BM GENEL SEKRETERİ’NİN 2005 ZİRVE RAPORUNUN KALKINMA BOYUTU:BİNYIL KALKINMA HEDEFLERİNİN GÖZDEN GEÇİRİLMESİGüven BEGEÇ ()
Eylül 2005 tarihinde düzenlenecek BM 60. Genel Kurulu iki önemli olaya ev sahipliği yapacaktır.
Genel Kurul’un gündemindeki birincil öncelikli konu BM’in reform sürecidir. 1990’lı yıllarda başlatılan bu süreç 2005 yılında önemli bir aşamaya gelmiştir. Genel Kurul sırasında BM’in yeniden yapılandırılmasına ilişkin önemli kararların alınması öngörülmektedir.
Gündemdeki diğer önemli konu ise, BM Binyıl Zirvesi’nde ( ) Kabul edilen Binyıl Kalkınma Hedeflerinin ilk beş yıllık uygulamasının 60. Genel Kurul sırasında düzenlenecek bir zirvede gözden geçirilecek olmasıdır.
BM Genel Sekreteri Annan, BM’nin reformu ile Binyıl Kalkınma Hedeflerinin gözden geçirilmesini birbirine paralel iki süreç olarak değerlendirmektedir ( ). Zira BM Binyıl Zirvesi’nin ardından yaşanan 11 Eylül saldırıları ve Irak meselesi gibi dünya siyasetinin gündeminde yer alan önemli ve tartışmalı konular güvenlik-kalkınma bağlantısını ön plana çıkarmıştır. Bu nedenle, Genel Kurulun gündeminde öncelikli olarak yer alan barış ve güvenlik, kalkınma, hukukun üstünlüğü, savunmasızların korunması ve BM’nin güçlendirilmesi konuları birbirleriyle bağlantılı olarak ele alınacaktır.
Genel Sekreterin bu yaklaşımı, BM Zirvesine sunmak üzere 2005 Mart ayı sonunda üye devletlere dağıttığı “In Larger Freedom: Towards Security, Development and Human Rights for All” başlıklı raporunun ( ) içeriğine de yansımıştır. Rapor, başlığından da anlaşılacağı üzere, “özgürlük” olgusunu güvenlik, kalkınma ve insan hakları açılarından bütüncül bir yaklaşımla ele almaktadır.
Dolayısıyla, 2005 yılı BM Zirvesi, Binyıl Kalkınma Hedefleri bakımından, sadece bir gözden geçirme ve değerlendirme toplantısı olmakla kalmayacaktır. Toplantısı sırasında, küresel sosyal ve ekonomik kalkınma alanlarında önemli kararlar da gündeme gelecektir.
() İkinci Katip, Çok Taraflı Ekonomik İşler Genel Müdür Yardımcılığı, Dışişleri Bakanlığı
Kaynaklar:
( ) Uluslararası Ekonomik Sorunlar, Sayı V (Nisan 2002) “21. Yüzyıl Uluslararası İlişkilerinde Zirveler” başlıklı makale
( ) BM Genel Sekreter Yardımcısı Louise Frechette tarafından 23 Şubat 2005 tarihinde Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesinde BM reformu konusunda yapılan konuşma
( ) “In Larger Freedom:Towards Security, Development and Human Rights for All” başlıklı rapor (http://www.un.org/largerfreedom/)
BM Genel Sekreteri Annan’ın Raporu’nun Kalkınma Boyutu:
BM Genel Sekreteri’nin raporunun kalkınma boyutu, BM Genel Sekreteri’nin Binyıl Kalkınma Hedefleri Özel Danışmanı Profesör Jeffrey Sachs başkanlığındaki bir ekibin hazırladığı “Kalkınmaya Yatırım, Binyıl Kalkınma Hedeflerini Gerçekleştirmek İçin ygulama Planı” başlıklı Binyıl Projesi Raporu ( ) ışığında yazılmıştır. Kamuoyunda Sachs Raporu olarak bilinen bu belge, 13 ayrı görev grubu tarafından kaleme alınan toplam 4 bin sayfadan oluşan kapsamlı raporlardan oluşmaktadır.
BM Genel Sekreteri’nin raporunun kalkınma boyutunda, esas itibariyle, Binyıl Kalkınma
Hedeflerine ulaşmada küresel çapta görülen farklılaşmanın ve bu hedeflere ulaşamamanın nedenleri analiz edilmekte ve Binyıl Kalkınma Hedeflerinin 2015 yılına kadar hayata geçirilebilmesi için ülkesel düzeyde ve uluslararası alanda alınacak önlemler ve izlenecek yönteme ilişkin olarak BM Zirvesi’ne katılacak hükümet ve devlet başkanları için karar önerileri sunulmaktadır. Bu önerileri şu şekilde sıralamak mümkündür;
“-Monterrey Kalkınmanın Finansmanı ve Johannesburg Sürdürülebilir Kalkınma Zirvelerinde mutabık kalınan karşılıklı sorumlulukların hayata geçirilmesi taahhüt edilecektir. Binyıl Kalkınma Hedefleri bağlamında;
i)Gelişmekte olan ülkeler, yönetişimin güçlendirilmesi, yolsuzlukla mücadele edilmesi ile özel sektör yatırımları öncülüğünde ekonomik büyüme sağlanmasını ve ulusal kalkınma stratejilerinin finansmanı için ulusal kaynakların azamiye çıkartılmasını sağlayacak politika ve yatırımların ortaya koymak suretiyle kendi kalkınmalarında birincil sorumluluğu üstlendiklerini teyit etmelidirler.
ii)Gelişmiş ülkeler, arttırılmış kalkınma yardımları, kalkınma merkezli ticaret sistemi ve daha geniş ve kapsamlı borç yükü hafifletilmesi önlemleri sayesinde gelişmekte olan ülkelerin yukarıda maruz çabalarını destekleme sorumluluğunu üstlenmelidir.
-Afrika’nın özel ihtiyaçları kabul edilecek ve bu ihtiyaçların acil şekilde ele alınması yönündeki taahhütler tekrarlanacaktır.
-Aşırı yoksulluğun yaşandığı gelişmekte olan ülkelerin her biri 2006 yılına kadar, Binyıl Kalkınma Hedeflerini 2015 yılına kadar gerçekleştirmeyi hedefleyen kapsamlı ulusal stratejiler hazırlayıp,uygulamaya koymalıdırlar.
-Resmi Kalkınma Yardımlarını gayrı safi milli hasılalarının %0.7’sine henüz çıkarmamış gelişmiş ülkeler, bu hedefe 2015 yılına kadar ulaşmak amacıyla bir takvim belirlemeyi ve bu çerçevede en geç 2006 yılına kadar resmi kalkınma yardımlarında önemli artışlar yapmayı ve 2009 yılına kadar en azından %0.5 oranını tutturmayı taahhüt ederler.
-Borç sürdürülebilirliğinin (debt sustainability), bir ülkenin hem BKH’ni 2015 yılına kadar hayata geçirmesini sağlayacak hem de bu süre içinde borç oranında yükselme olmayacak seviye olarak tekrar tespit edilmesi kararı alınmalıdır. Bu durum aşırı borçlu yoksul ülkelerin (HIPC) birçoğu için hibe şeklinde finansman ve %100 borç silinmesi anlamına gelmektedir. Aşırı borçlu olan ancak HIPC kategorisinde yer almayan ve orta seviyede gelire sahip ülke kategorisinde yer alan ülkelerin çoğunluğu için ise halihazırda önerilenden daha fazla borç azaltılması gerektirecektir. Sözkonusu ilave borç iptali, diğer gelişmekte olan ülkelere sunulan imkanların azaltılması ve uluslar arası finansman kuruluşlarının uzun dönemde tehlikeye atılması sonucu doğurmayacak şekilde yapılamalıdır.
( ) ”Investing in Development; A Practical Plan to Achieve the Millennium Development Goals” başlıklı rapor (http://un.org./millenniumproject/
-DTÖ Doha müzakereleri 2006 yılı bitiminden önce sonuçlandırılmalıdır. Bu çerçevede müzakereler, kalkınma odağı gözden kaçırılmadan ve en az gelişmiş ülkelerin tüm ihraç mallarına vergisiz ve kotasız pazar erişimi sağlanmasının ilk adımı olacak şekilde tamamlanmalıdır.
-Resmi kalkınma yardımlarının (2015 yılından geç olmamak kaydıyla gayrı safi milli hasılanın %0.7’si olarak tespit edileceği taahhüdü çerçevesinde) en kısa zamanda yerine ulaştırılması desteklemek amacıyla 2005 yılında Uluslararası Finansman Kolaylığı (International Financial Facility) başlatılmasına ve bu girişimin uzun vadede tamamlanması amacıyla kalkınmanın finansmanına yönelik yaratıcı diğer kaynaklar üzerinde düşülmesi yönünde karar alınacaktır.
-BKH’nin hayata geçirilmesinde kısa zamanda önemli mesafeler almak amacıyla “quick wins” girişimleri başlatılması kararı alınacaktır. Bu çerçevede, sıtmaya karşı ücretsiz cibinlik ve ilaç dağıtımı, yerel gıdaların kullanılması suretiyle okullarda ücretsiz beslenme çantası dağıtımının yaygınlaştırılması ve ilk öğrenim ve temel sağlık hizmetlerinden ücret alınmasına son verilmesi gibi önlemler alınacaktır.
-Uluslararası toplum, UNAIDS ve ortaklarının tespit ettiği şekliyle, HIV/AIDS ile daha kapsamlı ve yaygın mücadele edilmesi için gerekli kaynakları acilen sağlamalı ve AIDS, tüberküloz ve sıtma ile mücadele Küresel Fon’a (Global Fund) tam mali destek vermelidir.
-Kız çocuklarının ilk öğrenimi tamamlama ve orta öğrenime katılma oranlarının artırılması, kadınlar için mülkiyet hakkı tanınmasının, üreme sağlığı hizmetlerine erişimin, işçi piyasalarına eşit erişimin ve hükümetin karar alma organlarına daha fazla temsil edilme imkanı sağlanması ile kadınların şiddetten korunmasına yönelik doğrudan müdahalelerin desteklenmesi suretiyle cinsiyet eşitliğinin ve yaygın cinsiyet ayrımının önlenmesine yönelik taahhüt yenilenmelidir.
-Yoksulların sağlık, tarım, doğal kaynaklar ve çevre yönetimi, enerji ve iklim alanlarındaki özel ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetleri için mevcut uluslar arası desteğin önemli miktarda arttırılması ihtiyacı kabul edilmelidir.
-Teknoloji gelişimi dahil olmak üzere iklim değişikliğinin önlenmesi için küresel çapta ortak eylem yapılması sağlanmalıdır. Bu çerçevede, 2012 yılı sonrası için, bütün büyük karbon üreticileri (emmitters), gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin geniş katılımıyla ve ortak fakat farklı sorumluluklar ilkesi göz önüne alınarak, daha kapsamlı ve geniş katılımlı bir uluslararası iklim değişikliği çerçevesi hazırlanması taahhüt edilmelidir.
i)Mevcut bölgesel ve ülkesel kapasiteler üzerine inşa edilmek kaydıyla bütün doğal afetler için küresel çapta bir erken uyarı sistemi kurulması taahhüt edilmelidir.
ii)2005 yılında başlamak üzere, sağlam, şeffaf ve hesap sorulabilir ulusal stratejiler ortaya koyan ve aynı zamanda daha fazla kalkınma yardımına ihtiyacı olan gelişmekte olan ülkelere, BKH’ni hayata geçirmelerini teminen daha fazla miktarda, daha yüksek kalitede ve zamanlıca dış yardım sağlanmasına karar verilecektir. “
Ülkemizin BM Zirvesi’nin Kalkınma Boyutuna İlişkin Tutumu
Ülkemizin BM Zirvesi’nin gündeminin “kalkınma” boyutuna ilişkin resmi tutumu Bakanlığımız öncülüğünde ilgili kurum ve kuruluşlarımızla ortak sürdürülen danışmalar neticesinde belirlenmiş durumdadır. Resmi tutumumuzun tespitinde, Türkiye’nin kalkınma konularındaki uluslararası taahhütleri, ulusal kalkınma önceliklerimiz ve ihtiyaçlarımız, AB adaylık statümüzün getirdiği sorumluluklar ile kalkınma alanında uluslararası toplum içerisinde oluşmakta olan mutabakat göz önüne bulundurulmuştur.
Ülkemizin, küresel kalkınma politikalarına ilişkin yaklaşımı, en genel biçimiyle; “kalkınma” ve “güvenlik” arasında karşılıklı etkileşime dayanan bir bağ mevcut olduğu, bu unsurlardan birinin yokluğu veya eksikliğinin diğer unsuru da olumsuz etkileyeceği, dolayısıyla “kalkınmanın” uluslararası politikada kendi başına bir gündem maddesi olduğu ve “güvenliğin” alt başlığı olarak değerlendirilemeyeceğidir.
Ülkemizin BM Zirvesi’nin kalkınma gündemine ilişkin spesifik öncelik ve tutumumuzu ise aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür;
-Monterrey Kalkınmanın Finansmanı ve Johannesburg Sürdürülebilir Kalkınma Zirveleri başta olmak üzere, kalkınmanın finansmanına ilişkin BM zirvelerinde ve konferanslarından doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi,
-Gelişmekte olan ülkelerde yolsuzlukla mücadelede somut adımlar atılması ve bu ülkelerdeki siyasi, idari ve hukuki yapının şeffaf ve hesap sorulabilir niteliğe kavuşturulması,
-Özel sektör ve sivil toplumun kalkınma faaliyetlerine mümkün olduğunca dahil edilmesi,
-Cinsiyetler arası eşitliğin sağlanması ve üreme sağlığı konularına ağırlık verilmesi ,
-Doğal kaynakların ve çevrenin sürdürülebilir yönetimi için önlemler alınması,
-Aşırı yoksullukla mücadeleye öncelik verilmesi,
-Gelişmiş ülkelerin Resmi Kalkınma Yardımlarının nitelik ve nicelik olarak arttırılması,
-Aşırı borçlu yoksul ülkeler ile aşırı borçlu ülkelerin borç yüklerinin hafifletilmesine yönelik düzenlemeler yapılması,
-DTÖ Doha müzakerelerinin, kalkınma önceliği de göz önüne alınarak, 2006 yılından önce sonuçlandırılması,
-Başta HIV/AIDS olmak üzere salgın hastalıklarla mücadelede somut adımlar atılması ve
-Afrika kıtasının özel ihtiyaçlarına öncelik verilmesi.
Bu açıdan bakıldığında, BM Genel Sekreteri Annan’ın raporunun içeriğinin ve raporda yer alan karar önerilerinin, genel hatları itibariyle, BM Zirvesi’ne ilişkin resmi tutumumuzla uyum içerisinde olduğu görülmektedir.
BM Zirvesi’nin Ulusal Düzeydeki Hazırlıkları
BM Zirvesi’nin kalkınma boyutuna ilişkin ulusal hazırlıkların başlatılması ve eşgüdümü amacıyla ilgili kamu ve özel sektör kurum/kuruluşlarının katılımıyla 2005 Mart ayı başında bir Çalışma Grubu oluşturulmuştur. Bakanlığımızın yanı sıra, Milli Eğitim, Sağlık, Çevre ve Orman Bakanlıkları, Devlet Planlama ve Hazine Müsteşarlıkları, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü, Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Genel Müdürlüğü, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Habitat ve Gündem 21 Gençlik Derneği sözkonusu Çalışma Grubu’nun daimi üyeleridir. Düzenli aralıklarla bir araya gelen Çalışma Grubu’nun toplantılarına, ihtiyaç duyulduğu takdirde, uzman kurum ve kuruluşların temsilcileri de davet edilmektedir.
Çalışma Grubu, halihazırda, Binyıl Kalkınma Hedeflerinin Türkiye’deki ilk beş yıllık uygulaması hakkında ülkemiz tarafından BM Zirve’sine sunulacak “ulusal kağıdın” sonuçlandırılmasına gayret etmektedir. Kağıt, bir yandan Binyıl Kalkınma Hedeflerinin hayata geçirilmesinde ilk beş yılda kaydedilen mesafeyi ortaya koymayı, diğer yandan ise, bu Hedeflere 2015 yılına kadar tam olarak ulaşılabilmesi için önümüzdeki dönemde yapılması gerekenleri tespit etmeyi amaçlamaktadır.
Sivil Toplum ve Özel Sektörün Kalkınma Politikalarına Katkısı
Kalkınmanın çok ortaklı (kamu, özel sektör ve sivil toplum) bir faaliyet olduğu günümüzde kabul edilmiş bir olgudur ( ). Bu itibarla BM Zirvesi hazırlıklarımız çerçevesinde Türk sivil toplumunun ve özel sektörünün katkılarının alınmasına önem verilmektedir. Esasen Türk sivil toplumu ve özel sektörü, BM gündeminde yer alan kalkınma konularındaki ulusal nitelikli çalışmalara profesyonel düzeyde katkıda bulunabileceğini ve kamu sektörü tarafından yürütülen çalışmalara eksik kalabilen “kendi kendini eleştiri “ boyutunu yapıcı bir şekilde tamamlayabileceği kanıtlamıştır. Ayrıca, Türk sivil toplum kuruluşları ve özel sektörü bu tür zirve ve konferanslarda alınan kararların hayata geçirilmesinde de etkin bir rol oynayabilmektedir ( ).