Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve Türkiye

Uluslararası Teşkilat Künyesi

Teşkilatın Amacı:

- Savaşları ve barışa yönelik tehditleri önlemek
- Ülkeler arasında dostane ilişkiler kurmak
- Uluslararası ekonomik ve sosyal işbirliğini sağlamak

Kuruluş Tarihi:

1945

Merkezi:

New York
(Cenevre, Viyana ve Nairobi ofisleri de bulunmaktadır)

Üye Ülkeler:

Birleşmiş Milletler’in 193 üye ülkesi bulunmaktadır.

Türkiye’nin Üyelik Durumu:

Türkiye, BM’nin kurucu üyelerindendir.

Teşkilatın Tarihi:

İkinci Dünya Savaşı’ndan galip çıkan büyük devletlerin liderliğinde oluşturulan bir dünya teşkilatı olan Birleşmiş Milletler (BM), 20. yüzyılın ilk yarısında yaşanan savaşların ve barışa yönelik tehditlerin tekrarını önlemek ve uluslararası barış ve güvenliği korumak amacıyla kurulmuştur.

BM’nin kurucu antlaşması niteliğindeki BM Şartı, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 50 ülke tarafından 26 Haziran 1945 tarihinde San Francisco’da imzalanmıştır. Daha sonra, Polonya’nın da Şart’ı imzalamasıyla, kurucu üye devletlerin sayısı 51’e yükselmiştir. BM Teşkilatı, BM Şartı’nda öngörüldüğü üzere, BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) beş daimi üyesi dâhil BM’nin üye devletlerinin çoğunluğunun Şart’ın onay işlemlerini tamamlamalarıyla, 24 Ekim 1945 tarihinde resmen faaliyete geçmiştir. Bu tarihten beri, 24 Ekim her yıl BM Günü olarak kutlanmaktadır.

Birleşmiş Milletler’in ana organları Genel Kurul, Güvenlik Konseyi (BMGK), Ekonomik ve Sosyal Konsey (EKOSOK), Vesayet Konseyi, Uluslararası Adalet Divanı ve BM Sekretaryası’dır.

Türkiye’nin Teşkilat’la İlişkileri

Türkiye, kurucu üyelerinden biri olduğu Birleşmiş Milletler’e yönelik pro-aktif bir yaklaşım benimsemekte ve BM gündeminde bulunan göç konularından sürdürülebilir kalkınma hedeflerine, insan haklarından silahsızlanmaya, terörle mücadeleden çevre ve iklim konularına uzanan tüm alanlardaki çalışmalara etkin katkılar sağlamakta; farklı grup ve teşkilatlara üyeliğinden de istifadeyle, gündemdeki konularda yapıcı ve uzlaştırıcı bir rol oynamaktadır.

Uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması ve korunmasında en önemli çok taraflı forum olma özelliğini koruyan BM Güvenlik Konseyi’ne 2009-2010 dönemi geçici üyeliği, Türkiye’ye BM içinde ve uluslararası alanda ilave imkânlar kazandırmıştır. BM Şartı’ndaki ilke ve hedeflerin her zaman en kuvvetli savunucularından biri olan ve uluslararası sorunların çok taraflı işbirliği yoluyla çözümünü destekleyen Türkiye, 1951-1952 ve 1954-1955 dönemlerinin ardından 1961 yılında yaptığı geçici üyelikten yaklaşık yarım yüzyıllık aradan sonra gerçekleşen BMGK geçici üyeliği sırasında, uluslararası alanda hem boyut, hem içerik olarak giderek zenginlik kazanan dış politika profiliyle BMGK çalışmalarına katılmış, birçoğu esasen gündelik olarak kendi gündeminde bulunan konularda elinden gelen katkıyı yapmaya gayret göstermiştir.

Ülkemizin BM’ye verdiği önemin somut bir göstergesi olarak, eski AB Bakanı ve Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır, 14 Eylül 2020-14 Eylül 2021 tarihleri arasında BM 75. Genel Kurul Başkanlığını yürütmüştür. Genel Kurul Başkanlığı, BM teşkilatında seçimle işbaşına gelen en üst düzeyli görev olup, Sayın Bozkır BM’nin 75 yıllık tarihinde bu görevi üstlenen ilk Türk vatandaşı olmuştur.

Son yıllarda yürüttüğümüz etkin insani diplomasi BM platformuna da yansımaktadır. 1980’li yılların ortalarından itibaren bazı ülkelere gıda yardımı şeklinde başlayan insani yardımlarımız, son on yılda kayda değer bir ivme kazanarak dünyanın birçok bölgesine yayılmış, ayrıca nicelik ve nitelik bakımından da çeşitlenerek, gıda dışında birçok alanı da kapsar hale gelmiştir. Bugün, insani yardımlarımıza uluslararası bir boyut da kazandırılmış ve bu alanda faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlarla işbirliğimiz arttırılmıştır. Ülkemiz, ikili düzeydeki insani yardım faaliyetlerine ilaveten, başta BM İnsani İşler Eşgüdüm Ofisi (OCHA) ve Dünya Gıda Programı (WFP) olmak üzere uluslararası kuruluşlar aracılığıyla da yardımlarını sürdürmeye gayret göstermektedir. Bu doğrultuda, ülkemiz, 1 Temmuz 2014 tarihinde BM İnsani İşler Eşgüdüm Ofisine (OCHA) en fazla gönüllü bağış yapan ülkelerin yer aldığı ve OCHA’nın izlediği insani politikalara şekil vermeyi amaçlayan bir istişare mekanizması niteliğinde olan OCHA Donör Destek Grubu’na üye olarak kabul edilmiştir.

Ülkemiz, 2022 Küresel İnsani Yardımlar Raporuna göre 2021 yılında gayrısafi milli gelirinin %0,86’sını insani yardım için ayırarak “dünyanın en cömert ülkesi” olmaya devam etmiştir (2015’ten beri). Keza, gerçekleştirdiğimiz 5,587 milyar Dolar tutarındaki insani yardımla, ülkemiz 2021 yılında ABD’nin ardından ikinci sırada bulunmaktadır. Bu miktarda ülkemizdeki Suriyelilere sağlanmakta olan yardımlar asıl paya sahiptir.

Türkiye, uluslararası insani yardımlar alanındaki tecrübeleri ışığında, BM liderliğindeki küresel insani sistemin daha adil ve etkin hale getirilmesine yönelik çalışmalara da destek vermektedir. Bir önceki BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un şahsi girişimi çerçevesinde tarihte ilk defa olmak üzere, Dünya İnsani Zirvesi (DİZ) Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde Devlet ve Hükümet Başkanları düzeyinde 23-24 Mayıs 2016 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenmiştir. BM üyesi ülkelerin yanı sıra uluslararası örgütler, sivil toplum kuruluşları, akademik dünya, özel sektör ve krizlerden etkilenen toplumların temsilcilerinin de iştirakiyle çok paydaşlı formatla gerçekleştirilen Zirve, BM Genel Sekreteri’nin 9 Şubat 2016 tarihinde yayımladığı “One Humanity: Shared Responsibility” başlıklı raporu ışığında, küresel insani sistemin mevcut koşullarda karşı karşıya bulunduğu zorlukların aşılmasına yönelik hususların kapsamlı biçimde ve sistemde yer alan tüm aktörlerin katılımıyla ele alınmasını sağlamıştır. Zirve vesilesiyle ülkemizin, küresel insani sistemin içinde bulunduğu sorunlara yönelik çözüm önerileri ve sistemin geleceğine dair görüşleri ve bu kapsamda hayata geçirdiği uygulamaları, Sayın Cumhurbaşkanımızın bizzat katıldıkları ve eş başkanlık yaptıkları üst düzey toplantılarda ve ayrıca Bakanlarımız ve üst düzey yöneticilerimizin katıldıkları bir dizi toplantı ve etkinliklerde uluslararası insani toplumun temsilcileriyle paylaşılmıştır.

180 BM üyesi ülkenin hazır bulunduğu Zirve’ye 55 Devlet ve Hükümet Başkanı iştirak etmiş; ayrıca 60’ı aşkın Bakan ve 40’tan fazla uluslararası örgüt de Genel Sekreter / Başkan seviyesinde katılım sağlamıştır. Diğer paydaşlarla birlikte katılımcı sayısı 9 bine ulaşmıştır. 900 medya mensubunun takip ettiği zirve, uluslararası medyada da geniş yankı bulmuştur. Bu katılım düzeyiyle, DİZ, bir kerede en fazla ülkenin katılım sağladığı, BM merkezi New York dışındaki en büyük Zirve unvanını almıştır.

BM’yle ilişkilerimizde son yıllarda yaşanan ilerlemeler neticesinde, Doğu Avrupa, Kafkasya, Orta Asya, Orta Doğu, Kuzey Afrika gibi bölgelere yakınlığı, ulaşım kolaylığı, ekonomik, finansal ve kültürel açılardan bir merkez olması gibi sebeplerle, İstanbul’un BM bakımından bir merkez haline dönüştürülmesi de BM’ye yönelik politikamızın ana unsurlarından biri olarak ortaya çıkmıştır. Bugüne kadar BM’yle yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda, aşağıda isimleri kayıtlı 12 kuruluşun İstanbul’da mevcudiyet tesis etmesi sağlanmıştır:

- BM Nüfus Fonu (UNFPA) Orta Asya ve Doğu Avrupa Bölgesel Ofisi (EECARO)

- BM Kalkınma Programı (UNDP) İstanbul Uluslararası Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi (UNDP-IICPSD)

- BM Kadın Birimi (UN Women) Avrupa ve Orta Asya Bölge Ofisi

- UNDP Avrupa ve BDT Bölgesel Ofisi

- BM Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölgesel Ofisi

- Dünya Sağlık Teşkilatı (DST) İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlıklılık Coğrafi Ayrık Ofisi

- BM İnsani İşler Eşgüdüm Ofisi’nin (OCHA) İstanbul Ofisi

- UNDP Küresel Müşterek Hizmetler Merkezi (GSSC)

- BM Gönüllüleri (UNV) Avrupa ve Orta Asya Ofisi

- Dünya Gıda Programı (WFP) İstanbul Bölge Ofisi

- Uluslararası Göç Teşkilatı (IOM) İstanbul Bölge Ofisi

- BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) İstanbul Ofisi

Türkiye’nin uluslararası barış ve istikrarın korunmasında uluslararası toplumun elindeki en önemli araçlardan biri olma özelliğini taşıyan barışı koruma operasyonlarına katkıları BM’yle işbirliğinin somut bir örneğini teşkil etmektedir. Ülkemiz dünyanın çeşitli yerlerine konuşlandırılmış BM barış operasyonlarına askeri ve sivil personel katkısı sağlayan ülkeler arasında yer almaktadır.

Öte yandan, uluslararası alanda BM’nin kurulduğu 1945 yılından günümüze dek yaşanan gelişmeler, Teşkilat’ın çeşitli alanlarda reformunu da zorunlu hale getirmektedir. Türkiye BM’nin tüm dünya insanlarının umudu olma niteliğini sürdürmesi gerektiği inancıyla, BM sisteminin daha iyi işlemesine yönelik atılan adımları desteklemektedir. Bu kapsamda, BM Genel Sekreteri Guterres tarafından başlatılan üç sütunlu (barış ve güvenlik, yönetim, kalkınma) reform çalışmalarına da destek vermiştir.

Üye devletlerin BM bütçesine ekonomik gelişmişlik düzeyleriyle orantılı olarak belirlenen zorunlu katkıları çerçevesinde Türkiye’nin BM Genel Bütçesine katkı payı 2012 yılında % 0,617 iken, 2013 yılında yüzde 1 seviyesini aşarak BM bütçesinin %1,328’ine ulaşmıştır. Böylelikle ülkemiz BM’ye en fazla katkıda bulunan ülkeler arasında 25. sıradan 16. sıraya yükselmiş; bu çerçevede BM'nin etkin şekilde çalışması yönünde faaliyetlerde bulunan ve idari/mali konularda görüş birliği içinde olan ülkelerin katıldığı gayrıresmi bir oluşum niteliği taşıyan Cenevre Grubu’na da Mayıs 2014’te üye olmuştur. Türkiye 2022 yılında BM Genel Bütçesine en fazla katkı sağlayan ilk 20 ülke arasında yer almaktadır.

BM’ye her platformda ve her vesileyle katkıda bulunma arzusunda olan Türkiye, bir yandan uluslararası barış, güvenlik, istikrar ve refaha katkılarını artırmak, diğer yandan insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi temel ilke ve değerlerin güçlendirilmesine yönelik çabalarını daha da ilerletmek hususunda kararlıdır. Bu çerçevede ülkemiz, BM’nin her alanındaki faaliyetlerine etkin ve etkili katkısını artırarak sürdürecektir.