NO:171 - 28 Aralık 2004, 23 Aralık 2004 günü AB Dönem Başkanlığına Verilen Nota Hk.

17 Aralık 2004 AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi sonuçlarının 23. paragrafında, AB Komisyonuna,  AB’nin  yeni aday ülkeler ile yapacağı katılım müzakerelerinde alacağı pozisyonun tespitinde tezekkür edilebilecek bazı önerilerde bulunulmuştur. 

“Uzun geçiş süreleri, derogasyonlar ve belirli düzenlemeler ile  daimi koruma tedbirleri, yani korunma  tedbirlerine temel teşkil etmek üzere daimi olarak elde tutulabilecek hükümler” şeklinde belirtilen bu önerilere ilişkin  olarak ülkemizce 23 Aralık 2004 günü AB Dönem Başkanlığına verilen Nota konusunda basında çeşitli yorumlar yapıldığı görülmektedir.

AB Komisyonu’nun müzakerelere ilişkin tavsiyesinin 6 Ekim 2004 tarihinde yayınlanmasından itibaren ülkemiz,  AB’nin temel felsefesini ve hukukunu temel almak suretiyle, tavsiye metninde yer alan bazı hususlar ile ilgili  görüş ve  tasrihat taleplerimizi  yazılı olarak ve şifahi resmi girişimlerle AB tarafının dikkatine getirmiştir. Bu görüşler, Zirve sonuçlarına ilişkin taslaklar yayınlandıkça, Dönem Başkanlığının, Komisyonun ve üye ülkelerin dikkat ve bilgisine teyiden en yüksek düzeyde  yazılı ve şifahi olarak sunulmaya devam edilmiştir.

Girişimlerimiz sonucunda, 17 Aralık Zirvesi sonuçlarının ilgili bölümünde korunma  tedbirleri için düşünülen “daimi” tanımlamasıyla kastedilen anlamı açıklayacak bir ifade değişikliğine  gidilmiş bulunmaktadır. Böylece, tezekkür edilmesi önerilen bu tedbirlerin daimi olarak yürürlükte olmasının değil, gerekli olduğunda başvurulmak üzere daimi olarak elde tutulmasının düşünüldüğü tasrih edilmiştir. 

Buna rağmen, tarafımızdan 23 Aralık günü verilen Nota’yla özetle, AB birincil hukukunun ve Birliğin temel felsefesinin ancak geçici nitelik taşımayan derogasyon, koruma tedbiri ve sair istisnai düzenlemelere cevaz verdiği, Türkiye’nin, 17 Aralık Zirve sonuçlarında önerilen ve adı ne olursa olsun süresi ve içeriği bakımından herhangi bir sınırlamaya tabi olmayan istisnai tedbirlere rıza göstermesinin beklenmemesi gerektiği yönündeki anlayışımız bir kez daha resmen kayda geçirilmiş bulunmaktadır.

17 Aralık Zirvesi sonuçları AB’nin tek taraflı olarak aldığı kararlardır. Konsey  bu aşamada, müzakere süreci içerisinde bazı alanlarda uzun geçiş sürelerinin ve  bazı istisnai tedbirlerin uygulanmasının tezekkür edilebilmesini Komisyon’a önermiş olmaktadır. Bu husustaki nihai düzenlemelerin ise, zamanı geldiğinde, diğer adaylar için de yapıldığı üzere, ülkemiz ile AB arasında yapılacak katılım müzakerelerini takiben  imzalanacak nihai Katılım Antlaşması’na, mutabakatımız olduğu takdirde, dercedilmesi sözkonusu olabilecektir. Diğer yandan, ülkemiz lehine  benzer tedbirlerin benimsenmesi de mümkün olabilecektir.

Dolayısıyla, 17 Aralık Zirvesi kararlarında yer alan geçiş süreleri, korunma tedbirleri ve sair istisnai düzenlemeler,  müzakerelerin seyri içerisinde ele alınarak ülkemizin de mutabakat vereceği ve AB’nin temel hukukuyla çelişmeyecek bir uzlaşı çerçevesinde karara bağlanacak konulardır. Ayrıca, AB içinde temel hukuka aykırı yasal ve idari uygulamalara karşı hukuki başvuru yolları da bulunmaktadır.

Bu çerçevede, bazı basın organlarında ileri sürülenin aksine, ülkemizin sadece AB ülkelerinin sorumluluğu altında olan 17 Aralık Zirvesi sonuçlarını imzalaması sözkonusu değildir. Mutabık olmadığımız önerilere ilişkin görüşlerimiz de, verilen Nota’yla kayıt altına alınmıştır.

17 Aralık Zirvesi sonuçlarının sağlıklı biçimde değerlendirilmesine imkan tanımak amacıyla, yukarıdaki hususların kamuoyuna duyurulmasında yarar görülmüştür.