Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan'ın Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuk Jeremic ile Ortak Basın Toplantısı, Ankara, 20 Mart 2009


SAYIN BAKANIMIZ: Çok Değerli basın mensupları, bugün değerli konuğum Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuk Jeremiç ile yararlı görüşmeler gerçekleştirdik. Sayın Bakan, dün İstanbul’da Sabancı Üniversitesinde bir konuşma yaptı ve bu konuşmada dile getirdiği Türkiye-Sırbistan ilişkilerinin geleceğine yönelik saptamalarına ve beklentilerine aynen katıldığımı belirtmek istiyorum. Bugün samimi bir ortamda gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde ikili ilişkilerimizin yanısıra bölgesel ve uluslararası gelişmeler üzerinde de ayrıntılı görüş alışverişinde bulunduk. Pek çok konuda düşüncelerimizin ve geleceğe yönelik vizyonumuzun benzer olduğunu memnuniyetle gördük. İkili ilişkilerimizin her alanda daha da ileriye götürülmesi amacıyla neler yapabileceğimizi gözden geçirdik.

Başta üst düzey ziyaretler olmak üzere, karşılıklı temasları arttırmaya karar verdik. Ekonomi, kültür ve turizm alanlarında daha kapsamlı işbirliği yapılması konusunda da görüş birliğine vardık. Savunma sanayii konusundaki ilişkilerimizin ve diğer askeri ilişkilerimizin ivme kaybetmeden geliştiğini de memnuniyetle tespit ettik ve önümüzdeki dönemde ekonomik ve ticari ilişkilerimiz konusuna daha da fazla eğilmeye karar verdik. Karma ekonomik komisyon toplantılarının ve Türk-Sırp İş Konseyi toplantılarının yeniden canlandırılması üzerinde durduk.

Ben, değerli meslektaşımın bu ziyaretinin Türk-Sırbistan ilişkilerine ivme kazandıracak önemli bir adım olduğuna inanıyorum ve şunu da ifade etmek istiyorum ki Sırbistan’dan Türkiye’ye yapılan ilk Dışişleri Bakanı ziyaretidir. Dolayısıyla, bu açıdan da baktığımızda tarihi bir önemi de bulunmaktadır bu ziyaretin. Bu çerçevede, biraz önce imzaladığımız protokol Bakanlıklarımız arasındaki işbirliği ile alakalıdır ve iki Dışişleri Bakanlığı bundan sonra farklı konularda daha yakın beraber çalışacaktır. Yaptığımız görüşmelerde, ikili ilişkilerimizin yanısıra bölgemizi ilgilendiren meseleler hakkında da görüş alışverişinde bulunduk. Kuşkusuz, Balkanlardaki genel durum önemli gündem maddelerimizden bir tanesiydi. Türkiye, Sırbistan’ın Balkanlarda barış ve istikrarın vazgeçilmez aktörü olduğunun bilincindedir ve bu yönde üzerine düşen önemli rolü oynayacağına da inanmaktadır. Türkiye olarak, Sırbistan’ın Avrupa Birliği içerisinde yer almasının çok önemli olduğuna ve Sırbistan’ın Avrupa Birliği ile bütünleşme hedefine kararlılıkla ilerleyeceğine inanıyoruz. Balkanların özgün kimliğini, istikrar, barış ve refah üretecek bir mekanizmaya döndürebilecek potansiyele en fazla sahip iki ülke olarak Türkiye ve Sırbistan’ı görüyoruz. Bu nedenle, ikili ilişkilerimizin gelişmesinin bölgesel işbirliği açısından da olumlu yansımaları olacaktır. Değerli dostum Sırbistan Dışişleri Bakanı Sayın Jeremiç ve heyetinin bu ziyaretinin ikili ilişkilerimize yeni bir ivme kazandırması açısından çok zamanlı bir ziyaret olduğunu düşünüyorum. Bugün verimli, başarılı görüşmeler gerçekleştirdik. Ve sözü şimdi kendisine bırakıyorum.

KONUK BAKAN: I want to thank you Ali very much for your kind hospitality and truly honored to be first Minister of Foreign Affairs of Serbia in history to be visiting the Turkish Republic. It’s my privilege to be the first one and I can say that I am very pleased with our discussions that we held today. We have focused on our bilateral relations. We spent most of our time talking about bilateral relations and also discussed the issues of regional peace and stability when it comes to the Balkans. What I said to Ali is when we talk about the Balkans we of course mean Turkey as well. Not all of our European friends and colleagues understand that saying the Balkans also means Turkey. But it does. I want to say that we consider Turkey a key partner of Serbia when it comes to peace and stability of the region, of the Balkans. And here I share the view with my good friend and my dear colleague Ali, that Serbia and Turkey are two key countries when it comes to stabilizing the region. I think we can do much more in the economic sphere. We discussed a lot what we are going to do together in the field of economy. And I can say that we discussed a number of infrastructure projects that the Serbian government and the Turkish government are prepared to support under these difficult global economic circumstances. I think that there is chance for a beginning in the Serbian-Turkish relations. Especially in the field of economy; your construction companies are world-known, are world-class and our government wants to engage with Turkey in a number of infrastructure, key infrastructure projects in the region. This is what we discussed. We also discussed free flow of goods and services and people in the Balkans. And we agreed that the next step is to move towards liberalization of the traveling regime for the citizens of our two respective nations. This is going to be a process and the first step of the process is going to be as of next week. I hope that this process is going to ultimately lead to the full liberalization of the traveling regime between our two countries. We also discussed the free trade arrangement, free trade agreement between our two countries and I hope that by the end of this year we are going to be in a situation to totally liberalize the flow of services and goods between our two nations. Serbia has the central strategic priority that is the EU integration and in this sense we have the same vision like the Turkish government. The vision of the integrated Europe that involves the Balkans, that involves Turkey as well. And we are going to maintain this vision in the face of the difficulties. They are shared by all nations of the world including the European nations at this moment. We discussed our differences as well. Because that’s what friends are supposed to do. There are some differences. There are some open questions. But the way we have addressed these open questions I think allow for the engagement and for pushing forward and the fields when there are no open questions. I think that both Turkish and Serbian governments are strong and confident enough in our joint vision and our common interests that we can find a way of compartmentalizing issues that are unfortunately still dividing us and concentrating on issues that are pulling us closer together. Thank you


SORU: Önce misafir Sayın Bakana bir sorum var. Bu görüşmenizde Kosova’nın bağımsızlığının tanınması konusunda bir ilerleme kaydedeceğiniz gündeme geldi mi? Size de sorum. Erbil’de bir konferansın düzenleneceği belirtiliyor. Talabani de söylemişti bunu. Türk Dışişleri Bakanlığı bu konferansı destekleyecek mi? Veya bir öngörüsü var mı bu konferansla ilgili teşekkürler.

KONUK BAKAN: Well, I think this is probably the most important open issue that exist between our two countries and I think we would not do our friendship a service if we would try to ignore the fact that we are different in opinion. We understand what the Turkish position is and I think that Turkish side understands very well after our meetings today that what is Serbian position. And I can say that our position is not going to change in this way. We are going to continue our diplomatic and peaceful engagement with the international community and trying to resolve the issue of the status of Kosovo that is acceptable to all parties and in line with international law. Having said that I think it is worth raising again the fact that we have found ways of compartmentalizing our differences including this one for the sake of pushing forward the common agenda. And that is first and the foremost the agenda of peaceful, stable and prosperous Balkans on the way to its full integration in the European Union.

SAYIN BAKANIMIZ: Ben de şunu eklemek istiyorum ki Kosova konusunda Sırbistan’ın ve Türkiye’nin farklı pozisyonları var. Ancak, bu konuda pozisyonlarımızın farklı olması Sırbistan ile Türkiye arasındaki işbirliğinin ilerlemesine engel olmamalı diye düşünüyoruz. Zaten, bugünkü toplantımızın da ana teması buydu. Yani, pek çok alanda daha fazla nasıl işbirliği yapabiliriz? İkili ilişkilerimizi, siyasi anlamda, ekonomik anlamda, kültürel anlamda, askeri konularda nasıl ilerletiriz? Sırbistan ile Türkiye, beraberce bölgemizde, Balkanlarda daha fazla neler yapabilir? Bu bölgedeki istikrarı güçlendirmek için, güvenliği artırmak için, bölgeye refah getirmek için beraber neler yapabiliriz, bu konuları konuştuk ve bundan sonraki dönemde de bu konularda yakın bir temas ve işbirliği içerisinde olmaya karar verdik bugünkü toplantımızda.

Bu konferansla ilgili sorduğunuz soruya gelince; böyle bir konferansın olabileceği epeydir, üç dört aydır zaten gündemde olan bir konu. Biz, bunu Irak tarafıyla da konuştuk, değerlendirdik. Tabii bu onların düzenleyeceği bir konferanstır. Bunun zamanlamasına, gündemine, kimlerin davet edileceğine nihayetinde kendileri karar verecektir. Önemli olan tabii bütün bu çabaların sonunda olumlu sonuçlar elde edebilmektir.

Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla, Irak’ın kendi içindeki birliği, bütünlüğü, bunun kuvvetlendirilmesi amacıyla, aynı zamanda her iki ülke arasındaki ilişkiyi adeta zehirleyen bir unsur olan bu terör örgütünün varlığının nasıl sona ereceği konusunda atılacak bütün adımlara, yapılacak bütün çalışmalara biz, Türkiye olarak, kuşkusuz destek veririz. Ama dediğim gibi, benim bildiğim kadarıyla henüz zamanlaması, gündemi ve kimin davet edileceği konusunda çalışmaları devam ediyor. Sonuç olumlu olduktan sonra, dediğim gibi, arzu edilen hedefleri ortaya koyan bir konferans olduktan sonra, böyle bir konferansa bizim itiraz etmemiz yâ da çekince koymamız söz konusu olmaz.

SORU: Bu konferansa Türkiye’den bir temsilcinin gönderilmesini öngörüyor musunuz? Sonuçta bu Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren bir konu.

SAYIN BAKANIMIZIN CEVABI: Böyle bir davet olduğunu ya da olacağını ben zannetmiyorum. Çünkü bu, ağırlıklı olarak onların kendi içlerinde yaptıkları bir çalışma. Ama gözlem amacıyla, gözlemci olarak özel davet düşünülürse, tabii öyle bir davet geldiğinde de bunu dikkate alırız ve değerlendiririz.

SORU: Biliyorsunuz konferansa PKK’nın da davet edilmesi söz konusu. PKK’nın davet edildiği bir konferansa Türkiye’nin tepkisi nasıl olur. Olumlu mu bakıyor yine de Türkiye. Çünkü terör örgütü sonuçta. İkinci sorum Fransa da..

SAYIN BAKANIMIZIN CEVABI: Kimin davet edileceği konusunda henüz nihai kararlarını verdiklerini ben zannetmiyorum.

SORU: İkincisi de Fransa’nın NATO’nun askeri kanadına dönmesiyle ilgili olarak; Türkiye, diğer NATO ülkeleriyle etkileşim halinde mi? Bir mektup alışverişi yapılıyor mu? Teşekkürler.

SAYIN BAKANIMIZ: Bu ikinci sorunuzla ilgili biliyorsunuz, Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Sarkozy’nin geçtiğimiz günlerde bu konuyla ilgili bir açıklaması oldu. Arkasından Sayın Kouchner’in sanırım Le Monde’de yazdığı niyetlerini anlatan bir makale vardı. Üç gün önce de Fransız Meclisi’nde bir oylama yapıldı ve bu oylamada milletvekillerinin yarıdan fazlası bunu destekledi. Ben, daha öncede söylemiştim. Biz, NATO’nun güçlü bir kurum olmasını, güçlü bir ittifak olmasını her zaman desteklemişizdir. Fransa’nın geri dönüşüne pek çok NATO üyesi destek vermektedir, bunu olumlu algılamaktadır.

Ancak, bunun modaliteleri konuşulacaktır. Belli prosedürler vardır; o prosedürler kuşkusuz uygulanacaktır ve dün Fransız Dışişleri Bakanının beni araması vesilesiyle yaptığımız telefon görüşmesinde de bu niyetlerini yakında yazılı olarak da bütün NATO üyelerine bildireceklerini söylediler. Tabii elimizde yazılı olarak geçtikten sonra da biz, değerlendirmelerimizi yapacağız. Bu, NATO’nun ilgili kurumlarında kuşkusuz değerlendirilecektir. Ama dediğim gibi, genel anlamda NATO’da bu olumlu değerlendirilen bir adımdır. NATO’yu güçlendirecek bir adım olarak değerlendirilmektedir. Ama modaliteleri ve prosedür de ne ise kuşkusuz uygulanacaktır, bunlar da konuşulacaktır.

Sayın Bakana sorular varsa önce onları alalım

SORU: Kosova konusunda Türkiye ile bu kadar taban tabana pozisyon, Kosova konusu bu kadar zıtken bölgenin istikrarı için nasıl bir işbirliği yapmayı düşünüyorsunuz, böyle bir yol haritası ya da bir projeksiyon var mı kafanızda? Bu sorun böyle kalsın, bir kenara koyalım, bir taraftan ikili ilişkileri götürelim mi diyorsunuz; yoksa bölgenin istikrarı için özel spesifik düşünceniz var mı? Yine bu Kosova konusunda Türkiye ve Sırbistan arasındaki ayrılığın Obama yönetimi ile birlikte değişebileceğini yeni dönemde yeni değişiklikler olabileceğini öngörüyor musunuz? Yoksa bu böyle kalacak kilit mi diyorsunuz? Bunu öğrenmek istiyorum.

KONUK BAKAN: On Kosovo the government of Serbia decided to apply all peaceful, political, diplomatic and legal tools in defending what we believe is our sovereignty and territorial integrity as guaranteed by the international legal obligations and international law. And the point is the process that starts in April in front of the International Court of Justice in The Hague and that relates to addressing the legality of the act of secession by Kosovo’s unilateral declaration of independence. This is the process that going to take a while and de facto this is legal process right now. So once the court is deliberating this issue and frankly don’t know how the court is going to take place, how long does it take to the court to deliberate the issue. I don’t see any reason why would be suspending our lives and other fields while the court is deliberating on this. So we can engage in all aspects of bilateral contact, we can engage regional as well while the court is deliberating. Once the court delivers the ruling, I think we going to be in a situation to revisit whether the current division, whether the current gap in our positions and understanding can be closed in the future. Right now it is in front of the court. After the court decides, we are going to try to revisit. I hope that by the time court decides Ali and us will be still doing this job and if we are still in the position, then we can talk about it again. Here in the meantime there are some many other things that we can do while the court is looking at this. I have my opinion as what the court is going to say and Ali probably has his opinion as what the court is going to say. But let us see what the court has got to say and then talk about this. It is not going to be tomorrow; it is not going to be next month. That’s probably not going to be this year either. We will address it, when the right time comes.

SORU: Sayın Bakan, Kosova ihtilafı ortada; bunu konuştunuz, işbirliğini iki ülkenin, bölgesel istikrarı ve barışı için işbirliği kararı aldınız. Fakat bu ziyaret Kosova-Türkiye ilişkilerini nasıl etkileyecek? Türkiye’nin Kosova’ya açık desteği sürecek mi? Özellikle daha fazla ülke tarafından tanınması anlamında soruyorum

SAYIN BAKANIMIZ: Ben daha önceki soruya cevap verdiğimde de söyledim. Kosova konusundaki pozisyonlarımız farklı. Yani Sırbistan’la Türkiye’nin pozisyonu farklı. Ama bu, işbirliğini geliştirmeye bir engel olmamalı diyoruz. Sırbistan tarafı da böyle diyor. Değerli dostumun bu konudaki görüşleri de böyle. Dolayısıyla siyasi irade olduktan sonra biz bunu ikili ilişkilerimizin geliştirilmesi ve bölgesi işbirliğinin geliştirilmesi açısından bir engel olarak görmüyoruz.

SORU: Sayın Bakan, bugün bir gazetenin manşetinde vardı, İsrail Basınında da yer aldı. Türkiye’nin Filistin’de bir dava için arşivlerini açarak bir tapu verdiğine ilişkin haberler vardı. Bu tapu verilmiş midir? Verildiyse bu konuda Türkiye’nin barış için bir alternatif plan olarak da daha önce de böyle şeyleri düşünüyordu, başka tapular için talep var mıdır? Osmanlı arşivleri açılacak mı başka tapular için de yoksa bir kerelik miydi?

SAYIN BAKANIMIZ: Tapu vermek derken; tapusunu biz verdik demek istemiyorsunuz. Anlıyorum ne demek istediğinizi. Şimdi şöyle, bizim biliyorsunuz tapu kayıtları açık. Yani, kim Osmanlı dönemiyle alakalı ne tür bir talepte bulunursa biz bu talepleri karşılıyoruz. Bizim genel politikamız bu. Yani, İsrail’e ya da bahsettiğiniz meseleye özel atılmış bir adım değildir bu. Yani çok aksine sonuç verecek davalar da olabilir. Tamamen farklı sonuç verecek davalar da olabilir, ama biz o noktada da açığız. Önemli olan adaletin yerini bulmasıdır. Eğer bu çok geniş coğrafyada Osmanlı İmparatorluğu uzunca bir süre hâkim olduysa ve bu kayıtlar çok düzenli bir şekilde tutulduysa, bu ancak Türkiye’nin övüneceği bir unsurdur doğrusu, onur duyacağı bir unsurdur. Ve bu tür talepler, Ortadoğu’dan değil, başka bölgelerden de gelebilir. Bizim genel politikamız; tapu kayıtlarıyla ilgili herhangi bir araştırma, herhangi bir soru geldiğinde kayıtlarımızı açıyoruz. Gerçek neyse, adalet neyse yerini bulsun diyoruz. Tabii o kayıtlardan alıp, inceleyecek mahkeme ya da yargı organları, artık her kimse kendi kararını o kayıtlara göre veriyor. Politikamız, o konuda tamamen açık olmak yönünde. Evet teşekkür ediyorum.