Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Feridun H. Sinirlioğlu'nun Dördüncü Büyükelçiler Konferansı’nın Açılışında Yaptığı Konuşma, 23 Aralık 2011, Ankara

Sayın Bakanlarım,

Değerli Konuklar,

Kıymetli Meslektaşlarım,

Yıllık Büyükelçiler Konferansının dördüncüsüne hoş geldiniz.

011 yılı önümüzdeki yıllara da damgasını vuracak önemli gelişmelere sahne oldu. Kuzey Afrika’dan Orta Doğu’ya özgürlük ve demokrasi talepleri diktatörleri deviriyor, siyaseti yeniden yapılandırıyor ve yeni ufuklar açıyor. Akdeniz’in kuzeyinde Avrupa ise ekonomik krizle ve giderek derinleşen siyasi ve sosyal sorunlarla baş etmeye çalışıyor. Önümüzdeki yıl, Türkiye’nin tarihi ve kültürel coğrafyası büyük sınamalarla karşı karşıya olacaktır. Böylesine tarihi bir anda atılacak her adım, alınacak her karar, sadece yakın geleceğimizi değil, gelecek kuşakları da etkileyecek sonuçlar doğuracaktır.

Bu değişim sürecinin doğru anlaşılması ve doğru yönetilmesi fevkalade önemlidir. Bunun için de güçlü bir tarih bilincine, ortak refah anlayışına, farklılıklara saygıya, temel hak ve özgürlüklerin evrensel güvence altında olmasına ve geleceğin inşasında ortaklık vizyonuna bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır.

Değerli Konuklar,

Bu yılki konferansımızın teması “Türk Dış Politikasının Temel Dayanakları: Demokratik Değerler ve Ulusal Çıkarlar” olarak belirlenmiştir.

Sağlam bir geleneği ve köklü bir tecrübe birikimi olan Türk diplomasisi tarihin tüm belirleyici dönüm noktalarında önemli sorumluluklar üstlenmiştir. Bugün de gerek ülkemizin gerek bölgemizin ve ötesinin geleceği bakımından üzerimize düşen sorumlulukların idraki içindeyiz. Mezhepçi kutuplaşmadan ırkçılık ve yabancı düşmanlığına, terörizmden kitle imha silahlarının yayılmasına kadar birçok sorunun üstesinden gelmek zorundayız.

Değerli Konuklar,

Önümüzdeki bir hafta boyunca dış politika sorunlarını etraflıca ele alarak fırsatları nasıl değerlendireceğimizi ve dış politika araç ve imkanlarımızı bu doğrultuda en verimli şekilde nasıl kullanacağımızı tartışacağız. Ülkemize yönelik artan beklentileri en etkin nasıl karşılayabileceğimizi değerlendireceğiz.

Başarılı bir dış politika, kurumlararası yakın işbirliği ve eşgüdümü gerektirmektedir. Bu seneki konferansımızda da değerli Bakanlarımızla biraraya geleceğiz. Kendileriyle ülkemizin ulaştırmadan kültüre, enerjiden adalet sistemine kadar birçok alandaki mevcut durumunu ve geleceğe dönük vizyonunu ele alacağız.

Ayrıca, geçmiş senelerde olduğu gibi yine değerli yabancı konukları ağırlayacağız. Kendilerinden uluslararası alandaki gelişmelere dair değerlendirmelerini ve Türkiye’ye ilişkin gözlemlerini dinleyeceğiz.

Bu seneki konuklarımız İsviçre, Sırbistan ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarıdır.

Dış politikanın etkisi halktan gördüğü desteğe de bağlıdır. Bu anlayışla, son 2 yıldır devam ettirdiğimiz kamu diplomasisi faaliyetlerimizi bu sene de sürdürerek bir grup Büyükelçimizle Edirne’yi ziyaret edeceğiz.

Sayın Bakanım,

Kıymetli Meslektaşlarım,

Değerli Konuklar,

Dış politikamızın her geçen gün genişleyen ufku ve artan ihtiyacı doğrultusunda Teşkilatımız da büyümektedir. Son birkaç yıl içinde dış misyon sayımızda 50’ye yakın artış meydana gelmiştir. Önümüzdeki birkaç ay içinde faaliyete geçecek olanlarla birlikte, toplam dış misyon sayımız 217‘ye ulaşacaktır.

Misyon sayımızdaki artış ve iş hacmindeki genişlemeye paralel olarak, yeni Teşkilat Yasamız sayesinde, meslek memuru sayısı artırılmış, mesleki niteliklerinin geliştirilmesi için yeni imkanlar yaratılmış ve yeni kariyer kulvarları oluşturulmuştur.

Bakanlık mensuplarımızın fiziksel çalışma koşulları ve özlük haklarının daha da iyileştirilmesi için Sayın Bakanımızın liderliğinde çalışmalarımız devam etmektedir.

Tüm bu yenilikler karşısında değişmeyen tek husus, siz değerli diplomatlarımızın ülkemizin çıkarlarını koruma konusundaki özverili çalışma azmidir. Dışişleri Teşkilatı her zaman kendisiyle yarışmış, büyük bir milleti temsil ettiğinin bilinciyle en başarılı diplomasi ekollerinden biri olmuştur. Diplomasimizin dünyadaki saygın konumu ve takdir toplayan başarılarına katkıda bulunan tüm mensuplarımıza ve kendilerine en büyük desteği sağlayan ailelerine teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bu noktada başta savaş ve çatışma bölgeleri olmak üzere fevkalade zor mahrumiyet koşullarında fedakarca ve kahramanca görev yapan tüm arkadaşlarıma camiamız adına takdir ve şükran duygularımı iletiyorum.

Sözlerime son vermeden önce, başta görevleri başında şehit düşenler olmak üzere, ebediyete intikal etmiş tüm mensuplarımızı saygıyla yadediyor, aziz hatıraları önünde eğiliyorum.

Yakalandığı amansız hastalığa rağmen son ana kadar görevinin başından ayrılmayan merhum Büyükelçi Hilmi Dedeoğlu’nu da bu vesileyle rahmetle anıyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinize bir kez daha hoş geldiniz diyor ve konuşmasını yapmak üzere Sayın Bakanımızı kürsüye davet ediyorum.