İTALYA DIŞİŞLERİ BAKANI ANTONIO TAJANI- [SİMULTANE TERCÜME] https://youtu.be/_e90kQMEnx0?feature=shared&t=1
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Öncelikle şahsıma ve heyetime gösterilen misafirperverlikten ötürü değerli dostum, kıymetli meslektaşım, mevkidaşım, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Sayın Antonio Tajani’ye en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Kendisiyle her defasında son derece verimli ve kapsamlı görüşmeler gerçekleştirmekteyiz. Bugün de toplantılarımızda ikili ve bölgesel konulardaki iş birliğimizi geliştirmek amacıyla görüş alışverişinde bulunduk.
İtalya’yla olan stratejik ortaklığımızı daha da derinleştirmek konusunda kararlıyız. Sayın Cumhurbaşkanımız ve İtalya Başbakanı Sayın Meloni bu konudaki iradelerini, biliyorsunuz en güçlü şekilde defalarca ortaya koymuşlardır. Bizler de çeşitli projeler üzerinde çalışarak ülkelerimizin refahı ve güvenliğine katkıda bulunmak için somut adımlar atmaktayız. Aynı zamanda İtalya’yla beraber bölgemizdeki diğer ülkelere fayda sağlayacak çalışmalar yürütmekteyiz.
İtalya’yla ikili ilişkilerimizde ticaret, enerji, savuma, göç ve organize suçlarla mücadele gibi alanlar ön plana çıkmakta. Ticaret hacmimiz 32 milyar Dolar’ı aştı, amacımız inşallah bunu 40 milyar Dolar’a çıkarmak.
Savunma sanayii alanındaki iş birliğimizden de büyük memnuniyet duyuyoruz. Son dönemde Baykar firmasının İtalya’nın köklü havacılık şirketi Piaggio Aerospace’i bünyesine katması, ayrıca İtalyan savunma sanayii şirketi Leonardo ile ortaklık kurması bölgemiz için örnek teşkil etmektedir. Keza Eurofighter temini konusunda kat edilen ilerleme ülkelerimiz açısından son derece önemlidir.
Değerli basın mensupları, Akdeniz Bölgesi Avrupa’nın enerji güvenliği ve bağlantısallığı bakımından da anahtar konumdadır. Bu alanlardaki iş birliğimizin geliştirilmesi hem ikili, hem de bölgesel düzeyde büyük fayda sağlayacaktır. Diğer taraftan, deniz yetki alanlarımızda öngörülen faaliyetlerin egemen haklara saygılı biçimde, uluslararası deniz hukukuna uygun şekilde ve etkin eşgüdüm içinde yürütülmesi gerekmektedir. İtalya’nın bu hususta gösterdiği hassasiyetten büyük memnuniyet duyuyoruz.
Bugün ayrıca Akdeniz’deki düzensiz göç hareketliliğini de değerlendirdik. Türkiye olarak düzensiz göçle kararlı bir şekilde mücadele etmekteyiz. Gayretlerimiz sonucunda özelikle Doğu Akdeniz göç güzergahındaki baskı oldukça azalmış durumda. Bu konuda da İtalya’yla ortak çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Değerli basın mensupları, AB’ye tam üyelik Türkiye için stratejik bir hedef olmayı sürdürüyor. Bu süreçte AB’den beklentimiz, dar siyasi hesaplarla ön yargılı bir tutum takınmaması ve Türkiye-AB üyelik sürecini canlandıracak adımlar içeren bir vizyon geliştirmesidir. İtalya’nın ülkemizin AB üyeliğine verdiği destek, stratejik ve uzun vadeli bir bakış açısının tezahürüdür. Bu anlayışın tüm AB üyeleri tarafından benimsenmesini bekliyoruz.
İtalya’yla Avrupa savunmasının güçlendirilmesi konusunda da ortak bir vizyona sahibiz. Sürdürülebilir ve caydırıcı bir güvenlik mimarisinin ancak NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip Türkiye’nin tam katılımıyla mümkün olabileceği unutulmamalıdır.
Değerli basın mensupları, Sayın Tajani ile bölgesel ve uluslararası meseleleri de etraflıca ele alma imkânımız oldu. Bu çerçevede Ukrayna’da adil ve kalıcı barışın tesisi yönündeki ortak irademizi ve çabalarımızı değerlendirdik. Türkiye, taraflar arasında doğrudan müzakere sürecine ev sahipliği yaparak somut katkı sağladı. Bundan sonraki dönemde de kolaylaştırıcı rolümüzü sürdürmeye ve savaşın sona ermesi için her türlü çabayı göstermeye hazırız.
Bugün, Afrika’daki güncel gelişmeleri de değerlendirdik. Afrika’da refah ve istikrarı desteklemek istiyoruz. Bu amaçla kıtadaki ülkelerin öncelik ve beklentileri ışığında ne tür çalışmalar yapabileceğimizi ele aldık. Libya’daki siyasi sürecin devam ettirilmesi ve sahadaki aktörlerin diyaloga teşvik edilmesi yönündeki ortak tutumumuzu yineledik. Libya’nın birliği, toprak bütünlüğü, egemenliği, istikrarı ve güvenliğinin kalıcı şekilde sürdürülmesi önem arz ediyor. Türkiye ve İtalya olarak bu yöndeki çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Değerli basın mensupları, uluslararası toplumun gündemindeki başlıca mesele İsrail’in Gazze’de işlemekte olduğu soykırım ve bölgede izlediği yayılmacı politikadır. İsrail, Doha’da düzenlediği saldırıyla bir ülkenin daha egemenliğini ihlal etmiştir. Bu alçak saldırı karşısında Katar’la tam dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Katar, barışçıl bir dış politika izleyen, arabuluculuk faaliyetlerini başarıyla yürüten bir ülkedir. İsrail’in yayılmacı politikasının Katar’a kadar uzanması, Netanyahu’ya göz yuman çevrelerin artık uyanmasını sağlamalıdır. Uluslararası toplumu İsrail karşısında gereken önlemleri almaya davet ediyoruz. Son dönemde çok sayıda Batılı ülkenin BM Genel Kurulu sırasında Filistin Devleti’ni tanıyacaklarını açıklamasından memnuniyet duyuyoruz. Önümüzdeki günlerde BM Genel Kurulu’nun Yüksek Düzeyli Haftası’na Sayın Cumhurbaşkanımız iştirak edeceklerdir. New York’ta düzenlenecek faaliyetlerde Filistin halkının acılarının dindirilmesi ve Filistin meselesine kalıcı çözüm bulunması için çaba harcamayı sürdüreceğiz.
İki NATO müttefiki, Akdeniz ülkesi ve stratejik ortak olarak önümüzdeki dönemde atacağımız adımlarla İtalya ile olan dostluğumuzu daha da güçlendireceğimize inanıyorum.
Bu vesileyle değerli mevkidaşım Sayın Tajani’ye ev sahipliği ve misafirperverliği için bir kez daha en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
SORU- [SİMULTANE TERCÜME] İyi akşamlar efendim. Sayın Tajani’ye Türkiye’nin Libya’daki rolünü nasıl gördüğünü sormak istiyorum. Sayın Fidan’a da Hafter’in yakın zaman içerisinde Ankara’ya giderek Sayın Erdoğan ile görüşüp görüşmeyeceğini sormak istiyorum. Bu konuda bir duyum aldık ve bu bağlamda ülkenin birliği noktasında ne gibi adımlar öngörülmekte?
İTALYA DIŞİŞLERİ BAKANI ANTONİO TAJANİ- [SİMULTANE TERCÜME] https://youtu.be/_e90kQMEnx0?feature=shared&t=767
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Ben de değerli meslektaşıma katılıyorum. Türkiye ve İtalya, Libya konusunda aynı politikayı takip etmekte, onu konuşmamda da ifade ettim.
Sizin somut sorunuza gelince, biliyorsunuz Türkiye son yıllarda Batı’yla geliştirdiği ilişki seviyesini Doğu’yla da yakaladı. Bu çerçevede, Temsilciler Meclisi Başkanı Sayın Akile Salih’in Ankara’ya ziyaretleri oldu. Saddam Hafter’in, Belkasım Hafter’in çeşitli vesilelerle Türkiye’de misafir olması, görüşmelerde bulunması, ağırlanması söz konusu oldu. Şu anda bizim gündemimizde General Halife Hafter’in Türkiye’ye bir ziyareti yok ama olması da normal bir konu olurdu.
SORU- İyi akşamlar, benim sorum her iki Sayın Bakana. Efendim, İsrail’in Filistin dışında bölge ülkelerinde bölgedeki diğer ülkelere yönelik ciddi saldırıları ve ihlalleri devam ediyor. AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen dün İsrail’e yönelik bazı yaptırımlar önereceğini açıkladı. İsrail’in bu ihlal ve saldırılarına karşılık sizce bu adımlar yeterli olacak mı, uluslararası toplumun tepkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İTALYA DIŞİŞLERİ BAKANI ANTONİO TAJANİ- [SİMULTANE TERCÜME] https://youtu.be/_e90kQMEnx0?feature=shared&t=892
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Sorunuza kestirmeden cevap verecek olursak, uluslararası toplumun uyguladığı baskı yeterli mi diye sordunuz İsrail’e karşı. Sonucuna bakarsak yeterli değil. Bugün itibariyle Gazze’de sistematik açlıkla oluşturulan soykırım devam etmekte. İsrail’in bölgedeki yayılmacılığı ve tehdidi giderek büyümekte. Demek ki, uluslararası baskı yeterince değil, caydırıcı bir noktaya gelmemiş. Ama geç de olsa uluslararası kamuoyunda büyük bir uyanma görüyoruz. Uluslararası sistemdeki uyanma ve iç çatışma daha farklı seyrederken, uluslararası kamuoyu bu noktada daha hızlı mesafe kat ediyor. İsrail’in yıllar içerisinde uluslararası kamuoyunun gözü önünde oluşturduğu illüzyonun giderek kalkmakta olduğunu görüyoruz. Gerçek yüzünün, gerçek niyetlerinin ortaya çıktığını görüyoruz. İnsanlığın kutsal kabul ettiği bütün kuralların teker teker nasıl çiğnendiğini, nasıl aşındığını, bunu yaparken de umursamazlık içerisinde olduğunu bütün dünya görüyor.
Dünya, özellikle Batı toplumu, kendi değerleri içerisinde bir çatışma içerisinde. İsrail’in işgal ettiği yerle, kendi değerleri arasındaki çatışma daha büyük sonuçları getirecektir diye düşünüyorum. Ama sonuçları açısından baktığımız zaman uluslararası toplumun, uluslararası sistemin daha çok şey yapması gerekiyor. Özellikle Avrupa Birliği’nin, diğer ülkelerin, Birleşmiş Milletler’in daha ileri kararlar alarak İsrail’i durdurması gerekiyor. Yoksa büyük ölçüde aşınmış olan uluslararası sistemin topyekûn çöküşüyle karşı karşıya kalabiliriz.
SORU- [SİMULTANE TERCÜME] İyi akşamlar, NATO ve Ukrayna’yla ilgili size bir sorum olacak. Rusya-Ukrayna cephesine ilişkin bir sorum olacak. Polonya, özellikle Rus dronlarının kesinlikle kasıtlı olarak orada bulunduğunu ifade etmekte ve şu anda Varşova’dan ciddi anlamda sınırlara bir konuşlanma yapıldığını görüyoruz ve bunun bir test olduğunu iddia etmekteler. Özellikle reaksiyon yöntemini, reaksiyon kapasitesini ve çeşitliliğini bir nevi teste tabi tuttuklarını iddia ediyor Polonya tarafı. Sizin bu konudaki görüşlerinizi almak isterim. İki Bakana da sormak istiyorum bunu ve özellikle Rus dronlarının sınırı aşması noktasında gerçekten NATO güvenliğinin bir teste tabi tutulup, tutulmadığı konusundaki görüşlerinizi merak ediyorum.
İTALYA DIŞİŞLERİ BAKANI ANTONİO TAJANİ- [SİMULTANE TERCÜME] https://youtu.be/_e90kQMEnx0?feature=shared&t=1326
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Evet, Polonya’daki hava ihlaliyle alakalı olan gelişmelere ilişkin, biliyorsunuz NATO’da Daimi Temsilciler Meclisi nezdinde 4. maddeyi konu alan bir olağanüstü toplantı yapıldı; burada daimi temsilcilerimiz, NATO üyesi ülkelerin daimi temsilcileri konuyu enine boyuna görüştüler. Ben de değerli meslektaşıma katılıyorum, umarım bir daha bunun tekrarını görmeyiz, ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim: Bu savaşın başından itibaren biz, savaşın yayılma riskinin olduğunu, bir an önce durması gerektiğini ısrarla ve defaatle vurguladık. Vurgulamakla kalmadık, bunun için çok çeşitli seviyelerde girişimlerde bulunduk. Barış görüşmelerine, ateşkes görüşmelerine, esir takasına ev sahipliği yaptık ve bunu da yapmaya devam edeceğiz. Bunu yaparken en büyük endişemiz, tıpkı Gazze savaşının başında ifade ettiğimiz gibi, bu savaşın başında da söylemiştik, Türkiye bölgenin yetkin bir ülkesi, sorumluluk sahibi bir ülkesi, tehlikeleri görebiliyor. Mevcut bir tehlikenin başka hangi türden tehlikeleri getirebileceğine ilişkin kanaatlerimiz var ve maalesef her bir konuda da bu gerçekleşiyor.
3,5 yıl önce başlayan bu savaşın en büyük risklerinden birinin yayılma riski olduğunun, bunun bir an önce durması gerektiğinin altını çizmiştik. Bugün de aynı yerde duruyoruz, barış görüşmelerine, ateşkes görüşmelerine kaldığı yerden devam edilmeli. Bizim Türkiye ve İtalya olarak bu savaşın bir an önce durması gerektiği konusunda ortak görüşümüz var. Değerli meslektaşımla da bunu görüştük. Bu sadece bölge güvenliğine tesir etmiyor, küresel güvenliğe de büyük bir tehdit. NATO üyesi ülkeler olarak biz üzerimize düşen görevleri, ödevleri, müzakerelerimizi, istişarelerimizi yapıyoruz. Ama diğer taraftan bu savaşın durması için, Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın bir an önce durması için daha fazla çaba ortaya konması gerektiği de aşikar, bunun altını bir kez daha çizmek istiyorum.
* Interpress deşifresidir.