Ortadoğu bölgesinde kalıcı ve kapsamlı bir barışın tesisi ve bu coğrafyanın
bir istikrar ve refah bölgesine dönüşmesi Türk dış politikasının temel
hedefleri arasında yer almaktadır.
Ortadoğu ülkeleriyle tarihten gelen güçlü sosyal ve kültürel bağlara sahip
olan Türkiye, daima Ortadoğu Barış Süreci'nin kararlı bir destekleyicisi
olmuş; ilgili ülkelerle ikili ilişkilerini geliştirmenin yanısıra, bölgesel
işbirliğini elverişli kılacak ortamın bir an önce oluşması için de gayret
göstermiştir.
Bölgemizde kalıcı barış, güvenlik ve istikrarın tesisi için, bölgedeki
sorunların merkezinde yer alan Arap-İsrail ve İsrail-Filistin
ihtilaflarının çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Türkiye, 1988'de sürgünde ilan edilen Filistin Devleti'ni ilk tanıyan
ülkelerden olduğu gibi, İsrail’i de kuruluşunun ardından kısa bir süre
sonra 1949’da tanıyan ülkeler arasında yer almıştır.
Ülkemiz İsrail-Filistin ihtilafının, BM Güvenlik Konseyi’nin 242, 338, 1397
ve 1515 sayılı Kararları, Ortadoğu Dörtlüsü (Quartet) Yol Haritası ve Arap
Barış Girişimi çerçevesinde, 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs
olan, coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti'nin
iki devletli çözüm vizyonu temelinde vücut bulmasıyla çözümlenmesini
savunmaktadır.
Ülkemiz bu doğrultuda, BM ve İİT kapsamındaki tüm girişim ve karar
tasarılarına destek vermektedir. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirve
Dönem Başkanlığını yürüttüğümüz Nisan 2016-Mayıs 2019 döneminde, gerek İİT
gerek BM Genel Kurulu bünyesinde Kudüs'ün statüsü, Filistinli sivillerin
korunması ve Filistin halkının haklarının savunulmasına yönelik girişimlere
öncülük edilmiştir.