BN:16 -;21 Nisan 2004, Annan Planının Ekinde Yer Alan Bazı Federal Kanunlar Hk.;

Annan Planının ekinde yer alan bazı Federal Kanunlarla ilgili olarak basın-yayın  organlarında gerçeği  yansıtmayan çeşitli açıklamalara yer verildiği görülmektedir.

Bu federal kanunlardan özellikle deniz yetki alanlarına ilişkin olanları, hazırlık safhalarından itibaren Bakanlığımız ve ilgili kurumlarımızla birlikte yakinen takip edilmiş ve görüşlerimiz doğrultusunda   sonuçlandırılması için gayret sarf edilmiştir.

Bu yasalarda, Rum tarafının,   Akdeniz’deki  diğer devletlerin uygulamaları hilafına, behemal “bitişik bölge” ve “münhasır ekonomik bölge” ilan etme girişimleri önlenmiş, bu alanların  ihdası  Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti Parlamentosu’nun yetkisine  bırakılmıştır. 

Dolayısıyla bu alanlar ileride,  Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nin komşu ülkelerle uluslararası hukuka uygun  sınırlandırma anlaşmaları yapmasını müteakip  ilan edilebilecektir.

Ayrıca, kıta sahanlığı  ile ilgili federal kanunda da,  sözkonusu kanunun ancak  kıta sahanlığının anlaşma ile sınırlandırıldığı veya tartışmalı olmayan deniz alanlarında  uygulanabileceği hükme bağlanmıştır.

Bu değişikliklerin tümü,  gerek ülkemizin gerek  Kıbrıs  Türk tarafının Akdeniz’deki hak ve menfaatlerini gözeten değişikliklerdir.

BM tarafından çıkarılan 47 sayılı yasada,  görüşlerimiz hilafına,   savaş gemilerinin  karasularından geçişinin Federal  Hükümetin ilgili Bakanının iznine bırakıldığı doğrudur.

Ancak Türkiye, uluslararası hukuka aykırı bu izne başından beri itiraz  etmiştir. Bu izne 47 sayılı yasada yer verilmesi üzerine,   Bakanlığımız,  sadece Türkiye’nin değil, hiçbir ülkenin bu izne tabi kılınamayacağını yazılı olarak BM’nin dikkatine getirmiştir. Çünkü zararsız geçiş hakkı, uluslararası hukuka göre, tüm devletlerin,  hiçbir izne  tabi  olmadan kullandıkları bir haktır.

Kaldı ki sözkonusu federal yasanın 2. maddesi  bu izni hukuken hükümsüz ve geçersiz kılmaktadır. Bu maddede  sözkonusu yasa hükümlerinin BM Deniz Hukuku Sözleşmesi ile çatışması halinde,  sözkonusu Sözleşmenin hükümlerinin geçerli olacağı belirtilmektedir. 

Türkiye sözkonusu Sözleşmeye henüz taraf olmamakla birlikte,  Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti bu Sözleşmeye taraf olacaktır. Ayrıca bu Sözleşmenin zararsız geçiş ile ilgili bölümleri, uluslararası hukukun teamül niteliği kazanmış, yani bütün devletler tarafından,  sözkonusu sözleşmeye taraf olunsun veya olunmasın  uygulanan,  bir kuralıdır.

Dolayısıyla gerek savaş gemilerimiz gerek ticaret  gemilerimiz,  Kıbrıs adasının karasularından zararsız geçiş  hakkını,  bundan önce olduğu gibi bundan sonra da  uluslar arası hukuka uygun olarak kullanmaya devam edeceklerdir.