Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Azerbaycan Dışişleri Bakanı Sayın Ceyhun Bayramov ile Ortak Basın Toplantısı, 11 Ağustos 2020, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok kıymetli basın mensupları, bugün kardeş Azerbaycan’ın Harici İşler Nazırı Ceyhun Bayramov kardeşimi Türkiye’de, Ankara’da ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

Türkiye ve Azerbaycan arasında biliyorsunuz bir gelenek var; ilk defa göreve gelen Cumhurbaşkanları, Meclis Başkanları, Dışişleri Bakanları ve diğer Bakanlar ilk ziyaretlerini karşılıklı olarak Azerbaycan’a ya da Türkiye’ye yaparlar. Dolayısıyla aziz kardeşim Ceyhun Bayramov’a da ilk ziyaretini geleneksel olarak Türkiye’ye yaptığı için, bu geleneği devam ettirdiği için çok teşekkür ediyorum.

Azerbaycan’la “bir millet iki devlet” anlayışıyla çalışıyoruz ve bugünkü toplantılarımızı da aynı anlayışla gerçekleştirdik. Bundan sonraki süreçte de kardeşim Ceyhun Bayramov’la çalışmalarımızı “bir millet iki devlet anlayışıyla” sürdüreceğiz. Yani hem Türkiye için, hem kardeş Azerbaycan için birlikte çalışacağız. Ve bu çalışmalarımızı nasıl sürdürebileceğimizi bugün heyetlerimizle birlikte değerlendirdik. İkili ticaret hacmimizi Cumhurbaşkanlarımızın hedef koyduğu gibi 15 milyar Dolara çıkarmamız gerektiğini, bunun için tüm mekanizmaları kullanmamız gerekiyor etkili bir şekilde. Sadece Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konsey Toplantıları değil diğer toplantılarımızı da düzenli olarak gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu zirvelerde alınan kararlar, imzalanan anlaşmaların uygulamasını da birlikte takip edeceğiz.

Diğer taraftan karşılıklı yatırımlar artıyor, özellikle enerji alanında en büyük projeleri Azerbaycan Türkiye’de hayata geçiriyor. Enerji dışı sektörlerde ise Azerbaycan’da en büyük yatırımcı Türkiye’dir. Çok sayıda firmamız kardeş Azerbaycan’da yatırım yapıyor ve firmalarımıza verdikleri destek için ve güvenleri için çok teşekkür ediyoruz.

Eğitim alanında, kültür alanında, Konsolosluk alanlarında işbirliğimizi geliştireceğiz.

Diğer taraftan, Türkiye ve Azerbaycan Kafkaslarda sadece Kafkaslar için değil Asya’dan, Uzak Doğu Asya’dan Londra’ya kadar çok önemli projelerin merkezi olan önemli stratejik projeleri hayata geçirdi. Bakü-Tiflis-Kars bunlardan bir tanesi, TANAP projesi şimdi TAP olarak Avrupa ülkelerine uzanıyor. Bu stratejik projeleri daha da geliştirmek için, kapasitelerini ve kalitesini arttırmak için yine bu güzergâhta işbirliği yaptığımız Gürcistan’la birlikte çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Kardeş Türkmenistan, kardeş Kazakistan, Özbekistan gibi ülkelerin de bu projelere dahil olması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz ve buralardaki üçlü mekanizmalarımızı dörtlü toplantılarımızı önümüzdeki süreçte de gerçekleştirmek için bugün birlikte karar aldık.

Değerli basın mensupları, 12 Temmuz’da Ermenistan kardeş Azerbaycan’ın Tovuz Bölgesine bir saldırıda bulundu. Türkiye Cumhuriyeti olarak o gün ne söylediysek bugün aynı şeyi söylüyoruz, kardeş Azerbaycan yalnız değildir, tüm gücümüzle tüm imkanlarımızla kardeş Azerbaycan’ın yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle kahraman şehitlerimize bir kere daha Allah’tan rahmet diliyoruz. Yine bu saldırılarda yaralanan kardeşlerimize de acil şifalar diliyoruz.

Bu sorunun sebebi nedir? Ermenistan yıllardır kardeş Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini işgal ediyor ve Karabağ’ı işgal ediyor. Ve bugüne kadar tüm kararlara rağmen, yani Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve AGİT gibi kurumların kararlarına rağmen Ermenistan bu sorunun çözümüne yanaşmamıştır. Ve bu saldırılarla da müzakere için güvenilir bir ortak olmadığını da tüm dünyaya göstermiştir. Ortada çok net kararlar var. Peki, bu kararlara rağmen bu sorun bu güne kadar niye çözülmedi? Bunun da sebebi; uluslararası toplumun, başta Minsk Üçlüsü olmak üzere samimi bir şekilde gayret sarf etmemesidir. Evet, biz yine biraz önce bahsettiğim kararlar çerçevesinde ve uluslararası hukuk çerçevesinde ve en önemlisi de kardeş Azerbaycan’ın sınır ve toprak bütünlüğü çerçevesinde bu sorunu diplomasiyle, diyalogla çözülmesini arzu ediyoruz, bu süreçlere de katkı sağladık. Ama AGİT üçlüsünün de, Eş Başkanlarının da kendisine bir çekidüzen vermesi gerekiyor. Rutin açıklamaların ötesinde bu sorunun çözümü için gayret sarf etmeleri gerekiyor ve bu yıl içinde bu saldırıdan kısa bir süre önce bize yaptıkları bir ziyarette de kendilerine bunları net bir şekilde hatırlattık. Dolayısıyla bu sorunun barışçıl yolla halledilmesi için uluslararası toplumun ve özellikle de Minsk Üçlüsünün samimi gayret sarf etmesi gerekiyor. Biz bu süreçte düşüncelerimizi net ortaya koyduk. Ama şunu da söyledik, Evet, diplomasiyle ve barışçıl yoldan uluslararası hukuk çerçevesinde bu işler çözülmesi gerekiyor. Ama kardeş Azerbaycan da hangi çözüm yöntemini tercih ederse, biz o konuda da kardeş Azerbaycan’ın yanında olacağız. Tüm bu konuları da bugün birlikte ele aldık.

Biraz sonra çalışma yemeğinde Türk Konseyi dahil bölgesel konuları ele alacağız, değerlendireceğiz. Uluslararası alanda yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız arasındaki dayanışma dahil nasıl işbirliğimizi güçlendireceğiz, bunları da daha detaylı bir şekilde ele alacağız. Daha sonra Sayın Cumhurbaşkanımız kardeşim Ceyhun’u kabul edecek ve toplantılarımızı bu şekilde sürdüreceğiz. Ve en son yine Türkiye-Azerbaycan, yani TurAz kartalı Tatbikatımız da 2014’ten bu yana devam ediyor, bu alandaki işbirliğimizin en güzel göstergesidir. Yapacağımız çok iş var, ulaşacağımız çok menzil var. O nedenle birlikte daha gayretli bir şekilde çalışacağız.

Ben tekrar bu duygularla kardeşime hoş geldin diyerek sözü ona bırakmak istiyorum.

AZERBAYCAN DIŞİŞLERİ BAKANI CEYHUN BAYRAMOV- (Azerbaycan Türkçesi)

SORU- Efendim, sorum size; Almanya yaklaşık 100’ün üzerinde ülkeyi Kovid-19 açısından riskli ilan etti ve bu ülkelerden gelecek insanlar için test zorunluluğu ortaya koydu. Ancak Türkiye’den gelen insanlar bunu Türkiye’de yapması gerekirken diğer ülkeler bunu Almanya’da yapabiliyor. Bizim oradaki vatandaşlarımız, gurbetçiler bunu bir çifte standart olarak görüyorlar. Bu konuda sizin düşüncelerinizi merak ediyoruz.

Ayrıca, Doğu Akdeniz’de sıcak gelişmeler var, bunlarla ilgili de değerlendirmelerinizi almak istiyoruz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum. Öncelikle kardeşim Ceyhun Beyin davetine şu cevabı vermek isterim, Biz Azerbaycan’da kendimizi evimizde hissediyoruz, dolayısıyla en kısa zamanda size de uygun olan bir zamanda kardeş Azerbaycan’ı tekrar ziyaret etmekten büyük bir onur duyacağım. Davetiniz için çok teşekkür ediyorum.

Şimdi bu Kovid dünyada her şeyi değiştirdi, tabii insanların seyahat özgürlüğünü de kısıtladı. Ve bu konularda siyasi kararlar alındı, teknik kriterlere göre kararlar alındı, ama ortada kararlar var. Avrupa Birliği maalesef Türkiye’yi güvenli ülkeler listesine almadı. İki defa gözden geçirme yaptılar ve daha önce listede olan bazı ülkeleri de, Balkan ülkelerini, yine Fas, Cezayir gibi ülkeleri de listeden çıkardılar. Almanya’daki vatandaşlarımız ve alman turistler Türkiye’ye gelmek için çok ses çıkardılar, daha doğrusu taleplerini bize de, Alman yetkililerine de ilettiler. Almanya’ya yönelik de Kültür ve Turizm Bakanımızla birlikte Sağlık Bakanlığımızdan aldığımız verilerle birlikte çaba sarf ettik, yani Türkiye’ye yönelik bu seyahat kısıtlamasının kaldırılması için çabalar sarf ettik. Avrupa içinde Malta gibi, Polonya gibi bazı ülkeler, İngiltere Avrupa Birliği’nden çıktı ama, Avrupa’dan bazı ülkeler, esasen İsviçre, -iki gün sonra da İsviçre’de olacağız Cuma günü, bu konuları da tekrar ele alacağız resmi davet üzerine resmi ziyaretimi gerçekleştireceğim- bu ülkeler bu kısıtlamaları kaldırdı. Ama Avrupa Birliği’nin kararı ortadayken Almanya bazı turizm bölgelerine seyahat kısıtlamasını kaldırdı. Tabii ki kara yoluyla gelen vatandaşlarımız da var ve bu vatandaşlarımızın da yine Almanya’ya döndükten sonra 14 günlük karantinaya tabi tutulamaması için, Almanlar eğer Türkiye’de test yapabilecekseniz biz bu kısıtlamayı kaldıracağız dediler. Şimdi dönüşte 14 günlük karantina yerine test yapmanın vatandaşlarımız için daha uygun olduğunu düşündük. Fakat bu uygulama sadece bizim vatandaşlarımız için değil, Türkiye’ye turist olarak veya herhangi bir sebeple gelen Almanlar için de geçerli, yani burada Türk-Alman ayrımı yapılmıyor. Esasen biz vatandaşlarımızın Türkiye’ye rahatça gelebilmeleri için Almanların bu talebine evet dedik. Yani dönüşte 14 günlük karantina demek, işe gidememesi, para kaybı demektir veya bu sebepten dolayı gelememesi demektir.

Uygulamada başlangıçta birden başladığı için havaalanlarında ve bazı yerlerde sıkıntılar olmuş olabilir, ama bir taraftan Sağlık Bakanlığı, bir taraftan Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Devlet Hava Meydanları İşletmesi ve havaalanı yönetimleriyle beraber işbirliği içinde her yerde test kapasitemizi artırdık ve devreye soktuk ve uygulamadaki sorunlar da ortadan kalkıyor. Dolayısıyla burada bir çifte standart Almanya’nın kendi politikası, onlara ben girmek istemiyorum. Ama biz Türkiye’ye vatandaşlarımızın gelebilmesi için, yine turizm bölgelerine turistlerin gelebilmesi için Almanların bu talebine olumlu cevap verdik, olumlu cevap vermeseydik dönüşte 14 günlük karantina olacaktı. Tabii Almanya’nın kendi iç kararlarına, daha doğrusu iç politikasına biz doğrudan müdahale edemeyiz, onların kendi içişleri. Ama burada bir işbirliğine gitmemiz gerekiyordu ve bu işbirliğine de gittik, yani geçici aksaklıklar olabilir, ama burada niyetimiz bizim halis ve sorunları da gideriyoruz.

Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri de sizler de takip ediyorsunuz, biz burada iyi niyet göstergesi olarak bazı ülkelerin, Avrupa Birliği’nin ve özellikle Merkel’in ricasıyla, Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan bunları zaten kamuoyuyla paylaştı. Dün basın toplantısında da vurguladı, bir taviz değil, geçici bazı jestler yaptık ve bu süreçte de Almanya ve Avrupa Birliği diyalog için çaba sarf ediyordu. Biz onlara şunu söylemiştik, Biz bu jesti yaparız, ama siz göreceksiniz Yunanistan’dan ve Rum Kesiminden herhangi bir olumlu adım yerine tam tersine olumsuz adım göreceksiniz ve bizim söylediğimiz ortaya çıktı. Böyle bir durumda da biz ne yapıyoruz? Şimdi gemilerimizi tekrar hareketlendirdik, Oruç Reis bölgeye gitti ve Ağustos sonu itibarıyla yeni bölgelerde de, kıta sahanlığımızın batı sınırlarını da belirlemiştik, yine o alanlara da ruhsat vererek her türlü sismik araştırma, sondaj çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Burada kararlılığımız tamdır ve Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta hem Türkiye’nin, hem de Kıbrıs Türklerinin haklarını sonuna kadar savunacağız ve bu konuda da hiçbir şekilde taviz veremeyiz. Türkiye’ye yönelik dün bazı açıklamalar oldu, bazıları dengeleri, bazıları taraflı. Ama geldiğimiz noktada kimse Türkiye’ye yönelik siz iyi niyet göstermediniz diyemez, biz gösterdik, ama karşı tarafta kötü niyetli bir ülke var, dolayısıyla suçlayacaklarsa Yunanistan’ı suçlasınlar.

SORU – (Azerbaycan Türkçesi)

AZERBAYCAN DIŞİŞLERİ BAKANI CEYHUN BAYRAMOV- (Azerbaycan Türkçesi)

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ceyhun kardeşim zaten çok güzel izah etti. Elbette ticaretimizi, yatırımlarımızı artıracağız, doğal gaz tedarikimizde Azerbaycan birinci sıraya yükseldi ve Azerbaycan’dan alacağımız gaz miktarını ileride daha da artıracağız. Bu lojistikle ilgili, aynı şekilde ulaşımla ilgili projelerin yanında, yani Kafkasya’da, şimdi öncelik verdiğimiz iki proje daha var, Kars-Nahçıvan demir yolu projesi, yine Türkiye-Nahçıvan doğal gaz boru hattı ve dolayısıyla Nahçıvan’a da Türkiye üzerinden gazın ulaştırılması da stratejik bir projedir.

Diğer taraftan, tabii kültür alanında, eğitim alanında üniversitelerimiz arasındaki işbirliğini nasıl güçlendireceğiz, bizim oradaki Türk okulları var, Maarif Vakfı var, daha önce Eğitim Bakanı olarak görev yaptığı için Ceyhun kardeşim bunları çok daha iyi biliyor, bunları konuştuk.

Ayrıca, Konsolosluk alanında da işbirliğimizi güçlendiriyoruz, vizeleri kaldırdık, Türkiye daha önce kaldırmıştı, 2019’da Azerbaycan Türk vatandaşlarına vizeyi kaldırmıştı, şimdi kalış süresi 30 gün, bunun 90 güne çıkarılmasıyla ilgili çalışmamız devam ediyor. Ama bu da yetmez, Türkiye ve Azerbaycan vatandaşları karşılıklı ziyaretlerde pasaporta ihtiyaç duymaması lazım. Şimdi biz bu işbirliğini Gürcistan’la gerçekleştirdik, Ukrayna’yla da hayata geçirdik, dolayısıyla zaten artık yeni kimliklerde tüm bilgiler olduğu için artık kimlikle seyahatin önünü açabilmek için de önerilerimizi sunduk, bunları da hayata geçireceğiz. Yani ekonomi, ticaret, yatırımlar önemli, ama her alanda bağlarımızı güçlendirmek için anlaşmalar, alınan kararlar ve ortaya koyduğumuz hedefler doğrultusunda çalışmaya devam edeceğiz.