Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sayın Burak Özügergin’in Olağan Basın Toplantısının Bir Bölümü

SORU : Burak Bey, Ermeni iddialarına karşı parlamentoların tarihi kararları değerlendiremeyeceğine ilişkin Türkiye uluslararası hukuka başvurmayı düşünüyor mu bu yönde bir hazırlık var mı? Teşekkür ederim.

CEVAP : Bu konu da dahil olmak üzere değerlendiriyoruz neler yapılabileceğini. Parlamentoların tarih konusunda hüküm verilecek yer olmadığını da her fırsatta dile getiriyoruz tabii. Gerek metodoloji bakımından gerek içerik bakımından bu tür konuların parlamentolarda ele alınmasını doğru bulmadığımızı söylüyoruz. Son örneklerde de görüldüğü üzere içeriği reddettiğimiz gibi o ülkeyle ikili ilişkilerimizi olumsuz yönde etkileyen sonuçlar doğurabildiğini görüyoruz bu tip kararların. Aslında bir üçüncü tarafı da Ermenistan’la olan ilişkilerimizi de olumsuz yönde etkiliyor. Dolayısıyla, hiçbir şekilde bu konuların parlamentolarda ele alınmasının doğru olduğunu düşünmüyoruz. Şöyle de söyleyeyim. Parlamentolardaki oylamalarda tersi bir sonuç çıksaydı da aynı şeyi söylerdik. Yani olumsuz kararlar çıktığı için söylemiyoruz. Bir sürü başka parlamentoda örneğin Bulgaristan parlamentosunda birkaç ay önce bu yönde bir teklif gelmişti ve reddedildi. O zaman da aynı şeyi söyledik. Bu konu parlamentoda görüşülecek bir konu değildi. Tutumumuz sonuca ilişkin değil demek istiyorum. Yani ilkesel bir tutum bizimki.

SORU : Burak Bey, aslında Buket’in sorusuna bir devam sorusu olacak bu. Bu değerlendirdiğiniz konular arasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye’nin devlet başvurusu yapması konusu da var mı?

CEVAP : Var, bu da dahil olmak üzere bütün opsiyonları değerlendiriyoruz.

SORU : Opsiyonlar arasında bu da var. Peki bunun bir zaman sınırı var. Türkiye daha önce 2007’de o zaman sınırını geçti ve yapmadı yani devlet başvurusunda bulunmadı. Bireysel başvurular da AİHM’den geri çevrildi. Devlet başvurusu yapmanız gerekiyor diye. 2007’de bu olmadı. Peki şimdi yani gerek Amerika’dan gerek İsveç’deki kararın ardından o altı aylık süreyi bizim kullanmaya niyetimiz var mı? Yani bu altı aylık süre içinde bu opsiyonu değerlendirecek miyiz?

CEVAP : Şimdi çok ayrıntılı bir soru sordunuz. Hukuki bir tartışma doğru değil. Hele ki önümüzdeki dönemde atmayı öngördüğümüz adımlardan biri olabilecek bir konuda bu kadar ayrıntılı konuşmak doğru değil. Uluslararası hukuka başvurmak da opsiyonlarımızdan, değerlendirdiğimiz opsiyonlardan biridir deyip burada durmak zorundayım.

SORU : Peki hukuk yerine ben siyasi tarafına geçeceğim sorunun. Phil Gordon,Clinton, Gates Türkiye’ye kabul edilen tasarının yönetimin inisiyatifinde olmadığını yönetimin buna destek olmadığını belirten açıklamalar yaptı. Birincisi bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir de Sarkisyan’ın Suriye ziyaretinin ardından acaba Şam’dan Ankara/ya iletilen bir mesaj var mıdır?

CEVAP : Sondan başlayayım var ise bile bize bir mesaj henüz ulaşmadı. Şu ana kadar herhangi bir mesaj görmedim. Amerikan yönetiminin ortaya koyduğu tutumu komite oylaması bağlamında geç kalmış ve cılız olarak nitelendirmek mümkün. Ama önümüzdeki döneme ilişkin bir işaret olarak görmeyi tercih edersek doğru yönde ilerliyorlar. Yani yönetimin desteklemediğini bu tür oylamaları, bu konuların demin söyledik konuştuğumuz konu parlamentolara gelmesini onaylamadıklarını söylemeleri tabii ki yerinde. Ama bakın geçenlerde de bu konuyu ele aldık. İsveçliler aktif olarak parlamentolarında görüşülmekte olan o garabeti uygun görmediklerini desteklemediklerini ortaya koymuşlardı. Gayet net bir şekilde koydular. Yani tutumları bizim için bir sürpriz değildi. Başından beri öyle konuşuyorlardı. Oylamalar esnasında da bu görüşlerini dile getirdiler. Daha sonra daha da kuvvetle dile getirdiler. Arada fark var.