Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan'ın Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ile Ortak Basın Toplantısı, Ankara, 23 Ocak 2009

SAYIN BAKANIMIZ: Değerli basın mensupları, Irak Dışişleri Bakanı Sayın Hoşyar Zebari heyetiyle beraber ülkemizi ziyaret etmekte. Biliyorsunuz, 2008 yılı Irak açısından pek çok yönden olumlu seyir izleyen bir yıl oldu. Her ne kadar ara ara sorunlar olsa da, güvenlikle ilgili durum önceki yıllara göre daha da iyileşmektedir. Yine 2008 yılı, Irak’ta Yerel Seçimler Yasası’nın geçtiği ve SOFA anlaşması’nın yapıldığı bir yıl odu. 2009 yılında ise, önümüzdeki hafta Cumartesi günü, ayın 31’inde, yine Irak’ta yerel seçimler var, yıl ortasında yine belli bölgelerde yerel seçimler var, yıl sonunda da genel seçimler var.

Biz, Irak’ın siyasi birliği için, Irak’ın toprak bütünlüğü için en başından buyana Irak’a güçlü bir destek verdik. Irak’taki bütün gruplarla temas içerisinde olduk, temas içerisindeyiz ve Irak’ın istikrarlı, güven içerisinde yaşayan müreffeh bir ülke olması için de elimizden gelen her türlü desteği veriyoruz, her türlü çabayı gösteriyoruz. Yine 2009 yılı içerisinde Irak’ta özellikle Gelir Paylaşımı ve Hidrokarbon Yasası önemli olacaktır. Bu yasanın çıkması için Irak Hükümeti, Irak Meclisi çalışma içerisinde olacaklardır. Bizi bunu da 2009 açısından önemli görüyoruz. Sayın Zebari ile beraber bugün yaptığımız toplantıda Irak’taki genel durumu ele aldık, 2009 yılını değerlendirdik ve ülkelerimiz arasındaki ilişkileri detaylı bir şekilde ele aldık.

Biliyorsunuz, Sayın Başbakanımızın geçen yıl Temmuz ayında Bağdat ziyaretinde, Başbakan Nuri El Maliki ile beraber imzaladığı ve beraber başlattıkları Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi oluşmuş durumda. Bu Konsey’in Bakanlar seviyesindeki toplantısını bundan 4-5 hafta kadar sonra İstanbul’da gerçekleştirmeye de bugünkü toplantımızda karar verdik ve her iki ülkeden de ilgili Bakanlar, özellikle ikili ilişkilerimiz açısından düşündüğümüzde yoğun gündemi olan Bakanları, Iraklı ve Türk Bakanları İstanbul’da biraraya getireceğiz. Çünkü bu Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin koordinasyonundan da Sayın Bakan Zebari ve ben sorumluyum. Başbakanlar arasında imzalanan belgeye göre, bu işin koordinasyonunu iki ülkenin Dışişleri Bakanları yapıyor.

Ayrıca, her iki ülke açısından da önemli bir konu olan, ekonomik ilişkileri, ticari ilişkileri, enerji konusundaki işbirliğini ele aldık ve önümüzdeki dönemde bu alanlardaki işbirliğini nasıl geliştirebiliriz, bunları görüştük.

İki ülkenin ortak gündeminde yer alan ve zaman zaman da ilişkilerimizi olumsuz etkileyen terör konusunu da bugünkü toplantımızda değerlendirdik. Biliyorsunuz, terörizmle mücadele konusunda hem Irak Merkezi Hükümetiyle, hem de Irak’ın Kuzeyi’ndeki yerel yönetimle sürdürmekte olduğumuz bir diyalog var ve başlatmış olduğumuz da bir üçlü mekanizma var. Bu üçlü mekanizmada Türkiye, Irak ve ABD yer alıyor. Heyetlerimiz toplanırken hem askeri kanattan, hem Dışişleri Bakanlıklarımızdan, hem de ilgili diğer birimlerimizden arkadaşlarımız katılıyor. Bu üçlü işbirliği mekanizmasının da şimdiye kadar teknik seviyede toplantıları yapıldı. En son toplantı yanılmıyorsam bir hafta önce yine Bağdat’ta gerçekleşti. Burada sonuç almaya yönelik, hedefe yönelik çalışmaları hep beraber, birlikte yürütüyoruz.

Ben tekrar bu ziyareti sebebiyle değerli meslektaşıma, Sayın Zebari’ye teşekkür ediyorum. Ülkelerimiz arasındaki ilişkileri değerlendirmek ve aynı zamanda bölgesel konuları da ele almak açısından faydalı bir ziyaret oldu. Kuşkusuz, Gazze’deki durumu değerlendirdik. Kendisi Kuveyt’ten geliyor. Kuveyt’te Arap Ligi Zirvesi yapıldı. Arap Ligi Zirvesi’yle ilgili izlenimlerini bize aktardı. Bu da yine bugünkü toplantımızda önemli bir gündem maddesiydi. Ben tekrar teşekkür ediyorum ve söze kendisine bırakıyorum.


KONUK BAKAN: Bugün birlikte gerçekleştirdiğimiz görüşmelere ilişkin bu güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim değerli kardeşim, değerli dostum. Ben, bugünkü görüşmelerimizin sonucundan gayet memnunum. Son derece dostane, yapıcı ve net bir biçimde görüşmeler gerçekleştirdik. Geçen yıl Türkiye-Irak ilişkilerinde neredeydik diye baktığımda, onu bugünle kıyasladığımda, sizin sayenizde, Hükümetin sayesinde ve ilgili bütün tarafların katkıları sayesinde dostluk yönünde bir ilerleme olduğunu görüyorum. Karşılıklı olarak ilgili konuların diyalog yoluyla, kardeşçe, karşılıklı görüşmelerle ilerlemekte olduğunu görüyorum.

Sayın Dışişleri Bakanı Babacan’ın da söylediği gibi, görüşmelerimizde pek çok konuyu ele aldık. Bölgesel, uluslararası, ulusal, ikili, üç taraflı birtakım konulara değindik. Ama özellikle, altını çizdiğimiz bir konu başlığı vardı; Başbakanınızın geçen yaz Bağdat’a yaptığı ziyarette imzalanmış bir bildirge var. Bu da Türkiye ile Irak arasında yüksek düzeyde Stratejik İşbirliği Konseyi kurulmasına yönelikti. Bu Konsey’in, güvenlikle, askerlikle, enerjiyle, ekonomiyle, ticaretle, sınır konularıyla ilgili iki ülke arasındaki bütün işbirliği konularını ele alması öngörülmüştü. Şimdi bu Konsey’i hayata geçirmenin zamanı geldi. Biz de Bakanlar seviyesindeki ilk toplantıyı önümüzdeki haftalarda, İstanbul’da gerçekleştiriyor olacağız. Birkaç hafta sonra iki ülkenin Dışişleri Bakanları ve ilgili diğer Bakanların katılımıyla Bakanlar düzeyindeki ilk toplantı yapılacak; Konsey mekanizması daha somut bir şekilde hayata geçirilmiş olacak.

Ayrıca Türkiye, üçlü mekanizmalar konusunda da anlayış ve destek gösteriyor. Özellikle, terörizmin getirdiği zorluklarla ilgili, askeri alandaki işbirliği ve istihbarat alanındaki işbirliği konusunda Türkiye-Irak-ABD mekanizması var. Şu ana kadar Bağdat’ta bazı çalışmalar ve görüşmeler gerçekleştirildi. Bu üçlü işbirliği mekanizmasını temsil edecek bir ortak komuta merkezinin Erbil’de kurulması planlanıyor. Türk Hükümeti’nin Irak’ın Kuzeyindeki Yerel Yönetim ile gerçekleştirdiği işbirliğinin, hem Türkiye, hem Irak ve herkes için oldukça anlamlı ve yapıcı olduğunu düşünüyoruz ve bundan da memnunuz.

Ayrıca, önemli başka konulara da değindik. Bu yıl iki ülke arasındaki ticaret dengesi 5 milyar ABD Doları’na ulaştı. Bu rakamı daha da artırmak istiyoruz. Irak tarafının bu yönde bir isteği var. Bu rakamı daha da yükseltmek için potansiyel de var.

Türkiye’nin bölgedeki aktif diplomasisini memnuniyetle karşılıyoruz. Türk Hükümeti, son dönemde bölgede özellikle yoğun diplomatik faaliyetler gösterdi. Tekrar bugün burada, Ankara’da olmaktan duyduğum memnuniyeti dile getirmek istiyorum. Dostların arasındayım. Salona baktığımda aşina olduğum pek çok yüz görüyorum. Yıllar içinde görmeye alıştığımız yüzler görüyorum. Çok teşekkür ediyorum, ev sahipliğiniz için, konukseverliğiniz için. Bugün Ankara’da olmak benim için çok güzel diyerek sözlerimi bitiriyorum.

SAYIN BAKANIMIZ: Evet birkaç soru alalım.

SORU: Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Irak gezisi, kulağındaki sağlık problemi nedeniyle ertelendi. Şimdi Suriye’ye ve Suudi Arabistan’a gidecekler. Neden önce Irak’a gitmedi. Acaba siyasi problem var mı?

(İkinci soru Arapça sorulmuştur. Konuk Bakan bilahare Arapça yanıtladığı bu soruyu ve yanıtını İngilizce olarak özetlemiştir)

SAYIN BAKANIMIZ: Ben ilk soruya hemen cevap vereyim. Biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanımızın Aralık ayı içerisinde Irak’a bir devlet ziyareti yapması öngörülüyordu. Bu uzun zamandan buyana Türkiye’den Irak’a Cumhurbaşkanı seviyesinde yapılacak ilk ziyaret olacaktı. Ancak, sizin de dediğiniz gibi, bazı sağlık sorunları nedeniyle bu ziyaretini ertelemek zorunda kaldı. Bu ziyaretin en kısa zamanda gerçekleştirilmesiyle ilgili tarih çalışmaları karşılıklı olarak devam ediyor. Yoksa bu ziyaretin gerçekleşmemiş olması, ya da gecikmiş olmasının siyasi hiçbir sebebi yok. En kısa zamanda ben bu ziyaretin gerçekleşeceğini bekliyorum.

KONUK BAKAN: İkinci soru Arapça soruldu, Arapça cevaplayacağım ama sizin işinizi kolaylaştırmak için şöyle söyleyeyim. Dendi ki PKK terörizmi ile savaşmak, mücadele etmek için bir yol haritası üzerinde anlaşıldı mı? Her seferinde anlaştık üzerinde diyorsunuz, ama aslında bir anlaşma yok.

Soruya şöyle cevap verdim: Ben, şahsen yol haritalarını sevmiyorum. Çünkü yol haritaları bugüne kadar çeşitli vesilelerle başarısız oldu. Ama Türkiye, Irak ve Irak’ın Kuzeyindeki Yerel Yönetim yetkilileri arasında yeni bir ortam, yeni bir işbirliği ve anlayış atmosferi var. Plan, bu üçlü mekanizmaları bazı pratik konularda aktif haline getirmek. Örneğin PKK terörizmiyle mücadele gibi. Irak-Türkiye ilişkilerindeki bu zehirli unsuru ortadan kaldırmak için siyasi, ekonomik, askeri ve istihbaratla ilgili bir dizi tedbirler alınacaktır. Dolayısıyla daha iyi bir anlayış, daha iyi bir ortam ve atmosfer var Irak’la Türkiye arasında. Bu atmosfer de, bu sorunla başa çıkabilmek için birlikte daha iyi çalışmak niyetini içeriyor.

SAYIN BAKANIMIZ: Ben de müsaadenizle birkaç şey eklemek istiyorum bu konuya. Biliyorsunuz, PKK terör örgütü Türkiye’de yıllardır binlerce sivil ya da sivil olmayan insanımızın canına kastetmiştir ve bu örgütün faaliyetlerinin sona erdirilmesi, örgütün bertaraf edilmesi, gerçekten, Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerin tamamen normalleşmesi için olmazsa olmaz bir adımdır. Biz, Irak’ın Merkezi Hükümeti’nde bu örgütle ilgili duruşun çok somut bir şekilde var olduğunu gördük. Benim geçen seneki, hatta 2007’deki Bağdat ziyaretimde Irak Merkezi Hükümeti’nin siyasi duruşu gerçekten somut, kuvvetli bir duruştu. Şimdi Irak’ın Kuzeyindeki yerel yönetimle de başlatmış olduğumuz diyalog ve kurmuş olduğumuz bu üçlü mekanizma çerçevesinde çalışmalar devam ediyor.

Bu çalışmaların somut sonuçlar elde edecek şekilde devam etmesi, bu çalışmaların yoğunlaştırılması büyük önem taşıyor. Burada niyetlere, ifadelere baktığımız zaman, genel anlamda eskiye oranla daha olumlu bir tablo görüyoruz. Ama kuşkusuz, hep beraber somut sonuç alacak adımların sıklaştırılması gerekiyor. Siyasi duruş, siyasi söylemin ötesinde, adımların daha somutlaştırılması gerekiyor. Bugüne kadar bazı adımlar da atıldı. Onu da biz inkâr edemeyiz. Arazide, Irak’ın Kuzeyinde somut adımlar atıldı. Ama bu adımların daha çoğalmasını ve çalışmaların koordinasyon içerisinde sonuç getirici şekilde yürümesini biz önemsiyoruz.

SORU: Amerika’da Salı günü göreve gelen Obama seçim döneminde Irak’tan 16 aylık bir dönemde Amerikan askerlerinin çekilebileceği yönünde bir takvim vermişti. Acaba siz Irak yönetimi olarak bu takvimi gerçekçi buluyor musunuz? Henüz Amerika’da bu yönde açıklanmış bir takvim olmaması acaba Irak yönetiminin bu 16 aylık süreyi erken bulmasıyla doğru orantılı olabilir mi?

KONUK BAKAN: Amerika’daki yeni Başkan Obama’yla temaslarımız oldu ve bize şu iletildi. Dendi ki Başkan Obama’nın politikaları bir devamlılık politikası mahiyetinde olacaktır. Birliklerin çekilmesiyle ilgili Amerika’yla imzalanan anlaşmaya önem verildiğini söylediler. Takvim olarak da, Amerikan askerlerinin son çıkış tarihi olarak 2011 tarihi verildi. Başkan Obama, seçim kampanyası sırasında 16 ay demişti. Ama yeni idarenin bize ilettiği şu: “kuvvetlerin Irak’tan çekilmesi konusunda gereğinden fazla erken ya da prematüre bir aşamada, hazırlıksız bir aşamada karar alınmayacaktır, aceleci olunmayacaktır” dendi. “Bu yönde karar alınırken sahadaki askeri personelle ve Irak Hükümeti’yle yakın istişarede bulunacağız” dendi.

2009 için baktığımızda en azından, bir taahhüt olduğunu söylemek mümkün. Mevcut siyasi gelişmelere baktığımızda, Sayın Babacan’ında bahsettiği gibi, 2009 yılında Irak’ta 3 önemli seçim olacak. O bakımdan 2009, Irak’ın gelecekteki istikrarı ve siyasi sistemi için de kritik derecede önemli bir yıl. O yüzden de ben şahsen, Irak’tan 2009’da önemli boyutta bir çıkış olacağını zannetmiyorum. Çünkü ABD açısından, Irak açısından, bölge açısından, herkes açısından 2009 kritik bir yıl çünkü.

SAYIN BAKANIMIZ: Irak’ın gerçek anlamda bağımsız ve gerçek anlamda egemen bir ülke olması açısından bu SOFA Anlaşması’nı biz de çok önemsedik, destek verdik. Ve yanılmıyorsam 2009’un, bu yılın Haziran sonuna kadar da Amerikan Birlikleri kırsal alandan çekilip merkezlerde toplanacak ve bu geri çekilme işlemi 2011’in sonuna kadar da tamamen tamamlanmış olacak. Bu yılki seçimler tabii bizim de önem verdiğimiz bir konu. Irak’ta demokrasinin derinleşmesi açısından, Irak’ta yaşayan herkesin, Irak vatandaşı olan herkesin siyasi sistem içerisinde yerini alması ve arzusunu, isteğini siyasi mekanizmalar içerisinde ortaya koyması gerçekten önemli olacak. Irak’ta demokrasinin oturması açısından 2009, önemli bir sınav yılı olacak. Biz de bu seçimlerin, her üç grup seçimin de, başarılı geçmesini gerçekten ümit ediyoruz, diliyoruz.

SORU: SOFA’yla birlikte, güvenlik anlaşmasının yürürlüğe girmesiyle birlikte hava sahası da Bağdat hükümetine ait olacak. Bundan sonraki süreçte Hükümetinizin Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK varlığına dair havadan sınır ötesi operasyonlarına yaklaşımınız ne olacak? Hükümetinizin sınır ötesi operasyonlara yaklaşımı ne yönde olacak?

KONUK BAKAN: Tam ne demek istediğinizi doğru anladım mı bilmiyorum, ama şöyle cevap vereyim. Irak Hükümeti, Türk Hükümeti ve Amerika Hükümeti’nden oluşturulacak üç taraflı Ortak Merkez, birlikte çalışmak için bir kilit merkez olacaktır. Merkez, sınır güvenliğinin sağlanması konusunda Irak’a, Türkiye’ye ve iki ülke halkına yardımcı olacak ve Türkiye’ye yönelik sınır ötesi saldırıları önleyecektir. Nihai hedef bu. Ama o aşamaya gelene kadar bir dizi tedbir alınması tabii ki gerekecektir. Biz, Irak Hükümeti olarak tedbirler alıyoruz. Bölge Yönetimi de bunun gerçekleşmesi için tedbirler alıyor.

SORU: Duymuşsunuz belki, TRT televizyonu Kürtçe dilinde de yayın yapmaya başladı. Ben şahsen merak ediyorum öncelikle, hiç bu yayınları izlediniz mi? Eğer izlediyseniz nasıl bir reaksiyonunuz oldu. Çünkü TRT bu adımı kritik bir dönemeçten sonra, Türk Hükümeti Kuzey ile diyalogu başlattıktan sonra attı. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?

KONUK BAKAN: Olumlu karşılıyoruz biz bu yayını. Doğru bir karardı bizce. Biraz geç kaldı belki, ama geç olması hiç olmamasından daha iyi. Bu Kürtçe yayın kararı, akıllıca, iyi bir karardı bence. Biz, Irak’ta Kürtçe yayınları 1950’lerin sonunda başlattık. Bunun şimdi Türkiye’de de olmuş olması akıllıca bir adım bence. Ben de şahsen izledim bu yayını. Bu bir başlangıçtır diye düşünüyorum. Pek çok kişinin de izlediğinden eminim. Tabii bu adımın önemi konusunda herkes mutabık olmayabilir. Ama düşünün ki bundan 5 yıl önce böyle bir şeyin olabileceğine kim inanırdı? Hatta 3 yıl önce bile. O yüzden de ileriye doğru atılmış önemli bir adımdır diye düşünüyorum. Türkiye’de demokratik bir çözüm üretilmesine yönelik atılmış önemli bir adımdır diye düşünüyorum.

SAYIN BAKANIMIZ: Evet iki soru daha alalım sonra kapatıyorum.

SORU: Sayın Bakan dediniz ki Erbil’de 3 taraflı bir komuta merkezi kurulacak. Biraz daha detay verebilir misiniz? Hangi yetkililer, bunun içine dahil olacak. Misyonu ne olacak bu komuta merkezinin?

KONUK BAKAN: 3’lü mekanizma şu anda siyasi, diplomatik ve güvenlik düzeyinde faaliyet gösteriyor. Ama bu merkez, bütün faaliyetleri sahada koordine etmek için sahada bir merkez olacak. O yüzden de önemli bir merkez olacak.

SAYIN BAKANIMIZ: Evet son soru, sonra kapatıyoruz.

SORU: Ben her iki Bakana da sormak istiyorum. Efendim belki bu Merkez’le ya da arkadaşımın SOFA konusunda sorduğu soruyla da bağlantılı olabilir ama, Türkiye ile Irak geçen sene Terörle Mücadele Anlaşması imzalamıştı ve sıcak takibi içeren 4. madde boş bırakılmıştı. Çünkü her iki tarafın da sıcak takip için düşündükleri koşullar ve oluşum biçimi farklıydı. Bu madde doldurulacak mı? Anlaşmada yerini alacak mı? Ya da bu Merkezin çalışmalarına göre yeniden mi şekillenecek? Ya da SOFA Anlaşmasına göre? Her ikinizden de 4. maddenin geleceğine ilişkin düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum.

KONUK BAKAN: Sorunuzu tam anlayamadım……

SAYIN BAKANIMIZ: Bununla alakalı biliyorsunuz, başta karşılıklı İçişleri Bakanlıkları olmak üzere, ilgili diğer birimlerimiz çalışma halinde. İçişleri Bakanımızın en son Bağdat ziyaretinde bu konu yine görüşüldü, ancak o günlerde Irak’ta SOFA ile ilgili hararetli bir tartışma yaşanıyordu. Fakat, bu en kısa zamanda tekrar gündeme gelecektir. Burada önemli olan netice almaktır. Yani, anlaşma olsun ya da olmasın, şu anda bizim Irak’la birlikte yürüttüğümüz işbirliği önemlidir ve bu işbirliğinin somut sonuçlar getirecek şekilde ilerlemesi için de elimizden gelen her türlü gayreti göstereceğiz.

KONUK BAKAN: Bizim İçişleri Bakanlığımız, bu konuda ilgili olan Bakanlık, halen doğru lisanı kullanmak anlamında fikir alışverişinde bulunmakta. Çünkü bu hassas bir konu olduğu için karşılıklı olarak her iki ülke arasında net bir anlayış olması lazım. Eminim ki doğru dili burada bulacağız. Ama bu madde ölü değil, devre dışı bırakılmış değil, Irak ve Türk tarafları arasında halen tartışılmakta.

Teşekkürler.