10 Mart 2004 - DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ NAMIK TAN’IN HAFTALIK OLAĞAN BASIN TOPLANTISI

TAN:
Sevgili Arkadaşlar, bugünkü basın brifingimize hoş geldiniz. Her zaman olduğu gibi hepinizi sevgiyle selamlıyorum.

Bugün bir açıklamamız var. Filipinler Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Bayan Delia Domingo Albert’in ülkemizi ziyaretiyle ilgili. Filipinler Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Bayan Delia Domingo Albert, Sayın Bakanımızın davetlisi olarak 10-12 Mart 2004 tarihlerinde  ülkemize bir çalışma ziyaretinde bulunacaktır.

Ziyaret çerçevesinde, iki ülke Dışişleri Bakanları başkanlığındaki heyetler arasında gerçekleştirilecek görüşmelerde, Türkiye ile Filipinler arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesi imkanları üzerinde durulacak ve her iki ülkeyi ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konular hakkında görüş alışverişinde bulunulacaktır.

Buna ilaveten bu ziyaretle ilgili olarak bir-iki hususu dile getirmek istiyorum. Bu bir Filipinler Dışişleri Bakanı’nın Türkiye’ye yaptığı ilk ziyaret olacaktır. Belki hatırlayacaksınız, 1991’de Filipinler burada bir temsilcilik açtı. 1990’da da biz Manila’da Büyükelçiliğimizi açtık. Geçmişe bakacak olursak, 2000 yılında şimdiki Cumhurbaşkanı Türkiye’yi ziyaret etmiş, ancak o zaman Devlet Başkan Yardımcısı ve Sosyal Refah ve Kalkınma Bakanı imiş. Dolayısıyla, o sıfatıyla ülkemizi ziyaret etmiş. 1999’da zamanın Cumhurbaşkanı  Sayın Süleyman Demirel Filipinler’i ziyaret etmiş. Bakanlıklarımız arasında düzenli siyasi istişare mekanizması var. Birleşmiş Milletler’de, Uluslararası Kuruluşlarda işbirliği yapıyoruz. Biliyorsunuz, Filipinler 1 Ocak 2004’ten bu yana BMGK Geçici Üyeliğine seçilmiş durumda. Bu çerçevede de bundan sonra onlarla bir işbirliğimiz olacak.

Benim söyleyeceklerim bundan ibaret. Sizlerin soruları varsa onları cevaplamaya çalışayım.

------------

SORU: Neuman’ın programı nedir? Görüşmelerde neler ele alınacak? Ana başlıkları söylemeniz mümkün mü kısaca?

İkincisi, Kıbrıs’ta gelinen son nokta nedir bugün itibariyle? Sanırım yarın al-ver süreci başlayacak. Bu konuda biraz ayrıntı verebilir misiniz?

SORU: Karamanlis’in 22-29 Mart tarihleri arasındaki dörtlü konferansı bir hafta erteleme girişiminde bulunacağı belirtiliyor. Türkiye böyle bir şeye nasıl bakar, sıcak bakar mı? Öyle bir ihtimal var mı?

CEVAP: İlk sorudan başlayalım. Ronald Neuman, CPA’nın dışişleri direktörüdür. Buraya ziyareti -müsaade ederseniz bunları background olarak  söyleyeceğim- esasen planlıydı. Ancak, Sayın Bakanımızın telefon görüşmesinden sonra kendisine geçici idari yasa konusunda bizi bilgilendirmek hususunda bir görev de verildi. Buraya dün geldi biliyorsunuz. Kendisine dün akşam Müsteşar Yardımcımız Büyükelçi Sayın Alev Kılıç tarafından bir çalışma yemeği verilmiştir. Bugün de heyetlerarası görüşmeler yapılmaktadır. Sabah saat 09.30’da başlamıştır. DEİK bir öğle yemeği -13.00’te- verecektir. Sonra Dış Ticaret Müsteşarlığında teknik görüşmeler yapılacaktır. Bilahare, Sayın Büyükelçi Osman Korutürk ile görüşmesi olacaktır -öğleden sonra 3 civarında-. Yarın (11 Mart) yine Dış Ticaret Müsteşarlığındaki görüşmeleri devam edecek. 12 Mart sabahı da ülkemizden ayrılacak. Programı ana hatları itibariyle böyle. Tabii, takdir edersiniz, daha ziyade ekonomik konuları ele alacak. Buradaki karşıtlarıyla bu konuları değerlendirecek. Ancak, Büyükelçi Osman Korutürk’le yapacakları görüşmede de bizi geçici idari yasa konusunda bilgilendirecek.

Kıbrıs görüşmelerinde gelinen aşama hakkında bir soru vardı. Biliyorsunuz üç hafta geride kalmıştır Kıbrıs’ta. Önümüzde üç hafta daha vardır. Rum tarafının çözüm yönünde siyasi irade ve arzusunun bulunmadığı bütün açıklığıyla ortaya çıkmıştır. 1 Mayıs AB üyeliğinin rahatlığı içinde gözükmektedirler. Türk tarafının sınırlı ve makul önerilerinin tümünü tartışmadan reddetmişlerdir. Kendileri de Annan planının temel felsefe ve parametrelerinin dışına çıkan ve planı hemen hemen tüm yönleriyle değiştirmeye yönelik bir takım öneriler getirmişlerdir. Yarın müzakerelere ara verilecektir. Bu süre zarfında BM al-ver süreci için değerlendirme yapacaktır. Sayın Talat ve Sayın Serdar Denktaş bu akşam Ankara’ya geleceklerdir ve müzakerelerin içinde bulunduğu aşama bütün yönleriyle değerlendirilecektir. Bu konuda söyleyeceklerim bunlardan ibaret.

Son soru, Gülsen’in sorusu hakkında ise herhangi bir bilgim yok.

SORU: Talat ve Serdar Denktaş kaçta geliyor?

CEVAP: Henüz programlarının ayrıntısına vakıf değilim ama bildiğim kadarıyla akşam üzeri gelecekler, yarın akşamüzeri de ayrılacaklar.

SORU: Kimlerle görüşecekler burada?

CEVAP: Henüz o konularda birşey söyleyecek durumda değilim.

SORU: Yarın ara verilecek denildi. Ne kadar sürecek bu ara?

CEVAP: Benim anladığım kadarıyla bir gün olacak.

SORU: Al-ver sürecinde tam olarak ne olacağına ilişkin bizi biraz daha bilgilendirir misiniz? Çünkü –bu off the record da olabilir- tam olarak ne kastediliyor ? De Soto cetvel mi hazırlayacak, bunun üzerinden maddeler üzerinde mi çalışılacak?

SORU: Background da olabilir. Rumlar bütün önerileri reddetti. Bizimkiler metni sundu, Rumlar da bunu Annan planının dışındadır diyerek reddettiler. Rumların getirdiği paper’lar da sonuçta olabilirdi yok Türk tarafının gözünde. Dolayısıyla şimdi iki taraf birbirine ................ olarak dışında, yani hiç kesişen nokta yok. Neyi alıp verecekler? Ortada uzlaşamadıkları belgeler olduğu sürece? Bunu biraz açar mısınız? Ya da De Soto bir tarafa “sen şunları koyacaksın masaya, sen şunları koyacaksın” mi diyecek? Tam olarak nedir?

CEVAP: Şimdi arkadaşlar, sizlerin bu konularda daha ayrıntılı bilgi edinme arzunuzu ben büyük bir anlayışla karşılıyorum ama benim söyleyebileceklerim bu çerçevede kalmak zorunda. Bunun dışında şu aşamada herhangi bir şey söylemem doğru olmaz.

SORU: Talat ve Denktaş Türk hükümetinin davetlisi olarak mı geliyorlar, biz mi çağırdık onları?

CEVAP: Herhalde öyledir, bilemiyorum. O konuda bir fikrim yok.

SORU: Bu durumda Amerika’dan ya da AB’nden daha aktif bir katkı istenebilir mi, isteniyor mu, böyle bir beklenti var mı?

CEVAP: Aslında buna cevabım da aynı çerçevede kalmak zorunda ancak belki şunu söyleyebiliriz: Kıbrıs müzakereleri neticesinde varılacak anlaşmanın AB birincil hukuku haline getirilmesi konusu var. Bu konudaki haklı endişe ve görüşlerimizi biz önceki gün yapılan Troika toplantısı sırasında AB yetkililerine ilettik. AB bu konuda teknik ve hukuki çalışmasını sürdürdüğünü ifade etti. Tarafımızdan da AB hukukçularıyla bizim hukukçularımızın bir araya gelerek bu konuyu ele almaları önerisi yapıldı. Önümüzdeki günlerde hukukçular Türkiye’de bir araya gelecekler. Bunun zamanını ve programını henüz tespit etmiş değiliz. Bu konuda bilgiler oluştukça size aktaracağım.

SORU: Irak ve geçici idari yasaya dönmek istiyorum. Cuma günü Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, geçici idari yasaya ilişkin Türkiye’nin rahatsızlıkları iletilmişti. Ardından Bakanlar Kurulu’nda da benzer ifadeler kullanıldı. Buna rağmen pazartesi günü metin imzalandı. Buna dönük tepkileriniz tekrar herhalde iletilecek, iletiliyor ama resmi olarak imzalanmasına dönük tepkiniz nedir?

CEVAP: Malumunuz olduğu üzere Irak geçici idari yasası oldukça kapsamlı ve ayrıntılı bir belgedir. Bu belge Bakanlığımızca incelenmekte ve değerlendirilmektedir. Bu inceleme süreci tamamlandığında sizlerle değerlendirmemizi paylaşacağız. Ancak geçen Cuma akşamı yaptığımız açıklamada, Irak geçici idari yasasına ilişkin bazı gözlemlerimizi ana hatları itibariyle bulmanız mümkündür. Bu aşamada, bu konuda da söyleyebileceklerim bunlardan ibaret.

SORU: Dün akşam İstanbul’da gerçekleştirilen Mason Locası’na yapılan saldırının dış bağlantıları olup olmadığı yönünde Bakanlığa gelmiş herhangi bir bilgi var mı?

CEVAP: Hayır, bu konuda en azından benim hiçbir bilgim yok. Sorarım, eğer herhangi bir bilgi edinebilirsem size söylerim.

SORU: Kemal Uzan’la Hakan Uzan’ın Ürdün ve Avustralya’da olduğu ve bunun için de Dışişleri Bakanlığı’nın girişimde bulunduğu, hatta Bakanın bizzat Ürdün Dışişleri Bakanı’yla temasa geçtiği iddiaları var. Öncelikle Suçluların İadesi Anlaşması ikisiyle de yok bildiğim kadarıyla. Doğru mudur bu bilgi? Bir de Dışişleri Bakanlığı’nın girişimi oldu mu?

CEVAP: Hiçbir bilgim yok. Hepsini sizden duyuyorum.

SORU: PKK ile mücadelede, ABD’den aldığımız desteğin ölçüsünden yeterince tatminkar mıyız? Bu konuda ABD’den çelişkili ifadeler ya da yetersiz ifadeler geldiği yönünde haberler var. Bakanlığınız bu mücadeleye bakış açısı nasıldır, biraz anlatabilir misiniz?

CEVAP: PKK veya diğer adlarıyla KADEK, Kongragel,  ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yıllık terör raporunda, terör örgütü olarak tanımlanmış, ayrıca, ABD yasaları çerçevesinde yönetim tarafından terör örgütü ilan edilmiş bir örgüttür. Diğer taraftan, başta ABD Başkanı Bush olmak üzere, üst düzeyde birçok ABD hükümet yetkilisi Kuzey Irak’ın PKK terör unsurlarından arındırılacağını defaatle açıklamışlardır. Ayrıca, Irak’taki PKK teröristleriyle etkin mücadele ve bunların elimine edilmesi konusunda ABD’nin bize mutabakatlara bağlı taahhütleri vardır. Dolayısıyla, bizim beklentimiz ABD’nin en kısa zamanda bu taahhütlerini yerine getirmesidir.

SORU: Bu beklentimizi onlara ilettik mi bir şekilde? Büyükelçilik kanalıyla ya da Vaşington’a bu günlerde bir girişim sözkonusu oldu mu acaba?

CEVAP: Evet, iletiyoruz, onlarla bu konuda sürekli temas halindeyiz. Bu yaklaşımımızı, görüşlerimizi her vesileyle iletiyoruz.

SORU: Sayın Bakan “kendi tedbirimizi alırız” yönünde açıklama yaptı. ............

CEVAP: Benim Sayın Bakanın ifadelerini yorumlamam mümkün değil. Size yaklaşımımızı anlattım. Dolayısıyla, ben bundan ileriye bir şey söylememenin daha doğru olacağı inancındayım.

SORU: Dörtlü konferansın nerede yapılacağı kesinleşti mi?

CEVAP: Hayır, henüz değil.

SORU: Batılı bir diplomata atfen bugün Türk basınında bazı ifadeler var. Terör örgütü içinde bir bölünme olacaksa ya da olursa bunun mücadelenin niteliğini de değiştireceği yönünde. Bunu Türkiye nasıl karşılıyor, bu değerlendirmeye nasıl bakıyor?

CEVAP: Bizim o yönde ileri sürülen haberler konusunda herhangi bir bilgimiz yok. Onu söyleyebilirim.

SORU: Irak’ın yeniden yapılandırılma süreci içerisinde Amerika’nın belli ticari alanlarla ilgili ihalelerin Türkiye’ye, Türk kaynaklı şirketlere vereceği konusunda veya vermeyeceği şeklinde birçok değerlendirme yapıldı. Ama bugün 100 milyon dolarlık bir petrol üretim anlaşmasını Türk firmalarına ihale ettiğini öğrendik haberlerde. Bu konuda sizin yaklaşımlarınız mı netice verdi?

CEVAP: Onu ben de okudum basından. Ben o konuda ayrıntılı bilgiye sahip değilim. Müsaade ederseniz onu ilgili Dairemizle ele alıp, size daha sağlıklı bilgi vereyim.

SORU: Bakanın bu ay ya da önümüzdeki ay gerçekleştireceği yurtdışı gezilerine ilişkin bize bir takvim verebilir misiniz?

CEVAP: Veririm. Önümüzdeki aya değil ama bu aya ilişkin size bir fikir verebilirim. Ama onu eğer uygun görürseniz, bizleri ararsanız sizlere söylerim ne gibi ziyaretleri var.

SORU: Irak geçici idari yasası için background alabilir miyiz?

CEVAP: Ona bakarım, herhalde olur.

SORU: Neuman’ın normal görüşmesinin bugün değil de yarın olacağı yönünde....

CEVAP: Bendeki programında bugün.

SORU: Genelkurmay’la görüşüyor mu?

CEVAP: Öyle bir şey yok programda.

Arkadaşlar, başka soru olmadığını anlıyorum. Çok teşekkür ediyorum, hepinizi tekrar sevgiyle selamlıyorum.