14 Aralık 2005, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan´ın Haftalık Olağan Basın Toplantısı

Değerli arkadaşlarım, bugünkü basın brifingimize hepiniz hoş geldiniz. Sizleri sevgiyle selamlıyorum. Sizlere, sorularınıza geçmeden önce, Fehriye Erdal konusunda biraz bilgi vermek istiyorum.

Bilindiği üzere, 9 Ocak 1996 tarihinde Sabancı Center'da yasadışı DHKP-C terör örgütü mensuplarınca yapılan ve üç kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırının firari faillerinden Fehriye Erdal, 26 Eylül 1999 tarihinde Belçika'da yakalanmıştı. Adıgeçenin, "Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi" (SİDAS) hükümleri çerçevesinde ülkemize iadesi istenmişti. İlk iade talebimiz, olumsuz karşılanmış; 12 Nisan 2004 tarihinde yapılan ikinci iade talebimize ise Belçika makamlarından halen bir yanıt alınamamıştır. Bu arada, Brüksel Asliye Mahkemesinin 2001 yılında Erdal’ın Türkiye’de işlediği suçlardan dolayı Belçika’da yargılanabileceği dair kararı, avukatları tarafından temyize götürülmüş; Bruges Mahkemesi 22 Haziran 2005 tarihinde görevsizlik kararı almış; bir üst mahkeme olan Gent Sorgu Mahkemesi de 31 Ekim 2005 tarihindeki duruşmasında yine görevsizlik kararı almıştır. Bu gelişmeler sonucunda, Sabancı ailesi avukatı Schmidz, dava dosyasını 19 Ekim 2005 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göndermiştir. Görüldüğü üzere, Fehriye Erdal, bir yandan ülkemize iade edilmemekte, öte yandan Türkiye’de işlediği suçlardan dolayı Belçika’da da yargılanamamaktadır. Bu durum karşısında, ikili düzeyde bu sorunun çözülememesi üzerine, Türkiye konuyu uluslararası platforma taşımaya karar vermiştir. Nitekim, ülkemiz ile Belçika arasında 1977 tarihli “Tedhişçiliğin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi”nin uygulanmasına ilişkin bir ihtilaf sözkonusudur. Adalet Bakanlığımız, Fehriye Erdal’ın ülkemize iadesi veya Belçika’da yargılanması konusunun, anılan sözleşmenin 9uncu maddesi çerçevesinde Avrupa Konseyi Suç Sorunları Komitesine sunulmasına karar vermiştir. Konu hakkında ilgili temsilciliklerimize talimat verilmiştir.

Bu iki süreçten bağımsız olarak, Fehriye Erdal ve 10 DHKP-C üyesi, Belçika’da işlemiş oldukları, suç örgütü üyesi olmak, yasadışı patlayıcı bulundurmak, yasaklanmış silah sahibi olmak, aynı şekilde savunma silahları bulundurmak, sahte yazı yazmak ve sahte isim kullanmak suçlarından dolayı 6 Aralık 2005 tarihinde Bruges’de yargılanmışlardır. Bruges Ceza Mahkemesinde görülen sözkonusu duruşmada mahkemenin davaya bakmaya yetkili olduğuna karar verilmiş olup, esasa ilişkin davanın 23-27 Ocak 2006 tarihleri süresince devam etmesi beklenmektedir. Erdal ile diğer 10 DHKP-C sanığı aleyhine açılmış olan sözkonusu davada, ülkemiz de müdahil taraf olarak bir avukat aracılığıyla temsil edilmektedir.

Bu toplantımızın sonunda sizlere, geçen hafta Cidde ve Mekke’de düzenlenen Olağanüstü İKÖ Zirvesi sonuçlarıyla ilgili olarak bir Bilgi Notu dağıtacağız. Aynı şekilde EXPO fuarlarının düzenlenmesinden sorumlu Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Sekreteri’nin biraz önce Sayın Bakanımızla yaptığı toplantı ve görüşme konusunda kısa bir not sizlere toplantımızdan sonra dağıtacağız. Sorularınız varsa onları cevaplandırmaya gayret edeceğim.

………………

SORU: Namık Bey, KKTC’ne yönelik AB’nin hazırladığı tüzükler onaylanamadı ve bu mali yardımda özellikle bir kayba da neden olacak gibi görünüyor. Bu konuya dair görüşlerinizi alabilir miyiz?

CEVAP: Bildiğiniz gibi AB 26 Nisan 2004 tarihinde KKTC’ne uygulanan izolasyonlara son verme kararı almıştı. Sözkonusu karar çerçevesinde hazırlanan mali yardım tüzüğü ve dış ticaret tüzüğünü bugüne kadar yürürlüğe koyamayan AB’nin, bu defa bunların uygulanmasını Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bazı taleplerin karşılanması şartına bağlamış olmasını doğru bir yaklaşım olarak bulmuyoruz. AB’nin Maraş’ın statüsü, adanın kuzeyinde mülkiyete moratoryum getirilmesi gibi kapsamlı çözümün parçalarını oluşturan bir takım koşullar öne sürmesi kabul edilemez. Biz kapsamlı çözüm zemininin Birleşmiş Milletler olduğunu her zaman söyledik. Bundan sonra da söylemeye devam edeceğiz.

SORU: Efendim, Avrupa Birliği ile ilgili soru sormak istiyorum. Katılım Ortaklığı Belgesi’nin onaylandığı haberleri geldi. Bu belgede bir değişiklik yapıldı mı? Bu belgeyle ilgili Avrupa Birliğiyle herhangi bir sıkıntı yaşandı mı?

CEVAP: Bu belgede, Kıbrıs, sınır anlaşmazlıklarının barışçıl yoldan çözümü, fikri mülkiyet hakları konu başlıkları altında bazı yazım değişiklikleri yapıldığını tespit etmiş bulunuyoruz. Ancak, bunların Katılım Ortaklığı Belgesi’nin bütünlüğünü ve dengesini etkileyecek türden değişiklikler olmadığı görülecektir.

SORU: Namık Bey, ROJ TV’ye ilişkin Danimarka makamlarının soruşturması hakkında yeni bir gelişme var mı acaba?

CEVAP: Bu konuyu takibe devam ediyoruz. Henüz sizlerin bilmediği bir ilerleme kaydedilmiş değil.

SORU: Namık Bey, gelecek hafta NATO Genel Sekreteri’nin Ankara’ya geleceği söyleniyor. Bu ziyaretle ilgili biraz bilgi verir misiniz? Gündemine ilişkin özellikle, hangi konu başlıkları ele alınacak ve programı eğer mevcutsa nedir?

CEVAP: NATO Genel Sekreteri, benim elimde bulunan bilgilere göre, gelecek hafta Pazartesi günü burada temaslarda bulunacak. Sayın Bakanımız tarafından kendisine bir kahvaltı düzenlenmesi öngörülüyor. Bu bir çalışma ziyaretidir. Kısa bir ziyaret olacaktır. Kendisinin bir önceki gün akşam gelmesi ve Pazartesi günü de temaslarını tamamladıktan sonra buradan ayrılması öngörülmektedir. NATO çerçevesinde Türkiye’nin işbirliğine yönelik birçok proje, program; yine NATO’nun birçok bölgede yürüttüğü operasyonlara Türkiye’nin katkısı gibi konuların ele alınacağını tahmin ediyorum.

SORU: Namık Bey, basında CIA uçuşlarına ilişkin olarak Avrupa Konseyi’nin raportörü Dick Martin’in raporunda, bazı açıklamaları olduğu belirtiliyor. Türkiye üzerinden gerçekleştirilen uçuşların iki tane olmadığı, bundan fazla olduğu yönünde. Acaba bu konuya ilişkin bilgi vermeniz mümkün mü?

CEVAP: İki konuyu birbirine karıştırmamak lazım. Sözde CIA uçuşlarıyla ilgili olarak Sayın Bakanımız hafta sonunda hepinizin görmüş olacağı gibi gayet ayrıntılı açıklamalarda bulunmuşlardı. Bunları Anadolu Ajansı’ndan görebilirsiniz. Uçuşlar konusunda spekülasyona gidilmesi doğru değildir. Çok ayrıntılı bilgiler sizlere verilmiştir. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri ise, spesifik olarak bu konuda değil ama bilgi isteme yetkisi çerçevesinde bizden de birtakım soruların cevaplandırılmasını istemiştir. Bunun için yanılmıyorsam gelecek sene Şubat ayında bir tarihe kadar süre verilmiştir. Bu ilk defa yapılan birşey değildir. Genel Sekreterin yetkisi çerçevesinde birçok kereler yapılmıştır. Rutin bir bilgi istemidir. Bu da gereği şekilde yanıtlanacaktır.

Başka sorunuz olmadığını anlıyorum, hepinize teşekkür ediyor, basın toplantımızı burada kapatıyorum.