14 Mart 2007, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Bilman´ın Haftalık Olağan Basın Toplantısı

 

BİLMAN: Değerli arkadaşlar, haftalık basın brifingimize hoşgeldiniz. Bugün yapacağım resmi bir açıklama veya bir beyanat bulunmamaktadır. Onun için doğrudan sizlerin sorularınızı almaya başlayabiliriz.

……………..

SORU: İranlı eski Savunma Bakan Yardımcısı Askeri’nin Almanya’da olduğuna dair söylemler var. Bu konuyla ilgili olarak acaba Almanya ile Türkiye herhangi bir diyalog içerisine girdi mi? Ayrıca İran’da Askeri’nin ailesi Türkiye’yi suçlamıştı. Bu konu hakkındaki son gelişmeler nelerdir?

CEVAP: Öncelikle birinci sorunuza yanıt vereyim. Türkiye ile Almanya arasında bu konuda herhangi bir temas veya görüşme olmamıştır. Daha evvel Sayın Bakanımız da açıklamıştı. Bir İran vatandaşı olan ve eski Bakan Yardımcısı olduğu belirtilen Askeri konusunda basında çok çeşitli haberler çıktı. Hatta spekülatif haberler de yer aldı, biliyorsunuz. Bizim elimizde mevcut bilgilere göre İranlı bu şahsın 7 Aralık 2006 tarihinde Türkiye’ye hava yoluyla geldiği anlaşılıyor. Bizdeki bilgilere göre İran, bu şahsın kaybolduğu hususunda 26 Aralık 2006 tarihinde İnterpol’e bir duyuru yapmış. İran makamları daha sonra 4 Şubat 2007 tarihinde tarafımıza bilgi verdiler. Yani yaklaşık iki ay sonra. Adıgeçenin taşıdığı siyasi kimlik Tahran’da tarafımıza 4 Şubat 2007 tarihinde yapılan duyuru vasıtasıyla öğrenilmiştir. Sayın Bakanımız’ın da vurguladığı gibi, İran makamlarıyla çok yakın işbirliği içinde adıgeçenin akibeti ilgili makamlarımızca araştırılmaktadır. Türkiye tüm gümrük ve istihbarat birimleriyle konuyu aydınlatma yönünde ciddi bir çaba göstermektedir. Şu aşamada bunun dışında elimizde bilgi bulunmamaktadır.

Ama burada belirtmem gereken bazı hususlar var. Bildiğiniz gibi, Türkiye ve İran arasında turistik amaçlı seyahatlerde herhangi bir vize uygulaması yoktur. Elimizdeki bilgilere göre, yaklaşık dokuz yüz bin civarında İran vatandaşı her sene Türkiye’yi ziyaret etmektedir. Bundan sonraki çalışmalarımız da İran tarafıyla eşgüdüm halinde sürdürülecektir. Bunun dışında şu aşamada başka bir bilgi bulunmamaktadır.

SORU: Basına yansıyan haberlerde Cumhurbaşkanı Sezer’in Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcılarından beşinin kararnamesini veto ettiğine dair haberler, iddialar var. Böyle bir veto sözkonusu mudur acaba? Eğer veto sözkonusuysa gerekçesine dair bize bilgi verebilir misiniz?

CEVAP: Sayın Cumhurbaşkanımızın Bakanlığımızın üst yönetiminin atanmasına ilişkin bir kararnameyi onaylamadığı doğrudur. Ancak takdir edersiniz ki bu idari bir konudur; bu basın toplantısının konularından biri de değildir. Bunun ötesinde söyleyecek bir husus bulunmamaktadır.

SORU: Geçen hafta GKRY, Lokmacılar kapısında kendi tarafındaki duvarı yıktı. Fakat bunun geçişin açılacağı anlamına gelmediğini, aradaki bölgenin askersizleştirilmesi gerektiğini de söylediler. Böyle bir koşul öne sürdüler. Buna Ankara’nın tepkisi nedir? İkinci bir sorum da Rum yönetimi başka bir kapı açma hazırlığında olduğunu da açıkladı. Bunu Ankara nasıl karşılıyor?

CEVAP: Öncelikle şunu hatırlamak lazım: Adada iki taraf arasındaki sınırın karşılıklı geçişlere açılmasını isteyen taraf kimdi? Buna başında karşı çıkan taraf kimdi? Hatırlayacaksınız, 2003 yılında KKTC sınırın karşılıklı geçişlere açılması yönünde bir karar aldı ve uzunca bir müddet Rum tarafı bu karara karşı çıktı; sınır kapılarını açmadı. O günden bugüne geldiğimizde, bazı ilave sınır kapılarının açılması konusunda şimdi Rum tarafının attığı adımları bu bilgilerin ışığında ışıkta değerlendirmek gerekir. Lokmacı diye adlandırılan Lefkoşa’nın içindeki sınır kapısının açılması da esasen bildiğiniz gibi KKTC tarafının önerisiydi. KKTC daha 2005 yılında bu sınırın karşılıklı geçişlere açılabilmesi için kendi tarafında mevcut olan güvenlik bariyerlerini, dikenli telleri kaldırdı; KKTC güvenlik kuvvetlerinin görev yapmakta olduğu bekçi kulübesini de oradan kaldırdı ve karşı tarafa bu kapının açılması çağrısında bulundu. Aradan neredeyse iki sene geçtikten sonra, Rum tarafının kendi tarafındaki duvarı nihayet yıktığına dair haberler geldi. Ben bu konuda KKTC yetkililerinin yapmış olduğu açıklamaları hatırlatmak istiyorum. Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanı Sayın Talat, Rum adımını geç de olsa olumlu bir gelişme olarak nitelendirmiştir ve Rum tarafının öne sürdüğü koşulların da kabul edilmez olduğunu belirtmiştir. Türkiye de KKTC Cumhurbaşkanı’nın belirttiği görüşlerle mutabıktır. Adada sınırda açılmış olan diğer geçiş kapıları nasıl sorunsuz bir şekilde 2003 yılından beri işliyorsa, nasıl bunların açılması için ön koşullar öne sürülmemişse, bu kapının açılması için de çeşitli ön koşullar öne sürülmemesi gerektiği düşüncesindeyiz.

Rum tarafının ikinci önerisine gelince, zannediyorum bu konuda da KKTC yetkilileri açıklamalarda bulundular ve öncelikle Rum tarafının Lokmacı duvarını yıktıktan sonra kapının açılması için adım atması gerektiğini, ondan sonra başka kapıya ihtiyaç olup olmadığının ayrıca değerlendirileceğini söylediler. Biz de aynı kanaatteyiz. Kıbrıs Türk tarafı sınır geçişlerinin kolaylaştırılmasına hiçbir zaman karşı değildir. Bu konuda zaten kendisi adımlar atmıştır. Ama Rum tarafının da bir kapı açılmasını çeşitli ön koşullara bağlamaması gerektiği kanaatindeyiz.

SORU: Bağdat’ta Irak konulu uluslararası bir konferans düzenlenmişti; ardından önce komşu ülkeler düzeyinde, sonra yine uluslararası düzeyde bir toplantı yapılması şeklinde iki yönlü bir süreç başlaması ve bu toplantının İstanbul’da yapılması öngörüsü vardı. Bize gelen son haberler, İstanbul konusunda Ankara ile Vaşington’un anlaştığı yönünde. O toplantının İstanbul’da yapılacağı ya da ne zaman yapılacağı konusunda ne tür gelişmeler yaşanıyor, bize o süreçle biraz bilgi verebilir misiniz?

CEVAP: Bağdat toplantısında basına da açıklanan bildiride görmüşsünüzdür. Burada Türkiye’nin İstanbul’da genişletilmiş çerçevede bir toplantı yapılması yönündeki önerisi kayıt altına alınmıştır. İlgili tarafların bundan sonra yürüteceği istişarelerle bu toplantının yeri ve gününün belirlenmesi konusunda bir mutabakat doğmuştu. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalardan, Sayın Bakanımızın muhataplarıyla tek tek yürüttüğü telefon görüşmelerinden ve diğer temaslardan genelde bu toplantıların İstanbul’da yapılması konusunda bir görüş birliği olduğu kanaatindeyiz. Tarih konusu henüz bir karara bağlanmamıştır. Çünkü bildiğiniz gibi, komşu ülkelerin önce kendi aralarında bir toplantı yapmaları ihtimali bulunmaktadır. Bu toplantının Kahire’de yapılabileceği üzerinde durulmaktadır. Bu da kesinleşmemiştir. Zannediyorum önümüzdeki günlerde toplantıların yerleri ve saatleri konusunda daha somut bilgilere ulaşmak mümkün olacaktır. Ama şu anda kesin bir tarih belirlenmemiştir.

SORU: Haremmüşşerif’e gönderilecek heyetin kimlerden oluşacağı ve ne zaman bölgeye hareket edeceği netleşti mi? Bu çerçevede Filistin ve Ürdünlü uzmanların da heyete katılımı yönünde geçen hafta bir çalışma yapıldığını söylemiştiniz. Bu konuda bir gelişme var mı? Onlar da yer alacak mı heyette?

CEVAP: Geçen haftaki ifadelerimden bir yanlış çıkarım olmuş olabilir. Yani Filistin ve Ürdünlü uzmanların bizim heyete dahil olması gibi yorumlanmış olabilir. Bunu kastetmemiştim. Filistinli ve Ürdünlüler de bu konuya ilgi gösterdiler, bizimle temas halindeler, demiştim. Bizim heyetimiz Türk heyetidir; teknik heyettir. Heyetimizin bölgeye gidişi kesinleşmiştir. Heyetin oluşumu da aşağı yukarı kesinleşmiş durumdadır. Ancak tarihi bende yok. Zannediyorum bugün yarın o konuda da size bir açıklama yapılacak.

SORU: İstanbul’da yapılması planlanan genişletilmiş Irak toplantısı ile ilgili olarak zaman ve tarihin belli olmadığını söylediniz; ama Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün meslektaşlarını arayarak konu hakkında görüş alışverişinde olduğunu söylediniz. Acaba toplantının statüsü Dışişleri Bakanlığı düzeyinde mi olacak?

CEVAP: Henüz seviyede de bir belirginlik yok. Sonuç itibariyle iki toplantı yapılması sözkonusu olabilir; bunlar Dışişleri Bakanları düzeyinde olabilir; birisi Kahire’de, birisi İstanbul’da olabilir. Şu anda edindiğimiz izlenim, Kahire’de sadece komşu ülkelerin katılacağı, İstanbul’da ise genişletilmiş bir toplantı olabileceği yönünde; ama seviye henüz daha belirlenmemiştir. Bu konuda temaslar devam ediyor. Takdir edersiniz ki bütün ülkelerin birbirine danışması gerekir.

SORU: Bakan telefon görüşmelerini kimlerle yaptı?

CEVAP: Sayın Bakanımız biliyorsunuz uzun bir süredir bu konuyla bizzat ilgilenmektedir. Bundan çok daha uzun bir dönem önce kendisi muhataplarıyla örneğin Lübnan toplantısı vesilesiyle gittiği Paris’te temaslarda bulunmuştu. Orada Sayın ABD Dışişleri Bakanı Rice ile görüşmüştü; keza Lübnan heyetiyle, Suriye heyetiyle görüşmüştü. Bütün o günden bugüne kadar olan süreçte Sayın Bakanımız tüm ilgili ülkelerle temaslar yapmıştır.

SORU: Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Antalya, İskenderun ve Mersin körfezlerinin sığ sularında petrol arama çalışmaları için uluslararası ihaleye çıkıyor. Bu GKRY’nin ihaleye çıkışına bir cevap mı; bir bağlantısı var mı?

CEVAP: Bağlantısı olduğunu zannetmiyorum. Zira Türkiye Petrollerinin Türkiye’nin karasularında veya yetkisi olduğu diğer denizlerde petrol arama veya sismik araştırma yapmak konusunda birçok projesi bulunmaktadır. Ayrıntılı bilgileri TPAO’ndan alabilirsiniz.

SORU: Geçtiğimiz hafta Bakanımız Abdullah Gül’ün Mısır gezisinde Akdeniz’e yapılacak olan petrol aramalarıyla ilgili olarak bir heyet gönderilmesi kararlaştırılmıştı. Bu heyet oluşturuldu mu? Ne zaman gönderilecek?

CEVAP: Doğrudur, Sayın Bakanımızın Mısır’da karşıtı ile yaptığı görüşmede iki ülke arasında heyet teati edilmesi yönündeki mutabakat teyit edilmişti. Bildiğiniz gibi esasen iki Bakan, Mısır ziyareti öncesinde, Pakistan’da bir görüşme yapmış ve orada bunun kararını almışlardı. Bakanlığımız yetkililerinden oluşan bir heyet geçtiğimiz günlerde Kahire’ye gitti ve ilk görüşme gerçekleştirildi; karşılıklı olarak eldeki bilgiler teati edildi. Her iki taraf da bu görüşmelerin önümüzdeki günlerde sürdürülmesinde mutabık kaldılar. Ancak, bugün itibariyle benim elimde bundan sonraki toplantının ne zaman yapılacağına dair bir bilgi yok.

SORU: 29 Mart’ta Akdamar Kilisesi’nin açılışı olacak. Ermenistan’da Erivan’dan Van’a doğrudan uçuş yapılacağı, hükümetin buna izin verdiği yönünde haberler var. Bunlar doğru mudur?

CEVAP : Bu haberleri ben de gördüm. Bende bu haberleri doğrulayacak bir bilgi yok.

SORU: Askeri konusuna geri dönmek istiyorum. İran ile görüşmelerin sürdüğünü söylediniz. Acaba şimdiye kadar bir üçüncü ülkeyle de görüşme yapıldı mı, özellikle ABD’yle?

CEVAP: Hayır, bu konuda herhangi bir üçüncü ülkeyle temas olmamıştır.

SORU: Bugün İran’da yayınlanan bazı gazetelerde, son üç ayda 207 teröristin yakalandığı, bunlardan 183’ünün PKK’lı olduğu yönünde bir yazı yazılmış. Bununla ilgili İran nezdinde Dışişlerinin bir talebi olacak mı; bir girişiminiz olacak mı?

CEVAP: Ben de bu sabah bahsettiğiniz haberi gördüm. Tabiatıyla eğer PKK’lı teröristlerin bu şekilde yakalandığına dair bir haber varsa, bu ilgili dairelerimizce araştırılacaktır. Gerekli görüldüğü takdirde tabiatıyla İranla da temas kurulur.

SORU: Akdamar Kilisesi ile ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı’nın Van-Erivan arasında bir sefer düzenlenmesine ilişkin bir önerisi oldu mu? Eğer olduysa bu Genelkurmay Başkanlığı tarafından reddedildi de mi bundan dolayı mı gündemden kalktı?

CEVAP: Belirttiğim üzere, benim bildiğim kadarıyla teknik düzeyde yapılan hazırlık çalışmaları var. Bu törenin yapılmasına yönelik hazırlık çalışmalarını Van Valiliği ve Kültür Turizm Bakanlığı yürütüyor. Teknik düzeyde yapılan çalışmalarda sizin bahsettiğiniz yönde bir gelişme olmamıştır.

SORU: Levent Bey, Sayın Bakan’ın Tahran’a yapması öngörülen, ancak ertelediği bir ziyaret var mıydı acaba?

CEVAP: Hayır, programında böyle bir ziyaret yok.

Arkadaşlar her zaman olduğu gibi, hep iyi ve güzel haberler yakalamanız dileğiyle, toplantımızı sona erdiriyorum. Geldiğiniz için teşekkür ederim.