ALMANYA FEDERAL DIŞİŞLERİ BAKANI JOHANN WADEPHUL- [SİMULTANE TERCÜME]
https://www.youtube.com/live/x_vus1tGgBs?si=2CYQ_bsQLRBO3uPD
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli basın mensupları, kıymetli heyet
üyeleri, kıymetli dostum, mevkidaşım, Johann'ın davetine icap etmekten
dolayı büyük memnuniyet duyuyorum. Kendisine de göstermiş olduğu sıcak ev
sahipliği için ayrıca teşekkür ediyorum.
Gerçekten, kendi ifadelerinde de altını çizdiler, Türkiye ve Almanya
arasındaki ilişkiler yeni dönemde yeni bir ruhla yeni bir ivme kazanmakta.
Kıymetli dostumun altı hafta önce Ankara'ya ziyareti oldu, bütün konuları
çok geniş yelpazede ele aldık. Sayın Şansölye Merz’in 30 Ekim'de Türkiye'ye
yapmış olduğu ziyaretin de bir hazırlık toplantısı oldu. Daha sonra Şansölye
Türkiye'yi ziyaret ettiler, Cumhurbaşkanımızla güçlü bir irade yenilemesinde
bulundular. Türkiye-Almanya ilişkilerini, Türkiye-Avrupa Birliği
ilişkilerini bu belirsiz zamanlarda, kriz dönemlerinde daha da ileri taşıma
konusunda çok güçlü bir irade var.
Biz de Dışişleri Bakanları olarak gerekli koordinasyon ve planlamayı
yapmaktayız. Bu amaçla Stratejik Diyalog Mekanizması Toplantısı’nı 2026
yılının ilk yarısında İnşallah gerçekleştireceğiz. Almanya Avrupa'daki
birinci ticaret ortağımız, dünya genelinde ise en büyük ihracat pazarımız
konumundadır. İkili ticaret hacmimiz 50 milyar Dolar’dan, 60 milyar Dolar’a
çıkma yönünde bir trend içerisinde. Karşılıklı yatırımlarımızı daha da
artırmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gelecek yılın ilk yarısında
düzenlenmesi öngörülen Ekonomi ve Ticaret Ortak Komitesi Toplantısı ile
Enerji ve Madencilik Forumu, ekonomik ilişkilerimizin ilerletilmesine
katkıda bulunacaktır. Güçlü olduğumuz sektörlere ilaveten yenilenebilir
enerji, yapay zeka, yüksek teknoloji ve dijitalleşme gibi 21. yüzyıla yön
veren alanlarda da büyük bir iş birliği potansiyeli bulunmakta. Bugün de
öğleden sonra değerli dostum bizi Alman iş adamlarıyla bir araya getirecek,
karşılıklı yatırımları görüşeceğiz.
Almanya'daki Türk toplumu ekonomiden bilime, sanattan spora kadar pek çok
alanda bu ülkenin zenginliğine önemli katkı sağlamaktadırlar. Onların
başarıları hem Türkiye hem Almanya için gurur kaynağıdır. Ziyaretim
vesilesiyle Almanya'da faaliyet yürüten iş insanlarımız ve sivil toplum
kuruluşu temsilcilerimizle de bir araya geleceğiz.
Değerli dostumla, özellikle kendileri de ifade ettiler, görüşmemiz esnasında
Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini de ele aldık. Tabii ki Türkiye'nin
Avrupa Birliği üyeliği sürecinde kriter bazlı değerlendirmeyle ilgili
herhangi bir sorun yok, olamaz da, bu oyunun kuralı. Bir kulübe girecekseniz
buranın kuralları vardır, onunla ilgili gerekli şeyleri yaparsınız. Fakat
burada tabii ki temel sorun, an itibariyle sürecin aslında ilerlemiyor
oluşu, fasılların açılmaması. Bu noktada Johann’la gerekli görüşmeleri
yaptık. Avrupa Birliği'nin fasılları tekrar açması, Türkiye'yle aday ülke
ilişkisini olabilecek en normal zeminde ilerletmesi beklentimiz bakidir. Bu
konuda Türkiye'nin Avrupa Birliği'yle ve Avrupa Birliği üyelik süreciyle
ilgili Cumhurbaşkanımızın siyasi iradesinin ne kadar yüksek olduğunun altını
bir kez daha çizdik. Bu konuda atılabilecek adımlar olduğuna, açıkçası,
inanıyoruz. Bu adımları teker teker atma konusundaki irademizin ve neler
yapılabilir, bunların üzerinden geçtik.
Biliyorsunuz şu anda Gümrük Birliği'nin güncellenmesi var, Vize Serbestisi
Diyaloğu var, burada Schengen Vizesi konusunda vatandaşlarımızın çektiği
bazı sıkıntılar var. Onların aşılması bizim için şu anda öncelik
göstermekte. Ama Avrupa Birliği üyeliği, Türkiye'nin şu andaki stratejik
hedefi olmaya devam etmekte; biz bu konuda gerekli olan her türlü diplomatik
çabayı, diyaloğu ve teknik çalışmayı sürdürmeye devam edeceğiz. Bu konuda
değerli meslektaşımdan ve diğer Avrupalı meslektaşlarımızdan da olumlu
mesajlar almaktayız. Bu olumlu mesajları, oluşan iradeyi, politik havayı
somut uygulamalara çevirmemiz için çalışmamız gerekiyor.
Diğer taraftan, Avrupa güvenliğiyle ilgili de detaylı görüşmelerimiz oldu.
Avrupa güvenliğinin yeni sınamaları nelerdir? Avrupa güvenliği daha iyi iş
birliğimizle nasıl sağlanabilir? Bu konuda muhtemel rol dağılımları neler
olmalı? Bu konudaki fikir alışverişlerimizi de ortaya koyduk. Tabii,
ülkemizin şu anda devam eden SAFE ile ilgili çalışmalarda yer alması, bu
mekanizmadan dışlanmaması da Avrupa güvenliği açısından önemlidir.
Biliyorsunuz Türkiye'nin özellikle savunma sanayiinde ortaya koymuş olduğu
büyük bir kapasite var, Silahlı Kuvvetleri’nin bölgede edinmiş olduğu çok
büyük bir tecrübe var. Bu tecrübenin Avrupa güvenliği için her iki tarafın
da çıkarına uygun şekilde kullanılması için gerekli çalışmaları da ilkeli ve
yapıcı bir şekilde ilerletmemiz gerekiyor.
Değerli basın mensupları; tabii ki değerli meslektaşımla, Johann’la,
bölgesel ve küresel konuları da ele aldık. Almanya ve Türkiye'nin ortak
çıkarları birçok küresel ve bölgesel konuda örtüşmekte. Balkanlardaki
istikrar hem Almanya hem Türkiye için önemli, Ukrayna'daki savaşın durması
bizim için önemli, Gazze’deki Barış Planı’nın hayata geçmesi bizim için
önemli, Suriye'deki istikrar bizim için önemli, Kafkaslardaki istikrar,
barış bizim için önemli ve daha geniş kürede Afrika'daki iş birliklerimiz,
oradaki barış alanı hepimiz için önemli. Şimdi bu kadar önemli örtüşen iş
birliği alanlarımız olduğuna göre bizim pratikte hayata geçirdiğimiz
çalışmaları da daha da yoğunlaştırmamız gerekiyor. Özellikle Ukrayna
konusunda detaylı görüş alışverişinde bulunduk, hepimiz bu konuda aşağı
yukarı hemfikiriz. Taraflar tarafından kabul edilebilir bir barışın bir an
önce hayata geçmesi hem insani açıdan hem stratejik açıdan bir zaruret
haline gelmiş durumda, bu konudaki yapıcı çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Türkiye olarak son günlerde bu konudaki yaptığımız çalışmaları Johann’la
paylaştım. Özellikle Sayın Zelenskiy'nin Ankara'yı ziyareti, daha sonra dün
de, biliyorsunuz Sayın Narışkin Ankara’daydılar, Rus tarafının anlaşmayla
ilgili görüşlerini bizlere aktardılar. Bu konuda son olan, yeni gelişmeler
var, Ukrayna tarafıyla yaptığımız görüşmeler var, bunların hepsini açıkçası
değerlendirdik. Ama şu anda ihtiyacımız olan barışı, ateşkesi bir an önce
sağlama konusundaki irademizi ortaya koyuyoruz.
Diğer taraftan Gazze'deki Barış Planı’nın bir an önce hayata geçmesi
fevkalade önemli. Yıkıma, katliama, soykırıma tekrar dönülmemesi gerekiyor.
Burada zaten yeterince büyük bir yıkım ve katliam var, bir an önce yaraların
sarılması için hep beraber yoğun bir şekilde çalışmamız gerekiyor. İnsani
yardımların içeriye girmesi lazım; İstikrar Gücü, Barış Kurulu, bunlarla
ilgili çalışmaların artık bir noktada somutlaşması da gerekiyor. Bu konuda
aynı düşünüyoruz, bir an önce barışın daha da ilerletilmesi gerekmekte. Aksi
takdirde tekrar şiddet sarmalına dönme riskimiz var.
Suriye’deki özellikle çalışmalarımız, bakışımızla örtüşmekte. Suriye'nin
istikrarının bölgesel istikrara, küresel istikrara büyük katkı yaptığına
açıkçası inanıyoruz. Suriye'nin tekrar yaralarını sarması, ekonomik
kalkınmasını hızlandırması ve DEAŞ'la mücadelede yerini alması önemli bir
husus. Bildiğiniz gibi, Vaşington'da yapılan bir anlaşmayla Suriye Hükümeti
DEAŞ Karşıtı Koalisyon’a üye oldu. Ben inanıyorum ki bu büyük potansiyeli
terörle mücadelede en iyi şekilde kullanacaklar. Diğer taraftan, Suriye'nin
toprak bütünlüğünün, egemenliğinin önemli olduğunun da altına çizmek
istiyorum. Bu noktadaki tehditlerin de açıkçası bertaraf edilmesi gerekiyor.
Değerli basın mensupları; değerli meslektaşımla üzerinde konuştuğumuz daha
birçok konu var ama sürenin sınırlı olmasından dolayı ben bu kadar özetle
yetineceğim. Güçlü temellere sahip Türk-Alman iş birliğini her alanda
ilerletmeye devam edeceğiz. Hem çok boyutlu ikili ilişkilerimiz hem de
günbegün değişen küresel siyaset, ülkelerimiz arasındaki iş birliğini
derinleştirmemizi mecburi kılmakta.
Bu vesileyle değerli mevkidaşım Sayın Wadephul’u önümüzdeki dönemde yeniden
Türkiye'de beklediğimi söylemek istiyorum. Kendisine ev sahipliği için
tekrar teşekkür ediyorum, sizlere de katılımınız için teşekkür ediyorum.
SORU- [SİMULTANE TERCÜME] Sayın Almanya Dışişleri Bakanı’na bir sorum
olacak. Federal Şansölye Merz, dünyadaki güvensizlik durumuna, artan bu
güvensizlikte Avrupa Birliği’nin yeniden Avrupa Savunma Birliği’ne dönüşmesi
gerektiğine, Avrupa’nın savunmasının Türkiye olmadan mümkün olduğuna
inanıyor musunuz? Savunma açısından Türkiye ile Avrupa arasında nasıl bir iş
birliği olabilir?
[TÜRKÇE] AB ilişkileri konusunda her iki taraf da stratejik hareket etmeli
diyorsunuz. AB-Türkiye ilişkilerine dair AB'nin önde gelen ülkelerinden ve
özellikle Almanya'dan beklentileriniz nelerdir, onları söyleyebilir misiniz?
Teşekkür ederim.
ALMANYA FEDERAL DIŞİŞLERİ BAKANI JOHANN WADEPHUL- [SİMULTANE TERCÜME]
https://www.youtube.com/live/x_vus1tGgBs?si=QA1FNd1E8S-_NaZl&t=1099
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli arkadaşlar, “Türkiye'nin Avrupa
güvenliği açısından stratejik beklentileri nedir?” sorusuna vereceğimiz
cevap şudur: Şimdi biliyorsunuz Almanya, Türkiye ve NATO'nun birçok üyesi
aslında Avrupa Birliği ülkeleri, Avrupa ülkeleri. Esas itibariyle NATO'nun
birçok askeri ihtimalat planlamaları da Avrupa'nın güvenliğini içermekte.
Burada güvenlikle ilgili çalışmalar yapılırken NATO zemininin kullanılıyor
olması şu ana kadar bizim için bir temel hareket tarzıydı. Ama son yıllarda
özellikle Ukrayna savaşından sonra Avrupa güvenliğiyle ilgili, özellikle
Avrupa Birliği içerisinde yeni bir arayışın ortaya çıktığını da görüyoruz.
Bu konuda özellikle SAFE mekanizmasıyla başlatılan süreçler var, bu Avrupa
Birliği’nin kendi dış politika ve güvenlik politikalarıyla uyumlu şekilde
gitmekte.
Burada, esas itibariyle Türkiye bu yeni tartışmalarda da yer almak istiyor.
Ama burada yapısal sorunlar var tabii, bu tartışmalar Avrupa Birliği
üyelerinin kendi arasında yaptığı tartışmalar, ama Avrupa güvenliği de
hepimizi ilgilendiriyor. Burada bizim yaratıcı düşünüp, Türkiye’nin Avrupa
Birliği üyeliği gerçekleşene kadar var olan bütün tartışmaların ve
ilişkilerin yaratıcı bir formatta yürümesi gerekiyor. Çünkü ilişkilerimiz,
menfaatlerimiz ortada duruyor; tehditler kalkmıyor, fırsatlar bir yere
gitmiyor. Bizim bu tür protokol sorunlarından dolayı bazı tarihi fırsatları
kaçırmaya veya tarihi tehditlerle yüz yüze kalmamıza gerek yok. Türkiye’nin
şu anda savunma sanayiinde gerçekten pazar olsun diye SAFE ile bir iş
birliği arayışı yok. Hem NATO’daki rolümüz hem Avrupa Birliği’yle ilgili
yapmaya çalıştığımız güvenlik temelli görüşmelerin birçoğu da bizim kendi
stratejik güvenlik ihtiyacımızı, Avrupa Birliği’yle beraber, karşılamaya
yönelik. Burada Türkiye hem güvenlikle ilgili mekanizmalarda hem Avrupa
Birliği’yle ilgili mekanizmalarda iradesini giderek ortaya koymakta. Burada
tabii umarız ki daha yaratıcı çözümler bularak yolumuza devam ederiz.
SORU- [SİMULTANE TERCÜME] İki gün önce en tanınmış gazetecilerden biri Fatih
Altaylı 4 yıl hapis cezası aldı. Bugün görüşmelerinizde insan hakları da
dile getirildi mi ve bu durumun Türkiye-Almanya arasındaki ilişkiler
açısından bir rolü var mı? Sayın Fidan, üyelik açısından AB üyelik sürecinde
belli ertelemelerin olduğunu söylediniz. İnsan haklarının burada oynadığı
rol nedir?
ALMANYA FEDERAL DIŞİŞLERİ BAKANI JOHANN WADEPHUL-
[SİMULTANE TERCÜME]
https://www.youtube.com/live/x_vus1tGgBs?si=xEQ_XN1dtIB0Kb86&t=1461
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Üyelik sürecinde kriterlerin olması gerektiği
konusunda hemfikir olduğumuzu konuşmamda da ifade ettim; bu oyunun kuralı,
sistemin gerektirdiği bir husus. Bizim sorunumuz sürecin işlememesi,
başlamaması, fasılların açılmaması. Bunlar açıldığı zaman sorun olan yerde
durursunuz, olmayan yerde ilerlersiniz, ama Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle
ilgili yenilenmiş bir üyelik perspektifinin pratikte hayata geçtiğini
gördüğü durumlarda birçok şeyin kriterler açısından ışık hızıyla aslında
rayına girdiğini de göreceksiniz.
SORU- [SİMULTANE TERCÜME] Birer sorum olacak. Şansölye Merz, Ukrayna barış
planı için ABD’nin sadece Avrupa Birliği’nin de onayıyla ve bağımsız bir
aktör olduğunu söyledi. Rusya’yla Ukrayna arasındaki bu barış sürecini
ilerletme açısından siz ne diyorsunuz?
[TÜRKÇE] Sayın Bakanım size de sorumu Türkçe yöneltmek istiyorum. Özellikle
son yıllarda Rusya-Ukrayna savaşında Avrupa’nın lokomotif ülkesi olarak
adlandırdığımız ülkeler taraf olup barış isterken, Türkiye diplomasi
masasını işaret ediyor. Son olarak Zelenskiy Türkiye’deydi, Türkiye bir
barış görüşmesine tekrar şahitlik edecek mi? Teşekkürler.
ALMANYA FEDERAL DIŞİŞLERİ BAKANI JOHANN WADEPHUL- [SİMULTANE TERCÜME]
https://www.youtube.com/live/x_vus1tGgBs?si=QXiaKSvqdoYEGsh-&t=1639
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli basın mensupları; bildiğiniz gibi
geçtiğimiz yaz İstanbul müzakereleri tekrar başladı, üç tur müzakereye ev
sahipliği yaptık. Burada özellikle taraflar arasındaki doğrudan görüşmelerin
birçok konuda verimli sonuçlar ürettiğini gördük. Şimdi ortaya çıkan,
meslektaşımın da ifade ettiği gibi, Cenevre'deki yeni bir perspektif, onun
öncesinde hazırlanan plan ve gittikçe bu planlar taraflar arasında
tartışılarak evriliyor. Bir çerçevenin oluştuğunu görüyoruz, bunu da
açıkçası memnuniyetle karşılıyoruz. Bu momentumun kaybedilmemesi lazım; bu
müzakere zemininin, bu momentumun, şartlar ne kadar zor olursa olsun,
kaybedilmemesi lazım. Buradan taraflar olarak yolumuza devam etmemiz lazım
ve Türkiye bu konuda İstanbul müzakerelerine tekrar ev sahipliği yapmaya
hazırdır. Taraflar arasındaki doğrudan müzakereleri destekliyoruz, bu konuda
müzakere masasından kaçmamak lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın da defaatle
dediği gibi “savaşın kazananı, barışın da kaybedeni olmaz”.
SORU- [SİMULTANE TERCÜME] Teşekkür ederim. Şimdi Sayın Wadephul, Almanya ve
Avrupa Birliği Türkiye'deki bu Terörsüz Türkiye süreci açısından ne tür bir
destek sağlayabilir? Almanya, Kürtlerin ve diğer Suriye'de bulunan kesimler
için, ben Iraklı bir Kürt olarak bunu soruyorum, onun için Türkçe
soramayacağım. Almanya Kürtler açısından Suriye'de bir federal sistemi
destekliyor mu?
ALMANYA FEDERAL DIŞİŞLERİ BAKANI JOHANN WADEPHUL- [SİMULTANE TERCÜME]
https://www.youtube.com/live/x_vus1tGgBs?si=daHcWZ2eyaXeD_Hx&t=1864
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Terörsüz Türkiye süreci Türkiye'de çok şükür
olumlu bir şekilde ilerlemekte. Türkiye'deki terörün nihai olarak son
bulması ve bunun böyle bir süreçte taçlandırılması bizim gerçekten stratejik
hedeflerimizden birisi, bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor. Avrupa'nın
başta Almanya olmak üzere bu konudaki verdiği olumlu desteği de açıkçası
takdirle karşılıyoruz. Tabii burada bazı önemli hususlar var, detaylar var,
onlara da değinmek gerekiyor. Bölgede özellikle son 40 yıldır PKK eliyle
başlatılan terör hareketinin tek ayağı Türkiye değil malumunuz, bu ayağın
bulunduğu Irak var, bu ayağın bulunduğu Suriye var, bu ayağın bulunduğu İran
var ve Almanya'da özellikle birçok PKK mensubu var. Almanya Anayasayı Koruma
Teşkilatı'nın kendi raporuna göre, Almanya’da 14 bin civarında PKK mensubu
bulunmakta. Şimdi bütün bu aktörlerin aslında PKK terör örgütünün bu dört
ülkedeki faaliyetini terörden nasıl daha farklı bir istikamete evirebiliriz,
aslında özet bu. Avrupa, Türkiye, Suriye, Irak, İran hep beraber, buradaki
terörü oluşturan şartların ortadan kalkması lazım ve burada ciddi şekilde
terörle de mücadele edilmesi gerekiyor. Türkiye'deki süreç, Suriye'deki
yeni, açıkçası son bir yıldır ortaya çıkan süreç olumlu şekilde
ilerletildiği zaman terörün barışçıl yollardan bitirilmesi için fevkalade
önemli bir araç olarak da kullanılacaktır.
Meslektaşım da ifade etti, Suriye'nin toprak bütünlüğü, egemenliği tabii
fevkalade önemli, bu konuda kendisine katılıyorum. Suriye'de ileride
bölünmeyi ortaya çıkartacak bir arayış yerine, aslında bütün insanların
kendini eşit hissettiği, eşit olduğu, kendi kimliğini, kültürünü ifade
etmekten çekinmediği, buna haklarının olduğu, aynı zamanda da ülkenin ve
toplumun ürettiği, bütün refahın tamamına erişebilen ve ülkenin bütün
gücünde ortak söz sahibi olabilen bir sisteme ihtiyaç var. Daha eski
sistemlerin bölgede kullanılma arayışlarının akıllıca olacağını da açıkçası
düşünmüyorum. Anayasal, eşit vatandaşlık temelinde, herkesin kendini o
ülkenin eşit bireyi, yurttaşı hissettiği, kendi kimliğini de ifade
edebildiği ve bütün haklardan, hürriyetlerden ve refahtan istifade ettiği
bir Suriye'nin daha modern, insanlığın geliştirdiği daha nitelikli en son
yazılım olduğunu düşünüyorum, siyasi yazılım olduğunu. Bu konuda adım
atarlarsa kendileri için de iyi olur. Ama dediğim gibi burada insanların
siyasal ideolojisini değiştirmek gibi bir durumda değiliz, ama politik
metodolojileri önemli. Burada insanların siyasal hedeflerine ulaşmak için
politik şiddeti kullanmaları, teröre gitmeleri sorun alanı, kurtulmaya
çalıştığımız şey o, sahip oldukları fikirler değil. O fikirlerle fikirle
mücadele edersiniz, başka zeminler ortaya getirirsiniz, ama politik şiddeti
ve terörü araç edinen yapıları şu anda kurduğumuz mekanizmalarla süreç
yoluyla ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. İnşallah umuyoruz hep beraber
başarılı oluruz çünkü bölgemizin buna ihtiyacı var, bölgemiz bunu çoktan hak
ediyor.
* Interpress deşifresidir.