RUSYA DIŞİŞLERİ BAKANI SERGEY LAVROV- [SİMULTANE TERCÜME] … Biz çok faydalı
ve anlamlı görüşmeler yaptık Türk mevkidaşım Hakan Fidan ile.
İkili ilişkimiz yoğun bir şekilde, en yüksek seviyede de devam etmektedir.
Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan düzenli
olarak telefonla temas halinde bulunuyorlar. Birkaç telefon görüşmeleri ve
yüz yüze görüşmeler var. En yakın zamanda gayriresmi bir zirve
beklenmektedir ve ilişkimizin bütün boyutları da ele alınacaktır.
Ticari ve ekonomik girdilerimiz dinamik bir şekilde geliştirilmektedir.
Geçen yıl ticaret hacmimiz, iki ülke arasındaki ticaret hacmi neredeyse
yüzde 90 artışla 62,4 milyar Dolara ulaştı.
Geçtiğimiz günlerde Türk tarafından Rusya-Türkiye hükümetlerarası Karma
Ekonomik Komisyonu’na yeni bir eşbaşkan atandı ve en yakın zamanda
Türkiye’de bir toplantı yapacağız, mutabık kaldık.
Enerji sektöründe de işbirliğimiz devam etmektedir. İlişkimizde geleneksel
olarak lokomotif rolü oynayan enerji sektöründe iki stratejik projelerin
hayata geçirilmesini kapsamlı bir şekilde inceledik. Akkuyu Nükleer
Santrali’nin 4 güç ünitesinin inşaatı programa uygun olarak devam ediyor.
Rusya’nın … Türkiye’de bir gaz dağıtım merkezi oluşturma girişiminin
uygulamasını dahil olmak üzere Rus gazı ihracatını artırmaya yönelik mevcut
anlaşmalara bağlılığını doğruladı. Görüşmelerimizde Türkiye’de tatil yapan
Rus vatandaşlarının güvenliğinin sağlanması konusuna özel önem veriyoruz.
Sayın Bakan teşekkürlerini de iletti. Rus tarafı hızlı bir biçimde
yardımları sağladı depremle mücadelede. Şubat ayında yaşanan depremin
ardından biz hızlı bir biçimde orman yangınlarını söndürmek amacıyla 200
amfibik uçak taleplerine de yanıt verdik.
Ortadoğu, Kuzey Afrika, Kafkasya, Orta Asya ve Karadeniz bölgesindeki
duruma dahil olmak üzere güncel bölgesel konular hakkında ayrıntılı bir
değerlendirme gerçekleştirdik. Suriye-Türkiye ilişkilerinin normalleşme
sürecini dikkatle değerlendirdik. Kazakistan’da 20. Uluslararası Astana
Formatı Toplantısı’nda varılan anlaşmalar dikkate alındığında Ankara ve
Şam’ın diplomatik ilişkileri yeniden tesis etmesine yardımcı olacak ek
adımlar tartışıldı. Biz diğer yönergede özellikle Kafkasya’da faaliyet
gösteriyoruz ve Ermenistan ve Türkiye arasındaki ilişkilerin
normalleştirilmesi değerlendirdik ve Ermenistan, Azerbaycan ve Rusya
varılan anlaşmalara göre ilk önce ulaşım bağlantılarının ve iletişimin
iyileşmesinin yanısıra çatışma sonrası yeniden yapılanma konuları
sözkonusuydu ve Türkiye’de çok pozitif rol oynuyor bu konuda.
Ukrayna’daki durumu da ayrıntılı bir şekilde ele aldık. Farklı girişimler
bazı girişimler Zelensky’nin barış formülü de sözkonusu biz yanıt verdik.
Bu yöndeki biz burada eşitlik temelinde güvenliği sağlayacak ve aynı
zamanda ihtilafları önleyecek tedbirlerin alınmasını beklemekteyiz. Tabii
ki bizler halihazırda 18 Temmuz’da Karadeniz Girişimi kapsamında çalışmalar
durduruldu biliyorsunuz. Bu konuda bizim anlayışımız burada Batı’da her
şeyden önce bu koridor kapsamındaki çalışmanın canlandırılması için adımlar
atılması gerekiyor. Putin defalarca net bir şekilde ifade etti, burada
tedbirler alacağız dedi. Rusya kısmıyla ilgili görüşmeler değil de,
tedbirler bütün sorunların çözümlenmesine yönelik olacaktır. Yerine
getirilmemiş yükümlülüklerin yerine getirilmesini istiyoruz dedi. Birleşmiş
Milletler’in çabalarını takdirle karşılıyoruz, ama konuşmalar somut karara
dönüşmesi durumunda biz Ukrayna kısmıyla ilgili olarak da bu Karadeniz
Girişimi’ni ele almaya hazır olacağız.
Aynı zamanda Rusya … Türkiye-Rus tahılının 1 milyon tona kadar uygun bir
fiyatla verilmesi konusunu ele aldık. Türk işletmelerinde bunların buğday
haline getirip dünyadaki ihtiyaç sahibi diğer ülkelere gönderilmesi için
konuştuk. Katarlı meslektaşlarımız da mali açıdan bu girişime katılmak
istiyor.
Şunun altını çizmek istiyorum: Biz Türkiye’nin dış politika yaklaşımını
takdirle karşılıyoruz, kendimiz şahidiz. Batı ülkeleri her türlü bu
istikameti şüphe altında bırakmaya çalışıyor ve bu kapsamda bizler yapıcı
olarak eşit hak ve partner olarak bizim ülkemizle çalışıyor. Bu çalışmaların
karşılıklı olarak faydalı olduğunu düşünüyoruz. Türkiye açısından da
bunların faydalı olduğunu biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik
temelindeki dış politikasını takdirle karşılıyoruz. Aynı zamanda Rus enerji
kaynakları konusunda uzun vadeli tedariklerde indirimler yapıyoruz. Aynı
zamanda turizm alanında Rusya’dan çok sayıda turist gelmekte ve aynı
şekilde Türkiye’den meyve, sebze alımını arttırmayı hedefliyoruz.
Cumhurbaşkanlarımızın mutabakatları kapsamında Türk paydaşlarımız bundan
sonra karşılıklı olarak bizim attığımız adımlara karşılık verecektir.
Batılı müttefiklerin engelleme çabalarına rağmen bunlar olacaktır ve olumsuz
girişimler sonuç vermeyecektir. Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı Zafer
Bayramı kapsamında yaptığı açıklamada Türkiye hiçbir zaman güvenliği tehdit
altında bırakmayacaktır dedi. Biz de Rusya Federasyonu’na ilişkin aynı
ilkeleri kılavuz ediyoruz ve birbirimize destek vereceğiz. Uluslararası
arenada ilkesel yaklaşımlarımızı sürdürmede destek olacağız. Bizim siyasi,
ekonomik işbirliğimiz yanısıra önümüzdeki dönem de karşılıklı olarak
tarafların kaygılarını anlamaya devam edeceğiz ve bu konuda bizim bu konuda
Türk meslektaşlarımızın strateji görüşü var. Bugün de ifade ettiğimiz gibi
karşılıklı saygı ve çıkar dengesi temelinde bunlara devam edeceğiz.
Çok faydalı görüşme yaptık, meslektaşıma çok teşekkür ediyorum, sağolun.
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Çok teşekkür ediyorum Sergey.
Değerli basın mensupları, Dışişleri Bakanı olarak Rusya’ya yaptığım ilk
ziyarette değerli mevkidaşım Sergey Lavrov’la biraraya gelmekten memnuniyet
duyduğumu ifade etmek istiyorum.
Şahsıma ve heyetime gösterilen misafirperverlik için ayrıca teşekkür
ediyorum.
Bu vesileyle, konuşmamın başında, özellikle deprem sonrasında Rus
dostlarımızın gösterdiği dayanışma, ayrıca ülkemizdeki orman yangınlarıyla
mücadele amacıyla gönderdikleri iki yangın söndürme uçağı için de ayrıca
şükranlarımı sunuyorum.
Bildiğiniz gibi Rusya’yla ilişkilerimizin köklü bir geçmişi var. Bölgede
birbirini en iyi tanıyan iki ülkeyiz. İkili ve bölgesel meselelerde daima
temas halindeyiz. Yaptığımız görüşmelerde ortak gündemimizi etraflıca ele
alıyoruz. Diyaloğumuz, bölgemiz ve mücavir coğrafyamız açısından da oldukça
kritik önem taşımakta. Samimiyete dayanan güçlü iletişim kanallarımız
mevcuttur.
Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Putin arasındaki dostluk ve güven duygusu,
ilişkilerimizin istikametini belirlemekte kritik rol oynuyor. Bugün de gerek
ikili, gerekse bölgesel konularda hayli yoğun istişarelerde bulunduk.
Karadeniz Girişimi’nin canlandırılması, gündemimizin üst sıralarında yer
aldı. Girişimin hem küresel gıda güvenliği hem de Karadeniz bölgesinin
istikrarı açısından kritik rolünü vurguladık. Girişimin canlandırılmasının
her iki alanda istikrarı geri getireceğine olan inancımızı tekrar ettim.
Rusya’nın kendi tahıl ve gübresinin kesintisiz ihracına ilişkin talepleri
var, bunların karşılanmasının önemini de teyit ettik. Ülkemizin yoğun çaba
ve katkılarıyla Birleşmiş Milletler yeni bir öneri paketi hazırladı, bunun,
Girişim’in canlandırılması için uygun bir zemin teşkil ettiğini
düşünmekteyiz.
Savaşın gidişatı da gündemimizde önemli bir yer tuttu. 1,5 yıldır devam
eden savaşın etkileri katlanarak büyüyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade
ettiği gibi, savaşın kazananı, adil bir barışın kaybedeni olmaz. Bu nedenle
bu çatışmanın diplomatik yollarla sona erdirilmesi hedefinden hiç
vazgeçmedik. Bölgemizde kalıcı barış ve istikrarın tesis edilmesini
istiyoruz. Bu beklentilerimizi Sayın Lavrov’la olan görüşmelerimizde
yineledim. Elimizden gelen desteği vermeye hazır olduğumuzu da teyit ettim.
Daha önce taraflar arasında doğrudan müzakerelere evsahipliği yapmıştık.
Gerekli şartlar oluştuğunda kolaylaştırıcı veya arabulucu rolünü sürdürmeye
devam ettiğimizi söyledim.
Geçen hafta ziyaret ettiğim Kiev’deki temaslarımda da benzer mesajları
paylaşmıştım.
Değerli basın mensupları, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Putin yakında
Soçi’de biraraya gelecekler. Bu görüşmede liderlerimiz ikili ve bölgesel
gündemimizde bekleyen konuları etraflıca değerlendirecekler.
Bugünkü ziyaretim de liderlerimiz arasındaki görüşmeye bir hazırlık
niteliğindeydi. Sayın Lavrov’la ekonomiden enerjiye, turizmden konsolosluk
ilişkilerimize varana kadar genel bir değerlendirme yaptık.
Kırım Tatar Türklerinin durumunu da gündeme getirdik.
Ülkemizin ulusal ve uluslararası yükümlülükleri dahilinde işbirliğimizi
ilerletmek için neler yapabileceğimizi ele aldık.
Terörle mücadelede iki ülkenin birlikte çalışmasının önemini vurguladık.
Ayrıca, Sayın Lavrov’la bölgesel ve uluslararası meseleler üzerinde de
durma fırsatımız oldu. Ülkelerimiz açısından önem taşıyan, kendisinin de
konuşmasında beyan ettiği, özellikle Suriye, Orta Asya, Afrika, Kafkasya ve
bu coğrafyalardaki gelişmelere dair perspektiflerimizi karşılaştırdık.
Önümüzdeki dönemde de Sayın Lavrov’la istişarelerimizi sürdürmeye devam
edeceğiz.
Yarın Savunma Bakanı Sayın Şoygu’yla bir görüşmem olacak.
Ve son olarak Sayın Lavrov’a bizleri Moskova’da ağırladığı için bir kez
daha teşekkür ediyorum.
SORU- Anadolu Ajansı, Aydın Kanabay.
Sayın Bakanım, sorum size olacak müsaadenizle.
Bilindiği gibi 17 Temmuz itibariyle tekrar hayata geçirebilmesi için son
derece yoğun diplomatik girişimlerde ve çabalarda bulundu. Bugün de
Moskova’dasınız. Hem bugünkü Moskova temaslarınız kapsamında somut bir
ilerleme sağlandı mı anlaşmanın canlandırılması için, hem de önümüzdeki
süreçte nasıl bir süreç bizi bekliyor? Biraz detaylandırabilirseniz,
anlatabilirseniz seviniriz.
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Çok teşekkür ederim.
Bildiğiniz gibi Türkiye, Tahıl Anlaşması’nın yeniden hayata geçmesi için
yoğun bir çaba göstermekte. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bu konuyla
ilgilenen bütün kurumlarımız, Tahıl Anlaşması’nın tekrar hayata geçmesi
için ilgili muhataplarıyla görüşmelerde bulunmakta, konuya yönelik ciddi
adımlar atılması için ne türden fırsatlar oluşabilir buna dikkatlice
bakmaktayız. Burada özellikle Birleşmiş Milletler’in şu anda yoğun bir
faaliyeti var. Sayın Guterres ve onun ekibiyle bizim arkadaşlarımız da
yoğun bir temas halinde. Özellikle Rusya’nın pozisyonunu ve taleplerini
daha iyi anlamaya çalışan ve karşılamaya çalışan şu anda bir süreç var.
Daha önceki süreçte ilk uygulama döneminde ortaya çıkan aksaklıkların ve
alınan derslerin bu dönemde tekrar etmemesi için neler yapabiliriz, daha
kalıcı bir Tahıl Anlaşması nasıl devreye girebilir, bununla ilgili
yürütülen çalışmalar var. Tabii bu oldukça karmaşık, zahmet gerektiren bir
iş, çok fazla teknik detay var, finansal işlemlerden sigorta işlemlerine
kadar birçok konu var. Bu konuların tabii detayına burada girmek mümkün
değil, Sayın Bakan’la ve ekibiyle bu konuları tartıştık, liderlerimiz Sayın
Erdoğan’la Sayın Putin biraraya geldiğinde bu konuya daha stratejik
çerçeveden muhakkak bir bakışta bulunacaklardır. Biz bugün konunun teknik
detaylarına biraz daha girerek liderlerimize sunacağımız brifingin ön
hazırlığını yapmış olduk.
Çalışmalarımız devam edecek, bu anlaşma konuşmamda da ifade ettiğim gibi
hem dünya gıda güvenliği için, hem de Karadeniz’in istikrarı ve barışı için
fevkalade önemli, bu konudaki çabalarımıza devam edeceğiz.
Teşekkür ederim.
SORU- [SİMULTANE TERCÜME] Size sorum olacak, Moskova’nın Tahıl
Girişimi’ndeki koşullarının yerine getirilmesi durumunda çalışmalar yeni
bir formatta mı olacak, yoksa eski düzene geri mi dönülecek, bu konuda yeni
fikirler mi olacak ve sizin kanaatinize göre Putin ve Erdoğan’ın
yapacakları görüşmede hangi konular ele alınacak?
RUSYA DIŞİŞLERİ BAKANI SERGEY LAVROV- [SİMULTANE TERCÜME] Cumhurbaşkanımız
defalarca ifade etti, bütün bahsettiğiniz güvenceler ki bu güvenceler daha
önceden de Rus Birleşmiş Milletler memorandumunda yer almıştı. Guterres’in
belirttiği vaatler yerine getirildiğinde biz kesinlikle bu paketin Ukrayna
kısmında belirtilen konulara döneceğiz. Sayın Bakan ifade etti, Guterres bu
konuda ilerlemek için çaba harcıyor. Ben de, Cumhurbaşkanımız da
Guterres’in çabalarını destekliyoruz, tamam bunda sıkıntı yok,
Johannesburg’da da kendisiyle görüştük, kendi yeni girişimlerinden de
bahsetti, bana bu konuda mesajlarını da iletti. Ama dürüstçe olarak ifade
etti, Genel Sekreter olsun, Türk meslektaşlarımız olsun, önceden ifade
ettiğimiz gibi bu mesajlarda tek bir güvence yok, sadece vaatler var, daha
süratli olacağını, daha aktif olacağını söylüyorlar ve bütün bunlar da
sorunun çözümüne aktif bir şekilde Rus tahılının ve gübresinin yurtdışına
çıkarılmasına engel olan konulardı, Batı engel oluyor. Birleşmiş Milletler
elemanları bir şey yapamaz, sadece Batı’dan istirhamda bulunabilirler,
aklıselim, saygılı olun diyebilirler, Batı bunu yapmak istemiyor ve bütün
bunlar sadece vaatlerle sınırlı kalıyor. Sadece şunu ifade edebilirim:
Güvence, teminat olmadığı sürece yarın güvence gelirse yarın hemen bunları
uygulayabiliriz, ama güvence olmazsa ilerleme olamaz.
Şunu da ifade etmek isterim: Benim kanaatime göre suni olarak Batı basını
bunu körüklüyor, burada önemli ölçüde ortaya çıkan durum abartılıyor.
Bizler bugün Türk mevkidaşımla istatistikleri ele aldık, Birleşmiş
Milletler Gıda Programındaki rakamlara battık, tahıl konusunda dünyada
fiyat sıçrayışı yok dedi. Yani bazen fiyatlar aşağı iniyor, yukarı çıkıyor,
ama genelde 2021 rakamlarından daha yüksek rakamlar yok ortada. İlave
olarak ifade ettim, Sayın Cumhurbaşkanı güvence verdi, dedi ki, Ukrayna
tahılı, Karadeniz Girişimi kapsamında dışarı çıkan tahılın sadece yüzde 3’ü
hedef ülkelere ulaştı, biz bu kısmı bütünüyle kapatacağız dedi ve
Rusya-Afrika Zirvesi’nde, St. Petersburg’da, en yoksul Afrika ülkesine, her
bir ülkeye, 50 bin ton tahıl gönderilecek dendi, yol masraflarını da biz
ödeyeceğiz dedik ve 1 milyon ton tahılı Katar projesi kapsamında muhtemel
proje kapsamında ihtiyaç sahiplerine ulaşacaktır.
Putin’le Erdoğan’ın ele alacağı konular arasında malum tabii onların
bileceği şey, gündemlerini kendileri belirleyecektir, yani bizim onların
konusunda fal açmamıza gerek yok.
Teşekkür ederim.
* Interpress deşifresidir.