02 Ağustos 2006, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan'ın Haftalık Olağan Basın Toplantısı

TAN: Değerli arkadaşlarım bugünkü basın brifingimize hoşgeldiniz diyor ve hepinizi sevgiyle selamlıyorum.

Size Lübnan’da gelişen olaylarla bağlantılı olarak 14  Temmuz- 2 Ağustos 2006 tarihleri arasında ülkemize giriş yapan vatandaşlarımız ve yabancılar konusunda bilgi vermek istiyorum. 14 Temmuz 2006 tarihinden bu yana Beyrut Büyükelçiliğimiz tarafından yürütülen çalışmalar çerçevesinde, bugüne kadar 2.000 vatandaşımızın tahliye olduğu anlaşılmaktadır. Beyrut Büyükelçiliğimizce düzenlenen otobüs seferleriyle karayolundan, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ait İskenderun adlı gemiyle ise deniz yolundan  toplam 1.367 vatandaşımızın tahliyesi sağlanmıştır. Çok sayıda vatandaşımızın da Beyrut Büyükelçiliğimizin münferiden sağladığı yardımlarla ülkemize döndüğü bilinmektedir. Dolayısıyla yaklaşık 2.000 vatandaşımız Lübnan’dan tahliye edilmişlerdir. Yabancılardan ise, genel toplam olarak 10.348 kişi Türkiye’den tahliye edilmiştir. Çok çeşitli ülkelerin vatandaşları  limanlarımızı, havalimanlarımızı kullanarak memleketlerine dönmüşlerdir. Bu konuda ilgili ülkelerden memnuniyet duygularını ifade eden, takdir hislerini ortaya koyan birçok mesaj ve telefon gelmiştir. Sayın Bakanımıza Roma’da, Sayın Başbakanımıza ve yetkililerimize de muhatapları uygun vesilelerle görüştüklerinde bu konuda duydukları memnuniyeti açıkça ifade etmişlerdir.

Benim söyleyeceklerim bundan ibaret. Şayet sorularınız varsa bunları cevaplandırmaya gayret edeyim.

------------


SORU:  Sayın Tan, gündemde PKK ile mücadele var. Irak’taki liderlerin bazı mesajlar verdiğini görüyoruz. Örneğin, dünkü haberlere göre Irak’taki yöneticilerin PKK’ya bir yazı gönderdiklerini ve artık silahlı eylem yapmayın şeklinde bir çağrıda bulunduklarını anlıyoruz. Bu konuda  bize verilen resmi bilgiler ya da somut bir gelişme var mı? 

CEVAP: Değerli arkadaşlarım, hepinizin bildiği üzere PKK terörü ile bu örgütün ortadan kaldırılması konusunda yapılan çalışmalar, gerek hükümetimizin, gerek güvenlik güçlerimizin, gerek diğer ilgili devlet kurumlarımızın en öncelikli görev talimatlarından biridir. Terörle Mücadele Kurulu bu konuda çok etkili çalışmalar yürütmektedir. Burada alınan kararlar ve öngörülen tedbirlerin gerektirdiği program çerçevesinde, bu konu Irak ve ABD nezdinde gayet yakından takip edilmektedir. Hepinizin yine takip etmiş olacağı üzere, PKK terör örgütünün Irak’taki faaliyetlerine ilişkin rahatsızlığımız her düzeyde ve her vesileyle Iraklı yetkililerin dikkatine getirilmiştir ve bundan sonra da getirilecektir. Irak makamları son dönemde PKK terör örgütünün Irak’taki faaliyetlerinin durdurulmasına ilişkin olarak almayı öngördükleri tedbirler hakkında tarafımıza bilgi vermişlerdir. Bu tedbirlerin en kısa zamanda somut sonuçlar vermesini beklemekteyiz ve bunun da yakın takipçisiyiz. Güvenlik güçlerimizin PKK terörü ile ilgili olarak kendilerine verilen direktifler çerçevesinde gayet etkin çalışmaları vardır. Sizler bunları bu mücadelenin unsurları ortaya çıktıkça ve yapılan açıklamalar çerçevesinde takip etmektesiniz. Bu mücadele sürecektir ve neticede PKK terör örgütü mutlaka ve mutlaka yenilecektir ve biz de bunun somut bir şekilde ortaya çıktığını çok yakında göreceğiz.

SORU: Efendim, benzer haberlerde bir üçlü mekanizmadan söz ediliyor. Bu mekanizmanın ne olduğu, çalışma usulü ya da nasıl teşkil edildiği konusunda bize bilgi verebilir misiniz?  

CEVAP: ABD ve Irakla birlikte yürüttüğümüz üçlü mekanizma çerçevesinde daha önce yapılan toplantılar hakkında bilgi sahibisiniz. Bu toplantıların ileride de yapılması sözkonusudur. Ancak, zamanlama bakımından henüz bir karar alınmamıştır. Biz bu toplantılarda somut birtakım ilerlemeler kaydedilmesi ve altyapısının iyi hazırlanması gerektiği düşüncesindeyiz. Gerek ABD tarafı, gerek Irak tarafı aynı düşüncededir. Bu amaçla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Umuyorum toplantı tarihi kesinleştiğinde sizlere bilgi vermemiz olanağı ortaya çıkar.

SORU: Bazı basın yayın organlarında Sayın Başbakan ile Sayın Dışişleri Bakanı arasında Cüneyt Zapsu’dan kaynaklanan bir soğukluk olduğu dile getiriliyor. Bu konuda bilgi verebilir misiniz? Böyle bir soğukluk var mı?

CEVAP: Bunların hepsi masa başında yazılmış, birtakım hayal mahsulü haberler veya hikayelerdir. Bunlara bizim önem addettiğimiz yoktur. Gerçekle de alakası yoktur.

SORU: PKK’ya karşı yürütülen operasyonlarla ilgili çıkan haberlerden biri de “PKK’yı Tasfiye Planı” başlığı altındaydı ve burada bazı PKK’lı üst düzey yöneticilerin Avrupa’ya gönderileceği iddia edilmişti. Sizin planlarınız arasında böyle bir pazarlık sözkonusu mudur? Ayrıca, Ankara’ya KDP’lilerden Başbakan Yardımcısı sıfatıyla Behram Salih ve Safin Dizayn’ın gelmek istedikleri yahut geldikleri haberleri var. Irak kökenli bu haberler doğru mudur? Temaslarınız bu düzeyde mi gerçekleşti?

CEVAP: PKK ile mücadelenin somut planları şayet var ise bunları sizle paylaşmamız mümkün olamaz. Bunu takdir edersiniz. Hatta o mücadelenin hiçbir spesifik unsurunu sizlerle paylaşmamız mümkün değildir. Bunlar belli gizlilik içerisinde ve belli program ve zaman içerisinde yürütülen faaliyetlerdir. Diğer sorunuza gelince, buraya Kuzey Irak’taki gruplardan herhangi birinin temsilcisi gelmemiştir. Gelmesi de planlanmamaktadır. Ancak, hepiniz takdir edersiniz ki bu kişiler Türkiye ile ilişkileri bulunan insanlardır. Özel çerçevede çeşitli vesilelerle Türkiye’ye girip çıkmaktadırlar. Bunların doğal karşılanması gerekir. Ancak, hiçbir resmi planlama yoktur. Dün de sizlere bunu mümkün olduğu kadar anlatmaya çalıştım. Berham Salih ise  Avrupa’ya  yolculuğu sırasında Türkiye’de dün iki saatlik stop-over yapmış ve gitmiştir. Bunu da sizin sorularınız üzerine öğrenmiş bulunuyoruz. Ezcümle burada resmi bir görüşme yapmak  veya resmi kişilerle temas etmek üzere hiçbir kimse yoktur.

SORU: Elbetteki biz bir plan açıklaması beklentisi içersinde değiliz; ama demin söylemiş olduğunuz ifadeler çok yakında bazı şeyler olmasını beklediğinizi gösteriyor. Gerek Amerika tarafından olsun, gerek Irak tarafından olsun size gelmiş olan somut bazı bilgiler var mı ki bundan dolayı çok yakında bazı şeyler olabilecek şeklinde ifade kullandınız?

CEVAP: Tabiî ki ilgili taraflarla ABD ve Irak’ı kastediyorum. Yakın görüşmelerimiz ve istişarelerimiz sürmektedir. Onlarla temas halindeyiz. Sadece Bakanlığımız değil, ilgili tüm kurumlarımız kendi yönergeleri ve yetkileri çerçevesinde muhataplarıyla temas halindedirler. Elbette ki bilgiye dayanarak konuşuyoruz.

SORU: Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat’ın ay sonunda Türkiye’ye gelmek istediği yönünde haberler basına yansıdı. Acaba böyle bir ziyaret planlaması var mı?

CEVAP: Yoktur.

SORU: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi İran’la ilgili bir karar aldı. İran bu kararın ardından BM’nin beklentileri doğrultusunda nükleer faaliyetlerini durdurmayacağını açıkladı. Acaba bununla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?

CEVAP: Benim o karardan haberim yok. Ama size şunu söyleyebilirim: Türkiye’nin İran’ın nükleer programı konusunda barışçıl, diplomatik bir çözüm sağlanması yönündeki faaliyetlere çok güçlü katkıları olmuştur. Bunu hepiniz izlediniz. Bundan sonra da şayet gerekli görülürse bu katkılarımızı sürdüreceğiz.

SORU: Irak’lıların bize paket planlarını aktardığını söylediniz. Bunlar bizim açımızdan tatmin edici bulundu mu? Detaylarına girmek istemediğinizi anlıyoruz; ama tatmin edici bulundu mu?  Irak’tan gelen bu tür adımlar,  hükümet tarafından ortaya konulan gerekirse operasyon yaparız kararını nasıl etkiliyor? O kararlılığınız aynı şekilde sürüyor mu?

CEVAP: Değerli arkadaşlarım, terörle mücadeleyi lütfen siyah beyaz olarak görmeyiniz. Zaman içinde giderek güçlenen bir işbirliği çerçevesinde, somut sonuçları ortaya çıkabilecek gayet hassas bir dönemdeyiz. Bugünden yarına takip edilebilecek unsurları bulunmamaktır. Bunu hepiniz bilmektesiniz. Dolayısıyla elbette genel anlamda bizi tatmin etmeyen unsurları olduğu için, bugüne kadar eksik kalan yönlerine tepki gösterdik. Ancak bu işbirliği ne kadar güçlü bir şekilde sürerse, somut sonuçları da o kadar çabuk ortaya çıkacaktır. İşbirliği içinde olduğumuz ülkelerden bir tanesi müttefikimizdir, bir tanesi de yakın dostumuzdur. Dolayısıyla biz bunlarla yaptığımız işbirliğinden somut sonuçların yakın bir zamanda ortaya çıkmaya başlayacağı beklentisi içerisindeyiz. Bu güçlü beklentimizi bu çerçeve içerisinde sizlere vurguladım.

SORU: Dünyanın gündemindeki konulardan biri de Lübnan ve İsrail’in operasyonları. İsrail’in süren operasyonlarını ve kendi aldığı ateşkes kararını uygulamamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

CEVAP: Sizler yakından takip etmektesiniz. Türkiye bu konuda da çok anlamlı katkılar yapmıştır. Biliyorsunuz Kana’ya yönelik son saldırıyı şiddetle kınayan bir açıklama yaptık. Olayların bu şekilde devam etmesi ve sivillerin zarar görmesi, meseleyi giderek daha içinden çıkılmaz bir mecraya sokmaktadır. Bundan endişe etmekteyiz. Beklentimiz, ateşkesin bir an önce sağlanması ve çözümün unsurlarının belirlenmesine yönelik olarak muhasematın  durdurulmasıdır. Bu istikamette yoğun çaba harcamaktayız. Bu yöndeki çabalarımızı da hepiniz izlemektesiniz. Sayın Bakanımız Roma’daki toplantıda hazır bulunup orada gerekli katkılarımızı ortaya koymuştur. Bugün Sayın Başbakanımız, Malezya’da yapılmakta olan toplantıya gideceklerdir. Orada İKÖ’nün aynı konuda düzenlediği kapsamlı bir toplantı yapılacaktır. Bu sorunun biran önce ateşkesin sağlanması suretiyle sükunete kavuşması ve muhasematın sona ererek çözüm yolunda ilerlenmeye başlanması uluslararası camianın olduğu gibi, Türkiye’nin de en öncelikli konularından bir tanesidir. Biliyorsunuz orada her geçen gün çok büyük acılar çekilmektedir. Bu herkesin gönlünde derin izler bırakmaktadır; düşmanlıklar artmaktadır. Biz bunu uzun süredir dile getirmekteyiz; umuyoruz ateşkes biran önce sağlanır ve biz de süreçte gerekli katkıyı yaparız.

SORU: Ortadoğu’da olanları yakından takip eden ülkelerin liderlerinin ya da Dışişleri Bakanlarının bölgeye gittiğini görüyoruz. Türkiye’den de Lübnan’a, İsrail’e ve bölge ülkelere Dışişleri Bakanı, Başbakan düzeyinde bir ziyaret söz konusu mu.

CEVAP: Hayır, planlanmış bir ziyaret yoktur şu aşamada. Olduğu zaman sizlere söylerim.

SORU: Fransa’nın Güney Kıbrıs Rum kesiminde bir askeri üs kurma teşebbüsünde bulunduğu ve Türkiye’nin buna karşı çıktığı yönünde haberler var. Nedir son durum?  Fransa orada üs kurarsa bu Türkiye açısından ne anlama gelir? Bilgi verebilir misiniz?

CEVAP: Geçtiğimiz günlerde Kıbrıs Rum basınında yer alan Fransa ile Güney Kıbrıs Rum yönetiminin bir askeri işbirliği anlaşması imzalayacağına ilişkin iddialar, Bakanlığımızca yakından takip edilmektedir. Bildiğiniz gibi Kıbrıs’ta askeri konuları içeren güvenlik konuları  uluslararası anlaşmalarla düzenlenmiştir. Diğer taraftan Rum yönetimi herhangi bir konuda adanın tümünü kapsayan taahhütlerde bulunamaz, ilgili tüm tarafların konunun taşıdığı hassasiyeti gözönünde bulundurarak hareket edeceklerini umuyoruz.

SORU: Yasin El-Kadı ile ilgili olarak Danıştay’ın bir kararı vardı. Bununla ilgili dosya size geldi mi? CHP Milletvekilleri, Yasin El Kadı’nın geçtiğimiz sene Türkiye’ye geldiğini ve ticari faaliyetlerde bulunduğuna dair belgeleri kamuoyuna açıkladılar. Sizin bu konuda bilginiz var mı?

CEVAP: Bu konuyla ilgili açıklamamız gereken hususları en son basın toplantımızda dile getirmiştim. Bunlara ilave edilecek bir gelişme olmamıştır.

Son olarak,  arkadaşlarımız toplantı sonrasında sizlere Lübnan’a yönelik acil yardımlarımızla ilgili bir not tebliğ edeceklerdir. Sizlere bilgi açısından yararlı olacağını düşünüyoruz.

Başka sorunuz olmadığını anlıyorum. Hepinize teşekkür ediyor ve toplantımızı kapatıyorum.