DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli basın mensupları, Bulgaristan
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Sayın Mariya Gabriel’i ülkemizde
ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum, kendisine bir kez daha hoş
geldiniz diyorum, hoş geldiniz Sayın Bakan.
Türkiye ve Bulgaristan iki gerçek dost, yakın komşu ve güçlü müttefiktir.
Balkanlar, Avrupa, Karadeniz ve Akdeniz havzalarının kesişim noktası olması
nedeniyle, bu bölgelerdeki tüm gelişmelerin hemen hissedildiği bir bölge.
Bu yüzden bölgesel sorunlara bölgesel sahiplenme temelinde çözümler üretme
vizyonunun belki de en çok geçerli olması gereken yer Balkanlar’dır. İşte
biz de bu gerçekten hareketle, Türkiye ve Bulgaristan olarak tarihsel süreç
içerisinde Balkanlar’da işbirliği ve dayanışmanın güçlenmesi için ortak
çaba göstermekteyiz.
Birlikte kurucu üyeleri olduğumuz Güney Doğu Avrupa Ülkeleri İş Birliği
Süreci gibi bölgemizden neşet eden özgün ve kapsayıcı girişimlerle barış ve
huzur arayışında olduk. Başta Ukrayna savaşı olmak üzere, içinde
bulunduğumuz uluslararası şartlarda Balkanlar’da güvenliği ve istikrarı
önceleyen sağduyulu politikalara her zamankinden daha fazla ihtiyacımız
var. Bu anlamda, Türkiye ve Bulgaristan arasındaki çok boyutlu dostluk ve
müttefiklik Balkanlar’da istikrarın temel unsurdur. İkili ilişkilerimizi
her alanda daha da derinleştirmek ve güçlendirmek sadece ülkelerimizin
değil, bütün bölgenin, hatta Avrupa’nın da yararınadır.
Gündemimize baktığımızda, ekonomiden ulaştırmaya, enerjiden savunma
sanayiine, kültürden eğitime geniş bir yelpazede işbirliğini güçlendirme
potansiyelimiz var.
Ticaret hacmimiz, ortak hedefimiz olan 10 milyar Avro’ya her geçen gün daha
da yaklaşmakta. Bulgaristan’daki iş insanlarımızın yatırımlarının çok özel
bir konumu var. İş dünyamız dünya pazarında yer edinmiş şirketlerden
oluşmakta. Cam ürünlerinden alüminyuma, enerjiden otomotive farklı
sektörlerde faaliyet göstermekteler. Bu şirketlerimizin çalışmaları hem
Türkiye’nin, hem Bulgaristan’ın ihracat temelli büyümesine katkı
sağlamakta.
Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin bildiğiniz gibi ihracatı 254,2 milyar Dolar ile
bir rekor kırmıştı. Karayoluyla Avrupa’ya yönelik ihracatımızın neredeyse
tamamı Bulgaristan üzerinden yapılmakta. Tırlarımızın beklemeden
geçişlerini sağlamak için yatırımlar yapılması, ilave personel
görevlendirilmesi dahil her konuda Bulgar makamlarının verdiği destek için
kendilerine teşekkür ediyorum.
Avrupa çapında stratejik öneme sahip ulaştırma bağlantımızı demiryolu ve
Ro-Ro gibi araçlarla çeşitlendirmek ve güçlendirmek için de çalışmaktayız.
Ayrıca, biliyorsunuz Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye’ye
karayoluyla ulaşımlarında ana güzergahları da Bulgaristan’dır. Özellikle
yaz aylarında sadece sınır kapılarımızda değil, Sırbistan-Bulgaristan
sınırında da yoğunluğun mümkün olduğunca azaltılması için yakın işbirliği
yapmaktayız.
Stratejik öneme sahip bir diğer işbirliği alanımız ise enerji. Ukrayna
savaşı küresel bir enerji krizi yarattı, piyasalarda belirsizliklere yol
açtı ve birçok ülkeyi de zor durumda bıraktı. Bulgaristan’la enerji
alanında işbirliğimiz yalnızca ticari bir faaliyet değil, bölgedeki enerji
arz güvenliği için de büyük önem taşımakta.
Ayrıca, güvenlik alanında da kendileriyle bir işbirliğimiz var. Terörizm ve
düzensiz göç gibi sınamalarla karşı karşıya olduğumuz bir dönemde,
Bulgaristan’la birlikte atabileceğimiz adımları da görüştük.
Çok boyutlu ilişkilerimizin başlı başına öneme ve eşsiz bir değere sahip
bir diğer boyutu ise elbette Bulgaristan’daki Türk ve Müslüman nüfustur.
Dünyanın her yerindeki soydaşlarımızın mutluluğu ve huzuru, ülkemizin her
zaman en öncelikli dış politika konuları arasında olmuştur. Bu buluşma
vesilesiyle ben de Bulgaristan’daki soydaşlarımızı gönülden selamlıyorum.
Kültürel mirasımızın yüzyıllara direnen nadide eserlerinin, aramızdaki
işbirliği ruhuna yakışır şekilde restore edilerek ayağa kaldırılmasına
büyük önem vermekteyiz. Bunun kültür ve turizm alanındaki ilişkilerimizi
daha da geliştireceğini düşünüyoruz. Tüm bu konularda Bulgaristan’la
birlikte çalışmaya hazır olduğumuzu kendilerine de ilettim.
Sayın Gabriel ile ülkelerimizi yakından ilgilendiren bölgesel ve
uluslararası konuları da görüştük. Kendileri Dışişleri Bakanlığı öncesinde
13 yıldan fazla Avrupa Birliği konularında aktif olarak çalışmış deneyimli
bir siyasetçidir. Ayrıca, Avrupa Komisyonu üyeliği de yapmıştır.
Dolayısıyla, Türkiye-Avrupa Birliği üyelik sürecinin yeniden
canlandırılmasının stratejik önemini ziyadesiyle bilen bir mevkidaşımız.
Bulgaristan’ın Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri konusunda her zaman
sergilediği güçlü desteğin kendisinin rehberliğinde daha da artacağına
inanıyorum.
Görüşmelerimizde Ukrayna Savaşını ve Tahıl Girişimi’ni de ele aldık.
Bölgenin önde gelen iki ülkesi ve Karadeniz’e kıyısı olan 2 NATO
müttefikiyiz. Karadeniz’in güvenliği ve istikrarı ülkelerimiz için hayati
önem taşımakta. Montrö Sözleşmesi’nin uygulayıcısı bir ülke olarak,
Karadeniz’de sükunetin muhafaza edilmesi ve bunu tehlikeye sokacak
girişimlerin engellenmesi temel önceliğimizdir. Önümüzdeki süreçte
Bulgaristan’la bölgesel ve uluslararası konulardaki istişarelerimize devam
edeceğiz.
Değerli basın mensupları, gördüğünüz gibi Türkiye-Bulgaristan gündemi çok
katmanlı ve yoğun bir gündem.
Sayın Gabriel’e ziyareti için tekrar çok teşekkür ediyorum. Ben de en yakın
zamanda Bulgaristan’ı ziyaret etmek istiyorum.
Tekrar hoş geldiniz Sayın Bakan. Dobre doşli (Hoş geldiniz).
BULGARİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI MARIYA GABRIEL- [SİMULTANE TERCÜME] Her şeyden
önce size misafirperverliğiniz için teşekkür etmek istiyorum. Davetiniz
için teşekkür ediyorum.
Bugün burada davetiniz üzerine sizin misafirinizim. Ben de en samimi
duygularımla, sizin de ifade ettiğiniz gibi, sizi Bulgaristan’a davet
ediyorum.
Bu görüşme için çok teşekkür ediyorum.
Ben de bu işbirliğimizi nasıl takdir ettiğimizi ettiğimizi ifade etmek
istiyorum. Bu ilişkiler yıllar boyunca tesis edildi. Bu bir temeldir ve bu
temelin üzerinde, gelecekteki meydan okumalara birlikte karşı çıkabilecek
durumdayız ve vatandaşlarımız için olabildiğince güzel işbirliği imkanları
sağlayacağız.
Yine teşekkür etmek istiyorum. Görüldüğü üzere, ikili diyaloğumuz
karşılıklı saygı ve ortak çıkarlar temelinde tesis edilmiştir.
Sayın Bakan Fidan bugün gündemimizin çok yoğun olduğunu ifade etti ve bu da
bize çok güzel fırsatlar yaratıyor. Stratejik, önemli alanlarda işbirliğine
imkan yaratılmakta. Ben de Bulgaristan için özellikle göç konuları, ortak
sınırımızın güvenliğinin korunması, enerji güvenliğinin sağlanması,
altyapının karşılıklı olarak genişletilmesi, ulaşım ilişkileri, yatırım
alanında ve ekonomideki işbirliğine değinerek bu alandaki işbirliğimizi
daha da geliştirmek istiyorum.
Bulgaristan ve Türkiye yenilikçi ülkelerdir ve yetenekli bir kuşağa
sahipler. İşbirliğimizin derinleştirilmesi için kültür ve turizm alanının
da gelişmesini temenni ediyorum.
Doğrudan ikili gündemimize ilişkin olanları da belirtmek istiyorum.
Sayın Bakan Fidan’ın belirttiği gibi, minnettarlığımı ifade etmem lazım.
Bölgedeki bu ziyaret özellikle son derece önemli bir dönemde
gerçekleşmekte. Sayın Dışişleri Bakanının ifade etiği gibi karşımızda ciddi
meydan okumalar var. Jeopolitik süreçler neticesinde önümüzde ciddi
sorunlar bulunuyor. Görüşmemiz sırasında, çok net olarak stratejik ve ortak
çıkarlarla bağlantılı konuları ele aldık.
Tabii ki komşu ülkeler olarak, NATO üyeleri olarak, NATO paydaşları olarak,
Türkiye ve Bulgaristan, her şeyden önce Karadeniz Bölgesinde güvenliğin
tesis edilmesi ve korunmasından sorumludur.
Türkiye, ayrıca Avrupa Birliği üyeliğine adaylık sürecindedir. Bulgaristan
da üye olarak, Ankara’nın Avrupa yolundaki bu girişimini desteklemektedir.
Sayın Bakana da teşekkür etmek istiyorum. Birlikte çalışacağız. Türkiye
Cumhuriyeti’nden ve Avrupa’ya Türkiye’den bahsederken, yapılanlar daha
görünür hale gelmeli, daha iyi tanıtılmalı …çalışmaların birlikte
yapılması önemli. Avrupa misyonu kapsamında çok güzel çalışmalar
yürütülüyor. Biz müspet örnekleri, başarılı öyküleri önplana çıkaracağız.
Bulgaristan-Türkiye arasında çok güzel örnekler var. Bunlar sadece bizim
için görülen, vatandaşlarımız için görülen başarılar değil. Avrupa’ya da bu
başarılar ulaşmalı. Bütün dünyaya ulaşmalı.
Son olarak, Sayın Bakana bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Buradaki
soydaşlarınıza ilgi gösteriyorsunuz. İşbirliğimiz gelişecektir. Bu alandaki
işbirliğimiz stratejik konuların ve büyük değişimlerin dışındadır.
Türkiye-Bulgaristan arasında beşeri bağlar en önemli unsurdur. İnsandan
insana etkileşimin yerini hiçbir şey alamaz. Bizler daha fazlasını
göstermiş olduk. Bu, zamanın sınamasından da geçti ve bize yeni fırsatlar
yaratıyor.
Ve bugünkü görüşmeden sonraki mesajlarınıza katılıyorum. Meydan okumalar
var ama Bulgaristan ve Türkiye, güzel bir işbirliğiyle bunları ülkelerimiz,
bölgemiz ve vatandaşlarımız için birer fırsata dönüştürebilecektir.
Canıgönülden teşekkür ediyorum.
SORU- Doğancan Aksoy, TRT Haber.
Benim sorum Sayın Hakan Fidan’a olacak.
Efendim, Kıbrıs’ta son günlerde Pile-Yiğitler yolu inşası bağlamında
yaşanan hadiseleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Arazide çıkan gerginlikte
Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün payı nedir? BM Güvenlik Konseyi dün bir
basın açıklaması yapmıştı. Bu konudaki görüşlerinizi bizimle paylaşabilir
misiniz?
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Çok teşekkür ediyorum.
Değerli basın mensupları, biliyorsunuz Türkiye olarak Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’ni her alanda sonuna kadar desteklemekteyiz. Kıbrıs Türklerinin
haklı mücadelesinin dünya çapında tanınması için de var gücümüzle
çalışmaktayız.
Son olan olaylar maalesef bir kez daha Birleşmiş Milletler’in Ada’daki bazı
uygulamalarının, aslında ne kadar Birleşmiş Milletler’in kuruluş ruhuyla
uyuşmadığını göstermiş oldu. Malumunuz, Pile’de bulunan Türk toplumuna
gerekli insani yardımı götürmek için Yiğitler Köyü’nden bir yol yapımı
projesi her zaman gündemdeydi. Bu çok uzun zamandır gündemde olan bir
proje. Pile’de bulunan Rum nüfusa yönelik Rum tarafından yapılan yol hiçbir
zaman için Birleşmiş Milletler’in engellemesine ve kınamasına tabi olmadı.
Fakat aynısı Türk tarafına olunca, birdenbire, Birleşmiş Milletler’in
Ada’daki görevlilerinin adeta Birleşmiş Milletler görevlisi rolünü bırakıp
birer şahin edasıyla bu insani yol projesini engelleme yönünde ciddi
adımlar attığını görüyoruz. Maalesef ayın 18’inde de istenmeyen olaylar
vuku bulmuştur. Birleşmiş Milletler’in Ada’daki sivil ve askeri varlığının
kendi içerisinde bir koordinasyonsuzluk içerisinde olduğunu biz uzaktan
gözlemlemekteyiz. Çünkü özellikle sivil temsilci ile Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti yetkilileri arasında çok uzun süredir bu yol yapımıyla ilgili
devam eden görüşmeler var. Onlara, bu yola ne zaman başlanacağı
bildirilmiş. Buna rağmen, hiç alışılmadık bir şekilde, tartışmalı bölgeye
-Birleşmiş Milletler’in ara bölge, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ise
kendi toprağı olarak nitelendirdiği- tartışmalı bölgeye, birdenbire,
teamüllere aykırı bir şekilde Birleşmiş Milletler araçlarının yığılması
açıkçası bizim hoş karşıladığımız bir tavır değil. Biz, bu hareketle,
Birleşmiş Milletler’in tarafsızlığını bu olayda yitirdiğine inanıyoruz.
Onun için bu konudaki çalışmalarımız devam edecek. Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nin bu konudaki haklı pozisyonunu sonuna kadar destekliyoruz
arkadaşlar.
SORU- [SİMULTANE TERCÜME] Sayın Fidan Beyefendi, yakın zamanda Türkiye,
Avrupa Birliği’nin temsilcilerine, yol haritasının Eylül ayında gözden
geçirilmesi konusunda duyuruda bulundu. Yeni yol haritasından ne
beklenmekte ve yakın bir zamanda, en azından kısmen, engeller ortadan
kaldırılacak mı? Tam üyeliğin önündeki engeller kaldırılabilecek mi kısa
zamanda?
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Çok teşekkür ederim bu soru için. Önemli bir
soru.
Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri Sayın Bakanla da görüşmelerimizde
konuştuğumuz bir konu. Daha önceki beyanatımda da söylemiştim. Kendileri
Avrupa Birliği kurumlarında uzun yıllar çalıştılar. Bu konuda da tecrübeli
bir politikacı.
Değerli arkadaşlar; Mayıs seçimlerinden sonra, biliyorsunuz
Cumhurbaşkanımız tekrar seçildikten sonra, Türkiye’nin Avrupa Birliği
üyeliği konusundaki taahhüdünü güçlü bir şekilde tekrar vurguladı. Bu yolda
atılması gereken adımların atılması konusunda Türkiye’nin iradesini ortaya
koydu ve aynı iradenin Avrupa Birliği kurumları ve üye ülkeleri tarafından
da gösterilmesi konusunda bir çağrıda bulundu. Tabii bu politikanın
uygulanması konusunda bütün devlet kurumlarımıza önemli görevler düşmekte.
Biz de Dışişleri Bakanlığı olarak bu politikanın uygulanması konusundaki
koordinasyon görevimizi en iyi şekilde yerine getirmek için gerek kendi
devlet sistemimiz içerisinde, gerekse Avrupa kurumlarıyla ve ülkeleriyle
görüşmelere tekrar başladık.
Burada bizim Avrupa Birliği’nden beklediğimiz, önceki yıllarda katılaşmış
tutumlarının tekrar gözden geçirilmesi. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği
sürecini özellikle iki noktadan ele almalarını önemsiyoruz. Birincisi;
rasyonel kriterlere ve şartlara uyma meselesi. Bu konuda, biliyorsunuz,
Türkiye uzun yıllar çok önemli adımlar attı. Ama birdenbire, siyasi
nedenlerden dolayı, fasılların açılması durduruldu. Olay siyasi bir renge
büründü. Avrupa Birliği kriterlerinin rasyonel değerlendirilmesi süreci
askıya alınarak, siyasi değerlendirmeler süreci başladı. Bunlarda da
ağırlıklı olarak Avrupa Birliği’nde kimlik politikalarını esas alan
yaklaşımlar gördük. Özellikle merkez Avrupa ülkelerinin kendi iç
politikalarında, Türkiye’nin Avrupa Birliği meselesini bir siyasi malzeme
olarak kullanması ve sürekli tartışmaya açması, Türkiye’nin Avrupa Birliği
üyeliğinin rasyonel ve stratejik bir konu olmaktan ziyade tamamıyla iç
politikada bir kimlik siyaseti meselesi olarak ele alınmasına yol açmıştır.
Tabii bu, esas itibariyle, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin ciddi bir krizi,
çünkü biz hep, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin, Avrupa Birliği’nin
gerçekten küresel aktör olma konumunu pekiştireceğini değerlendirmiştik.
Stratejik bir hamle olabilirdi, ama bu konu Avrupa Birliği üye ülkeleri
tarafından bu şekilde görülmedi ve tercih de edilmedi.
Sayın Cumhurbaşkanımız tekrar bu konunun altını çizerek, bu girişimi
hatırlatarak aslında hem Avrupa Birliği’ne, hem de bölgemize çok büyük,
yeni bir fırsat sunmakta. Ben aslında, bu fırsat penceresinin kapanmadan,
daralmadan, Avrupa Birliği yetkilileri tarafından, Avrupalı liderler
tarafından kullanılmasını tavsiye ediyorum.
Teşekkür ederim.
SORU- [SİMULTANE TERCÜME] Sorum Sayın Mariya Gabriel Hanımefendi’ye.
Gabriel Hanımefendi, ortak sorunlarımızdan bir tanesi son zamanlarda
karşılaştığımız göç sorunu. Bulgaristan gibi, Türk tarafı da bu alanda
büyük çaba harcamakta. Sınırların yasadışı geçilmemesi konusunda bir çaba
harcıyor. Ama yine de büyük göçmen grupları Bulgaristan’a girebiliyor.
Hakan Fidan bugün bu konuyu da ele aldığınızı ifade etti. Düzensiz göçle
ilgili olarak, bu konuda ilave tedbirler öngörülüyor mu?
Teşekkür ederim.
BULGARİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI MARIYA GABRIEL- [SİMULTANE TERCÜME] Özellikle
yasadışı göçle ilgili meydan okumalar, esasında gündelik hayatımıza
ilişkindir ve bu yönde bilgi mübadelesi gelişmekte. Evet, Sayın Bakanla
görüşmemizde bu konuya büyük bir önem verdik. Özellikle düzensiz göç
konusunu önplanda tuttuk. Bulgaristan için bu öncelikli bir alan.
Özellikle, bizim Schengen Bölgesine dahil olma konusunda önceliğimiz,
Türkiye için de önceliktir. Çünkü bu konuda anahtar, kilit paydaş
konumdadır. Sadece Bulgaristan’ın değil, Avrupa ülkelerinin önemli bir
paydaşıdır.
Bir kez daha ifade etmek istiyorum: Ankara bu konuda çok ciddi çabalar
harcamakta. Düzensiz göçmenlerin sınırı geçmesini büyük ölçüde engellemekte.
Bu takdir edilecektir diye düşünüyorum. Avrupa Birliği de bu konuda destek
verecektir. Türkiye’deki mültecileri destekleyecektir.
Net olarak ifade etmek istiyorum: Her düzeyde çok iyi bir işbirliğimiz var.
Bu işbirliği her şeyden önce güvene dayanmaktadır. Bu konuda pratik olarak
da kararlar alınmakta, mevcut durumlarda çözüm üretilmektedir. Bununla
ilgili olarak ifade etmek isterim ki, bugün de ev sahibimiz, verimli
işbirliği için bir kez daha iradelerini ifade etti. Ben de canıgönülden
ifade etmek istiyorum. Sayın İçişleri Bakanının ziyareti kapsamında da bu
konular ele alınabilecektir. Yeni ortaya çıkan durumlarda esneklik ve ortak
çaba gerektiren konular ele alınabilecektir diye düşünüyorum.
Net olarak şükranlarımı ifade ediyorum.
Biz ileride birbirimize güvenebileceğiz diye düşünüyorum. Çünkü, düzensiz
göçle mücadeledeki her bir müspet netice, bizim için başarı, Avrupa Birliği
için de bir önceliktir.
* Interpress deşifresidir.