DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Bugün Ankara’da çok değerli kardeşlerim,
meslektaşlarım Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Sayın Ayman
Safadi ve Suriye Dışişleri Bakanı değerli dostum, kardeşim Esad Şeybani’yle
bir araya gelmekten duyduğumuz memnuniyeti ifade ederek sözlerime başlamak
istiyorum.
Bugün her iki dostumuzla da Suriye’nin mevcut sorunları, bölgemizin şu anda
karşı karşıya kaldığı birtakım temel problemler ve bunlara beraber ne
türden çözümler getirebiliriz, bunun arayışı içinde olduk ve kapsamlı
görüşmelerde bulunduk.
Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi Suriye 8 Aralık’tan sonra yeni bir
sabaha uyandı, geçen süre zarfında çok yoğun bölgesel ve uluslararası
diplomatik çabalar devam etmekte. Biz de bölge ülkeleri olarak, Suriye’nin
komşuları olarak bölgesel sahiplenme bilinciyle var olan sorunları hep
beraber nasıl çözeriz onun arayışı içerisindeyiz. Suriye’ye her alanda
desteğimiz tamdır. Bugün yaptığımız görüşmelerde özellikle Ürdün, Türkiye
olarak bunu bir kez daha Suriyeli kardeşimize vurguladık.
Suriye’nin karşı karşıya olduğu birtakım cari problemler var, bunlara
yönelik desteğimiz ne olabilir, nasıl beraber çalışabiliriz? Biliyorsunuz
bir süredir devam eden toplantılarımız var, bu da onun devamı niteliğinde
oldu. Şu anda Suriye’nin karşı karşıya olduğu problemleri şöyle bir kısaca
özetlediğimiz zaman, bir İsrail yayılmacılığı söz konusu, bu gerçekten
Suriye’nin istikrarını, güvenliğini, geleceğini tehdit eder bir boyuta
ulaşmış durumda. Bizler bölge ülkeleri olarak bu yayılmacılığın, bu
provokasyonun bir an önce son bulması gerektiği noktasında ortak fikir
sahibiyiz.
Diğer taraftan, Suriye’nin içinde bulunduğu durumdan terör örgütlerinin
istifade etmemesi konusu da ciddi bir öncelik taşımakta. Bu, bölgesel
güvenliğimiz açısından da fevkalade önemli. Kuzeyde Türkiye, güneyde Suriye
bu konuları yakından takip ediyoruz. Özellikle DEAŞ’la mücadelenin bu
konuda önemli olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum. Bu konuda bir
süredir yürüttüğümüz Beşli toplantı var, bugün bu Beşli grubun üç ülkesi
olarak tekrar bir araya geldik, somut ne türden adımlar atabiliriz, neler
yapılabiliriz onları konuştuk, onları da birazdan sizlerle paylaşacağız.
Diğer taraftan, Suriye’nin toprağının üçte birinin YPG işgali altında
olması yine Suriye’nin karşı karşıya bulunduğu bir tehdit, bunun çözümüyle
de ilgili ne tür tedbirler alabiliriz, Suriye Hükümeti bu konuda neler
yapıyor, gelişmeler nelerdir, onu da kendilerinden dinleme imkânımız oldu.
Güvenlikle ilgili problemlerin yanı sıra, değerli arkadaşlar, Suriye’nin
karşı karşıya olduğu uluslararası diplomatik birtakım yaptırımların
kaldırılması, ekonomik sorunların aşılması konusunda da görüşmelerimiz,
çalışmalarımız devam ediyor. Özellikle Avrupa Birliği ve Amerika tarafından
Esad rejimi döneminde konulmuş yaptırımların kaldırılması konusunda
neredeyiz, çabalarımız ne üretti, onu bir değerlendirme imkânımız oldu.
Daha sonra bölge ülkeleri olarak ne türden yardımlar yapıyoruz? Özellikle,
burada bizimle beraber olmayan, bölgedeki diğer kardeşlerimiz de var.
Enerji konusunda, yatırım konusunda neyi ne kadar beraber yapabiliriz, onu
tekrar bir gözden geçirme imkânımız oldu.
Değerli kardeşim bize şu anda yeni kurulan Hükümetin Suriye’de yapmakta
olduğu diğer alanlardaki çalışmalardan da bahsetti. Özellikle kurulacak
olan yeni parlamento kompozisyonu, daha sonrasındaki anayasa çalışmaları,
akabinde şu anda oluşturulmuş olan Hükümetin, mevcut bakanlıkların ortaya
koyduğu çalışmalar, ki biliyorsunuz birçok konuyu sıfırdan yeni Hükümet ele
almıştı ve giderek kendisini daha da toparlıyor. Biz, bu konudaki bütün
gayretleri de destekliyoruz.
Diğer taraftan, tabii Suriye’ye dolaylı etkisi olan diğer konular var.
Bölgede bizim yakından takip ettiğimiz, özellikle Ürdün’le beraber
Gazze’deki mesele ciddi bir gündem maddesiydi bizim için. Gazze’de devam
eden insanlık dramının bir an önce son bulması konusunda neler yapabiliriz,
o konuda tekrar görüşlerimizi paylaştık. Değerli kardeşim Ayman Safadi’nin
bu konudaki kıymetli görüşleri benim için gerçekten çok değerli. Burada
atılması gereken ne tür adımlar var, bunları da değerlendirme imkânımız
oldu.
Bölgede cereyan eden diğer olayları da yakından takip ettik, çalışmalara da
devam edeceğiz. Ben tekrar bu konuya göstermiş olduğunuz ilgi için teşekkür
ediyorum.
Sözü şu anda kardeşlerime veriyorum, değerli kardeşim Ayman Safadi’yle
başlamak istiyorum.
Buyurun.
ÜRDÜN BAŞBAKAN YARDIMCISI, DIŞİŞLERİ VE YUTRDIŞINDA YAŞAYAN ÜRDÜNLÜLER
BAKANI AYMAN SAFADİ- [SİMULTANE TERCÜME]
https://www.youtube.com/live/EFpGsRGWjn4?si=RZnnhgiHvImjqu4m&t=336
SURİYE DIŞİŞLERİ BAKANI ESAD HASAN ŞEYBANİ- [SİMULTANE TERCÜME]
https://www.youtube.com/live/EFpGsRGWjn4?si=Fu7js673-z-SZlJU&t=784
SORU- Benim Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a iki sorum olacak.
Malum PKK bugün kendini feshettiğini açıkladı, bu konuda sizin
değerlendirmeleriniz nelerdir? Türkiye’yi terör tehdidinden arınmış bir
gelecek mi bekliyor?
İkinci olarak, Rusya Devlet Başkanı Putin, Ukrayna’yla barış görüşmelerini
İstanbul’da yapmaya ve bu görüşmelerin bu Perşembe günü yapılması için bir
heyet göndermeye hazır olduklarını açıkladı. Ukrayna Devlet Başkanı
Zelenskiy ise Putin’i İstanbul’da bekleyeceğini duyurdu. Bu konudaki
gelişmeler nelerdir? Türkiye’nin bu sürece katkısı nasıl olacak?
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli arkadaşlar, bugün haberlere de
yansıdığı gibi PKK’nın almış olduğu karar bence tarihi ve önemli bir karar.
Özellikle, kalıcı barış ve istikrarın bölgemizde hakim olması açısından ben
bu kararı oldukça önemli görüyorum. Tabii, bu kararın alınmasından sonra
atılacak pratik adımlar var, onları da yakından takip edeceğiz. Türkiye’de
son 20 yıldır geliştirdiğimiz demokrasi, özgürlük, refah ve güvenlik
alanının daha da genişlemesi, Türkiye’den taşıp bölgemizdeki diğer
devletleri, halkları olumlu şekilde etkilemesi bizim en büyük dileğimiz.
Ben bu kararın samimi bir şekilde uygulanması ve diğer endişeleri de izale
edici şekilde hayata geçirilmesi halinde gerçekten geleceğimiz için,
vatandaşlarımız için, herkes için çok hayırlı bir karar olacağını
düşünüyorum. Bu konuda Sayın Bahçeli’nin tarihi çağrısı olmuştu,
Cumhurbaşkanımızın çok güçlü bir iradesi olmuştu, örgütün bu konuda da şu
anda olumlu bir cevabı var. DEM’in ortaya koyduğu çalışma var, emeği geçen
arkadaşlar var. Tabii ki bu tarihi sorumlulukta biz bu ülkenin evlatları
olarak hep beraber kendi sorunumuzu kendi hikmetimizle, kendi sağduyumuzla,
kendi aklımızla, kendi irademizle çözebileceğimizi gösteriyoruz. Bu, kendi
milletim adına da bölgemiz adına da ait olduğumuz medeniyet adına da bence
fevkalade önemli bir adım. İnşallah, dediğim gibi, bunun devamı gelecektir,
yani pratikte yapılması gereken çok şey var, çok fazla detaylı konu var,
ama bugün bu genel olumlu havanın üstüne daha başka bir şey söylemek
istemiyorum. Bugün öğleden sonra Kabine’miz var orada Cumhurbaşkanımızın
başkanlığında toplanacağız, eminim bu konu gündeme gelecektir ve
Cumhurbaşkanımız da bu konuyla ilgili nihai değerlendirmelerini
milletimizle paylaşacaktır.
Diğer sorunuza gelecek olursak, Ukrayna-Rusya arasında devam eden savaşta
en başından itibaren bizim perspektifimiz ortada, Cumhurbaşkanımızın
sürekli bir barış ve ateşkes çağrısı var ve biz bunu bütün platformlarda
savunduk, dile getirdik. Ama, son birkaç aydır bunun artık hem Ruslar hem
Ukraynalılar hem Avrupalılar hem Amerikalılar tarafından da benimsendiğini
görüyoruz, bu güzel bir şey. Şimdi, bu isteğin nasıl hayata geçeceği ve
hangi modaliteyle ve hangi sıralamayla hayata geçeceği konusunda
tartışmalar var, uzlaştırma arayışları var. Türkiye, başta Sayın
Cumhurbaşkanımız olmak üzere ve bütün kurumlarıyla bu konuda üzerine düşen
rolü oynamaya çalışıyor. Şöyle bir geçtiğimiz haftayı sadece bir
hatırlayın, Cumhurbaşkanımız dünya liderleriyle yoğun bir diplomasi ve
telefon trafiğinde bulundu, Sayın Trump’la görüştü bu konuyu, daha sonra
Sayın Trump’ın bu konuda açıklaması oldu Cumhurbaşkanımızla bu konuyu bir
yere taşıyıp çözeceklerine ilişkin. Daha sonra Sayın Macron ile görüşüldü,
sonra Sayın Putin ile görüşüldü ve bu arada liderlerin karşılıklı bu
görüşmelerden sonra yaptığı açıklamalar oldu. Biz burada, başta durduğumuz
yerde duruyoruz. Cumhurbaşkanımız barışa her türlü katkıyı vermeye hazır
olduğumuzu, bu konuda gerek kolaylaştırıcı vazifesi, gerek ev sahipliği
başta olmak üzere her türlü katkıyı vermeye hazır olduğumuzu bütün taraflar
biliyor. Sayın Putin’in bu yönde bir teklifi oldu, daha sonra Sayın
Trump’ın bu noktada bir teşviki oldu, daha sonra Sayın Zelenskiy’nin başka
bir teklifi oldu, giderek eşik yükselten bir durum ama olumlu şekilde
evriliyor. Tabii, bütün bunların merkezinde Türkiye’nin yer alıyor olması
fevkalade önemli, Cumhurbaşkanımızın güçlü dünya liderliğini ve
diplomasideki ağırlığını da tabii ki gösteriyor. Türkiye için bu önemli bir
değer, ama dediğim gibi bizim için daha da önemli olan konu, bölgemizde
barışın ve istikrarın hakim olması. Nasıl ki Suriye’deki istikrar için
uğraşıyorsak, nasıl ki Irak’taki istikrar için uğraşıyorsak, nasıl ki PKK
ile daha barışçıl bir yolla çözüm için uğraşıyorsak, nasıl ki Gazze için
uğraşıyorsak aynı şekilde hem Karadeniz’deki, hem Balkanlar’daki, hem
Ege’deki bütün sorunların barışçıl şekilde çözümlenmesi için uğraşıyoruz,
kesintisiz mesai harcıyoruz. Cumhurbaşkanımızın vizyonu bu şekilde. Biz
Bakanlık olarak, diplomatlar olarak bütün arkadaşlarımız bu şekilde
çalışıyorlar.
Ben önümüzdeki günlerde tarafların bir uzlaşma etrafında bir araya
geleceklerini düşünüyorum. Çünkü, şu anda uzlaşılması gereken bir konu var,
o da biliyorsunuz Ukraynalılar, önce ateşkes sonra konuşma; Ruslar, önce
konuşma sonra ateşkes gibi bir modalitede. Olay şu anda geldi, kilitlendi.
Her iki tarafın da gözettiği bir kamuoyu algısı var. Her iki tarafın da
Amerika’nın mevcut desteğini yanına alma çabası var, ama bütün bunlar
normal, bu olayın akışı içerisinde cereyan eden hadiseler. Ama, bizim
durduğumuz yer sabit, tarafları bir an önce bir araya gelmeye ve ateşkesi
başlatmaya davet ediyoruz. İnşallah, bu gerçekleşecek diye ümit ediyoruz,
çalışmalarımız da bu yönde.
SORU- Benim sorum Suriye Dışişleri Bakanına olacak. “SDG” ile imzalanan
mutabakatın durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Aynı zamanda İsrail’in
askeri ve siyasi saldırganlığı devam ediyor, ülkenin güneyindeki durumu
nasıl değerlendiriyorsunuz? Teşekkürler.
SURİYE DIŞİŞLERİ BAKANI ESAD HASAN ŞEYBANİ- [SİMULTANE TERCÜME]
https://www.youtube.com/live/EFpGsRGWjn4?si=TkpkN4B6zbgNb9Cc&t=27m52s
SORU- Benim sorum Ürdün Dışişleri Bakanına olacak. Öncelikle Gazze’de
insani dram devam ediyor, o noktaya aslında insani yardımlar da kesildi,
Refah Sınır Kapısı kapatıldı. Bu noktada uluslararası birtakım devletlerin
alması gereken önlemler nedir, atması gereken adımlar nedir?
Diğer bir sorum da Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve
Bayındırlık Ajansı okulları da kapatıldı. Neler söylersiniz?
ÜRDÜN DIŞİŞLERİ BAKANI AYMAN SAFADİ- [SİMULTANE TERCÜME]
https://www.youtube.com/live/EFpGsRGWjn4?si=TkpkN4B6zbgNb9Cc&t=30m49s
* Interpress deşifresidir.