1 Ağustos 2007, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Bilman´ın Haftalık Olağan Basın Toplantısı

 

BİLMAN: Değerli arkadaşlar, haftalık basın toplantımıza hoşgeldiniz. Bugün yapacağım resmi bir açıklama veya bir beyanat bulunmamaktadır. Onun için doğrudan sizlerin sorularınızı almaya başlayabiliriz.

SORU: Levent Bey, Irak Başbakanı Maliki’nin geliş tarihi kesinleşti mi? Bu ziyaretle ilgili detayları alabilir miyiz acaba? Kimlerle görüşmesi öngörülüyor, gündemde hangi konular var?

CEVAP: Irak Başbakanı Sayın Maliki’nin ülkemize Sayın Başbakanımızın daveti çerçevesinde, bir ziyareti sözkonusudur. Ziyaret Ağustos ayının ikinci haftası olarak planlanıyor. Muhtemelen 6, 7, 8 Ağustos günleri olabilir veya birkaç gün oynayabilir. Henüz kesinleşmedi. Program üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Sayın Maliki’nin Türkiye’de bulunduğu süre içerisinde hangi temaslarda bulunacağı, programının hangi unsurları içereceği henüz kesinleşmemiştir. Zannediyorum, bunu önümüzdeki birkaç gün içerisinde sizlerle paylaşma imkanımız olacaktır. Irak bizim komşumuz, dostumuz ve yoğun ilişki içerisinde olduğumuz bir ülkedir. Gündemde, başta güvenlik olmak üzere, ticari ve ekonomik ilişkiler dahil Irak ile ilişkilerimizin her türlü konusu yeralacaktır. Başbakan düzeyinde yapılan bir ziyarette, Irak ile ilişkilerimizi ilgilendiren tüm konular ve sorunlar tabiatıyla ele alınacaktır.

SORU: Levent Bey, Irak Başbakanına ziyareti sırasında Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari eşlik edecek mi? Irak’ın PKK ile mücadele özel temsilcisi de Ankara’yı ziyaret edecek mi?

CEVAP: Irak tarafından ziyarete ilişkin heyet listesi henüz tarafımıza iletilmiş değil. Heyet listesini oluşturmakta olduklarını ifade ettiler. Dolayısıyla heyet listesi kesinleştiği zaman, bu sorunuza cevap verebileceğim.

SORU: Levent Bey, geçtiğimiz haftanın en çok tartışılan haberi belki de “Washington Post”ta, Türkiye ve ABD’nin PKK’nın elebaşlarına yönelik gizli bir operasyon yapacağı yönünde ortaya konulan bir iddiaydı. Bu konuda Dışişleri Bakanlığında bir bilgi var mıydı? Öncesinde haberdar mıydınız? Haber doğru ise, bunun, basına sızdırılmış olmasını nasıl karşılıyorsunuz? Bir de, bugün Mesut Barzani. Kerkük’le ilgili referandum için bir açıklama yaptı. Sayım için son gün aslında bitti. Ama referandumun ertelendiğine dair somut bir açıklama hala ortada yok. Mesut Barzani ise, bunun bir iç savaş nedeni olabileceğini söylüyor. Türkiye’nin Kerkük konusundaki hassasiyetlerini göz önüne alarak, bu açıklamalar ve referandumla ilgili beklentileriniz nelerdir?

CEVAP: İsterseniz önce Kerkük konusundaki sorunuza yanıt vereyim. Daha önce çeşitli defalar, gerek üst düzey yetkililerimizce gerek tarafımdan açıklandığı üzere, Kerkük, Irak’ın bir şehridir. Biz böyle görüyoruz ve Kerkük’ün geleceğine, ancak Irak içinde tüm grupların görüşlerini içerecek bir oydaşmayla, bir ortak anlayışla karar verilebileceğini savunmaktayız. Tabiatıyla bu, Irak’ın bir iç işidir. Sizin de bildiğiniz gibi, Irak anayasasının ilgili maddesi uyarınca Kerkük’te bir referandum yapılması gündemdeydi. Geçtiğimiz gün, bu konuda ortaya konan takvimin uygulanamayacağına dair haberler çıktı. Biz bunu, Barzani’nin de yaptığı açıklamalarda dahil olmak üzere, Irak’ın bir iç işi olarak görüyoruz. Ama başından beri Türkiye, Kerkük’te, eğer bir referandum yapılacaksa, bunun için gerekli şartların yerine getirilmesi gerektiğini, bu konuda, tek bir grubun istekleri doğrultusunda karar alınmasının yanlış olacağını, tüm Irak’ın buna karar vermesi gerektiğini ifade etmiştik. Bu görüşümüzde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Birinci sorunuza gelince, günlük bir ABD gazetesinde çıkan yorumlar hakkında bu tür spekülasyonların yapıldığını biliyorum. Bu konuda herhangi bir yorumda bulunmak istemiyorum. Haberin doğruluğu veya yanlışlığı hakkında da bende bir bilgi yok.

SORU: Levent Bey, ABD menşeili olan silahların nihayetinde Irak’ta PKK örgütünün eline geçmesiyle ilgili zaten Ankara birtakım temaslarda bulundu ABD Büyükelçisini Bakanlığa çağırmak da dahil. Geçtiğimiz haftalarda, ABD Savunma Bakanlığından bir yetkilinin de gelip görüşmelerde bulunduğunu biliyoruz. Anlaşılan o ki, ABD’de, çok büyük çapta bir problemle karşı karşıyalar. Sadece PKK’nın eline geçen silahlar sözkonusu değil. Birtakım gazete haberlerinde, çok geniş ölçekli silahlardan, on binlerden bahsediliyor.. Yürütülmekte olan soruşturmanın sonuçlarıyla ilgili ya da gidişatıyla ilgili Ankara’ya ulaşan bir bilgi var mı? Bu konuda siz ne söyleyebilirsiniz?

CEVAP: Söyledikleriniz doğrudur. ABD’nin, bu konuda kapsamlı bir çalışma yürüttüğünü biliyoruz. Ayrıca geçtiğimiz günlerde de bir hukuk müşaviri Ankara’ya ziyarette bulundu ve gerek Bakanlığımız gerek ilgili makamlarımızla bazı temaslar gerçekleştirdi. Bu temasların, daha çok ön aşamada olduğunu söyleyebilirim. Onun dışında, içerik olarak, bu aşamada sizlerle paylaşabileceğim bir husus yok.

SORU: Levent Bey, yakın bir süreçte, seçimlerden kısa bir süre önce İran’la bir doğal gaz memorandumu imzalandı. Buna ilişkin bir gelişme var mı, sonuçlanacak mı? Çünkü ABD’den özellikle ambargo yasasına ilişkin uyarılar geliyor. Bu konuda bir adım atılacak mı? Anlaşma imzalanacak mı?

CEVAP: Bildiğiniz gibi, Türkiye, dünya enerji kaynaklarının uluslararası kullanıma sunulmasında transit bir ülke niteliğindedir. Türkiye üzerinden geçen birçok boru hattı projesi var. Bunlar, petrol, doğalgaz gibi enerji kaynaklarını içeriyor ve yenilerinin de yapılması sözkonusu. İran ile bir mutabakat muhtırası imzalanmıştır ve bu, Birleşmiş Milletler’in, İran’la ilgili almış olduğu kararlarla da herhangi bir şekilde çelişmemektedir. Türkiye, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmiş yollarla uluslararası piyasalara ve tabiatıyla Türkiye’ye nakli konusunda politikasına devam edecektir.

SORU: Levent Bey, Darfur için oluşturulacak olan uluslararası barış gücüne Türkiye’nin mali destek veya asker şeklinde herhangi bir katkısı olacak mı?

CEVAP: Bu konuda henüz bir karar alınmış değil. Ayrıntılı bilgiyi, sizlerle daha sonra paylaşabilirim.

SORU: Efendim, bildiğiniz üzere, Ege’de, Yunan taciz ve ihlalleri uzun bir süredir devam ediyor. Girişimlerin başlatıldığına dair, sizin daha önce bir açıklamanız olmuştu. Ancak kamuoyuna ve basına bu konuda net bir girişim yansımadı ve ayrıca bu taciz ve ihlallerin Ege’deki silahsızlandırılması gereken bazı adalardan yapıldığını da biliyoruz. Bu konudaki girişimler nelerdir? Bu girişimleri anlatabilir misiniz ve şu ana kadar net bir girişimde bulunulmaması, en azından basına yansımaması karşı tarafı güçlendirmiyor mu?

CEVAP: Girişimlerin ne kadarının basına yansıdığını takip edemedim. Ama size şunu söyleyebilirim. Ege’de herhangi bir şekilde ihlal olduğunda, Yunanistan nezdinde, gerek Ankara’da, gerek Atina Büyükelçiliğimiz aracılığıyla Atina’da derhal gerekli girişimler yapılır. Bunlar, bugüne kadar adeta otomatik hale gelmiştir. Ege’deki ihlallere ilişkin olarak iki ülke arasında görüş farklılığı bulunmaktadır. Bu bir gerçektir. Bu da, Yunanistan’ın uluslararası hukuku kendine göre yorumlamasından kaynaklanan bir zeminde cereyan etmektedir. Yunanistan’ın elinin güçlendiğini söylemek mümkün değildir. Zira Türkiye, her zaman için bu ihlalleri hem yazılı hem de sözlü olarak kayda geçirir ve tekrarlanmamasını talep eder.

SORU: Yunanistan’da çıkan son basın yasasıyla Türk radyolarının da kapanması sözkonusu. Bu konuda Atina nezdinde bir girişiminiz oldu mu acaba?

CEVAP: Yunanistan’da yeni bir basın yasasının hazırlandığı ve onaylandığı anlaşılıyor. Bu yasanın içeriğini ciddi şekilde inceliyoruz ve Batı Trakya Türk Azınlığı’na olabilecek yansımalarını da kapsamlı şekilde değerlendiriyoruz. Bunun uygun bir yasa olmadığı ortadadır. Ayrıca şunu da hatırlatmak isterim ki, bu yasanın çıkması akabinde AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi de 27 Temmuz günü bir açıklama yaparak, yeni yasanın özellikle radyo yayıncılığı için çok ağır şartlar getirdiğini ve bunun azınlık gruplarını zora sokacağını belirtmiştir. Yasanın kapsamlı şekilde incelenmesinden sonra, önümüzdeki günlerde Yunanistan nezdinde girişim yapılacaktır

SORU: Levent Bey, terör örgütü PKK liderlerinden Rıza Altun, Interpol tarafından aranıyor olmasına rağmen, Avusturya tarafından serbest bırakılarak, üstelik Erbil’e gönderilmişti. Bu konuda da, Dışişleri Bakanlığı’nın Avusturya Büyükelçisi nezdinde girişimleri olmuştu. Avusturya tarafından, bu girişime cevaben bir karşılık geldi mi acaba?

CEVAP: Avusturya’dan bizi tatmin edecek nitelikte herhangi bir izahat aldığımızı söyleyemem. Kendilerince bazı gerekçeler öne sürülmüş olmakla birlikte, Avusturya’nın Interpol kırmızı bülteniyle aranan, aynı zamanda hakkında Avrupa Tutuklama Müzekkeresi olan bir şahsı, bu şekilde Irak’a yollaması kabul edilemez bir durumdur. Zaten Avusturya nezdindeki girişimlerimizin yanı sıra, AGİT başta olmak üzere uluslararası örgütler nezdinde de Avusturya hakkında şikayette bulunduk. Diğer yandan, bildiğiniz gibi, Irak hükümetinden de aramızdaki mevcut adli yardımlaşma anlaşması çerçevesinde, adıgeçenin Türkiye’ye iadesini resmen talep ettik. Henüz bir cevap almış değiliz.

SORU: Şikayette bulunduğunuz diğer örgütleri de söyleyebilir misiniz acaba?

CEVAP: Üzerinde çalışılıyor. Yakında Birleşmiş Milletler nezdinde de olacak.

SORU: Avusturya ile ikili ilişkiler anlamında ekonomik ya da diplomatik olsun herhangi bir adım atılacak mı?

CEVAP: Bunlar halen değerlendiriliyor.

SORU: Kasıtlı mı olduğunu düşünüyorsunuz?

CEVAP: Avusturya’nın şu ana kadar vermiş olduğu izahatın tatminkar olmadığını söyleyebilirim.