncelikli olarak, siz de sözlerinizde değindiniz, pozitif ivmenin yakalanması için ve somut adımların atılması için ortak bir mutabakat sağlandığını görüyoruz. Bu hususta atılacak ilk adımlardan biri de karşılıklı olarak diplomatik seviyenin yükseltilmesiydi. Elbette ki bu hususta kararlılığınızı ortaya koydunuz, ancak bir takvim belirlendi mi bu hususta, ortak açıklama ne zaman gelecek büyükelçilerin atanması hususunda?

Diğer yandan lider görüşmesine değindiniz. Liderlerin görüşmesi için bir takvim belirlendi mi? 14 Mayıs seçimleri öncesinde bekleniyor mu ve adres Ankara mı Kahire mi olacak?

Sağ olunuz.

MISIR DIŞİŞLERİ BAKANI SAMEH SHOUKRY- [Simultane tercüme] Biz evet anlaştık ve aynı fikirdeyiz bu süreçlerle ilgili, bu takvimle ilgili. Bu süreç konusunda bütün bu önemli adımları açıklayacağız. Zirveyle ilgili detayları yine aynı şekilde Sayın Bakan’la hemfikir olduktan sonra açıklayacağız, tabii ki ilk sizlere bunları bildireceğiz.

Teşekkürler.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sanırım ilave edecek bir şey kalmadı, önümüzdeki süreçte her iki konuda da sizleri bilgilendireceğiz, eşzamanlı olarak tabii açıklamalarımızı yapacağız.

Teşekkür ederim.

SORU- [Simultane tercüme] Ben tebrik ediyorum sizleri.

Sayın Dışişleri Bakanı, Türkiye Dışişleri Bakanı, bu önemli görüşmelerden sonra ve başarılı görüşmelerden sonra Mısır tarafıyla, tabii ki mutlaka bu bölgeye etkisi olacaktır. Ne zaman, nasıl, şu anda bu ilişkiler gerçek olarak nasıl yansıyacaktır?

Libyalı liderler, Mısır lideri ve Türkiye’yle nasıl bir araya gelecek, ne zaman bir araya gelecek, var mı öyle bir şey?

Bu ruh, Mısır’la Türkiye arasındaki bu hava özellikle Doğu Akdeniz’deki terörü sona erdirir mi?

Bunlar çok çok önemli noktalar, bölge bunu soruyor, ancak Mısır’da ve Türkiye’deki vatandaşlar da belki soruyorlardır. Sayın Bakan, Türkiye Mısır’la Etiyopya arasında bir arabulucu olabilir mi? Çünkü Etiyopya’yla Türkiye’nin ilişkileri iyidir ve Etiyopya’ya da en fazla yatırım yapan ülkelerden biridir; bu bir.

İkincisi; Sayın Sameh Shoukry size, yatırımla ilgili, ekonomiyle ilgili, Mısır’la Türkiye arasında serbest ticaret bölgesi oluşturulabilir mi? Türkiye’yle bu konuda bir yakınlaşma olur mu?

Teşekkürler.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok çok teşekkür ediyorum.

Aslında bizim ilişkilerimizi yeniden canlandırmamızdan bu yana, bölgeye olumlu etkilerinin olduğunu görüyoruz. Biraz önce Filistin davasından bahsettik, bu konuda da düşüncelerimiz aynı, tamamen örtüşüyor. Dolayısıyla Filistinli kardeşlerimizin hakları ve İsrail’e verilecek mesajlar bakımından da etkisini görüyoruz.

Ayrıca, siz Libya’yı örnek gösterdiniz, Libya’da aslında ilişkilerimiz soğukken biraz güvensizlik vardı, yani oradaki faaliyetlerimiz hakkında kuşkular vardı, eleştiriler de vardı. Ama diyalog başladıktan sonra aslında nihai amacımızın aynı olduğunu gördük, yani ülkenin birleştirilmesi ve özellikle şimdi ortak bir taburun doğuyla batı arasında kurulması fikrini desteklediğimizi de ben bugün söyledim. Biz, önümüzdeki süreçte Mısır’la beraber birleşik Libya ordusunu, güçlerini eğitebiliriz, güçlendirebiliriz, ama önemli olan şimdi bu siyasi süreç. Siyasi sürecin de, seçimin de iyi hazırlanması gerekiyor. Ve bir yol haritası üzerinde şimdi birlikte çalışma konusunda mutabık kaldık ve Libya’nın istikrarını birlikte destekleyeceğiz.

Suriye konusunda da temel konularda tabii ki görüş birliğimiz var. Amacımız, Suriye’nin sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü ve siyasi birliğidir ve siyasi sürecin canlandırılması gerekiyor. Biz Türkiye olarak her fırsatta Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve sınır bütünlüğüne olan desteğimizi söylüyoruz, herkesten daha fazla buna bağlıyız, çünkü yanı başımızdaki komşunun içinde bulunduğu her şart bizi doğrudan etkiliyor, tıpkı Libya’daki gelişmelerin doğrudan Mısır’ı etkilediği gibi. O nedenle bizim önceliğimiz, burada da terörle mücadele olmalıdır. Ve insanların gönüllü bir şekilde, güvenli bir şekilde dönmesinin şartlarını oluşturmamız lazım, bunun için de rejimle de angajman önemli, bizim de şu anda yapmaya çalıştığımız o. Ama bizim oradaki şu andaki mevcudiyetimiz bize yönelik tehditlerin, hatta Suriye’nin bölünmesine yönelik çabaların da önlenmesi bakımından çok önemlidir. Bir terör koridorunun oluşmasını da biz engelledik Suriye’de. Sonuçta tabii bizim kendimize yönelik tehdidin olmadığından da emin olmamız lazım.

Sonuçta biz Mısır’la ilişkilerimizi güçlendirirsek, bölgesel konularda da yakın çalışırsak bunun olumlu etkileri olacaktır, terörle mücadele, kaçak göç vesaire, yani risk ve tehditlerin ortadan kalkması bakımından da önemli, ama ortaya çıkacak fırsatların herkesin yararına değerlendirilmesi bakımından da etkileri olacaktır.

MISIR DIŞİŞLERİ BAKANI SAMEH SHOUKRY- [Simultane tercüme] Ekonomik ve yatırımla ilgili sorunuza, tabii şimdi iki ülke arasında bir serbest ticaret anlaşması var. Daha önce zaten ekonomik ilişkiler, her şeye rağmen tabii ki kendi yolunda devam etti. Mısır’ın da Türkiye’ye ihracatı arttı, Sayın kardeşim Bakanın da söylediği gibi 10 milyar Dolar’lık bir ticaret hacmimiz var şu anda. Bu namzettir tabi, artırmak için ve artırılması için her iki hükümet bu konuda çabalarını sürdürecektir. Yatırımcıların her iki ülkede de desteklenmesi önemli. Bunların hepsi olumlu şeylerdir, ortak olumlu paydalardır.

Ve hükümet kurumları ve diğer konular, teknik düzeydeki gelişmeler çok çok önemli, bu ilişkileri daha da geliştirecektir. Yeni alanların açılması, işbirliği aranması çok çok önemli, çünkü her iki ülkenin potansiyeli buna müsait, bildiğiniz gibi işbirliği imkanlarımız çok, buna birçok örnek verebiliriz.

Tabi ki … bölgesi, sanayi bölgesi orası uygun bir yer olabilir, orada Türk yatırımcıların daha fazla gelmesini bekliyoruz. Orada hepsine kolaylıklar sağlanabilir ve sanayi bölgesinde bu yapılabilir. Bildiğiniz gibi Afrika ülkelerine, Ortadoğu bölgelerine oradan ihracat imkanları var ve Türk yatırımcılar bundan yararlanabilir. Her iki ülkenin de ağırlığı vardır, ister bölgesel olsun, ister ekonomik olsun ve iki ülkenin, yine arasındaki işbirliği, bunun ekonomiye yansıması çok büyük olacaktır.

Diğer soru, biz her zaman diyalog, işbirliği, anlayış olmasını istiyoruz, bunun bölgede egemen olmasını istemekteyiz ve bütün bölge için önemli ve bu fırsatların değerlendirilmesi lazım. Filistin halkının sorununun çözülmesi için de önemli ve istikrar için önemli. Ve gerçekten anlayış artarsa ve burada gerilimi azaltabilirsek istikrarı destekleyebiliriz, barışı destekleyebiliriz, barış imkânlarını artırabiliriz ve fırsatları yaratabiliriz. Bu, bölge için önemli olacaktır. Bu bölge bunu hak etmektedir ve bunun geri dönüşü olumlu olacaktır hem halka ve hem ülkelere.

SORU- Efendim, bundan birkaç hafta önce Fransa Senatosunda terör örgütü PKK mensuplarına bir onur madalyası verilmişti ve bunun üzerine Fransız Büyükelçisi de Bakanlığa çağrılmıştı. Şimdi de iktidar partisinden Milletvekillerinin PKK üyeleriyle, teröristlerle Fransız Parlamentosunda görüştükleri basına yansıdı. Bu konudaki görüşlerinizi, değerlendirmenizi alabilir miyiz efendim?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.

PKK, Avrupa Birliği terör listesinde, yani terör örgütü olarak tanınmıştır, yine Fransa’da da terör örgütüdür, ama maalesef Fransa’da Senatörler, Milletvekilleri bu teröristlerle, eli kanlı terör örgütünün temsilcileriyle bir araya geliyorlar, ödül veriyorlar. Bu da işte terörle mücadeledeki ikiyüzlülüğün en güzel örneğidir. Yani Fransa açıkça çıksın söylesin, PKK’yı terör örgütü olarak tanımıyorum desin; bir taraftan terör örgütüdür, ama diğer taraftan da ben görüşürüm olmaz. Ama bunu yapan sadece Fransa değil, işte ABD de Suriye’de PKK/YPG’ye destek veriyor. Sadece angajmanın burayla sınırlı kalmadığını, daha doğrusu desteğin burayla sınırlı kalmadığını da gördük. Süleymaniye’de de biliyorsunuz PKK artık tamamen oradaki yerel yönetimleri ve de Talabani’nin partisini kontrol altına almıştır. Sonuçta burada da ABD’nin nüfuzu var. Biz neden olduğunu bunların hepsini biliyoruz. Yani bu terör örgütleriyle, bir taraftan terörist diyeceksiniz, diğer taraftan destek vereceksiniz, böyle terörle mücadele olmaz. Biz Türkiye olarak her türlü terör örgütüyle mücadele ediyoruz ayrım yapmaksızın, ideolojileriyle de mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu Avrupalıların sahiplendiği terör örgütlerini de yok etmeye devam edeceğiz.

SORU- CNN Türk’ten Ahmet Türkeş.

Sorum her iki Bakana da olacak efendim.

Konuşmalarınızda sık sık işbirliği mesajları verdiniz, özellikle de enerji konusu iki ülkenin işbirliği olasılıkları düşünüldüğünde ön plana çıkıyor. Türkiye’nin de enerji merkezi olma hedefi göz önüne alındığında, Mısır’ın doğal gazının Türkiye’deki LNG terminalleri üzerinden Avrupa’ya taşınması söz konusu olabilir mi? Hem Mısır, hem Türkiye bu fırsata nasıl bakıyor?

MISIR DIŞİŞLERİ BAKANI SAMEH SHOUKRY- [Simultane tercüme] …………………… potansiyel var her iki ülkede ve bunun tam olarak işletilmesinde fayda var.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.

Sameh kardeşimin söylediklerine katılıyorum. Biz yılda 2,5 milyar metreküp LNG ithal ediyoruz ve en büyük ithalatçısıyız Mısır’ın. Elbette şimdi Avrupa’da bu kışı rezervler sebebiyle rahat geçirdiler ama, bu Ukrayna savaşı daha da devam edecek gibi, dolayısıyla enerji krizinin olduğu ortada, açık. Biz Türkiye olarak özellikle Güneydoğu Avrupa ülkeleri, Balkan ülkeleri, komşu ülkelerimize de bu anlamda yardım da ediyoruz. Bir taraftan Azerbaycan’dan gelen gazın kapasitesini artırıyoruz, 16 milyar metreküpten 32 milyar metreküpe, diğer taraftan Mısır başta olmak üzere ta Amerika Birleşik Devletleri’nden bile LNG ithal ederek hem kendi ihtiyacımızı karşılıyoruz, hem de bu 5 tane LNG terminaliyle bunu gaza çevirerek yine bu ülkelere ihraç ediyoruz. Dolayısıyla Mısır’da biz spot piyasadan almak yerine iki enerji şirketi arasında orta ya da uzun vadeli sözleşme, mümkünse imzalamak istiyoruz ve kurumsallaştırmak istiyoruz.

Diğer taraftan, Sameh kardeşimin söylediği, yenilenebilir enerji konusunda da önemli bir potansiyel var ve Türkiye özellikle güneşte ve rüzgarda artık dünyada dünya ortalamasının üstüne çıktı, ciddi bir tecrübemiz var. Mısır tabii çok büyük bir ülke, nüfus olarak bizden de büyük, her gün yeni şehirler, yeni evler inşa etme ihtiyaçlarının olduğunu ziyaretimde de gördük. Dolayısıyla enerji ihtiyacı da büyüyor. Ama iki kardeş ülke olarak işbirliği yaparsak birbirimize de destek oluruz ve ihtiyaçlarımızı bu şekilde karşıladığımız gibi, ihracatta da işbirliğimiz gelişir.

Teşekkürler.

* Interpress deşifresidir.