17 Mayıs 2006, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan´ın Haftalık Olağan Basın Toplantısı

TAN: Değerli arkadaşlar, bugünkü basın brifingimize hoşgeldiniz. Hepinizi içten sevgiyle selamlıyorum. Bugün Türkiye’nin Filistin’e insani yardım kapsamında acil gıda yardımında bulunmasına ilişkin bir açıklamamızı sizlerle paylaşacağım. Ondan sonra sorularınız varsa bunları cevaplandırmaya gayret edeceğim.

Uluslararası toplumun Filistin'de yaşanan gıda malzemesi sıkıntısının hafifletilmesi amacıyla insani yardımlarını sürdürdüğü bu dönemde, Filistin halkının gereksinim duyduğu gıda ihtiyacının karşılanmasına ülkemizce de katkıda bulunulması Hükümetimizce kararlaştırılmıştır. Filistin'e yönelik olarak Türkiye’nin sürdürdüğü çeşitli yardımlara ilaveten, bu kere, Filistin halkına, insani durumun aciliyetine binaen, toplam 10 bin tona kadar ekmeklik un ve buğday gönderilmesi için ilgili kurumlarımızca bir çalışma başlatılmıştır.

Bu çerçevede, Bakanlığımız, Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü ve Kızılay Genel Müdürlüğü'nce yürütülen müşterek çalışmanın mümkün olan en kısa zamanda tamamlanarak, sözkonusu yardımın Filistin’deki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması öngörülmektedir.

Öte yandan ülkemizin, Filistin’e uluslararası insani yardım alanında 58 yıllık tecrübesiyle özel bir yeri olan Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (United Nations Relief and Works Agency for Palestine Refugees in the Near East-UNRWA) aracılığıyla da acil gıda yardımında bulunmasını sağlayacak gerekli çalışmalar sürdürülmektedir.

Benim açıklamam bundan ibaret. Sorularınız varsa, cevaplandırmaya gayret edeyim.

SORU: Efendim, Pontus Rumları’nın uğradığı iddia edilen soykırıma ilişkin bazı gelişmeler var son dönemde. Selanik’te bir anıt açıldı ve ardından da Yunanistan Dışişleri Bakanı Bakoyanni’nin sözde soykırımın uluslararası arenada da kabul edilmesi için Yunanistan hükümetinin önayak olacağı yolunda bir açıklaması oldu. Yunanistan ile herhangi bir temasınız oldu mu? Buna ilişkin değerlendirmeniz nedir?

CEVAP: Bu konuda geçen basın toplantımızda bir açıklamada bulunmuştum. Bu açıklamanın sorularınıza cevap oluşturduğu kanaatindeyim. Ona eklenecek bir husus, bu aşamada yoktur.

SORU: Amerika ile Türkiye arasında birer diplomat değişimi yoluyla, diplomatların değiş tokuşundan bahsediliyor. Böyle bir şey var mı?

CEVAP: Bu sabah ben de o haberi okudum. Bakanlığımızda ilgili birimlerimiz nezdinde yaptığımız soruşturmada böyle bir konunun mevcut olmadığını öğrendim.

SORU: ABD ve Türkiye arasında, haberde yer aldığı şekilde değil ama, başka ülkelerle de olabilecek şekilde, diplomatların değiş tokuşu sözkonusu mudur? Böyle bir anlaşma zemini aranıyor mu?

CEVAP: Bu tür değişimler olabilir. Ancak, bizim herhangi bir ülkeyle buna benzer bir düzenlememiz olup olmadığını bilmiyorum. Bu konuyu araştırıp size bilgi vermem doğru olur.

SORU: Namık Bey, ABD’yle çalışmaları süren Ortak Stratejik Vizyon Belgesinin son durumuna ilişkin bilgi verebilir misiniz?

CEVAP: Bu belge üzerindeki çalışmalar devam etmektedir. Sanıyorum çok kısa bir süre içerisinde, bunun sizlere açıklanması mümkün olacaktır.

SORU: Belgeyi görüşmek üzere bir heyet gelecek mi?

CEVAP: Özel olarak o konuda görüşmek üzere bir heyetin gelip gelmeyeceğini bilmiyorum. Ancak, elbette Amerikalı yetkililer, çeşitli düzeyde ziyaretlerde bulunmaktadırlar. Onlarla bu konu da ele alınır diye düşünüyorum.

SORU: Namık Bey, Sayın Başbakan Amerika’ya gideceğini açıkladı. Buna ilişkin son gelişmelerle ilgili durum nedir? Dışişleri Bakanlığı ABD’ye bu konuya ilişkin herhangi bir bildirimde bulundu mu?

CEVAP: Değerli arkadaşlarım, iki müttefik ülke arasında bu tür üst düzeyli ziyaretler son derece doğaldır. Bu ziyaretlerin planlaması, ilgili kurumlar tarafından yetkililerin programları çerçevesinde hazırlanır. Bu yönde Bakanlığımızda bazı çalışmalar yapılmaktadır. Günü geldiğinde sizlere bilgi verebiliriz.

SORU: Namık Bey, Sayın Bakan’ın yaz aylarında ABD’ne gitmesi gündemde mi acaba?

CEVAP: O konunun da bu çerçevede mütalaa edilmesi gerekir. Üst düzeyde ziyaretlerden bahsettim. Sayın Bakanımızın da ziyareti bu çerçevede değerlendirilebilir.

SORU: Efendim, Türkiye’nin İran konusunda bazı girişimleri var. Bu konuda kamuoyuna Bakan Gül’ün temaslarıyla ilgili ne söyleyeceksiniz? Bu temaslar hala devam ediyor mu? Yakın zamanda ne tür bir gelişme olmasını bekliyorsunuz?

CEVAP: Bu konuda, son birkaç gün zarfında basınımızda somut birtakım hususlar yer aldı. Bu görüşmelerin olduğunu doğrulayabilirim. Türkiye, soruna barışçıl bir çözüm getirilebilmesi, diplomatik yoldan bir neticeye ulaşılması konusunda gösterilen gayretlere katkıda bulunmak amacındadır ve bu temaslarını da bu çerçevede yapmaktadır. Gerekli görüldüğü takdirde bu tür temaslar bundan sonra da devam edecektir. Bizim amacımız, bu sorunun bir an önce suhuletle ve diplomatik yoldan çözüme kavuşturulmasıdır.

SORU: Namık Bey, Başbakan, Türkiye’nin de dahil olduğu D-8 ülkeleri arasında Schengen vizesi benzeri bir uygulama başlatılmasını önermişti. Bu konuda D-8 diğer ülkelerinden yanıt geldi mi? Bir çalışmamız var mı bu yönde?

CEVAP: Ben de bu konuyu basınımızdan okudum. Ancak, bir somut gelişme olup olmadığı hususunu araştırmam gerekir. O konuda size bilahare bilgi sunarım.

SORU: Namık Bey Pentagon’un verdiği bilgilere göre, Guantonamo Üssü cezaevinde altı tane Türk bulunuyor. Acaba bu Türklerin kimliği ve hangi suçlardan alıtutulduklarına dair sizde herhangi bir bilgi var mı?

CEVAP: 11 Eylül 2001 tarihindeki terörist saldırıları takiben ABD ve koalisyon güçlerinin Afganistan’da başlattıkları operasyonda, Taliban ve Elkaide mensubu oldukları gerekçesiyle yakalanarak Küba’daki Guantonamo Askeri Üssü’ne altı vatandaşımızın gönderildiği anlaşılmıştır. ABD makamları nezdinde o günden bu güne yapageldiğimiz girişimler neticesinde bu vatandaşlarımızdan beşinin serbest bırakılması sağlanmıştır. Bunların isimlerini de size önceki basın toplantılarımızda bildirmiştik. Bunlardan bir tanesi Guantonamo’da tutulmaya devam edilmektedir. Murat Kurnaz isimli bu vatandaşımız ABD tarafından Guantonamo Üssünde tutulmuş olan 6 Türk vatandaşından sonuncusudur. 2005 yılı sonunda Murat Kurnaz’ın dosyasını inceleyen ABD makamları Kurnaz’ın Guantonamo’da tutukluluk durumunun devam etmesini ve adıgeçenin statüsünün bir yıl sonra yeniden gözden geçirilmesini kararlaştırmıştır. Murat Kurnaz’ın da diğer beş vatandaşımız gibi serbest bırakılması ve ülkemize gönderilmesi için ABD yönetimi nezdinde her düzeyde girişimlerde bulunulmaya devam edilmekte ve konu Bakanlığımız ile Vaşington Büyükelçiliğimiz tarafından yakından izlenmektedir. Murat Kurnaz’ın Bremen doğumlu olması ve ailesinin Almanya’da ikamet etmesi sebebiyle konuyu Almanya’nın Vaşington ve Ankara Büyükelçilikleri de takip etmektedir.

Dolayısıyla halihazırda Guantanomo’da sadece Murat Kurnaz isimli vatandaşımızın bulunduğunu sizlere söyleyebilirim.

SORU: Namık Bey, Fransa Ermeni Soykırımına ilişkin sözkonusu kararını yarın oylayacak. Ankara’nın son girişimlerini bizimle paylaşır mısınız?

CEVAP: Girişimlerimizin sefahati konusunda sizlere bugüne kadar gerekli bilgileri verdim. Bizim beklentimizi de sizlerle paylaştım. Ancak, bir kez daha ifade etmek istiyorum. Fransa’nın köklü tarihi olan ilişkilerimizin zedelenmesine yol açacak bir sonuca izin vermeyeceğini ümit ediyoruz. Fransız hükümeti ve Fransız halkı da aynı anlayış içerisindedir. Bunu memnuniyetle müşahade ediyoruz. Umarız ki yarın bu olay geride kalacaktır.

SORU: Poseidon gemisi ile ilgili son gelişmeler nedir?

CEVAP: Alman araştırma gemisi “Poseidon” tarafından Girit Adasının kuzeyinde Ege’nin uluslararası sularını da içeren bir alan dahilinde yürütülen deprem araştırmalarına ilişkin tutumumuz, 1976 Bern Anlaşması ile 1997 Madrid Deklarasyonu çerçevesindeki görüşlerimiz doğrultusunda Yunanlı muhataplarımızın dikkatine gelişmelerin başından itibaren getirilmiştir; Türkiye’nin Ege ile ilgili bilinen yaklaşım ve politikalarında bir değişiklik sözkonusu değildir.

Öte yandan, Almanya nezdinde de gerek Ankara’da gerek Berlin’de girişimde bulunularak Almanya’nın, istemeden de olsa, Türkiye ile Yunanistan arasında esasen birçok hukuki ve siyasi görüş ayrılığının bulunduğu Ege anlaşmazlıklarına müdahil olmaktan kaçınması talep edilmiştir.

Ege’de ülkemizin hak ve menfaatlerinin korunması için konu üzerinde başından itibaren titizlik ve ciddiyetle durulmaktadır. Konunun dostane ilişkiler çerçevesinde suhuletle çözümlenmesini temenni etmekteyiz.

SORU: Sanırım birkaç Dışişleri Bakanı daha önümüzdeki dönemde Ankara’ya gelecek. Biraz onların programından bahsedebilir misiniz?

CEVAP: Ziyaretlerin listesi her zaman önümde bulunmuyor. İsterseniz bilahare arkadaşlarım vasıtasıyla kimlerin ne zaman gelecekleri hakkında sizleri bilgilendirelim.

Başkaca sorunuz olmadığını anlıyorum, hepinize teşekkür ediyorum ve toplantımızı kapatıyorum.