31 Ağustos 2006, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan´ın Haftalık Olağan Basın Toplantısı

TAN:  Değerli arkadaşlar, bugünkü basın brifingimize hoşgeldiniz. Hepinizi her zaman olduğu gibi içten sevgiyle selamlıyorum. Benim herhangi bir açıklamam olmayacak. Dolayısıyla sorularınız varsa, cevaplandırmaya gayret edeyim.


…………….


SORU   :  Namık Bey, tezkere önümüzdeki hafta içerisinde Meclise gelecek. O şekilde planlanıyor. Lübnan’a gönderilecek asker konusunda, tabii ki eğer Meclis onaylarsa, hazırlıklar ne aşamadadır. Türk birliğinin şartları ve nasıl birliklerden oluştuğuna dair bir netleşme var mı? Teşekkür ederim.

CEVAP:  Değerli arkadaşlarım, biliyorsunuz bu konuda hükümetimiz karar almıştır ve Meclis’in toplanması sözkonusudur. Tezkere hazırlanmaktadır. Tezkerenin hazırlıkları ilgili makamlarla yapılmaktadır. Karar çıktığı takdirde gidecek birliğimizin hangi koşullarda görev yapacağı size çeşitli vesilelerle açıklanmıştır. Bunda bir değişiklik yoktur. Çok kısaca üzerinden geçmek gerekirse, BM Güvenlik Konseyi Kararı’nın olması gerektiğini vurgulamıştık. Bu arada herhangi bir grubun veya herhangi bir silahlı gücün silahsızlandırılması gibi bir faaliyete kesinlikle girmeyeceğimizi söylemiştik. Ayrıca, orada mevcut bütün taraflarca kabul edilmemiz gerektiğini de vurgulamıştık. Bunlarda bir değişiklik olmamıştır. Bu koşullarımız geçerliliğini korumaktadır ve altını çizerek söylüyorum, şayet böyle bir karar alınırsa, birliğimiz oraya insani amaçla gidecektir. Birliğimiz Lübnan’a yardımcı olmak, Lübnan’ın yeniden yapılanmasını sağlamak amacıyla orada olacaktır ve oradaki insanların tekrar normal yaşamlarına dönmelerini, ülkelerinde huzur içinde yaşamalarını sağlayacak faaliyetlerde bulunacaktır.

SORU: Namık Bey, yazımı süren tezkerede herhangi bir asker sayısı telaffuz edilecek mi? Yoksa daha önceki tezkereler gibi sadece belli bir süre için hükümete yetki mi verilecek?

CEVAP: Bu aşamada, daha önceki tezkereler gibi bir tezkere olacağını size söyleyebilirim.

SORU: Osman’ın sorusunun devamı olarak,  BM tarafından hazırlanan angajman kuralları konusunda da bir netlik yoktu. BM Güvenlik Konseyi’nden bir haber bekleniyordu. Geldi mi acaba? Yani hangi koşullarda cevap verir, yani hangi koşullarda cevap veremez?

CEVAP: Ortada 1701 sayılı karar vardır. Bu kararda Lübnan’da görev yapacak birliklerin hangi misyonla çalışacakları belirtilmiştir. Biz de bu kararı esas alarak, şayet karar alınırsa, birliklerimizi göndermek düşüncesindeyiz.

SORU: Namık Bey, Türk savaş uçaklarının Kuzey Irak’taki bazı hedefleri vurduğuna dair haberler gerek Türk basınında, gerek yabancı basında yer aldı. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?

CEVAP: Bu konuda bende bir bilgi yok. Bunlar sizin de belirttiğiniz gibi basında yeralan birtakım haberlerdir. Nereden kaynaklandıklarını da bilmiyorum. Size resmen söyleyebilecek bir bilgi bende bulunmamaktadır.

SORU: Konu PKK’ya geldiğinde, PKK’yla mücadele için ABD bir Özel Koordinatör atadı. Ankara’nın karşı bir atama yapması gündemde mi? Bunun zamanlaması ile ilgili önünüzde bir takvim var mı? Ralston’ın Ankara’ya gelmesi gibi bir plan şu anda mevcut mu?

CEVAP:  Bu görevli için ne düşündüğümüzü hepiniz hatırlayacaksınız. Geçenlerde yaptığımız bir açıklamada ortaya koyduk. Bunu memnuniyetle karşıladığımızı bildirdik. Bizim atamamız elbette yapılacaktır. Ancak, dikkat ederseniz ABD kendi atamasının yapılması için epey bir süre geçmesini bekledi. Çeşitli değerlendirmeler yaptı. Biz de aynı değerlendirmeleri sürdürmekteyiz. Kendisine muhatap bir kişiyi önümüzdeki günlerde ortaya çıktığında bildireceğiz ve sizlere de tabii kim olduğunu açıklayacağız.

SORU: Namık Bey, Osman’ın sorusuna bir ilave olacak. Muhatap kişi acaba Ralston  gibi bir emekli asker mi olacak? Bu konuda bir netlik var mı? Bir de Amerika’nın atadığı Koordinatör’ün tam olarak ne yapacağına dair Ankara’ya iletilmiş bir bilgi var mı? Varsa bizimle paylaşır mısınız?

CEVAP: Bu bilgiyi sizinle paylaştım aslında. Biliyorsunuz o zaman da, eminim hatırlayacaksınız, Amerika’nın bir müesseseler bütünü olduğunu, bu çeşitli müesseselerle ayrı ayrı temas kurmanın belli bir süreyi gerektirdiğini ve işlerde belirgin bir yavaşlamayı da beraberinde getirdiğini, halbuki böyle bir kişi atanırsa kendi müesseseleri arasındaki koordinasyonu sağlayıp, çalışmaların hızlandırılması yönünde adımlar atabileceğini söylemiştim. Atanan temsilcinin böyle bir görevi olacaktır. Dolayısıyla,  bundan herhalde kısa bir süre sonra biz de değerlendirmemizi bitirince sizlere onun karşısına hangi nitelikte bir kişinin çıkarılacağını söyleyeceğiz. Bu kişi herhangi bir kişi olabilir. Yani sivil de olabilir, asker de olabilir. Şu anda o konuda karar alınmış değildir. Alınınca size bildireceğiz.

SORU: Namık Bey, ilave yapmak istiyorum. Yani söylediğiniz koordinasyon sadece askeri konuları mı içerecek. Yoksa acaba, bu mücadelenin daha geniş kapsamlı insani boyutunu, sosyal ve ekonomik boyutunu da işleyen bir misyon olacak mı acaba?

CEVAP: Bu PKK’yla mücadeleyi öngören bir koordinasyon olacaktır.

SORU: Irak da bir koordinatör atamak istediğini belirtmişti. Bu konuda bir bilgi var mı? Irak’tan da bir koordinatör atanması sözkonusu mu? Olursa Türkiye’nin tepkisi ne olur?

CEVAP: Irak’ın bir koordinatör atayacağına dair bende bilgi yok.

SORU: Cumhurbaşkanı Sezer, Kara Kuvvetleri Komutanlığı devir teslim töreninde Irak Cumhurbaşkanı Talabani’nin gelmesini uygun bulmadığını söylemişti. Cumhurbaşkanı, benim adıma yapılan davetleri de uygun bulmuyorum dedi. Cumhurbaşkanı adına Talabani’ye herhangi bir davet yapıldı mı? Böyle bir şey Cumhurbaşkanı’nın bilgisi dahilinde olmadan mümkün mü?

CEVAP:  Ben Sayın Cumhurbaşkanımızın sözlerini asla yorumlamam.Böyle bir yetkim yok.

SORU: Namık Bey, 24 Ekim’de yayınlanacak İlerleme Raporu’yla ilgili bazı bilgiler yansıyor. Özellikle uyum sürecini, özellikle reformların uygulanması konusunda Türkiye’nin yavaşladığına birtakım eleştiriler var. Başmüzakereci Ali Babacan’la ilgili de eleştiriler var. Brüksel’e gelmediği yönünde. Ankara bu süreci yavaşlattı mı gerçekten?

CEVAP:  Son dönemde dünyadaki gelişmeleri hep beraber izliyoruz. Hangi konulara odaklanılması gerektiği zaten olayların akışı içerisinde ortaya çıkıyor. Son zamanlarda hepinizin gayet yakından bildiği üzere Lübnan meselesi, Ortadoğu’daki huzursuzluk bütün dünyayı meşgul eder bir zeminde gelişmektedir. Dolayısıyla, bizim AB istikametinde yaptığımız çalışmalar eski hızıyla devam etmekle birlikte maalesef basının veya diğer çevrelerin ilgisini pek çekmemektedir. Halbuki tarama çalışmaları devam etmiştir. Aynı zamanda Meclis’in açılmasıyla birlikte reformlar tekrar gündeme gelecektir. Bu konuda süratli adımlar atılması sözkonusudur. Ben Türkiye’nin AB’ye üye olma kararlılığında ve bu yönde yürütülen müzakerelerde gayet etkin bir şekilde çalışma azminde en ufak bir yavaşlama görmemekteyim. Bundan sonra hepiniz, özellikle bu içinde bulunduğumuz ayda, bu tür çalışmaların somut sonuçlarını göreceksiniz.

SORU: Namık Bey, Amerikalı koordinatörün müesseseler, kurumlar arasında koordinasyonu sağlayacağını söylediniz. Peki Türk koordinatörün tam görevi ne olacaktır? Amerikalı muhatabının görevini biraz açıkladınız da, Dışişlerinin ya da Genelkurmay’ın görevinden farklı olarak bu kişinin spesifik görevi tam olarak ne olacaktır?

CEVAP: Elbette benzer bir görev yapacaktır. Bir de atanan şahsın doğrudan temas kurabileceği muhatabı olacaktır. Yine kendi kurumlarımız arasında iletişimin hızlandırılması, daha etkin çalışmaların yapılması konusunda görevli olacaktır.

SORU : ABD’li koordinatörün Dışişleri Bakanlığına bağlı olacağını Sözcü açıklamıştı. Bizim koordinatörümüz de size mi bağlı olacak. O konuda bir netlik var mı?

CEVAP: O konuda net bir bilgi en azından bende yok. Ancak, büyük bir ihtimalle Dışişleri Bakanlığına bağlı olacaktır.

SORU : Namık Bey, bu koordinatör atanması konusunda bütün kurumlar arasında bir görüş birliği var mı? Zira askeri çevrelerin pek de sıcak bakmadığı yönünde haberler de görüyoruz?

CEVAP: Biz bu konudaki memnuniyetimizi açıklarken elbette devletimizin bütün teşkilatının bir anlamda görüşlerini yansıtmaktayız. Bunlardan birtakım sonuçlar çıkarmaya çalışmak, bence doğru değildir.

SORU: Türkiye’nin atayacağı koordinatör hususunda. Amerika’nın atadığı değil. Yani askeri çevreler böyle bir atamaya ihtiyaç bulunmadığı yönünde görüş ifade ediyorlar.

CEVAP: Ben şimdiye kadar  öyle bir görüş hiç duymadım.

SORU: Namık Bey, bugün İran nükleer programıyla ilgili önemli bir karar açıklayacak. Acaba bu karar öncesinde Türkiye’nin beklentilerini sizden alabilir miyiz? Bir de Bakanın herhangi bir teması oldu mu? Ya da olacak mı? Böyle bir planlama var mı?

CEVAP: Sayın Bakanımızın bu konuda herhangi bir teması olmamıştır. Ancak hepiniz biliyorsunuz Altılar İran’ın cevabı üzerinde çalışmaktadırlar, değerlendirme yapmaktadırlar. Bu incelemenin İran’ın yanıtının beklentilerini ne şekilde karşılayacağı yönünde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bizim beklentimiz ise, defaatle açıklanmıştır; sorunun diplomatik yollardan barışçı bir şekilde çözümüdür. Bunun için çaba harcamışızdır. Hepiniz bunu da yakından takip ettiniz. Diliyoruz ki, bu sorun neticede her iki tarafın da üzerinde uzlaşacakları bir yöntemle çözülecektir. Ayrıca, El Baradey raporunun bugün açıklanması sözkonusudur. Bu rapor da tabiatıyla bu süreçte rol oynayacaktır. Gelişmeleri izliyoruz. Tekrar ediyorum, beklentimiz bu sorunun diplomatik yollarla çözümlenmesidir.

SORU: Namık Bey, AB’yle ilgili çalışmaların sonuçlarını yakında göreceğimizi söylediniz. Bu somut çalışmalar arasında Gümrük Birliği Ek Protokolü’nün onaylanmasına ilişkin bir tasarının Başbakanlığa ardından da Meclis’e gönderilmesine ilişkin bir çalışma var mıdır? Yok mudur?

CEVAP: Çok spesifik bir yönüne işaret ettiniz. Bu konuda Hükümetimiz tarafından Meclis’e sevkedilen bir tasarı yoktur.

SORU: Namık Bey, Sayın Bakanın 2-3 Ekim’de Atina’ya gitmesi ya da Başbakan’a ABD’yi ziyaretinde refakat etmesi üzerine konuşuluyordu. Bu konuda netleşen bir şey var mı acaba?

CEVAP: Şu anda bilebildiğim kadarıyla, Sayın Bakanımız Atina’ya gidecektir. Çünkü bu bir resmi ziyaret olacaktır. Dolayısıyla, yine şu andaki bilgilerimle konuşuyorum, Sayın Başbakanımıza refakat edemeyeceklerdir.

Evet, başkaca sorunuz olmadığını anlıyorum, hepinize sevgilerimi yineliyorum ve toplantımızı kapatıyorum.