Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile yaptığı Ortak Basın Toplantısı, 20 Şubat 2023, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bugün değerli ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’la Ankara’da birlikteyiz.

Deprem felaketinden sonra Amerika Birleşik Devletleri’nden çok sayıda taziye ve destek mesajları aldık. Başkan Biden bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızı arayarak dayanışma ifadelerini ilettiler ve her türlü desteğe hazır olduklarını vurguladılar.

Değerli mevkidaşım, dostum Antony de ziyaretinden önce iki defa arayarak her seferinde dayanışma ifadelerini aktarırken Türkiye’nin ilettikleri yardımlara ilaveten herhangi bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sordular, kendilerine çok teşekkür ediyorum.

Dün deprem felaketinden etkilenen bölgede birlikte incelemelerde bulunduk. Birçok ABD kurum ve kuruluşu depremden etkilenen bölgelerde yardım faaliyetlerini devam ettiriyor. ABD’de çok sayıda kişi ve kurum, özellikle şirket, bunların bazılarıyla Antony de bir araya geldi, ve sivil toplum kuruluşları da yardımlarda bulunuyorlar, yardım kampanyalarında bulunuyorlar; kendilerine de çok teşekkür ediyoruz. Hem ABD Yönetimi’ne, hem de ABD halkına bu zor zamanlarda verdikleri destek ve dayanışma için bir kere daha teşekkür etmek istiyorum.

Değerli basın mensupları; ABD ile geniş bir gündemimiz var. Antony ile bir ay önce Washington’da Stratejik Mekanizma toplantısını gerçekleştirmiştik. Bu mekanizmanın toplantısını senede iki defa yapma konusunda hemfikiriz. İkinci toplantıyı bu yılın ikinci yarısında yapmak istiyoruz ve arkadaşlarımız hazırlıklarına devam ediyor. Tabii burada ortak amacımız; ilişkilerimizde var olan fırsatları çoğaltarak somut kazanımlara dönüştürmek, aynı zamanda sorunları ve sınamaları etkin bir şekilde yönetmek istiyoruz. Stratejik Mekanizma’nın zaten temel felsefesi de budur.

Ekonomi ve ticaret, olumlu gündemimizin en önemli başlıklarından bir tanesi. Geçen yıl ikili ticaret hacmimiz 32 milyar Dolar’a ulaştı, 100 milyar Dolar hedefine ulaşmak için çalışıyoruz. Karşılıklı yatırımlar da artmaya devam ediyor.

Askeri ilişkilerimiz, stratejik ortaklığımızın önemli boyutlarından biri. Ancak tek taraflı yaptırımlar nedeniyle savunma sanayii işbirliğimizde zorluklarla karşılaşıyoruz. Artık bunların aşılması gerekiyor, yaptırımların da en kısa süre içinde kaldırılmasını bekliyoruz.

F-16 talebimizle ilgili son durumu da bugün toplantımızda arkadaşlarımızla beraber ele aldık. ABD Yönetimi talebimize güçlü destek veriyor, kendilerine teşekkür ediyoruz. Bu konuda Kongre’ye resmi bildirimin bir an öne yapılmasını arzu ediyoruz ve bu sürecin de süratle tamamlanması her iki tarafın da yararınadır. Tabii Kongre’de her zaman zorluklar çıkabiliyor, bazı çevrelerce bu sürecin Kongre’de geciktirilmemesi ya da engellenmemesi gerekiyor. Kongre’nin de engelleyici değil destekleyici bir rol üstlenmesini bekliyoruz. Tabii talebimizin karşılanması ikili ilişkilerimiz açısından da önemli, ama NATO’nun da savunma kabiliyetleri açısından da son derece önemli, zaten Kongre’yle diyalogunda ABD Yönetimi de bunu açık net bir şekilde söylüyor.

Tabii terörle mücadele her zaman ortak gündemimiz, öncelikli gündem maddelerinden bir tanesidir. PKK/YPG’ye verilen desteğe ve FETÖ’nün mevcudiyetine son verilmesi hususundaki beklentilerimizi her zaman olduğu gibi bugün de vurguladık ve ABD tarafı bunu biliyor.

Bazı konsolosluk meselelerini de bugünkü toplantımızda arkadaşlarımızla ele aldık. Özellikle vatandaşlarımızın vize başvuru süreçlerinde ciddi bir gecikme var. Bir ara hızlanma olmuştu, ama yine 6 aya kadar bekleme süreleri var, bunların hızlandırılması konusundaki talebimizi de bugün ilettik.

Bir de, güvenlik duyuruları konusunda özellikle duyurulardan önce kendi aramızda daha iyi bir eşgüdümün ve işbirliğinin olması gerektiğini vurguladık.

Görüşmemizde ikili ilişkilerimizin yanı sıra, uluslararası ve bölgesel konuları da değerlendirme imkânımız oldu. Güney Kafkasya gündemimizeydi, son zamanlarda hem benim, hem de Tony’nin, hem Azerbaycan, hem de Ermenistan tarafıyla temasları oldu. Amacımız; Güney Kafkasya’da kalıcı bir istikrarın, barışın tesis edilmesi. Bu doğrultuda birlikte çaba sarf etmeye devam edeceğiz.

NATO’nun genişlemesini de tabii her zaman olduğu gibi değerlendirdik ve Türkiye olarak iki aday ülkeden beklentilerimizi değerlendirdik. Önümüzdeki süreçte Daimi Komite’nin toplantısı, daha önce ara vermiştik, NATO’da, Brüksel’de gerçekleşecek ve arkadaşlarımız orada hangi adımların atılıp atılmadığını muhataplarıyla NATO’dan katılacak arkadaşlarla birlikte açıkça, şeffaf bir şekilde değerlendirme imkânı olacak.

Tabii İsrail-Filistin meselesini de değerlendirdik, son zamanlarda atılan adımlardan endişe duyuyoruz ve özellikle illegal yerleşim ve Filistin topraklarının işgal çabaları ya da adımları sona erdirilmelidir. ABD’nin bu doğrultudaki açıklamalarını da son derece olumlu buluyoruz.

Suriye konusunu da değerlendirdik. Depremden sonra Suriye halkına yapılacak ABD’nin de yardımları var ve diğer, Suriye’de genel anlamdaki durumu da kısaca değerlendirme imkânımız oldu.

Ben bugünkü son derece açık, verimli toplantılar için çok teşekkür etmek istiyorum.

Ayrıca, bu zor zamanımızda bizi yalnız bırakmadıkları için, bu ziyaretleri için de değerli dostum Tony’e teşekkür etmek istiyorum.

ABD DIŞİŞLERİ BAKANI ANTONY BLINKEN- ANTONY BLINKEN- Mevlüt, my friend. Thank you very, very much. This has been an important opportunity to visit our Turkish allies and friends in a moment of real need and to bring a clear message from President Biden and from the American people. The United States is here to support you in your time of need, and we will be by your side for as long as it takes to recover and to rebuild. Yesterday, as my first stop on this trip, I visited Incirlik Air Base, which, as you know, is the hub of the United States’ efforts to support the disaster response with the Foreign Minister, with Mevlüt, I had the opportunity to fly over Hatay Province to look at some of the devastation firsthand. And as I said yesterday, it's hard to put into words countless buildings, communities, streets damaged or fully destroyed. I met with a number of the responders, U.S. military officials, our team from the U.S. Agency for International Development, members of the incredible American Disaster Assistance Response Team, search and rescue teams from Los Angeles on one coast to Fairfax County, Virginia, on the other, where I live. Our White Helmets partners in Syria, all of them have seen the staggering toll of this catastrophe. All of them are committed to being there for our friends.

In this moment, we began our own assistance to the rescue and relief efforts within hours of the first quake, when President Biden directed the heads of our federal agencies to rapidly mobilize to assist the government of Türkiye and our humanitarian response partners in Syria. We have sent hundreds of U.S. government personnel to the region, including the disaster assistance response and search and rescue teams, and also emergency managers, paramedics, hazardous materials technicians and engineers. We sent approximately 1.8 million pounds of relief supplies for survivors, shelter, kitchen sets, blankets, hygiene kits and more and more is on the way. We're continuing to announce additional assistance, new funding to support these efforts. Yesterday, I announced an additional $100 million from the United States on top of the $85 million we've already provided. The American people, communities and businesses, as Mevlüt said, have seen the heartbreaking images and they have been standing up, too. We have nearly $80 million in donations from the private sector in the United States. Individuals. When I visited the Turkish Embassy in Washington, I almost couldn't get in the front door because boxes were piled high throughout the driveway to the Embassy.

Now, Türkiye faces a long road ahead to support those rendered homeless and to rebuild. The UN Secretary General has put out a very important urgent appeal for $1 billion for long term assistance, and we're committed to providing support. Just as allies and partners show up for each other in our darkest hours, we also stand side by side in confronting common security challenges, and that's certainly been true in our response to Russia's aggression against Ukraine. Türkiye’s clear voice in support of Ukraine's sovereignty and territorial integrity has been critical. Its diplomatic leadership, the Foreign Minister's personal role in brokering the U.N. Black Sea Green initiative has been critical and critical to making sure that food and food products could get to people in need around the world, including many people in low income countries. Its continued implementation of the Montreux Convention deterred naval escalation in the Black Sea and helped protect Ukraine's coastline. Turkish humanitarian economic support for Ukraine providing initial safe haven for hundreds of thousands of Ukrainians fleeing the Russian onslaught, supplying hundreds of generators for cities and blackouts as Russia continues to attack the electricity grid that has saved lives in Ukraine and is positioned as a key energy transit hub, has bolstered energy security, bringing alternative natural gas supplies, international LNG, as well as Caspian Sea gas to Europe. The United States greatly values Türkiye’s contributions as a long standing and active member of the NATO Alliance, and we'll keep working together to strengthen and grow our alliance, including through the accession of Sweden and Finland, which will help deliver even stronger and more capable assets to the alliance.

Türkiye and the United States are also partnering to fight global terrorism and to advance peace in the Balkans, in the Caucasus and other global hotspots. We very much appreciate the positive steps that Türkiye is taking to improve relations with Greece, with Armenia, with Israel, whose citizens, by the way, have been working side by side with their colleagues in Türkiye in response to the earthquake. And we're committed to maintaining our very close defense cooperation, including by ensuring that Türkiye remains a highly capable air power contributor within the NATO Alliance. We're focused on expanding the robust trade, investment and economic cooperation between our countries as Mevlüt said. We've had a very good year. Last year, trade exceeded a record $30 billion. We're eager to build on that foundation to pursue new opportunities, particularly in the renewable sector. Türkiye has invested over $16 billion in renewables over the last five years and is pursuing ambitious goals to increase capacity over the next five years. We look forward to setting up a climate and energy dialogue to accelerate these efforts while also creating jobs and inclusive economic growth for both of our countries. Beyond these shared interests, the United States and Türkiye have a relationship that is built on shared values, ties of democracy, respect for basic universal freedoms, for human rights. And today, we had an opportunity to discuss those principles, as we always do in our conversations. And like all good friends, United States and Türkiye do not agree on every issue. But like good friends, ours is a partnership that has withstood extraordinary change and some significant challenges and will continue to do so, particularly because we're able to speak so directly and candidly to each other.

Later today, I'll have the privilege of visiting the Anıtkabir, the resting place of the founder of the Turkish Republic. In the heart of our own capital stands a monument to one of our own great independence leaders and founders, George Washington. 170 years ago, when the Washington Monument was being constructed, Sultan, Abdulmecid, sent a marble plaque to be placed on the obelisk, and the words on that stone were inscribed by the same calligrapher whose work was in Hagia Sophia. His message can still be made out 170 years later in support of eternal friendship. Today, that commitment not only endures, but continues to grow and to flourish, as I'm convinced it will for generations.

SORU- Ecem Toplar, Bengü Türk Televizyonu.

Sorum her iki Bakana da olacak.

Sayın Bakan Çavuşoğlu sözlerinde de ifade etti, F-16 savaş uçaklarının Türkiye’ye satışı konusunda ABD Yönetimi’nin güçlü destek verdiğine değindi, ancak Kongre’deki süreç belirsiz. Kongre’ye ne zaman bildirim yapılması bekleniyor, resmi bildirimin? Ve Kongre’de bir engelle karşılaşılması beklentisi var mı? Çünkü Türkiye’ye karşı bazı Senatörlerin mektup yazdığını biliyoruz Sayın Biden’a.

Öte yandan da, Türkiye’nin F-35’ler için ödediği 1 milyar Dolar’lık bir ücret sözkonusu, buna ilişkin son durum nedir?

ABD DIŞİŞLERİ BAKANI ANTONY BLINKEN- Thank you very much for the question.

With regard to the F-16s. The Biden Administration strongly supports the package to both upgrade the existing F-16s and to provide new ones to Türkiye, because as a NATO ally and partner, it is in our national interest, in the security interest of the alliance that Türkiye continue to be able to operate at the higher standards of NATO's to make sure that we have full interoperability. On this particular matter, I can't offer you an assessment or get into the process until after we formally notify our Congress. But it's something that we're working on, and we've made very clear to Congress our strong support for the the F-16 modernization. We have longstanding defense and security ties. And as the Ğresident has said, as President Biden has said, Turkish-NATO's interoperability remains a priority for us.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biraz önce konuşmamda zaten F-16’larla ilgili beklentilerimizi açıkça söyledim. Yönetimin iradesi var, Kongre’de bazı Senatörlerin yazdığı mektuptan da haberdarız. Biz bir taraftan heyetlerimizle birlikte Kongre üzerinde de çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Aynı şekilde ABD Yönetimi de kararlı bir şekilde duruş sergiler ve Kongre üzerinde birlikte çaba sarf edersek bunu aşabileceğimizi düşünüyoruz.

Birbirinden bağımsız iki konunun, yani özellikle iki ülkenin NATO üyeliğinin F-16 alımına şart konuşulması doğru olmaz, adaletli de olmaz, ikisi farklı konu, ikisinin de şartları var. Kendi temelinde devam eden müzakereler var, mutabakat zaptı var, dolayısıyla ikisini birbirine şart koşmak doğru bir yaklaşım olmaz. Ya da şartlara bağlanarak bizim F-16 almamız da zaten mümkün olmaz, elimizin, kolumuzun bağlanmaması lazım. Bu konuda ortak duruş sergilemek, yani Türkiye ve ABD Yönetimi olarak bence kritik öneme haizdir.

F-35 konusunda, biz F-35 programının ortağıydık, CAATSA yaptırımları sebebiyle Türkiye F-35 programından çıkarıldı, bu tek taraflı bir karardı, bizim kararımız değildi. Dolayısıyla ödediğimiz 1,4 milyar Dolar’lık bir rakam var, tabii Türkiye bu programda olmadığına göre ödediğimiz paranın da geri ödenmesini beklemek en doğal hakkımız. Bu konuda da müzakereler devam ediyor. Biz hatta Antony’le 18 Ocak’ta DC’de görüşürken uzmanlarımız da bu F-35 konusunda aynı gün görüşmeler gerçekleştirdi. Bir an önce bunun neticeye ulaşmasında fayda var.

Teşekkürler.

SORU- Reuters, Hümeyra Pamuk.

Sayın Bakan, Türk-Amerikan ilişkileri son yıllarda oldukça negatif bir seyir izledi, iki ülke arasında birçok görüş ayrılığı var, Suriye konusu, S-400’ler, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği, yakın zamanda F-16’lar. Deprem sonrasında ise sizin de az önce dediğiniz gibi Amerika’nın Türkiye’ye yoğun bir dayanışmasını görüyoruz. Sizce yaşanan bu trajedi iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açılmasına vesile olabilir mi?

Çok kısaca NATO konusunda da; NATO ülkeleri ve Amerika, Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın başvurularının Temmuz ayında Litvanya’da yapılacak olan NATO Zirvesi öncesinde onaylamasını bekliyor iki ülkeninkini de, sadece Finlandiya değil. Türkiye bu beklentiyi karşılayabilecek mi?

Mr. Secretary, … Ties between your two countries have been in a bad place. You yourself described Türkiye in your confirmation hearing two years ago as a so-called ally. But I wonder if the experience of earthquake has created an opportunity for a reset between the two countries? And a follow up to my colleague’s question on the F-16’s, you just said you can’t assess a timeline for the formal notification. What exactly is the United States waiting for. Are you waiting Türkiye to approve the Nordic expansion and what will you do to convince the US Congress to be on board.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.

Elbette zor zamanlarda gösterilen dayanışma her zaman ilişkilere olumlu etki yapar, katkı sağlar. ABD’yle görüş ayrılığı içinde olduğumuz konular zaten belli. Ama pozitif gündemimiz ve bu pozitif gündeme odaklanarak ilişkilerimizi daha da geliştirme arzumuz da ortada. O nedenle zaten Roma’daki görüşmede Sayın Biden’la Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan bu Stratejik Mekanizma’nın kurulmasını kararlaştırdılar. Buradaki amaç nedir? Konuşmamda da söyledim, felsefesi nedir, pozitif gündeme odaklanmak ve ikili ilişkilerimizi farklı alanlarda geliştirmek, bölgesel ve küresel konularda işbirliğimizi de güçlendirmek.

İkinci amacı ise, o var olan sorunları yine bu mekanizma sayesinde daha sık bir araya gelerek nasıl çözebileceğimizi konuşmak ve adım atmak. Bu doğrultuda hem uzmanlar düzeyinde, hem de bizim düzeyimizde iki defa bir araya geldik, bu toplantıların da son derece faydalı olduğunu düşünüyoruz. Yunanistan Dışişleri Bakanı geldiği zaman biliyorsunuz o basına verdiğimiz demeçte de söylediğim gibi bizim ilişkilerimizi geliştirmek ya da var olan sorunları çözmek için illa bir felaketi beklememize gerek yok, zor günleri beklememize gerek yok. Bu doğrultuda samimi adımlar atmamız lazım.

Her iki ülkenin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği konusunda son zamanlarda açıklamalarımızı zaten takip ediyorsunuz, ABD’nin de yakından takip ettiğini biliyoruz. Üçlü bir mutabakat muhtıramız var ve burada kim ne yapacak açıkça belirtilmiştir. Finlandiya’yla ilgili sorunumuzun göreceli olarak daha az olduğunu da her seferinde vurguluyoruz. Sizin verdiğiniz takvim yani Litvanya’daki NATO Zirvesi’yle ilgili verdiğimiz takvimdeki atılacak adımlar aslında özellikle İsveç’in atacağı adımlara bağlı. Evet, bazı olumlu mesajlar verdi, kanun değişikliği yaptı, Anayasa değişikliği yaptı, ama maalesef İsveç’te PKK terör örgütü yandaşlarının terörün finansmanı, ondan sonra insan devşirme ve de terör propagandası dahil her türlü faaliyetlerini devam ettirdiğini açıkça görüyoruz hem de şehrin merkezinde belediye binasının önünde. Onların amacını da biliyoruz İsveç’in NATO üyeliğini engellemek istiyorlar. Ama bunları, bu tür faaliyetleri engellemek de İsveç’in elinde. Başbakanın iyi niyetini Cumhurbaşkanımız gördü, Dışişleri Bakanı Ankara’ya geldi, o da Meclis’teki tüm partilerin tutumunu görme imkânı buldu bu sadece iktidar meselesi değil. Tüm partilerin tutumu burada aşağı yukarı ortaktı. O nedenle İsveç ne kadar iyi, hızlı adım atarsa biz de Meclisimizi ikna edebilirsek yani Meclisimizi ve halkımızı ikna edecek adımlar atarsa öyle adımlar atılır.

Finlandiya konusunda ise ayrı bir yöntem izleyebileceğimizi, farklı bir tutum sergileyebileceğimizi Sayın Cumhurbaşkanımız NATO Genel Sekreteri’ne de geçen hafta söylediler. Sonuçta, burada İsveç’in özellikle somut adım atması konusunda herkesin İsveç’i teşvik etmesi gerekiyor.

Teşekkürler.

ABD DIŞİŞLERİ BAKANI ANTONY BLINKEN- Thank you.

I don't share the premise of the question about the nature or status of our relationship, as I laid out in my opening statement. Türkiye and the United States are working closely together across multiple fronts, whether it's in our own bilateral relationship, whether it's in the region, Europe or broadly or for that matter, around the world. And it's a partnership that we greatly value. With regard to the F-16s, I can't give you a timeline on formal notification. What I can tell you is I have already been actively engaged in speaking to Congress about the Administration's strong support for the F-16 package, the upgrade modernization package. And I have shared, again, our view that this is very important for ongoing NATO interoperability and in the national security interest of the United States. The matter of Finland and Sweden’s accession to NATO is not a bilateral issue. Of course, as you know well, we strongly support their admission as quickly as possible. Both are members already of NATO's Partnership for Peace, NATO's Enhanced Opportunity Partnership. Their militaries work seamlessly with the rest of the alliance. We're confident that NATO will formally welcome them in soon. And when that happens, it will enhance the security of every NATO member, including the United States, including Türkiye. Finland and Sweden have already taken concrete steps to fulfill the commitments that they made under the trilateral memorandum of agreement that they signed with Türkiye on the margins of the NATO Summit in Madrid. We welcome and appreciate those steps I think are quite significant.

SORU- Teşekkürler. Emre Karaca, Haber Global.

Benim sorum ABD Dışişleri Bakanı Sayın Antony Blinken’a olacak. Sayın Çavuşoğlu’ndan da sorumla ilgili yorum yapmasını rica ediyorum. Sorum Suriye odaklı olacak.

Türkiye’nin sınır güvenliği ve Suriye’deki terör örgütü YPG/PKK’nın varlığıyla ilgili bazı endişeleri mevcut. Daha önce ABD’yle yapılan bazı anlaşmalarda da beklentilerin karşılanmadığı Türkiye tarafından dile getiriliyor aynı şekilde. ABD’nin PKK/YPG ile yaptığı işbirliği konusunda endişeler mevcut. Bu konu içerideki görüşmelerde dile getirildi mi? NATO müttefiki Türkiye’nin çekincelerinin giderilmesi konusunda ABD ileriki dönemde ne gibi adımlar atacak.

Teşekkür ederim.

ABD DIŞİŞLERİ BAKANI ANTONY BLINKEN- Yes, we did discuss this. And as we've said in the past, and as I reiterated today, we very much recognize Türkiye's legitimate security concerns about its southern border, just as I believe Türkiye recognizes our legitimate and indeed shares security concerns about DAESH and the possibility of its re-emergence. We will continue to work closely together to address both of those concerns. In the immediate moment, of course, we're both very much focused on humanitarian assistance to the people of Syria, who like the people of Türkiye, suffered terribly from the earthquake, and we're working together to maximize the support that can get to them. As you know, there has been only one official border crossing recognized under a U.N. Security Council resolution for purposes of the U.N. providing assistance. That's deeply unfortunate, because as a result of repeated Russian efforts over the years, the number of crossings has been reduced from 4 to 1. We now have information that the Assad regime will allow access through to other border crossings. We'll see what actually materializes in practice. But everything else aside, it is vitally important that all of us do everything we possibly can to maximize support to the people of Syria, just as we're maximizing support to the people Türkiye to deal with the horrific effects of the earthquake. By the way, the United States over the last decade or so since the outbreak of the war in Syria, has been a leading humanitarian provider to people in Syria, $15 billion. We do that through NGO partners. It's vitally important that they be able to do their work freely, safely, securely. This is about the most basic needs of people who are in distress, and I hope we can all work together to meet those needs.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Benden de yorum yapmamı istediniz. Biz DEAŞ ya da başka bir terör örgütü, herhangi bir terör örgütüne karşı başka bir terör örgütüyle işbirliği yapmanın yanlış olduğunu, ölümcül bir hata olduğunu her zaman söylüyoruz. Dolayısıyla, PKK/YPG’nin de DEAŞ’la mücadele ettiği iddiasının doğru olmadığını her zaman kanıtladık. Bizim güçlü NATO müttefikleri olarak her türlü terör örgütüyle ideolojisi ne olursa olsun, amacı, kastı ne olursu olsun, kimi hedef alırsa alsın mücadele etmemiz lazım. Siyasi irade varsa mücadele edecek kapasitemiz de var Türkiye olarak, ABD olarak birlikte.

NATO için iki tane tehdit var. Birinci tehdit NATO için, Rusya. İkinci tehdit, terörizm. Dolayısıyla, biz NATO ülkeleri olarak kendimiz mücadele edemeyip de, DEAŞ’e karşı, PKK/YPG gibi bizim düşmanımız olan terör örgütüyle işbirliği yapmamız, yani onları desteklememiz doğru değil. Bu doğrultuda ABD’yle geçmişte Suriye temelinde bazı mutabakatlarımız oldu. Bir tanesi; Münbiç Yol Haritası. İkincisi de; 2019 yılında burada, Ankara’da yaptığımız Ortak Açıklama. Bu mutabakata göre ABD’nin özellikle sınırlarımızın 30 kilometre güneyinde bu terör mensuplarının temizlenmesi ya da daha güneye göndermesiydi. Fakat bu konuda da maalesef Washington’daki görüşmemizde de söyledim, somut bir adım göremedik.

Dolayısıyla terörün her türlüsüne karşı birlikte mücadele etmemiz gerekiyor ve vardığımız mutabakatları uygulamamız gerekiyor.

Şimdi bir deprem oldu, bu siyasi bir konu değil insani bir konu, ABD Yönetimi de aynı düşünüyor. Bu depremden etkilenen Suriyeli insanlara, sivillere yardım etmek bizim insanlık görevimiz. Birçok uluslararası kuruluş ve bazı ülkeler bizim üzerimizden bize yardım getirirken bir kısmını da Suriye’ye göndermek istediler, BM aynı şekilde bu yardımları yapıyor. Bu yardımları kolaylaştırmak da bizim insani görevimiz. Var olan bu Cilvegözü Bab el-Hava Sınır Kapısına ilaveten Kilis’te şu anda zaten açık olan kapıların da insani yardımlar için BM tarafından kullanılabileceğini söyledim. BM bunu olumlu değerlendirdi, her ne kadar Güvenlik Konseyi kararında yer almasa da insani durum olduğu için ve buradan da bazı TIR’lar insani yardım götürmek için o bölgeye, Afrin bölgesine de geçti. Yani insani konular ayrı, siyaset ayrı. Bu konuda da işbirliğimiz devam edecek insani yardımlar konusunda, bu işbirliği için de ayrıca teşekkür ederim.

SORU- Thank you so much. Michael Crowley, with the New York Times.

Question for each of you. Secretary Blinken, you’ve been saying in recent days that China will face serious consequences if it supplies lethal aid to Russia to aid its war in Ukraine. What might that entail? Are you suggesting that there could be US sanctions and … other nations would also take steps to punish such an act by China? Separately, I wonder if you could comment on a report that the IAEA has found nuclear material enriched to %84 in Iran. Do you believe if this is true and if so, what steps might the US take in response?

Mr. Minister, US officials have been frustrated to see a boom in trade between Türkiye and Russia in recent months, specifically including reportedly technology items that are subject to export bans and could be aiding Russia’s war machine. Did you discuss this subject with the Secretary today and what is your response to these complaints? Thank you both.

ABD DIŞİŞLERİ BAKANI ANTONY BLINKEN- Michael, thank you.

With regard to China and Russia, as I said the other day and as other colleagues in the administration have said, we are concerned that China is considering supporting Russia's war effort in Ukraine with lethal assistance, something that we're watching very very closely. As I also said and as President Biden said, going back many months when the aggression first took place and he spoke to President Xi Jinping, he told him at that point that there would be real consequences in our own relationship where China did provide lethal assistance to Russia in this aggression against Ukraine or in a systematic way aided in the evasion of sanctions. And as I said, we have a real concern that China is considering doing just that. I'm not going to lay out what the consequences would be. I shared these concerns directly with the senior Chinese foreign policy official Wang Yi, when I saw him at the Munich Security Conference just the other day. But I think China understands what's at risk, where to proceed with providing material support of that kind to Russia. I also know from conversations with many other countries, including in Munich, that many other countries would take very seriously the provision of such support by China to Russia. And this would be a real problem for China in its relationships with many other countries, not just the United States. So we hope and expect that they will forbear from going down that road. With regard to the reports of Iranian enrichment. Yes, I've seen those reports. We are in close contact with the IAEA, as well as with our partners, the E3 partners in Europe. We're working to get more information. And when we do, I'll have more to say. But of course, this would be a very serious matter.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.

Savaş öncesi ve savaşından başlamasından bu yana Türkiye, son derece net, ilkeli bir tutum sergilemekte. Bir taraftan savaşı reddediyoruz, Tony’nin de söylediği gibi Ukrayna’nın sınır bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü güçlü bir şekilde destekliyoruz, illegal referandum ve ilhakları tanımadığımızı açıkça belirttik. Uluslararası toplumda yine birlikte kararlar alıyoruz. Sonuçta Türkiye’nin tutumu net, açık. Montrö Sözleşmesi’ni katı bir şekilde uyguluyoruz, hatta ötesine de geçiyoruz, diplomasiyi işleterek, yani hem NATO müttefiklerimizle, hem de Rusya’yla konuşarak sözleşmenin de ötesine geçerek bugüne kadar herhangi bir savaş gemisinin geçmesine izin vermedi, hiçbir savaş gemisi, boğazlardan Karadeniz’e geçmedi. Ama diğer taraftan Türkiye yaptırımlara katılmıyor, tek taraflı yaptırımlara katılmıyoruz biz. Yani Birleşmiş Milletler tarafından alınan kararlara uyuyoruz elbette, bu konuda da toplantıda bazı alanlarda nasıl işbirliği yapabileceğimizi de konuştuk. Terörizmin finansmanı vesaire, terörizmle mücadele derken ideolojisi dahil her türlü mücadeleyi birlikte yapmamız lazım. Diğer taraftan da, biz ABD ve Avrupa Birliği yaptırımlarının Türkiye üzerinden delinmesine, yaptırımların bypass edilmesine izin vermeyeceğimizi söylüyoruz. Başından beri net bir şekilde söylüyoruz ve izin de vermiyoruz.

ABD Hazine Bakan Yardımcısı Türkiye’deydi, arkadaşlarımızla oturdular konuştular ve Avrupa Birliği’nden de ara sıra bize bilgiler geliyor, hepsini dikkate alıyoruz. Yeri geliyor bunu Kabine’de de değerlendiriyoruz, ABD’den bazı bilgiler geldi, bunun doğru olmadığını ya da çok abartılı olduğunu gördük, ama biz yine de tedbirler aldık. Yani listede olan Avrupa Birliği ürünlerinin Türkiye üzerinden tekrar Rusya’ya ihraç edilmesi konusunda, olmaması için tedbirler de alıyoruz. Burada ilkeli davranma lazım. Bizim doğru, Rusya’yla ikili ticaret hacmimiz arttı, ama bunun yüzde 60’dan fazlası oran olarak bizim Rusya’dan aldığımız gaz ve enerji. Maalesef savaş sebebiyle ödediğimiz gaz fiyatı 3 katına çıktı, dolayısıyla aradaki açık da arttı. Bizim ihracatımızda gıda ve bazı ürünlerde bizim de ihracatımız arttı bu da doğru, ama sizin söylediğiniz gibi böyle savunma sanayinde kullanılacak elektronik vesaire gibi ürünlerin bizim tarafımızdan Rusya’ya ihraç edildiği de doğru değil. Biz, ABD’li dostlarımıza da, Avrupa Birliği’ne de ellerinde herhangi bir bilgi, belge varsa bize vermelerini istedik, istiyoruz ve bu konularda herhangi bir ihlal olursa bunun da gereğini yaparız, bizim tutumumuz gayet açık, net.

Teşekkürler.

* Interpress deşifresidir.