Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın Almanya Federal Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Johann David Wadephul ile Ortak Basın Toplantısı, 28 Kasım 2025

ALMANYA FEDERAL DIŞİŞLERİ BAKANI JOHANN WADEPHUL- [SİMULTANE TERCÜME]

https://www.youtube.com/live/x_vus1tGgBs?si=2CYQ_bsQLRBO3uPD

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli basın mensupları, kıymetli heyet üyeleri, kıymetli dostum, mevkidaşım, Johann'ın davetine icap etmekten dolayı büyük memnuniyet duyuyorum. Kendisine de göstermiş olduğu sıcak ev sahipliği için ayrıca teşekkür ediyorum.

Gerçekten, kendi ifadelerinde de altını çizdiler, Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkiler yeni dönemde yeni bir ruhla yeni bir ivme kazanmakta. Kıymetli dostumun altı hafta önce Ankara'ya ziyareti oldu, bütün konuları çok geniş yelpazede ele aldık. Sayın Şansölye Merz’in 30 Ekim'de Türkiye'ye yapmış olduğu ziyaretin de bir hazırlık toplantısı oldu. Daha sonra Şansölye Türkiye'yi ziyaret ettiler, Cumhurbaşkanımızla güçlü bir irade yenilemesinde bulundular. Türkiye-Almanya ilişkilerini, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini bu belirsiz zamanlarda, kriz dönemlerinde daha da ileri taşıma konusunda çok güçlü bir irade var.

Biz de Dışişleri Bakanları olarak gerekli koordinasyon ve planlamayı yapmaktayız. Bu amaçla Stratejik Diyalog Mekanizması Toplantısı’nı 2026 yılının ilk yarısında İnşallah gerçekleştireceğiz. Almanya Avrupa'daki birinci ticaret ortağımız, dünya genelinde ise en büyük ihracat pazarımız konumundadır. İkili ticaret hacmimiz 50 milyar Dolar’dan, 60 milyar Dolar’a çıkma yönünde bir trend içerisinde. Karşılıklı yatırımlarımızı daha da artırmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gelecek yılın ilk yarısında düzenlenmesi öngörülen Ekonomi ve Ticaret Ortak Komitesi Toplantısı ile Enerji ve Madencilik Forumu, ekonomik ilişkilerimizin ilerletilmesine katkıda bulunacaktır. Güçlü olduğumuz sektörlere ilaveten yenilenebilir enerji, yapay zeka, yüksek teknoloji ve dijitalleşme gibi 21. yüzyıla yön veren alanlarda da büyük bir iş birliği potansiyeli bulunmakta. Bugün de öğleden sonra değerli dostum bizi Alman iş adamlarıyla bir araya getirecek, karşılıklı yatırımları görüşeceğiz.

Almanya'daki Türk toplumu ekonomiden bilime, sanattan spora kadar pek çok alanda bu ülkenin zenginliğine önemli katkı sağlamaktadırlar. Onların başarıları hem Türkiye hem Almanya için gurur kaynağıdır. Ziyaretim vesilesiyle Almanya'da faaliyet yürüten iş insanlarımız ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerimizle de bir araya geleceğiz.

Değerli dostumla, özellikle kendileri de ifade ettiler, görüşmemiz esnasında Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini de ele aldık. Tabii ki Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği sürecinde kriter bazlı değerlendirmeyle ilgili herhangi bir sorun yok, olamaz da, bu oyunun kuralı. Bir kulübe girecekseniz buranın kuralları vardır, onunla ilgili gerekli şeyleri yaparsınız. Fakat burada tabii ki temel sorun, an itibariyle sürecin aslında ilerlemiyor oluşu, fasılların açılmaması. Bu noktada Johann’la gerekli görüşmeleri yaptık. Avrupa Birliği'nin fasılları tekrar açması, Türkiye'yle aday ülke ilişkisini olabilecek en normal zeminde ilerletmesi beklentimiz bakidir. Bu konuda Türkiye'nin Avrupa Birliği'yle ve Avrupa Birliği üyelik süreciyle ilgili Cumhurbaşkanımızın siyasi iradesinin ne kadar yüksek olduğunun altını bir kez daha çizdik. Bu konuda atılabilecek adımlar olduğuna, açıkçası, inanıyoruz. Bu adımları teker teker atma konusundaki irademizin ve neler yapılabilir, bunların üzerinden geçtik.

Biliyorsunuz şu anda Gümrük Birliği'nin güncellenmesi var, Vize Serbestisi Diyaloğu var, burada Schengen Vizesi konusunda vatandaşlarımızın çektiği bazı sıkıntılar var. Onların aşılması bizim için şu anda öncelik göstermekte. Ama Avrupa Birliği üyeliği, Türkiye'nin şu andaki stratejik hedefi olmaya devam etmekte; biz bu konuda gerekli olan her türlü diplomatik çabayı, diyaloğu ve teknik çalışmayı sürdürmeye devam edeceğiz. Bu konuda değerli meslektaşımdan ve diğer Avrupalı meslektaşlarımızdan da olumlu mesajlar almaktayız. Bu olumlu mesajları, oluşan iradeyi, politik havayı somut uygulamalara çevirmemiz için çalışmamız gerekiyor.

Diğer taraftan, Avrupa güvenliğiyle ilgili de detaylı görüşmelerimiz oldu. Avrupa güvenliğinin yeni sınamaları nelerdir? Avrupa güvenliği daha iyi iş birliğimizle nasıl sağlanabilir? Bu konuda muhtemel rol dağılımları neler olmalı? Bu konudaki fikir alışverişlerimizi de ortaya koyduk. Tabii, ülkemizin şu anda devam eden SAFE ile ilgili çalışmalarda yer alması, bu mekanizmadan dışlanmaması da Avrupa güvenliği açısından önemlidir. Biliyorsunuz Türkiye'nin özellikle savunma sanayiinde ortaya koymuş olduğu büyük bir kapasite var, Silahlı Kuvvetleri’nin bölgede edinmiş olduğu çok büyük bir tecrübe var. Bu tecrübenin Avrupa güvenliği için her iki tarafın da çıkarına uygun şekilde kullanılması için gerekli çalışmaları da ilkeli ve yapıcı bir şekilde ilerletmemiz gerekiyor.

Değerli basın mensupları; tabii ki değerli meslektaşımla, Johann’la, bölgesel ve küresel konuları da ele aldık. Almanya ve Türkiye'nin ortak çıkarları birçok küresel ve bölgesel konuda örtüşmekte. Balkanlardaki istikrar hem Almanya hem Türkiye için önemli, Ukrayna'daki savaşın durması bizim için önemli, Gazze’deki Barış Planı’nın hayata geçmesi bizim için önemli, Suriye'deki istikrar bizim için önemli, Kafkaslardaki istikrar, barış bizim için önemli ve daha geniş kürede Afrika'daki iş birliklerimiz, oradaki barış alanı hepimiz için önemli. Şimdi bu kadar önemli örtüşen iş birliği alanlarımız olduğuna göre bizim pratikte hayata geçirdiğimiz çalışmaları da daha da yoğunlaştırmamız gerekiyor. Özellikle Ukrayna konusunda detaylı görüş alışverişinde bulunduk, hepimiz bu konuda aşağı yukarı hemfikiriz. Taraflar tarafından kabul edilebilir bir barışın bir an önce hayata geçmesi hem insani açıdan hem stratejik açıdan bir zaruret haline gelmiş durumda, bu konudaki yapıcı çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Türkiye olarak son günlerde bu konudaki yaptığımız çalışmaları Johann’la paylaştım. Özellikle Sayın Zelenskiy'nin Ankara'yı ziyareti, daha sonra dün de, biliyorsunuz Sayın Narışkin Ankara’daydılar, Rus tarafının anlaşmayla ilgili görüşlerini bizlere aktardılar. Bu konuda son olan, yeni gelişmeler var, Ukrayna tarafıyla yaptığımız görüşmeler var, bunların hepsini açıkçası değerlendirdik. Ama şu anda ihtiyacımız olan barışı, ateşkesi bir an önce sağlama konusundaki irademizi ortaya koyuyoruz.

Diğer taraftan Gazze'deki Barış Planı’nın bir an önce hayata geçmesi fevkalade önemli. Yıkıma, katliama, soykırıma tekrar dönülmemesi gerekiyor. Burada zaten yeterince büyük bir yıkım ve katliam var, bir an önce yaraların sarılması için hep beraber yoğun bir şekilde çalışmamız gerekiyor. İnsani yardımların içeriye girmesi lazım; İstikrar Gücü, Barış Kurulu, bunlarla ilgili çalışmaların artık bir noktada somutlaşması da gerekiyor. Bu konuda aynı düşünüyoruz, bir an önce barışın daha da ilerletilmesi gerekmekte. Aksi takdirde tekrar şiddet sarmalına dönme riskimiz var.

Suriye’deki özellikle çalışmalarımız, bakışımızla örtüşmekte. Suriye'nin istikrarının bölgesel istikrara, küresel istikrara büyük katkı yaptığına açıkçası inanıyoruz. Suriye'nin tekrar yaralarını sarması, ekonomik kalkınmasını hızlandırması ve DEAŞ'la mücadelede yerini alması önemli bir husus. Bildiğiniz gibi, Vaşington'da yapılan bir anlaşmayla Suriye Hükümeti DEAŞ Karşıtı Koalisyon’a üye oldu. Ben inanıyorum ki bu büyük potansiyeli terörle mücadelede en iyi şekilde kullanacaklar. Diğer taraftan, Suriye'nin toprak bütünlüğünün, egemenliğinin önemli olduğunun da altına çizmek istiyorum. Bu noktadaki tehditlerin de açıkçası bertaraf edilmesi gerekiyor.

Değerli basın mensupları; değerli meslektaşımla üzerinde konuştuğumuz daha birçok konu var ama sürenin sınırlı olmasından dolayı ben bu kadar özetle yetineceğim. Güçlü temellere sahip Türk-Alman iş birliğini her alanda ilerletmeye devam edeceğiz. Hem çok boyutlu ikili ilişkilerimiz hem de günbegün değişen küresel siyaset, ülkelerimiz arasındaki iş birliğini derinleştirmemizi mecburi kılmakta.

Bu vesileyle değerli mevkidaşım Sayın Wadephul’u önümüzdeki dönemde yeniden Türkiye'de beklediğimi söylemek istiyorum. Kendisine ev sahipliği için tekrar teşekkür ediyorum, sizlere de katılımınız için teşekkür ediyorum.

SORU- [SİMULTANE TERCÜME] Sayın Almanya Dışişleri Bakanı’na bir sorum olacak. Federal Şansölye Merz, dünyadaki güvensizlik durumuna, artan bu güvensizlikte Avrupa Birliği’nin yeniden Avrupa Savunma Birliği’ne dönüşmesi gerektiğine, Avrupa’nın savunmasının Türkiye olmadan mümkün olduğuna inanıyor musunuz? Savunma açısından Türkiye ile Avrupa arasında nasıl bir iş birliği olabilir?

[TÜRKÇE] AB ilişkileri konusunda her iki taraf da stratejik hareket etmeli diyorsunuz. AB-Türkiye ilişkilerine dair AB'nin önde gelen ülkelerinden ve özellikle Almanya'dan beklentileriniz nelerdir, onları söyleyebilir misiniz? Teşekkür ederim.

ALMANYA FEDERAL DIŞİŞLERİ BAKANI JOHANN WADEPHUL- [SİMULTANE TERCÜME]

https://www.youtube.com/live/x_vus1tGgBs?si=QA1FNd1E8S-_NaZl&t=1099

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli arkadaşlar, “Türkiye'nin Avrupa güvenliği açısından stratejik beklentileri nedir?” sorusuna vereceğimiz cevap şudur: Şimdi biliyorsunuz Almanya, Türkiye ve NATO'nun birçok üyesi aslında Avrupa Birliği ülkeleri, Avrupa ülkeleri. Esas itibariyle NATO'nun birçok askeri ihtimalat planlamaları da Avrupa'nın güvenliğini içermekte. Burada güvenlikle ilgili çalışmalar yapılırken NATO zemininin kullanılıyor olması şu ana kadar bizim için bir temel hareket tarzıydı. Ama son yıllarda özellikle Ukrayna savaşından sonra Avrupa güvenliğiyle ilgili, özellikle Avrupa Birliği içerisinde yeni bir arayışın ortaya çıktığını da görüyoruz. Bu konuda özellikle SAFE mekanizmasıyla başlatılan süreçler var, bu Avrupa Birliği’nin kendi dış politika ve güvenlik politikalarıyla uyumlu şekilde gitmekte.

Burada, esas itibariyle Türkiye bu yeni tartışmalarda da yer almak istiyor. Ama burada yapısal sorunlar var tabii, bu tartışmalar Avrupa Birliği üyelerinin kendi arasında yaptığı tartışmalar, ama Avrupa güvenliği de hepimizi ilgilendiriyor. Burada bizim yaratıcı düşünüp, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği gerçekleşene kadar var olan bütün tartışmaların ve ilişkilerin yaratıcı bir formatta yürümesi gerekiyor. Çünkü ilişkilerimiz, menfaatlerimiz ortada duruyor; tehditler kalkmıyor, fırsatlar bir yere gitmiyor. Bizim bu tür protokol sorunlarından dolayı bazı tarihi fırsatları kaçırmaya veya tarihi tehditlerle yüz yüze kalmamıza gerek yok. Türkiye’nin şu anda savunma sanayiinde gerçekten pazar olsun diye SAFE ile bir iş birliği arayışı yok. Hem NATO’daki rolümüz hem Avrupa Birliği’yle ilgili yapmaya çalıştığımız güvenlik temelli görüşmelerin birçoğu da bizim kendi stratejik güvenlik ihtiyacımızı, Avrupa Birliği’yle beraber, karşılamaya yönelik. Burada Türkiye hem güvenlikle ilgili mekanizmalarda hem Avrupa Birliği’yle ilgili mekanizmalarda iradesini giderek ortaya koymakta. Burada tabii umarız ki daha yaratıcı çözümler bularak yolumuza devam ederiz.

SORU- [SİMULTANE TERCÜME] İki gün önce en tanınmış gazetecilerden biri Fatih Altaylı 4 yıl hapis cezası aldı. Bugün görüşmelerinizde insan hakları da dile getirildi mi ve bu durumun Türkiye-Almanya arasındaki ilişkiler açısından bir rolü var mı? Sayın Fidan, üyelik açısından AB üyelik sürecinde belli ertelemelerin olduğunu söylediniz. İnsan haklarının burada oynadığı rol nedir?

ALMANYA FEDERAL DIŞİŞLERİ BAKANI JOHANN WADEPHUL- [SİMULTANE TERCÜME]

https://www.youtube.com/live/x_vus1tGgBs?si=xEQ_XN1dtIB0Kb86&t=1461

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Üyelik sürecinde kriterlerin olması gerektiği konusunda hemfikir olduğumuzu konuşmamda da ifade ettim; bu oyunun kuralı, sistemin gerektirdiği bir husus. Bizim sorunumuz sürecin işlememesi, başlamaması, fasılların açılmaması. Bunlar açıldığı zaman sorun olan yerde durursunuz, olmayan yerde ilerlersiniz, ama Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle ilgili yenilenmiş bir üyelik perspektifinin pratikte hayata geçtiğini gördüğü durumlarda birçok şeyin kriterler açısından ışık hızıyla aslında rayına girdiğini de göreceksiniz.

SORU- [SİMULTANE TERCÜME] Birer sorum olacak. Şansölye Merz, Ukrayna barış planı için ABD’nin sadece Avrupa Birliği’nin de onayıyla ve bağımsız bir aktör olduğunu söyledi. Rusya’yla Ukrayna arasındaki bu barış sürecini ilerletme açısından siz ne diyorsunuz?

[TÜRKÇE] Sayın Bakanım size de sorumu Türkçe yöneltmek istiyorum. Özellikle son yıllarda Rusya-Ukrayna savaşında Avrupa’nın lokomotif ülkesi olarak adlandırdığımız ülkeler taraf olup barış isterken, Türkiye diplomasi masasını işaret ediyor. Son olarak Zelenskiy Türkiye’deydi, Türkiye bir barış görüşmesine tekrar şahitlik edecek mi? Teşekkürler.

ALMANYA FEDERAL DIŞİŞLERİ BAKANI JOHANN WADEPHUL- [SİMULTANE TERCÜME]

https://www.youtube.com/live/x_vus1tGgBs?si=QXiaKSvqdoYEGsh-&t=1639

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli basın mensupları; bildiğiniz gibi geçtiğimiz yaz İstanbul müzakereleri tekrar başladı, üç tur müzakereye ev sahipliği yaptık. Burada özellikle taraflar arasındaki doğrudan görüşmelerin birçok konuda verimli sonuçlar ürettiğini gördük. Şimdi ortaya çıkan, meslektaşımın da ifade ettiği gibi, Cenevre'deki yeni bir perspektif, onun öncesinde hazırlanan plan ve gittikçe bu planlar taraflar arasında tartışılarak evriliyor. Bir çerçevenin oluştuğunu görüyoruz, bunu da açıkçası memnuniyetle karşılıyoruz. Bu momentumun kaybedilmemesi lazım; bu müzakere zemininin, bu momentumun, şartlar ne kadar zor olursa olsun, kaybedilmemesi lazım. Buradan taraflar olarak yolumuza devam etmemiz lazım ve Türkiye bu konuda İstanbul müzakerelerine tekrar ev sahipliği yapmaya hazırdır. Taraflar arasındaki doğrudan müzakereleri destekliyoruz, bu konuda müzakere masasından kaçmamak lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın da defaatle dediği gibi “savaşın kazananı, barışın da kaybedeni olmaz”.

SORU- [SİMULTANE TERCÜME] Teşekkür ederim. Şimdi Sayın Wadephul, Almanya ve Avrupa Birliği Türkiye'deki bu Terörsüz Türkiye süreci açısından ne tür bir destek sağlayabilir? Almanya, Kürtlerin ve diğer Suriye'de bulunan kesimler için, ben Iraklı bir Kürt olarak bunu soruyorum, onun için Türkçe soramayacağım. Almanya Kürtler açısından Suriye'de bir federal sistemi destekliyor mu?

ALMANYA FEDERAL DIŞİŞLERİ BAKANI JOHANN WADEPHUL- [SİMULTANE TERCÜME]

https://www.youtube.com/live/x_vus1tGgBs?si=daHcWZ2eyaXeD_Hx&t=1864

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Terörsüz Türkiye süreci Türkiye'de çok şükür olumlu bir şekilde ilerlemekte. Türkiye'deki terörün nihai olarak son bulması ve bunun böyle bir süreçte taçlandırılması bizim gerçekten stratejik hedeflerimizden birisi, bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor. Avrupa'nın başta Almanya olmak üzere bu konudaki verdiği olumlu desteği de açıkçası takdirle karşılıyoruz. Tabii burada bazı önemli hususlar var, detaylar var, onlara da değinmek gerekiyor. Bölgede özellikle son 40 yıldır PKK eliyle başlatılan terör hareketinin tek ayağı Türkiye değil malumunuz, bu ayağın bulunduğu Irak var, bu ayağın bulunduğu Suriye var, bu ayağın bulunduğu İran var ve Almanya'da özellikle birçok PKK mensubu var. Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın kendi raporuna göre, Almanya’da 14 bin civarında PKK mensubu bulunmakta. Şimdi bütün bu aktörlerin aslında PKK terör örgütünün bu dört ülkedeki faaliyetini terörden nasıl daha farklı bir istikamete evirebiliriz, aslında özet bu. Avrupa, Türkiye, Suriye, Irak, İran hep beraber, buradaki terörü oluşturan şartların ortadan kalkması lazım ve burada ciddi şekilde terörle de mücadele edilmesi gerekiyor. Türkiye'deki süreç, Suriye'deki yeni, açıkçası son bir yıldır ortaya çıkan süreç olumlu şekilde ilerletildiği zaman terörün barışçıl yollardan bitirilmesi için fevkalade önemli bir araç olarak da kullanılacaktır.

Meslektaşım da ifade etti, Suriye'nin toprak bütünlüğü, egemenliği tabii fevkalade önemli, bu konuda kendisine katılıyorum. Suriye'de ileride bölünmeyi ortaya çıkartacak bir arayış yerine, aslında bütün insanların kendini eşit hissettiği, eşit olduğu, kendi kimliğini, kültürünü ifade etmekten çekinmediği, buna haklarının olduğu, aynı zamanda da ülkenin ve toplumun ürettiği, bütün refahın tamamına erişebilen ve ülkenin bütün gücünde ortak söz sahibi olabilen bir sisteme ihtiyaç var. Daha eski sistemlerin bölgede kullanılma arayışlarının akıllıca olacağını da açıkçası düşünmüyorum. Anayasal, eşit vatandaşlık temelinde, herkesin kendini o ülkenin eşit bireyi, yurttaşı hissettiği, kendi kimliğini de ifade edebildiği ve bütün haklardan, hürriyetlerden ve refahtan istifade ettiği bir Suriye'nin daha modern, insanlığın geliştirdiği daha nitelikli en son yazılım olduğunu düşünüyorum, siyasi yazılım olduğunu. Bu konuda adım atarlarsa kendileri için de iyi olur. Ama dediğim gibi burada insanların siyasal ideolojisini değiştirmek gibi bir durumda değiliz, ama politik metodolojileri önemli. Burada insanların siyasal hedeflerine ulaşmak için politik şiddeti kullanmaları, teröre gitmeleri sorun alanı, kurtulmaya çalıştığımız şey o, sahip oldukları fikirler değil. O fikirlerle fikirle mücadele edersiniz, başka zeminler ortaya getirirsiniz, ama politik şiddeti ve terörü araç edinen yapıları şu anda kurduğumuz mekanizmalarla süreç yoluyla ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. İnşallah umuyoruz hep beraber başarılı oluruz çünkü bölgemizin buna ihtiyacı var, bölgemiz bunu çoktan hak ediyor.

* Interpress deşifresidir.